Yeni Üyelik
3.
Bölüm

2. Bölüm -Adalet Yoksunu-

@melisayildiz

- 2. Bölüm. İyi okumalar...

Hayat adalet yoksunudur demiştim ya hani. Gerçekten de öyleydi. Her insan aynı şartlarda yaşamıyorum mesela. Her çocuk aynı sevgiyle büyütülmüyordu. Kimi çocuk anne ve babasından masal dinleyerek uyurdu. Kimisi anne ve babası tarafından dövülerek. Kimisi yeni kıyafetleriyle arkadaşlarına hava atıyordu. Kimisi eski kıyafetlerine sığınıp, üşümemeye çalışarak. Hayat buydu. Belkide bunu insanlar sağlıyordu, ama insanları da bu hale hayat getiriyordu. Ben ise ikisi de değildim. Ben tek başıma büyüyen, sevgi nedir bilmeyen, acılarımı çok iyi saklayan bir kız çocuğuydum. Ben kadın değildim, ben yetişkin değildim. Ben içimdeki hiç yaşamamış çocuk ruhumla büyüyen bir kız çocuğuydum. Hayat bir varmışla başlar bir yokmuşla biter. Aynı masal misali, masallar mutlu sonla biter. Hayatın ki biraz şüpheli..

Gözlerime çarpan güçlü ışık beni uyanmaya zorladı. Yatağın üzerinde bedenimi çevirip yüzüstü uyumaya başlamıştım ki telefonumdaki alarm çalmaya başlayınca anında doğrulup, uyumaktan şişen gözlerimi kocaman açtım. "Görev!" diye bağırdığım gibi yataktan hızla kalktım. Koşar adım banyoya girdim. Üzerimi çıkartıp suyu açmıştım ki buz gibi su birden üzerime boca olunca çığlık attım. Geri geri giderken ayağımın altındaki sabuna bastığımda bende sabunla beraber kaydım. Kalçam ıslak zemine sert bir şekilde çarpınca inledim. "Ama, ne bu böyle ya!" diye sitem ettim. Kısa bir süre sonra daha fazla kendimi sakatlamadan bornozumu giyip banyodan çıktım. Saate baktığımda sadece 15 dakikam kaldığını gördüm. Galiba Adem abinin dediğini yapıp tesiste kalmalıydım. Hızla dolabı açtım. Dağınık kıyafetlerimin arasından hızla siyah bir eşofman bir de crop çıkarıp giyindim. Kapıya doğru koşacağım sırada çoraplarımı giymeyi unuttuğumu hatırladım. Dolabın 2. çekmecesini açtığım anda çekmece yerinden çıkıp ayağımın üzerine düştü. Ayağımı tutup etrafımda zıpladım inleyerek. "Yeter!" diye sinirle bağırdıktan sonra çorap giymekten vazgeçtim. Siyah uzun botlarımı giydiğim gibi apartmandan çıktım. Dışarıda beni bekleyen motorumu görünce cilveyle göz kırptım. "Naber lan, güzellik" sırıtıp motora bindim. Islak saçlarımı bir tarafa atıp kaskımı taktıktan sonra hızla sürdüm motoru. Hızım ve müthiş sürüşü sayesinde yarım saatlik yolu 15 dakikada bitirdim. Tesisin kapısına geldiğimde otomatik kapıya kartımı okuttum. Kapı açılınca motorumu bağçeye sürdüm. Tesisin önünde Adem abi ve bir adam vardı. Yüzleri net değildi. Motorumu park ettikten sonra motordan indim. Kaskımı çıkarıp saçlarımı düzelttikten sonra tekrar o tarafa döndüğümde Adem abi tek başına yanıma geliyordu. Kaskımı motora taktım. Yanıma gelince ciddi bir yüz ifadesiyle baktı bana. "Yine geç kaldın. Sana burada kalmanı söylemiştim" Tırnaklarımla uğraşmaya başladım. "Öyle yapıcam. Dün akşam çok fazla uyku ilacı içtim." Ellerini arkada birleştirip derin bir nefes verdi. "Bunun bir cezası olacak, biliyorsun değil mi?" dedi. Başımı olumlu anlamda salladım. "Hazırım"

