@merakli_1okur
|
Dört yıl boyunca okulum yüzünden ailemden uzak kaldım. Dört yılın sonunda hemşire olarak mezun olmuştum, hemşirelikten çoçuk dokturluğuna geçiş yapmak istiyordum bi sürede onun eğitimiyle koskocaman bir dört buçuk yıl geçmişti... Ve artık bu hasret bitiyor.
Sabahın erken saatlerinde otobüsün sarsıntısıyla kafamı camdan kaldırdım. 15 Saatlik yoldan sadece 2saat kalmıştı otobüsden inmeme.
O sırada telefonumun melodisi kulağına geldi, ekrana baktığımda abimin aradığını gördüm. Telefonu açıp kulağıma yasladım;
-Alo abi.
-Güzelimm. Nekadar yolun kaldı gelmene?
-İki saate terminale ulaşmış olurum abi.
Abim bişiyler yiyodu ve annemde arkadan abimi azarlıyodu.
-Abi gene ne yiyosunda annem kızıyo?
-Yeşim sultan senin için özel kekinden yapmışta onun bi tadına bakayım dedim.
Abimin sesi imalı çıkıyordu, çünkü annemin kendi yaptığı kek tarifi kimsede olmayan bi kek yapıyodu ve bu benim en sevdiğim kekdi.
-Ya abi yemesene ya annem sana yapmıştır ben 4 yıldır annemin yemeklerine hasret kaldim
-Merak etme iki güne biter o hasret annem neler yaptı neler
-Ayy şimdi ballandıra ballandıra anlatınca bende acıktım yaaa.
-Neyse iki saat sonra terminale seni almaya gelirim.
-Bu gün tugaya gitmiycekmisin, izinlimisin?
-Hayır güzelim. Akşama görev var. O yüzden bizim ekibe gündüz için müsade ettiler.
-Ya daha yeni geldim ben. O günün akşamı göreve gidilirmi ya.
-Malesef canım. Hem seni akşma tugaya götürücem. Tugaydakiler bu gün geleceğini biliyolar seni de akşam tugaya giderken getirmemi istediler.
Evet üniversite den önce bende bazen abimle ve babamla tugaya gider günümü orda geçirirdim. Abim boş zamanında bana Poligonda atış eğitimi yaptırırdı. Bu süreç içinde tugaydakilerle baya içli dışlı olmuştum. Temizlikçi abladam kantinci abiye kadar hepsiylede samimiydim.
-Bende özlemedim diyil.
-Tamam o zaman iki saate görüşürüz.
-Görüşürüz abi.
Diyip telefonu kapattım. İki saat benim için zor geçmişti resmen. Iki saatin sonunda terminale gelmiştik. Otobüsten inip bagaj kısmına gidip valizimi aldım. Biraz ilerledikten sonra abimi gördüm arabaya yaslanmış beni bekliyodu. Beni görünce arabadan doğrulup bana doğru yürü tam karşı karşıya geldiğimizde birbirimize sıkıca sarıldık abim beni bi tur kendi etrafında döndürdü.
"Abiimm seni çok özledim" dedim büyük bi özlemle. Abimde aynı şekilde "Bende seni çok özledim güzelim benim. Dur bakıyim" diyip ayrıldık beni baştan aşşağı süzdü.
"Oo sen baya bi güzelleşmişsin. Bana bak erkek arkadaşın falan yok dimi?" Diye sordu . Gülümseyerek ve hafif sitemkâr bi sesle " Yok abii" dedim.
Abim ise memnun bi tavırla "İyi iyi olmasında" dedi. "Ay abi turşumumu kurucan Allah aşkına. Yemin ederim annem bile yanımda gördüğü her erkekle beni yakıştırıp evlendirmeye çalışıyo, sen niye izin vermiyosun Acaba?" Diye sitemli bi sesle sordum.
