Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Bilim Binası

@melody.nora

Tanrı, insanoğlunu yaratırken hepsinin iyi geçineceğini düşündü ama insanoğlu Tanrı'ya ihanet etti. Kendilerini Tanrı ile bir gördüler. Erkekleri, kadınlardan üstün yaptılar. Bu insanoğlunun Tanrıya ilk ihanet edişi değildi.

🪐 

"Elanore, peki bu çiçeğin adı nedir?" Ormandaki evime geldiğimizden beri, Agnes bahçemdeki çiçeklerin isimlerini soruyordu. Ve etrafı inceliyordu.

"Kristal çiçeği." Bahçemde normal çiçekler yoktu hepsi, elektronik eşyalar için işe yarayan türlerdi. Ve bu türleri keşfetmek, yetiştirmek bilim insanları için zordu. Tabii ki benim için kolaydı, yapmayı bildiğim şeyde neden zorlanayım ki?

"Çok güzel parlıyor, tıpkı yıldızlara benziyor." dedi Agnes havadaki yıldızlara bakarken. Dudaklarımda bir sırıtma oluştu. Agnes'ın burnuna dokundum.

"Tıpkı senin gibi parlıyor." Dedim. Kıkırdadı. Bir anda bilim insanlarının binasından, alarm sesi duyunca Agnes'ın elini tuttum. Neler oluyordu? Agnes ile birlikte evin içene girdik.

"Neler oluyor Elanore?" Gözleri dolmuştu. Tabii ki dolacaktı, ne de olsa o daha..

Bu çocuk kaç yaşındaydı?

Her neyse.

"Sorun yok Agnes, sakin ol, gel seni biz yatıralım." Elinden tutup yatak odama girdik.

"Sistem, evi ısıtmaya başla."

"Isıtıcılar çalışmaya başlamıştır."

Evimdeki sisteme bir isim vermemiştim. Zaten zor kodlamıştım, bir de isimle mi uğraşacaktım?

Agnes'ı yatağıma yatırdım. Alnına öpücük kondurup, salona ilerledim. Şöminenin üstündeki at biblolarından
Birinin kafasını kaldırıp kontrol panelini açması için düğmeye bastım. Biblolar kalkıp yerine kontrol paneli geldiğinde ilk olarak evi gizledim. Evin dışından bir drone çıkartıp, etrafta tehlike var mı diye kontrol ettim. Görünürde tehlike yoktu. Peki neden bilim binasından bir anda alarm çaldı?

Bence oraya girmelisin Ateş.

Bunu yapmayacağım, hem sana ne oluyor? Kolay bir şeymiş gibi söylemeyi bende bilirim. Bir de uygulama olarak yapmayı dene istersen.

Ateş oraya kılık değiştirerek kaç defa girdin. Hatırlamıyor musun yoksa? Yaşlılık başlamış sende.

Daha 25 yaşındayım bir kere! Ve senden zeki olduğum kesin, aptal!

Kafamın içinde bir kahkaha duyuldu. Bu adam gerçekten zihnime yerleşmişti.

Evet bilim insanlarının teklifini kabul etmemiş olabilirdim. Ama bu onları incelememe engel değildi?

Paneli kapattım. Şömine eski hâline dönerken bende merdivenlerin yanındaki düğmeye basarak bodrum katın kapısını açtım. Işıklar açıldığında aşağı indim. Dolaptaki beyaz önlüklerden birini alıp giydim. Kızıl saçlı olan bir kadının yaka kartını ve güvenlik kartını aldım. Kadına biraz daha benzemek için gözlük taktım. Makyaj masasının önüne geçip abartılı bir makyaj yapıp saçımı bukle bukle yaptım. Bu kadın da ne kadar süslüymüş.

Kadına benzeyip benzemediğimi kontrol ettikten sonra bodrumdan çıktım. Yeniden düğmeye basıp bodrumu kapattım. Orada robotlarım ve icatlarım hakkında çalışmalar ve alet edevatlarım vardı.

"Sistem çocuğun ben gelene kadar uyanmamasını sağla." Sistemden onaylama sesi geldiğinde dışarı çıktım. Sally'nin yanına geldiğimde, saatimi açtım.

