Yeni Üyelik
4.
Bölüm

3. BÖLÜM -İLK TEMASLAR-

@melisayildiz

 

- YILDIZLARI GÖRMEK İÇİN GÖZLER, GECEYE MUHTAÇTIR.

 

Gözlerimi kocaman açmış bir Adem abiye bir de yanındaki güzel suratlı adama bakıyordum. Az önce çarpıştığım gerizekalıya.. "Ne?" diye bir kelime çıktı ağzımdan. "Nasıl ya?" Karşımda tüm ciddiyetle duran adamın, sözlerimle birlikte dudağının kenarı kıvrıldı. "Biraz daha öyle durursan, gözlerin şaşı kalacak" Anında yüzümü toparladım. "Ha! Sen Bi sussana. Sen.. Off!" Elimi alnıma vurdum. Gidip tekli koltuğa oturdum. "Adem abi, bence sen erkenden emekliliğe gir. Senin kafa bu ara biraz gidici gibi" Adem abi derin bir nefes alarak kollarını arkasında birleştirdi. Adı belirsiz de karşıma geçip yayvan bir şekilde oturdu. Nasıl da rahattı ya! "Gece. Bu konuda kararlıyım ve hiç bir şekilde kararımı değiştiremezsin. Konu tartışmaya kapalı, bu kadar!" dedikten sonra hızla çıktı odadan. Gözlerimi adı belirsize çevirdim. Adem abi gidince yüzündeki ifade de değişmişti. Gözlerinde farklı bir şey gizliydi. Bana doğru eğilip dirseklerini dizlerinin üstüne koydu. Sonbahar rengi gözleri yüzümün her zerresinde gezindi. Bir yandan çok boştu, bir yandan da dopdoluydu gözleri. Belkide bana öyle geliyordu, bilmiyorum. Öfke.. Nefret.. Yalnızlık.. Neydi gözlerinde sakladığı sır? Bende ona doğru eğildim. Aramızda bir sehpa vardı. "Niye bana öyle bakıyorsun?" dedim direkt. Başını omzuna yatırdı. "Nasıl bakıyorum?" Boş boş baktım yüzüne. "Öfke var gözlerinde. Bana karşı bir öfke. Neden?" Güldü. "Belkide sana öyle geliyordur. Hem öyleyse bile vardır bir nedeni zalimin kızı" Göz kırptı. Kaşlarımı çattım. Hızla ayağa kalktım. "Sen ne kadar hadsiz, küstah, geri zekalı, şerefsiz bir insansın ya! Sen.. Sen varya!" Karşımda arkasına yaslanmış beni dinliyordu, büyük bir ciddiyetle. "Ee, yokmu başka söyleyeceğin birşey" Elimi yumruk yapıp ısırdım. "Bana, bir daha zalimin kızı falan da deme. Senden tam anlamıyla nefret ediyorum! Adi şerefsiz! " Tam arkamı döndüğüm sırada beni kolumdan tutup kendine çekti. Kolum istemsizce onun göğüs kafesine yaslanmış, aramıza girmişti. O güzel kokusu yine doldurmuştu ciğerlerimi. Aldığım sık nefesler, onun ritimli nefesine karışırken o bunu umursamıyordu. "Duygularımız karşılıklı küçük hanım. Ama bana daha doğrusu yeni liderine bir daha böyle saygısızca kelimeler kullanırsan, sonuçlarına karışmam." Hızla geri çekilip kendimi ondan kurtardım. Birşey deme gereği duymadan odadan çıkıp kapıyı çarptım. "Lidermiş, pabucumun lideri! Mafya mı lider mi belli değil. Pislik!"

 

& & & &

 

