Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Ateş ve Kül

@melody.nora

"Bütün vatandaşların dikkatine, kimse evlerinden çıkmasın olabildiğince saklanmaya çalışın. Büyük robotlar ya da insanlar öldürmek için geri dönüyor! Tan-" muhabir haberi sunmaya devam ederken elektriklerin gitmesiyle sözü yarıda kesildi. Dışardaki insanların çığlık çığlığa kaçma sesleri geliyordu. Kafamı iki yana salladım ve robotumu tamir etmeye devam ettim. Çok hasar almışa benziyordu, ama neden?

"Bakalım burada kimler varmış?" Kalın ama naif sesin geldiği yere döndüm. Sam. "Korkmuyor musun şu dev robatların seni öldürmesinden Ellie?" Dedi sesindeki alayla. Kafamı iki yana sallayıp, elimle burun kemerimi sıktım. O ise kahkaha atmaya başladı. Sam, yeni tür robotlardan ve icatlardan anlayan biriydi. Onunla bu yüzden hala arkadaştık yoksa çoktan arkadaşlığımızı bitirmiştim. Evim üst seviye bir korumaya sahipti ama Sam girmeyi bir şekilde başarıyordu.

"Sevdiğim adam varken bana bir şey olmaz Sam." dedim soğuk sesimle. Kaşlarını şaşkınlıkla yukarı kaldırdı.

" Sevdiğin adam mı? Hala mı ellie? Ne olduğunu biliyorsun o gerç-"

"Sen neden buradasın Sammy? Ve ayrıca bu sefer nasıl girdin evime?" Konuyu dağıtmaya çalıştığımı anlayınca sorusunu yenilemedi.

"Neden buradayım, çünkü dışarıda bir robot istilası var hem de dev gibi , sen ise burada hiç umursamadan bu aptal şeyi tamir etmeye çalışıyorsun."

"Senden zeki olduğu kesin" dedim cümlesinin hemen ardından. Derin bir nefes verdi. "Ayrıca 2.sorumun cevabını alamadım hala nedense?" Sesim bu sefer bir tık sinirli çıkmıştı.

"Camdan girdim" şaşkınlıkla gözlerim irice açıldı.

"Ne? Nerden, nerden girdin? Anlayamadım" dedim.

Omuzlarını silkip "Camdan işte" dedi ve bakışlarını yere indirdi.

"Sen deli misin? Burası bir gökdelen! gene ne icat ettin de girdin buraya?" Bağırmak benlik değildi ama bu durum karşısında en kullanılabilecek ses tonu buydu. Sırtını döndü ve eliyle sırtına taktığı icat'ı gösterdi.

"Sırt çantası hem de uçan bir çanta, çok güzel değil mi?" Normal bir çantaya benziyordu bununla beni mi kandırıyordu bu?

Arkasındaki duvarda ayna vardı, sırtını döndüğü için ayna ile göz gözeydi, benim inanmayan gözlerimi görmüş olmalı ki çantada bir kaç düğmeye bastı. Çantanın bir anda her iki tarafında borular çıktı biraz garipti. Düğmeye basmasıyla iki uzun kablo ve uçlarında sarı bir ışık vardı. Beyin gücüm buna yetmeyecekti.

"Nasıl bir şey bu?" Dedim. yüzünü tekrar bana döndü.

"Nasıl bir şey olduğunu boş ver de, söylesene herkes robotlardan kaçmak için çabalarken senin korkusuzca burada durmanın gerçek sebebi nedir?" Yutkundum. Kuruyan dudaklarımı dilimi dışarı çıkararak gezdirdim. "Korkmuyor değilim, korkuyorum Sam. Ama en sonunda illaki öleceğiz."

" Sen ölümü bayılmak sandın heralde Elanore." Kaşları çatılmıştı.

Tebessümle gözlerine baktım. "Bayılmak da aslında ölümle aynı şeydir Sam. Sadece aralarında ki tek fark birinde geri kalkarsın diğerinde sonsuza kadar kalkamazsın" dedim iç çekerek.

"Bana felsefe yapma Ellie, öleceksin diyorum!"

"Bende sana beni koruyan olur diyorum!" Diye üsteledim.

Yalancı bir tebessümle "Hala o gerçek olmayan sevdiğin adam mı?" dedi. Gözlerimi ondan kaçırdığım da "Sana inanmıyorum Ellie! Ciddi olamazsın. O gerçek bile değil!" sesinde sinir vardı. Onu kızdırmıştım. "Ellie bana bak. Ben duvar değilim." Çenemden tutup, başımı ona döndürmemi sağladı. Elini itekledim ve kaşlarımı çatarak ona baktım.