"Sally kendini bix4 modeline dönüştür." Bilim binasına girmek için onların arabasından olması gerekiyordu. Sally her şeyime yetiyordu. Eh ne de olsa bu arabayı yapmak 7 ayımı almıştı. Zor bir kodlamaydı. Sally beyaz rengine dönüştüğünde içine bindim.

"Merhaba Elanore, çocuk neden yanında değil." Bu arabayı biraz zeki yapmıştım galiba. Hemen de çocuğu soruyordu.

"Anlayacağın üzere bilim binasına gireceğiz ve oraya çocuğu götüremem bunu sende biliyorsun. Çocuk evde, Sistem onu uyutacak," nefes alıp tekrar konuşmaya başladım. "Sally, sence neden binadan alarm çaldı?"

"Galiba 'bizi fark ettikleri için mi çaldı' diye soruyorsunuz. Hayır Elanore başka bir şeyler oluyor. Bizi yakalamaları imkansız." Dediğinde rahatlamıştım. Bilim binasının girişine geldiğimde otoparka inmeden önce, camı açıp kartı okuttum. Kapı açıldığında Sally'yi park edip arabadan indim.

Bilim binasına yürürken, kapıdaki korumalar beni durdurdu. Diğer korumadan daha kısa olan koruma, silahını önümde tutup geçmemi engelledi.

"Sizi daha önce burada görmemiştik, kimlik kartınızı a..."

"O bayan Walles, kendisi bizim üst bilim insanlarındandır. Tanımamanız normal, normalde kapıdan girmezdi ama bu aralar eskiye dönmüş olarak görüyorum. Deliliği bıraktın mı Julia?" Arkamdan gelen erkeğin sesiyle ona döndüm.

Bu da nerden çıkmıştı şimdi.

"Ah, evet bay Culia. Sizin kadar olmasa da deliliği bıraktım. Ama bakıyorum da 2 gün önce az kalsın kendinizi patlatıyor muşsunuz. Bu bir delilik değil, değil mi?" Bu adamın tatilde olması gerekiyordu. Bu adam etrafta oldukça benim işim zorlanıyordu. Çünkü bu Godric denen adam Julia'ya takıntılı bir pislikti!

Godric'in siniri bozulmuştu ama belli etmiyordu. Korumalar Godric'in gelmesiyle silahlarını indirmişlerdi.

Godric eliyle binanın girişini gösterdi

"Bayanlar önden."

🌘

"Bay Culia anlamıyorsunuz! Size 2 haftalık bir izin verdik ki: kafanızı bir daha silah ile vurmayın diye!" Bayan Collins burun kemerini sıkıp başını yere eğdi. Bir şey düşünüyordu. Kafasını kaldırıp bana baktı. "Hadi tamam Godric kafayı sıyırmış beni dinlemiyor, peki Julia sen neden kovmuyorsun şu deliyi! Ne de olsa senin sözünü dinliyor."

"Ben deli değilim bir kere bayan Collins. Aksine çok zekiyim." Dedi kendini överek Godric.

"O yüzden kafana s..."

"Tamam yeter artık! Bay Culia siz evinize istirahat etmeye gidiyorsunuz ve bizde işlerimize siz olmadan devam ediyoruz. Kafanızı topladığınızda tekrar görüşelim." Çatık kaşlarım ile ona bakıyordum. Kadın ile bir anlaşma yapmıştık o buradan gidecek ve ortadan kaybolacaktı ve bende onun yerine geçecektim. -Tesisteki bilgileri öğrenmek için-

Godric karşımda dikilmeye devam ettiğinde sabrım kalmamıştı. Üst üyelerin sahip olduğu akıllı saatti açtım. Güvenlik bölümünü aradım. Ben güvenlik bölümünü ararken bayan Collins çoktan gitmişti.

"Güvenlik bölümünden, E blok'a bir ekip istiyorum. Bay Godric, bu aralar sıkıntı çıkarıyor kendisini evine kadar eşlik edin."

"Efendim, bay Godric de üst üyelerden. Onu götüremeyi..."