Aradan tam 9 saat geçmişti. Yaşadığım apartmandaki eşyalarımı almış tesise getirmiştim. Zaten sadece kıyafet, diş fırçası, tarak falandı. Birde kremlerim. Odamı seçmiş dizayn etmiştim çoktan. Kalan saatlerimde de Sadece Ceyda ile konuşmuş bir de krem yapmıştım. Kendi krem ve parfümlerimi kendim yapıyordum. Saat akşam 5 olunca odamdan çıktım. Bu akşam görev vardı. Toplantı odasına girdiğimde herkes bana döndü. Çoktan toplanmışlar. "Selam millet!" diyerek yerime doğru yürüdüm. Adem abinin sağ tarafında oturdum. Tam karşımda adem abinin solunda da adı belirsiz vardı. Önündeki bilgisayara bakıyordu. "Selam kardeşim. Yeni biri girmiş guruba. Hiç te söylemiyorsun" dedi Caner. "Dimi ya söylemem gerekirdi. Tanıştırayım. Yeni arkadaşınız adı belirsiz. Ama çok çalışmayın gidici olabilir." dediğimde Yusuf güldü. "Bence de. Çok alışmayın." Adı belirsiz bizi hiç umursamadan bilgisayara bakıyordu. En sonunda bize döndü. "Adımı bilmenize gerek yok" dedi Gözlerime bakarak. Yutkundum. Diğerlerine döndü. "Sizin yeni liderliğinizi ben yapacağım. Sevip sevmemeniz beni ilgilendirmez. Biz burada çalışıyoruz." Bilgisayarı bize çevirdi. Bir adamın fotoğrafı vardı. Genç bir adamdı. Kirli sakalları ve alnına düşen sarı saçları vardı. Gözleri yeşil renkteydi. Ve gerçekten yakışıklı bir adamdı. "Adamımız Cihan Soytürk. 7 büyük holdingi var. Uyuşturucu satıcılığı, çocuk alıp satma, kara para aklama gibi suçları var." Ceyda öksürdü. "İzninizle birşey sorabilir miyim? Bize ne bundan, biz mit miyiz suçları olan bir adamı yakalamaya çalışıyoruz. Bizim yaptığımız iş de yasa dışı değil mi?" Herkes Ceyda ya ters ters bakarken ben devraldım cevabı. "Çünkü, bu adam aynı zamanda bizim peşimizde. Bizi yakalayıp hapse attırmasını mı istersin? Artı o kadar çocuk bu adam yüzünden satılırken biz buna seyirci kalamayız. Adelet yok burda. En önemli sebebi de bu." Ceyda başını salladı. Adı belirsiz tekrar konuşmaya başladı." Evet, bunu anladığınıza göre devam edebilirim. Bu akşam onlarla çalışmak için çabalayan bir şirket olarak ilk görüşmemiz için yemeğe çıkacağız. Orda hepinizin alacağı roller var. Caner Tuna. Sen Şoför olacaksın. Mekanı kolaçan edicek, dışarıdaki gözümüz kulağımız olacaksın. Ceyda Aydın. Sen sekreter olarak geleceksin. Etrafı kolaçan etme fırsatın olacak. Oradaki adın Gamze Tekin. Yusuf Çoban. Senin bilgisayar işlerinde iyi olduğunu öğrendim. Sen burada kalıp bizin oraya koyacağımız dinleme cihazlarını dinleyerek adamlar hakkında önemli bilgiler öğreneceksin. Ve Gece Özbey." Bana döndü. Sonbahar hareleri Gözlerime odaklandı. "Sen de benim yani Serdar Şahin in ortağı, İlayda Selçuk olucaksın. Onlardan mutlaka onay almalıyız. Eğer bizimle çalışmayı kabul etmezlerse bir B planımız yok." Başımı salladım. Tam kalkacağım sırada, adı belirsiz in kalkmış kapıya doğru yürüdüğünü gördüğümde Adem abi ye döndüm. "Abi şu adamın artık adını söylesene ya. Hiç havalı olmuyor böyle." Adem abi güldü. "Ezhel Demir Yılmaz" Evet adını söylemişti ama adem abi değil. Arkama döndüm. Adı belirsiz bana bakıyordu. "İsmim Ezhel Demir Yılmaz. Adı belirsiz demekten vazgeçebilirsin." dedikten sonra arkasını dönüp çıktı. Öğrenmiştim, sonunda.