"Belki senin için gerçek değil, bir hayal ürünü ya da bir rüya. Ama benim için gerçek! Anlayabiliyor musun? Bu fikrim sonsuza kadar aynı olacak! Onu aramaktan vaz geçmeyeceğim!" En sonunda patlamıştım.

Rüyamda gördüm onu gerçekti! Sadece rüyamda gördüm diye gerçek olduğuna inanmadım merak etmeyin. Çünkü o rüya yada gerçek olan olayı yaşadıktan sonra zihnimin içine yerleşti. 'Beni bul Ateş' dedi. Ben ise uyandığımda ilk başta rüya sanmıştım ama kafamda bu ses durmadan devam edince rüya olmadığını fark ettim. Onu bulmalıydım.

Ona 'nasıl bulacağım' diye sorduğumda 'Ateş her zaman Kül olur ve Kül de ateşi her zaman bulur' demişti.

Hiçbir şey anlamamıştım. Kül nasıl ateşi bulur? Bu cümleden ne anlamam gerekiyordu? Bana Ateş demişti. Kafam karma karışıktı. O cümle kafamı allak bullak etmişti. 1 haftadır ne anlama geldiğini anlamaya çalışıyordum. Bir sarsılmayla düşüncelerimden kurtuldum.

"Ellie sana sesleniyorum! Ne düşünüyorsun bu kadar?" dedi Sam. Sıkıntılı bir nefes verdim.

"Bilmiyorum Sam kafam karma karışık. Neye inanacağımızı da bilmiyorum." Sesim olduğundan daha durgundu. Robota geri dönüp son dişlisini sıktım. Hala robotun nasıl bu kadar hasar aldığını anlamıyordum. Beni korumakla yükümlüydü. Ona ne saldırmıştı? Normal bir robot olamaz eğer öyle olsaydı hasar almazdı çünkü benim robotumun eşi benzeri yoktu. Sam çantasından uzanan ucunda sarı ışık olan ipi eliyle sallıyordu.


"Ellie belki de bu robotu artık a-" sözü yarıda kesildi. Robotun sağ ve sol göğüs kısımlarında sarı ışık yanmaya başladı. Sam'in elinde salladığı ip bir anda robotun göğüs kısmında yanan ışıklara tutundu. Diğer ipte boş kalan yere oturdu ve kırmızı ışık yandı. Robot bir anda açıldı. Gözleri kırmızı ışıktı. Tehlike.

"Ha siktir!"

Sam'in sırtından çanta çoktan çıkmıştı. Bir kaç adım geriledim. Sam anlam veremez şekilde robota bakıyordu.

"Neler oluyor?" Sesinde artık sinir veya alay değil, korku vardı. Robotun gözleri bizi buldu. Saniyelik dışarı baktığımda büyük bir robot bu tarafa doğru geliyordu.

Sam'in kolunu tutup,
"Hemen buradan kaçmalıyız! Hemen!" Robot üstümüze gelmeye başladığında bir tekme atacaktım ama robot bunu engellerdi. Elektrikler geldi bir anda.

Ama sadece benim olduğum eve.

Siktir! Siktir! Büyük bir siktir hem de!

Robotu biraz daha yavaşlatmak için kol saatimden içeri odadaki elektrikli süpürgeyi açtım. Elektriklerin gelmesi işime yaramıştı. Robotun dikkati dağılmıştı. Sam'i çekiştirip kapıya ilerledim. Kapıyı açtığımda robotun koşma sesini duydum. Ama o daha bize yetişemeden kapıyı yüzüne kapattım ve kilitledim.

"Bu onu uzun süre orada tutamaz. Burası akıllı ev az sonra açar hemen buradan çıkmalıyız!" Dedim Sam'i merdivenlere götürürken.

"Neler oluyor? anlamıyorum Elanore!"

"Ne mi oluyor? Senin o aptal cihazın robotu deliye dönderdi ama sorun senin cihazın değil onu biri kontrol ediyor. Ve mükemmel bir haber daha robotumu kontrol eden kişi dışardaki büyük robotları da kontrol ediyor!" dedim. Duraksadı, asansörü açıp beni içeri soktu ve zemin kata basıp kapıları kapattı. Kahretsin!

"Sen ne yaptığını sanıyorsun! Delirdin mi?"

"İşleri kolaylaştırıyorum Ellie. Merdivenden inmemiz uzun sürerdi."

Elimi alnıma vurdum. Geri zekalı ne olacak!

"Seni aptal! Bu asansör elektrikle çalışıyor! Ve sen az önce robotların kontrol edebileceği asansöre bindirdin bizi!" Sam ne yaptığını anlamış olmalı ki, elleriyle yüzünü kapatıp yere çöktü. Rezil insan. Bir sonraki katın düğmesine bastım. Zemin kata inene kadar işimiz biterdi.