"Beni dinleyeceksiniz! Karşınızda kurucuların masasında oturan biri duruyor! Godric kim oluyor? Benden alt üye. Geri döndüğümde Godric'i binanın içinde ya da etrafında görürsem senden bilirim!" Dedim güvenlik biriminde hatta olan kişiye.

Sonunda bir ekip geldiğinde Godric'i kolundan tuttular. Godric çırpınmaya çalışsa da onlardan kurtulamazdı, şuan gücü yoktu. Korumanın aletine ayağıyla vurduğunda benden bir emir bekliyorlardı.

"Uyuşturun!" Diye bağırıp oradan ayrıldım. Gerçekten ne aptallar vardı bu dünyada...

🌗

Toplantı masasında oturmuş diğer üst üyeleri bekliyordum.

"Nerede kaldı bu Collins! Biz zamanında geliyoruz, adam bizi bekletiyor! Biz onu bekletsek bizim derimizi yüzer!"

"Çok böbürleniyorsun Darned." dedi karısı gözlerini devirerek. Collins ikilisini bekliyorduk. Karısı az önce yanımızdaydı zaten ama hayalet gibi kaybolmuştu.

"Çok konuşanı sikip kırk köyden kovarlarmış bilir misin Darned?" uzun bir süre Türkiye'de kalmıştım. Ve orada halk dilini çok sevmiştim, herkese laf sokacak bir laf buluyordum. Türk olsam bile babam bizi terk ettiği için Türkiye'de büyümemiştim. Belki öyle bir şey olmasaydı, şuan Türkiye'deydim, kim bilir?

Masada türk olan bir kaç kişi vardı. Tabi onlarda benim gibiydiler tek fark onların ordada büyümesi. Dediğime gülerlerken Darned sinir olmuştu. Karısı bu sana az bile der gibi bakıyordu.

"Geciktiğimiz için özür dileriz, bu aralar sistemlerde çok sorunlar çıkıyor. Elanore'u takip etmeye çalışıyordum ve sistem virüs kaptı." Gülümsedim fakat kimse fark etmeden geri ciddi halime döndüm.

"Koruma yazılımı çok iyi gibi duruyor?"

"Öyle, geçen hafta ona yeniden bir teklif sunmuştuk fakat yeniden reddetti. Ayrıca korumaların biri dışında hepsini öldürüp geri göndermişti." Evet bunu yapmıştım. Kim istemediği yere zorla götürülmek ister ki? Bende cevaplarını verdim işte.

Çok iyi vermişsin cidden Ateş.

Sen sessiz olsana şurada ne olduğunu öğrenmeye çalışıyorum.

"Ne! Gönderdiğimiz korumalar üst seviye eğitimliydi! Nasıl öldürebilir?"

David Collins dirseklerini masaya koydu. "Bizden üst bir sistemi var, kadının zekası bizden üstün. Nasıl oluyor bilmiyorum ama bu masada konuştuklarımızı bile biliyor. Ama nasıl?" Herkesin yüzlerine bakarak tepkilerine bakıyordu. Aklı sıra haini arıyordu.

"Aramızda bir köstebek var ona kesin bir kanaat getirelim." ismini bilmediğim siyah takım elbiseli biraz kilolu olan adam. Bu yaşlı bunağı kim almıştı buraya?

"Her neyse, biz işimize bakalım." Ayağa kalktığında herkesle birlikte bende ayağa kalktım. Büyük ihtimalle robotların yapım aşamasındaki odaya gidiyorduk.

Tahminim yanlış çıkmıştı. Yönetici odasına gelmiştik, ama neden? Buraya sadece kurucular girmiyor muydu?

"Neden buradayız?" Dedi sabahtan beri susmayan Darned.

David, bir tuşa basmasıyla bir oda açıldı. Odanın kapısından içeri girdi bizde arkasından. Cidden bu bizi oyuncak gibi oradan oraya götürüyordu.

"Karşınızda binanın asıl kurcusu olan Luther Wind." dediginde deri koltukta arkası dönük olan adama bakiyordum.

"Hasiktir" diye mırıldandım.

🏙️

hızlı bölüm paylaşmamın sebebi taslağımın olması🧡

Loading...
0%