"Orasını boşver. Neyse hadi gel eve bizimkiler seni bekliyolar. Seni bekliycez diye aç kaldım" dedi abim yapmacık bi gülümsemeyle. Bunun üzerine küçük bi kahkaha attım.
"Tamam gidelim bende acıktım." Diyip valizimin çekçek yerinden tutarak arabanın bagajının oray gittim abim bagajı açtı ve valizimi yerleştirdi, sonrasında arabaya binip eve doğru yol aldık.
🖤
Yarım saatin sonunda belki daha fazla bir sürede lojmanlara vardık. Lojmanın kapısından geçip oturduğumuz evin olduğu tarafa doğru abim arabayı sürdü. Binanın önünde araba durdu. İnip valizimi alıp binadan içeri girdik evimiz ikinci kattaydı. Merdivenlerden çıkarken;
"Aay çok heycanlandım"dedim. Abim ise "Bune heycan kızım, görende ödül almaya çıkıyo sanar" dedi alaylı bi ses tonuyla. Gözlerimi devirip son basamağıda çıkıp kapının önünde durdum, abimde yanıma geldi tam elimi kaldırmış kapıyı çalacaktımki kapı bi anda açıldı ve annem hemen bana sarıldı. Ben annemin bu ani çıkışı karşısında şaşırmıştım.
Şaşkınlığımı üstümden atıp bende anneme sıkı sıkı sarıldım. Gerçektende çok özlemiştim. Sonrasında babam geldi babamada aynı şekilde sarıldım. Sonrasında burdaki en yakın arkadaşım derya'ya sarıldım oda gelmişti. Bana sıkı sıkı sarılarak " Veraa, çok özlemişim seni" dedi.
"Bende seni çok özlemdim." Dedim. Deryala ayrılınca annem konuştu. "Vera hadi kızım içeri geçin" dedi. Ben daha bi adım atmadan abim beni hafif ittirip ilk kendi içeri geçti. Kısık bi sesle "Gıcııık" diye söylendim abim bana doğru dönüp elini kulağına götürüp bana doğu hafif eğildi;
"Duyamadım?" Diye sordu. Gözlerimi devirerek "Yok bişiy" dedim. Abimde kendinden emin ve memnun bi ses tonuyla "Olamazda zaten" diyip. Odaya girdi. Bende derin bi nefes alarak içeri girdim.
Odaya gittiğimizde masa odaya kurtulmuştu. Annem gene çeşit çeşit döktürmüştü ve her zamanki gibi abim bizden önce oturmuş yemeye başlamıştı. Abimin bu davaranışına karşılık derya sitemle "Hani hep beraber oturacaktık, arda abii" dedi.
Abim ise azı dolu bir şekilde "Valla kusura bakma çitlenbik, ben açım" dedi. Bunun üzerine deryayla aynı anda göz dervirdik, "çitlenbik ne be" diye sitem etti Derya
Annem gülümseyerek "Hadi sizde geçin masaya, ben çaydanlıkları alıp geleyim" diyip mutfağa gitti. Ben, babam ve Derya'da oturduk. Sonrasında annemde gelince hep birlikte kahvaltı yaptık.
❤
Kahvaltımızı yapmış Ben, derya ve annem mutfakla ilgileniyorduk. Derya bana bişiyler sormak yada söylemek için kıvranıyodu, ama annem yanımızda olduğu için azını açıp tek kelime dahi edemiyordu.
Anneme dönüp "Hadi anne sen içeri geç kalanları biz hallederiz"dedim.
Annem ise "Yok kızım. Zaten yeni geldin ilk günden olmaz" dedi. Gülümseyerk "Bişey olmaz annem. Hem bak Deryada yardım ediyo. Hadi sen içeri git, bizimde işimiz bitince bi kahve yapar içeriz hep beraber" dedim. Annem ise ikna olmuş bi tavırla "Tamam kızım." Deyip ellerini kuruladı ve odaya gitti.
Derya ya dönüp "Hadi daha fazla kıvranmada, sor ne saracaksan yada anlatacaksan" dedim. Derya ise hafif mahcup bi sesle "Çok mu belli ettim?" Diye sordu.