Anlamıyordum kim? Ne istiyordu benden? Kafamda oluşan soru işaretlerinden nefret ediyorum. Nasıl benden bir şey istediğini anladım diye sorarsanız. Bir anda elektrikler geldi hemde robotun deliye döndüğü an. Ve o an sadece benim evime elektrik geldi. Benim robotum ile dışardaki büyük robotları kontrol eden aynı kişi olmalıydı. Çünkü benim robotum tehlike verdiğinde dışardaki robotlardan biri evime doğru geliyordu. Acaba o rob-

Her şeyin bir cevabı vardır Ateş.

Yine o ses. Düşüncelerden arınmamı sağlayan tek şey onun sesiydi. Zihnimde olan ses bazen naif bir erkek, bazen de sinirli bir adama dönüşüyordu. Şuan ise sakindi. Bana durmadan Ateş diye sesleniyordu. Saçımın turuncumsu kızıl olduğu için olabilirdi. Her şeyin cevabı vardır, hayır bu zihnimde konuşan sesin dediğinden hiç bir şey anlamıyordum. Acaba ben salaktım da haberim mi yoktu?

Sanmıyorum.

En azından benimle aynı fikirdeydi bu sesi seviyorum. Asansörün kapısı açıldığında Sam de ayağı kalktı. Yüzünde büyük bir korku ifadesi vardı. Onun korkusuz olduğunu düşünürdüm. Asansörden dışarıya adım attığımızda her yer sakin gözüküyordu. Acaba o büyük robot hala buraya geliyor muydu?
Arkama döndüğümde Sam, asansörün içinde ayaktaydı. Ama yanımda değildi.

Korkak.

"Sam, eğer o aptal vücudunu bu siktimin asansöründen çıkarmazsan. Robot gelicek ve seni öl-dü-re-cek. Umarım anlatabilmişimdir!"
Yanıma geldiğinde haline baktım.

Rezalet.

"Gerçekten korkuyor musun? Az önce çok özgüvenliydin. Aptal robot demeler falan?" sesimdeki alay tonu baskındı. Dediğim karşısında toparlanıp, "Ne korkması? Ben mi? Hah!"

"Sam."

"Tamam evet korkuyorum." Dönek. Bu kadar hızlı pes edeceğini düşünmemiştim. Tamam, şimdi bu binadan çıkmaya bakalım. Koridorda ilerlemeye başladım. Yerde garip bir sıvı vardı. Onu takip ederken, Sam'in yanımda olmadığını fark ettim. Ciddi misin? yine mi? Arkamı döndüm ve...

Sam yok.

2 saniyede nereye kayboldu bu! Delireceğim.

"Sam?"

Sessizlik.

"Sam gel şuraya 2 saniyede nereye kayboldun!" Bağırmam doğru değildi çünkü yerimi daha çok açığa çıkarırdı. Bu aptal korkak yüzünden doğru düzgün düşünemiyorum bile!
Arkamda bir hareketlilik hissettim.
"Sam eğer bir daha bu boktan şakayı yaparsan eğer seni ge-" arkamı dönerken gördüğüm şeyle yutkundum. Cenazemi nereye kaldırıyoruz? Robot tam karşımdaydı ve o kırmızı gözleriyle bana bakıyordu. Şuan korkudan bayılabilirdim. 2 adım geriledim, robot hareket etmedi. Tamam bu iyi bir şey. Robot hareketlenmeye başladı. Sözümü geri alıyorum bu kötü bir şey!

Yerde duran yangın söndürücü tüpü al ve göğüs kısmına vur Ateş!

İlk defa yardım edecek birşey söylemişti. TANRIM BU ADAM KİMSE TEŞEKÜRLER. Başımı sağa çevirdiğim de yangın tüpü ordaydı. Hızlı bir hareketle tüpü elime alıp robotun göğüsünde yanan kırmızı ışıklı yere vurdum. Kablolar yerinden çıktığında robotun tüm sistemi kapandı. Sonunda. Tamam bunu halletiğimize göre Sam nerde? Koridor çok sakindi.

Evet az önce ki gibi sakin olduğu için karşına bir robot çıktı.

Koridorda merdivenlere doğru ilerlemeye başladım. Sağ koridora baktım belki Sam oraya kaçmıştır diye. Yok. Büyük ihtimalle Sam'i bulamayacağım. En azından fazlalıktan kurtuldum. Merdivenlerden aşağı dikkatli iniyordum. Her an herşey karşıma çıkabilirdi. 2 kat daha indikten sonra karşıma acil çıkış kapısı çıktı. Orası daha güvenli ve daha dar olduğu için acil çıkışa girdim. Neyse ki burada elektrikle kontrol edilecek hiç bir şey yoktu. Işıklar dışında. Daha inilecek 7 yada 10 kat vardı. Uzun sürecekti.