& & & & & &

Yüzüme inen yumrukla başım sağa düştü. Ağzıma gelen kanı yere tükürdüm. "Ama böyle olmaz ki! Benim de vurmam lazım. Şuan bana Bi enerji geldi." Adem abi güldü. "Kendin kurtul o zaman iplerden." Dedi sandalyesinde otururken. "Yok, bu sefer de böyle olsun" deyip sırıttım. Bana vuran Canere döndüm. "Lan, sen nasıl kyabiliyorsun bana. İnsan kardeşi dediği insana yapar mı bunu!" dediğimde yüzüme bir yumruk daha indirdi. "Üzgünüm kardeşim, ben de böyleyim. Duygusallığa bağlama şimdi. Yusuf olsa vuramaz gerçi." Ufak bir kahkaha attım. "Yusuf nerdesin lan, dövüyor bu şerefsiz beni!" "Şerefsiz ne lan. Abinim ben senin düzgün konuş" Adem abi de sırıtıyorum bize bakarak. "Neyse. Gece, yeter bu kadar ceza. Hadi kalk çok işimiz var." Başımı salladım. Caner hızla gelip ellerimi çözdü. Sonra da odadan çıktı. Adem abiye döndüm. "Abi bu sabah gelen adam kimdi?" Bana baktı. "Ha, o ekibe yeni katıldı. İyi çocuk. Atışı dövüşü. Dosyalarını falan okudum." Kaşlarımı çattım. "Sen bunca yıl sonra ekibe yeni birini mi kattın? Nasıl ya?" Derin bir nefes alıp verdi. "Gece. Son zamanlarda çok fazla düştük. Bu adam bizim tekrar kalkmamıza yardım edicek. Liderliği de seninle beraber yöneticek. Ama çok da iyi tanımıyoruz. Sen de dikkat et. Ne olur ne olmaz." Ellerimle alnımı ovaladım. "Ne yani? Şimdi sen tanımadığın, güvenmediğin bir adamı ekibe soktun. Artı lider ortağım yaptın. Ya sen ne yapıyorsun abi? Tanımıyorsun ki adamı!" "Gece! Yeter. Ben öyle istediysem öyle olacak. Bu akşam yeni bir göreve gidiyorsunuz. Adam da gelir zaten birazdan." O konuşurken ben onu duymazdan geldim. Hızla arkamı dönüp kapıdan çıkarken son duyduğum şey "Duydun mu beni Gece!" demesi oldu. Korudorda yürürken bir yandan kafamı suya soktuklarında ıslanıp yüzüme yapışan saçlarımı düzeltip bir yandan yüzümdeki ve patlayan dudağımdaki kanı siliyordum. Birden birine çarptığımda hızla dövüş şeklini alıp onu duvara yapıştıracağım sırada karşımdaki benim ellerimi tek eliyle tutup belimde birleştirdi. Beni duvarla kendisi arasında sıkıştırınca yüzüm göğüs kafesine, beyaz t-shirtne yaslandı. Ağır kokusu ciğerlerimi doldurdu. Kokusu çok güzeldi. Tam tekrar çekeceğim sırada kokusunu, o diğer kolunu boynuma sıkmadan koyup beni duvara yaslayınca yüzü görüş açıma girdi. Gözlerimi yukarı çevirmiş, beni duvara kitlenmiş uzun boya baktım. Kusursuz yüzlü bir adam vardı karşımda. Yüzü sertti. Kumral yarı ıslak saçları asice yüzüne düşmüştü. Kaşları çatıktı. Ela rengi gözleri vardı. Ama gözleri sonbahar gibiydi. Uzun kıvrımlı kirpikleri vardı. Onun iri bedeninin yanında ben küçücük bir kız çocuğuna benziyordum. Birden burnumdan kan gelince burnumu tuttuğum gibi eğildim. Sonunda beni bırakınca ona baktım. "Peçete versene" dediğimde boş boş bana baktı. "Ne bakıyon oğlum, burnum kanıyo" Kaşlarını alayla kaldırıp deri ceketinin cebinden bir mendil çıkarıp uzatınca hemen alıp burnumu kapattım. "Kimsin sen? Ne arıyorsun burada?" Kollarını göğsünde birleştirip bana baktı. "Sana herkese soru sorma cesaretini kim veriyor?" Ters ters baktım. "Kim veriyorsa veriyor. Sana ne!" Arkamı dönüp yürürken seslice kendi kendime konuşmaya devam ettim. "Mal mıdır nedir ya? Sen kimsin diyorum boş boş bakıyo! Salam işte, erkek milleti" Arkamdan gülme sesi geldiğinde hızla döndüm. Bana bakıp gülüyordu. "Çok mu komiksin sen, ne gülüyorsun lan. Elimin tersindesin bak fazla şımarma!" Tekrar yoluma devam ettim. Önce tuvalete gittim. Burnumun kanaması geçince Adem abinin odasına girdim."Adem abi senin bu dediğin adam ne zama-" demiştim ki sözüm yarıda kesildi. "Gece. Ben de seni çağıracaktım. İşte yeni ekip arkadaşın."

3. Bölümde görüşürüz. Sizce yeni ekip arkadaşı kimmm??? ❤️‍🔥

    

Loading...
0%