"Bana evet. Allahtan annem anlamadı, neyse hadi söyle" dedim.
"Eveeet ilk sorumuzla başlıyoruz. Bu koskoca dört yılda erkek arkadaşın oldumu?" Diye sordu.
Otoriter bi ses tonuyla "Hayır" dedim.
Derya hafif afallamış ve şaşkın bir ifadeyle "Nasıl?" Diye sordu.
"Bas baya yok, olmadı" dedim. " kızım nasıl olmadı? Hiç erkeklere tanışmadınmı hiç sohbetin olmadımı?" Diye sordu. " Erkekler le tanıştım ve sadece arkadaş oldum" dedim düz bu ifadeyle.
"Peki hiç çıkma teklifi, yada senden hoşlanan oldumu?" Diye sordu. Bıkın bi tavırla "Evet derya, oldu" dedim. "Peki sen ne dedin? Kesin reddettin dimi teklifleri?" Diye sordu.
Evet anlamında kafamı salladım. Derya bana ciddimisin dercesine baktı. Kafamı hızlıca iki yana sallayıp "Ne?" Diye sordum. Derya ise sitem edercesine "Ben sana bişey demiyorum vera" dedi. Gözlerimi devirip duvarda asılı olan havluyu alıp ellerimi kuruladım. Bulaşıkların işi bitmişti.
Çekmeceden cezve, kahve ve şekeri alıp kahve yapamaya başladım.
"Neyse sen boşver ordakilerini, ben sana daha yakışıklısını buldum. Böyle uzun boylu, yapılı, kumral, şeyil gözlü. Ne dersin?" Diye sordu.
İster istemez merak etmiştim çünkü benim yeşil gözlülere karışı küçük çaplı bi zafım var olabilirdi.
Umursamaz bi tavır takınarak "Amaan bana ne" dedim.
"O yüzdenmi bir kaç saniye düşündün?" Diye sordu alayla.
Derya'ya dönüp ters bi bakış attım. "Eyer çok istiyosan kendin sevgili ol derya" dedim.
"Ay yok canım benim sevdiğim var zaten. Biraz platonik gibi bişey ama olsun ben seviyorum" dedi.
Tek kaşımı havaya kaldırarak kim dercesine sorar gibi baktım.
Deryanın yüzünde gülümseme oluşmuştu.
Derya çekingen bi tavırla "Tugaydan" dedi. Tugaydanmı? Derya tugayamı gidiyodu.
"Sen tugyamı gittin?" Diye sordum.
"Evet. Ve hep gidiyorum. Yardım ediyorum." Dedi.
"Nasıl?" Siye sordum. Cidden nasıl yardım ediyodu?
"Hani ben tasarım ve çizimle ilgileniyorum ya, bi gün abinle tugaya gitmiştim. Annen ve annem poğaça falan yapmıştı onları götürürken arda abi ile karşılaştık. Tugaya gidiyomuş benide bıraktı. Oraya gittiğimizde abinin ve o sana dediğim yeşil gözlünün komutanı olduğu timin yanına gittim onlara poğaçalardan ikram ettim o sırada bi çizim ile plan yapıyolardı, ister istemez kulak misafiri oldum çizim ilgili sıkıntı yaşıyorlardı hiçbirinin çizimle arası yoktu.
Bende kendimi tutamayıp plan çizimine yardım edebileceğimi söyledim. Arda abide çizim yeteneğimin iyi olduğundan bahsedince bana bi şans verdiler.
İstedikleri plan çizimini anlattılar bende çizidim ve beyendiler. O gün bu gündür bende hafata'da iki üç kez tugayda oluyorum." Dedi.
İşte bu herşeyi açıklıyodu "Sende git gel yapa yapa hangisiyse gördün sevdin dimi?" Diye sordum evet anlamında kafasını saladı.
Kahve olmuştu fincanlara doldururken merakla sordum "Peki kim, hangisi?" Dedim.