🤖

En sonunda zemin kata ulaştığım da sevinçten delirebilirdim. Kapıyı açıp zemin katta ilerlemeye başladım. Kimse yoktu. Normalde dolu olan oturma alanları boştu. Tamam bu biraz ürkütücü. Dışarı çıktığımda etraf normaldi.

Devasa robotlar dışında.

Anlaşılan saklanarak gidecektim. Ama nereye? Nereye gidebilirdim?

Havaalanı.

Büyük ihtimalle herkes oraya gitmeye çalışıyordu. Karşı kaldırıma geçtim ve ters duran bir arabanın altına girdim. Şehir harabe olmuştu. Etrafa baktığımda başka insanlarında olduğunu gördüm. Tamam havaalanına gittim diyelim, uçağa bindikden sonra ne olacak? Sikerim böyle işi!

Başka nereye gidebilirim? Yeter Ellie! Düşünmeyi bırak, gidişata bırak. Etrafı son bir kez daha kontrol ettikten sonra arabanın altından çıktım. Yanımda, bacağımda ki bıçak ve belimde ki silah dışında hiçbir şey yoktu. Ölmem an meselesiydi. Caddede ilerlerken etrafta ölü insan kalıntıları vardı.

İğrenç.

Kan beni tutabilir di. Ama böyle şeylere alıştığım için tutmuyordu. Bu robot salgını sayesinde kan korkumu yendim. Zorla.

Sol tarafıma baktığımda bir alışveriş merkezi vardı. Kontrollüce oraya ilerledim. Alışveriş merkezine girdiğim de herşey yerli yerindeydi. İnsanlar herşeyi bırakıp kaçmışlar dı. Yanlarına yemek almayı akıl etmemişler miydi? Aptallar.

Kasada ki market arabaları yere devrilmişti. Can havliyle kaçmışlar dı. Ben olsam burayı yamalardım. Ve evet yamalayacağım.

Hırsızlık kötü bir şeydir Ateş.

Evet kötü bir şeydir. Tabii dünyayı robotlar basmadıysa ve normal bir hayat yaşıyorsak. Aptal ses.

Dalga geçiyordum. Anlamadın mı?

Ben düşünemiyordum ki! Kafam allak bullakken bana dediği şeye bak! Bu sesin kaynağını bulduğumda yüzüne sert bir yumruk geçirmek benim için iyi olur. Çünkü beni deli ediyor!

Markette satılan büyük sırt çantalardan birini aldım. Alışveriş arabasını alıp reyonlar da gezmeye başladım.

İnsanlar dışarıda ölüyor Ateş. Sen ise burda marketçilik mi oynayacaksın? Bu hiçte doğru davranış değil. Ölebilirsin.

Bay beyin konuştu. Ölmemi çok umursuyorsan gel de kurtar be adam!

Tabiki dediğime karşılık bir cevap gelmedi. Bu da kork-

Beni sen bulmalısın Ateş ben değil.

Zaten seni arıyorum be adam! Bide gelmiş bana üstünlük tarslıyor! Hah!

İçecek reyonundan 1L olan sulardan 5 tane aldım. Ne olur ne olmaz?
Hazır yemek reyonundan da yemek aldığına göre besin ile ilgili sıkıntım yok. Marketin üst katında robotlara karşı kendimizi savunmak için özel cihazlar yapılmıştı. Merdivenlerden çıkarken yukardan bir çıtırtı geldi.

Yanlız değildim. Siktir!

Belimde ki silahı elime aldım ve temkinli bir şekilde merdivenlerden çıkmaya devam ettim. Umarım köpek robotlardan değildir. Onların ısırması çok can yakıyor. Yukarıya çıktığımda etrafta kimse yoktu. Silah reyonlarında ilerlemeye devam ettim.
Deliriyorum galiba çünkü burda kimse yok! Ellie kendine yeni bir ilaç alm-

Bir ağlama sesi?

Tamam, işler garipleşiyor. Ağlama sesinin geldiği yöne doğru ilerledim. Sese çok yaklaştığım da sırtımı reyon'a yasladım. Derin nefes alıp, silahımı sıkıca tuttum. Hadi Elanore korkak olma! 3'ten sıfıra kadar sayacağım ve ağlayan şeyin karşısına çıkacağım

"3..." Mırıldanarak saymaya başladım.
"2..." Hadi Elanore, yapabilirsin!
"1..."

🔥

Loading...
0%