Bu diyar sonsuz bağları olanların diyarı. Bu diyar hayvanlar ve insanların diyarı. Bu diyar düşmanlık ve dostluğun diyarı.

Bizler bağlılarız. Hayvanlarımız ya da yaratık mı demek istersiniz bilemem ama onlarsız yapamayız. Onlar bize 5. yaşımıza kadar bahşedilir. Bu diyarda bağı olmayanlarda vardır. Onlar ebediyen zindanda kalacak olanlardır. Sevilmezler. Hor görülürler. Dışlanırlar. Ama eğer ki bir kutup kaplanına bağlıysanız size taparlar. Diyar böyle işler. Şans. Ya da itibar. Eğer ki soyluysanız bağlı olduğunuz hayvanın en yüksek değeri olanlarla bağınız olur. Bir de asırlardır görülmeyen ejderhaya bağlılar var. Asırlardır ortaya çıkmıyorlar. Çıktıkları andan itibaren hayatlarının onlara zindan olacağını biliyorlar. Çünkü ejderhalar çok değerli. Eğer ki bir ejderhaya bağlıysanız geçin kanatları ve alev püskürtmeyi bir ejderhaya dahi dönüşebilirsiniz ama ejderhanızla bağınızın çok sıkı olması gerekiyor. Asırların öncesinin efsanelerinden anka kuşu ve butimar da var. Onlara sahip olabilmeniz için bir kuşa bağlı olmanız gerekiyor. Ama kuşunuzla bağınızın sıkı olması ve kuşunuzu eğitmeniz gerekiyor. Anka ya da butimara bağlıysanız savaş esnasında yardıma ihtiyacınız olduğunda kuşunuz -Anka veya butimar- ile birleşmeniz gerekir. Bunun için yine sıkı bir bağ lazım. Sıkı bir bağınız olmadan hiçbir şekilde hayvanınız ya da bağınız ile bütünleşemezsiniz. Asırlar öncesinin Ejderha Alpaslan adlı hikayesini anlatayım.

"Defol buradan!" diye kükredi Alpaslan Prenses Gonca'ya. "Hayır. Asla ama asla seni yalnız bırakamam. Seninle ilgili düşüncelere boğulamam. Yıllarımı sana ihtiyacım olduğunu düşünerek geçiremem. En önemlisi ise seni özleyemem." dedi prenses. "Bir şey olmayacak. Güven bana. Asla ama asla. Sana ve bana zarar gelmesine izin vermem. Beni biliyorsun. Ama bir an önce burayı terk etmezsen kötü şeyler olacak." dedi Alpaslan. "Ama nasıl olur? Ben seni bırakamam. Beni her şeyden kurtaran ve hayatını bana adayan adamdan kurtulamam." dedi prenses. "Söz veriyorum bin yıl sonra geri geleceğim. Beni unutma." dedi Alpaslan ve kocaman bir ejderhaya dönüştü. "Ne! Nasıl? Bu... Bu bir ejderha. Onca yıl benden bağını mı sakladın." dedi prenses. Ve Alpaslan'ın dediklerine uyup orayı elbisesinin eteklerini yukarıya doğru çekerek terk etti. Koşturdu prenses. Koştukça koştu ama kimseye olanlardan bahsetmedi.

🕊️

Yere yığıldı Alpaslan. Muhafızlar onu sürükleyerek Gümüş ve Tavşan Krallığı'na götürdüler. Onu zindana hapsettiler. Ejderha kanatlarını kopardılar. Ne uçabiliyordu ne de hareket edebiliyordu. Gümüş ve Tavşan Kraliçesi Palerina onu görmek istedi. Yanına geldi Alpaslan'ın. "Demek ki yılların Alpaslan'ı da zindana düşebiliyormuş. Çok değerli kanatların ve ejderhan bizde. Onlara bir şey yapmayacağız merak etme." dedi ve gitti Kraliçe.

🕊️

"Büyükbaba büyükbaba. Daha fazla efsane anlat nolur." dedi küçük Berker.

"Artık yarın anlatırım. Sen uyu. İyi geceler."

"İyi geceler büyükbaba."