Derya ise hafif utangaç bi tavırla " Ayaz" dedi.
Gülümseyerek heycanlı bi şekilde "Ciddimisin, ayy ben heycanlandım. Pekii o seni seviyomu?" Diye sordum fincanları tepsiye yerleştirirken.
Derya düşünceli bi ses tonuyla "Bilmiyorumki" dedi.
Derya ya gülümseyerek" Merak etme ben öğrenirim" dedim. Deryanın yüzünde yine güller açtı. Ciddimisin dercesine baktı.
"Bu gün abimle tugaya gidicez gidince öğrenirim. Sende gelicekmisin, sen gelirsen öğrenmem daha kolay olur" dedim. Derya gülümseyerek cevap verdi "Evet gelicem. Gene bi çizim işi varmış galiba" dedi.
"O zaman bu iş tamamdır" diyip tepsiyi elime aldım "Neyse hadi gel" diyerek odaya gittik.
🖊
Ben abim ve Derya evden çıkıp tugaya geçtik. Saat 16:30 olmuştu.
Tugayın bahçesinin kapısı açılıp arabayla içeri girdiğimizde burayı ne kadar özlediğimi fark ettim. Şehir dışına gitmezden önce haftada iki üç kez buraya gelirdim ya abimle ya da babamla. Babam artık yaşlandığı için ve sağlık sorunları yüzünden pek tugaya gidemezdi. Buna rağmen askerligi bırakmamıştı.
Araba büyük binanın önünde durunca arabadan indik. Tugayın içine girdik karşımıza ilk abimin komutanı olduğu timden, sinan ve muratı gördük ilk abime asker selamı verdiler.
Sonra bana dönüp.
"Vera hoşgeldin. Ne zamana döndün sen istanbuldan?" Diye sordu sinan.
Gülümseyerek "Bu sabah döndüm, dedim hazır abim tugaya gelicek gelipde bi sizi göreyim dedim" dedim. Sinan bi iki adımla yanıma gelince birbirimize sarıldık.
Tugaydakiler herkesle bi samimiyetim vardı. O yüzden kimse burdaki biriyle sarılınca sıkıntı yapmıyodu.
Sinanla ayrıldıktan sonra murat yanıma geldi onlada sarıldık. Muratla ayrıldıktan sonra derya kollarını göğsünün altında bağlayıp;
"Verayı gördünüz hemen beni unuttunuz, aşk olsun ya " dedi. Anlaşılan deryada en az benim kadar samimiyet kurmuştu.
Sinan deryanın bu haline gülerek başını iki yana salladı "Sen hiç unutulurmusunki" diyip deryaylada sarıldılar.
Abim de gülerek "Neyse hadi içeri girelim. Eyer böyle giderse gece yarısı ancak eve dönersin vera" dedi abim alayla. Ama bi bakımdan da haklıydı. Herkesle uzun uzun sarılıp sohbet edersem gece yarısını bile geçerdi.
Abimlerle birlikte ilk abimin komutanlığını yaptığı timin yanına gittik eğitim alanındalardı. Abimin timiyle ayrı bi samimiyetim vardı. Çoğunluğu benden biki yaş büyüktü bazıları ise benle aynı yaştaydı. Hepsiylede birer abi kardeş gibiydik.
Eğitim alanına gittiğimizde ilk kimse bizi fark etmedi. Sinana ve muratın aynı anda "Beyler" diye yüksek sesle seslenmesiyle hepsi bize döndü.
Beni görünce hepsinin ağzından "Ooo" nidaları döküldü. Aralarında yeni yüzlerde vardı.
Hepsi etrafımıza topalınca hepsi sıra sıra hoşgeldin dediler yeni gelen 4 kişiylede tanışmış oldum. Ama eksik kişiler vardı.
Abime dönerek "Ayaz, emir, yusuf ve hakan nerdeler?" Diye sordum. Abim " Emir, Yusuf ve hakan özel görevdeler. Ayazı bilmiyorum" dedi.