& & & & &

Boy aynasından tekrar baktım kendime. "Oha, çok güzel olmuşum lan! Olmamış mı ki? Yok yok süper." Üzerimde beyaz, dar, mini, saten, askılı bir elbise vardı. Yine beyaz, dizlerime gelen, topuklu botlar giymiştim. Saçlarımı dalgalandırmıştım. Makyaj olarak da sadece hafif kırmızı bir ruj ve glos Bir de allık ve maskara kullanmıştım. Üzerime siyah uzun bir kaban giymiştim. Ceyda güldü. "Evet, kendine 21. Defa yorum yapman bittiyse gidelim mi? Çok güzel olmuşsun diyorum, anlamıyorsun. Hadi artık" Başımı salladım. Beraber odadan çıktık. Ceyda bir kalem etek, beyaz gömlek ve topuklu ayakkabılar giymişti. Benim aksime o makyajı severdi. Yeşil gözlerini yeşil farla süslenmiş kırmızı bir ruj sürmüştü. Küt sarı saçlarını arkada toplamıştı. Biz nerdivenlerden inerken aşağıdan sesleri geliyordu. Nerdivenlerden indiğimizde hepsi göz önüne çıktı. Gelen sesleri duyunca Üçü de bize döndü. Yusuf ıslık çaldı. "Off be. Güzellerime bak. Sizi böyle görmek için göreve gitmek mi lazım." Sırıttım. "Halla halla. Şimdi sen bize iltifat mı ettin?" Elimi tutup beni kendi etrafımda döndürdü. Kahkaha attım. "Aynen öyle. İltifat ediyorum." Kolunu omzuma attı. Üzerinde bir pantolon bir t-shirt vardı. Caner de Şoför takımı giymişti. En sonunda gözlerim elleri belinde, gözleriyle beni süzen(Güya Çaktırmadan) Ezhel e çevrildi. Üzerinde gibi siyah bir takım elbise vardı. Beyaz gömleğinin ilk üç düğmesi açıktı. Ayaklarında siyah ayakkabılar vardı. Kumral saçlarını taramıştı. Jilet gibi olmuştu abi. Taranmış saçları ona ne kadar yakışsada, benim içime sinmemişti. Dağınık saçlar ona çok yakışıyordu. Ve maalesef ki ben bir şey düşündüm mü onu yapardım. Huy işte. Tam ağzımı açmıştım ki kendime engel olarak sustum. Ezhel sonunda gözlerini benden ayırınca Yusuf a baktı. "Tamam, yeter bu kadar. Hadi gidelim." dedi. Birdada bana bakmadan arkasına döndü. Hepimiz yavaş yavaş çıktık. Dışarıdaki siyah arabaya bindik. Yol boyunca kimse konuşmamıştı. En sonunda mekana vardık. Arabadan sadece ben, Ceyda ve Ezhel indik. Mekana girip kapıdaki çalışan önümüzde biz arkada koridorda ilerlemeye başladık. İçimi yiyip bitiren şey Ezhel in saçlarıydı. Hep böyleydi. Aklıma ne gelirse söyler, yapardım. En sonunda dayanamayarak "Ezhel" dedim. İlk defa ismini kullandım. İlk defa aklıma gelen şeyi yapmakta zorluk çektim. İlk defa birine zorlandım. Bana döndü. Ne oldu dercesine başını salladı. "Birşey söyliycem de" Ceyda ya döndü. "Siz gidin, biz de giliriz birazdan." Ceyda ve önündeki çalışan başlarını sallayıp ilerlediler. Ezhel bana dönüp evet dercesine göz kırptı. "Şey dicektim. Şey işte.. Saçını düzeltsene" Kaşlarını çattı. "Ne?" "Şey diyorum. Yani.. Ben yapayım mı?" Bana ters tters bakınca çantamı yere bırakıp yanına yaklaştım. Ellerimi yavaşça saçlarına soktum. Saçları yumuşacıktı. Dokunanın bir daha dokunası geliyordu. Yavaş hareketlerle saçlarını düzgünce dağıtırken o sadece beni izliyordu. Saçları istediğim gibi görününce ellerimi çektim. Güldüm. "Böyle daha güzel" dediğimde eliyle çenesini sıvazlayıp gülmeye başladı. "Ne? Niye gülüyorsun?" dedim sinirle. "Bu yüzden mi çağırdın şimdi beni? Saçlarım böyle daha güzel diye mi?" Yanaklarıma Bi ağırlık çöktü. Neydi bu böyle? Niye bu kadar zorlanıyordum? "Ben gidiyorum!" Çantamı alacağım sırada ben kolumdan yakalayıp kendine çekti. "Neden utandın sen?" Gözlerimi kırpıştırdım. Boyum kısa olduğu için alttan alttan bakıyordum ona. "Ha! Ben mi utanıcam. Yok canım daha neler!" Sırıttı. "Bal gibi de utandın." İşaret parmağını ve orta parmağını birleştirip yanağıma sürttü. "Yanakların kızardı, sonra saçmalamaya başladın. Bilmem anlatabildim mi?" Elini tutup yanağımdan uzaklaştırdım. "Bana bak oğlum. Benden uzak dur. Ben senin bildiğin kızlardan değilim ona göre" Kulağıma yaklaştırdı dudaklarını. "Ama her seferinde bana yaklaşan sensin" dedi fısıldayarak. Ben her seferinde bir erkeğe yaklaşıyordum. İlk defa bir erkek beni zorluyordu. İlk defa bir erkek beni, sınırlarımı her şeyimi zorluyordu. Haklıydı..

Loading...
0%