"Ayaz yunus komutanınla birlikte komutanım. Bazı evraklar falan vardı onlar için yardıma gitti gelirler birazdan" dedi Bora.
Yunus? O kimdi.
Tekrardan abime döndüm "Yunus? kim?" Diye sordum.
" 4 sene önce teğmen olarak geldi benim bi alt konumumda. Ben yokken tim ona emanet" dedi.
O sırada Ayaz yanımıza geldi beni farketmemişti.Abim asker selamı verdi. O sırada gözü bana takıldı ve gülümseyerek "Kız sen ne zamana geldin?" Diyip bütün ciddiyetini bozup yanıma gelerek bana sarıldı bende ona sarıldım.
Ayazla aramızdaki arkadaşlık bambaşkaydı.
Diyerlerine nazaran daha samimiydik. Bi ara oturup dedikodu yapmışlığımız bile vardı.
Gülümseyerek cevap verdim "Bu gün geldim gelip bi sizi göreyim dedim. Sizsiz hiç olmuyo çekilmiyo bu hayat" dedim sonuna doğru gülümsemem hafif bi kahkahaya döndü benimle birlikte diyerleride güldü.
O sırada yanımıza uzun boylu tahminen 1.90 boylarında kumral yeşil gözlü üstünde asker üniformalı biri geldi. Yanımıza geldi abime asker selamı verdi.
"Komutanım hoşgeldiniz" dedi ciddi bir ifadeyle.
Abim "hoşbulduk" dedi. Hala yüzünde birazda olsa gülümseme vardı.
Abim bana dönerek yeşil gözlü adamı göstererek "Teğmen yunus çelik. Ben olmadığım zamanlar timin başında o var" dedi. Sonrasında yunusa dönerek "Kardeşim vera" dedi.
Elimi öne doğru uzattım "Memnun oldum." Dedim. Yunusda elimi tutarak sıktı "Bende memnun oldum vera hanım" dedi.
Hanımmı?
Bi an öylece kaldım çünkü tugayda kimse bana 'Hanım' demezdi.
Karşımdaki adama ciddimisin dercesine baktım. Yunus ise anlamaz gözlerle bana baktı. Diyerleri hafif kıkırdamya başlamıştı. Yunus onlara doğru bakınca hepsi sus pus oldular. Hala el sıkışır vaziyettetdik.
Abime baktığımda artık nasıl bakıyosam abim gülmemek için kendini zor tutuyo gibi bi hali vardı. Abim durumu ele almak için yunusa döndü.
"Vera pek resmiyet sevmez 'hanım, hanım efendi' tarzı şeyleri sevmez. Veraya resmi birşekilde çağırma ama istediğin şekilde çağır alınmaz, ama yeter ki resmi konuşma" dedi abim, sesi hafif alaylıydı. Yunus onaylar bir şekilde kafasını salladı.
Gözlerim ister istemez derya'ya kaydı oda bana bakıyodu ama bi garip bakıyodu noldu dercesine kaşlarımı kaldırdım. Elimi işaret etti.
Hiih yunusla hala birbirimzin elini tutuyoduk. İlk yunusa baktım oda yeni fark etmiş olmalıki oda bana baktı sonra ikimizimda aynı anda bakışları ellerimize kaydı. İkimizde hemen ellerimizi geri çektik.
Bende oda bi iki adım geri gittik. Derya bana hafif dirseğiyle kolumu hafif dürttü. Deryaya baktığımda yüzünde bi sırıtış vardı ve bana imalı bi şekilde bakıyodu. Sadece gözlerimi devirmekle yetindim...
-------------
Selaaam yeni kurguyla geldimmmmm.
Kurguyu kafanızda oturtmak için ilk bir kaç bölüm çok uzun olmayacak, ileriki bölümlerde ise uzunluk artacak
Oylayıp yorum yaparsanız sevinirim😊♥️ |
0% |