Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6. Bölüm

@merakli_1okur

"Noluyo burda"

Bu ses ile birlikte Yunusun bakışları arkasına döndü. Hafif yana dönünce, abimin sorgulayan yüzünü gördüm ama yüzünde bi tık da sinir vardı. Yunus konuşmayınca ben devreye girdim "Yemek hazırmış, onun için çağırmaya geldi sadece. Bişiy olduğu yok abi." dedim. "İyi tamam hadi yürüyün" dedi. Yerimden kalktığımda gözlerim ellerime takıldı hep boyaydı. "Siz geçin ben ellerimi yıkayıp geliyorum" deyip abimle mutfağa giderken bende banyo ya gittim kızlar hala ordaydı.

"Kızlar napıyosunuz siz hala burda" diye sordum. Biraz daha ilerleyip baktığımda ikisininde üstü sırıl sıklamdı. Bir birlerine büyük bi sinirle bakıyolardı. "Hiih nasıl oldu bu." diye sordum. İlk Asena konuştu "ilk ablam beni ışlattı" dedi. Kübra itiraz ederek "Hayır. İlk o yaptı. Ellerini çırparak suya sokunca hem kendisi, hem ben ıslandım. Sonra birazcıkta ben on atmış olabilirm" dedi masum masum. Bu hallerine gülümseyip kafamı hafif iki yana salladım.

"Bekleyin beni burda" diyip mutfağa ilerledim. Mutfağa girdiğimde beni gören Neslihan abla "Vera hadi nerde kaldınız. Hem kızlar nerde" diye sordu. Hiç beklemeden "Görmen gerken bişi var Neslihan abla" dedim. Ayaklanıp "Noldu" dedi. Kafamla koridoru işaret ettim, sorgulamadan geldi.

Neslihan abla gelirken bende banyoya doğru ilerledim. Peşimden geldi, baynoya girip kızları o halde görünce hayrete düşmüşçesine "Kızım ne bu haliniz sizin" dedi. Anında ikiside bir birni gösterince ister istemez güldüm. Neslihan abla bana dönüp "Sen mutfağa geç ben üstlerini deyiştirip geliyorum" dedi.

Banyodan çıkıp mutfağa gittiğimde kimse doğru düzgün yemek yememişti. Gözler bana dönünce bi an olduğum yerde apışıp kaldım. An itibari ile anksiyetem iş başındaydı.

Annem fark edince "Gel kızım durma orda" diyerek yanına çağırdı. Sanki bedenim bu emiri bekliyomuş gibi anında annemin yanına ilerledi.

Sandalye ye oturduğumda gene Yunusa göz göze geldik anında gözlerimi kaçırıp önümdeki tabağa döndüm. Niye böyle olmuştu, ister istemez gözlerim Yunusa kayıyordu. Niye bakma gereği hissettiğimi idrak edemedim ama bu dürtünün önüne geçmeyi başardım. Bikaç dakika sonra Neslihan abla kılzarla geri geldi.

 

Yemekler yendi, mutfak toplandı, çay demlendi, şimdi ise salonda oturmuş sohbet ediyoduk. Konudan konuya atlanıyodu. Canım sıkılmaya başlamıştı. O ara telefonum çalmaya başladı ve garip bi şekilde aynı anda Yunusun da telefonu çalmaya başladı. Gene aynı anda birimize baktık. İçimden 'Bu evrenin bi mesajımı' diye geçirmedim diyil. Ekranıma baktığımda 'Deraym arıyor...' yazısıyla göz göze geldim.

İkimizde aynı anda açıp "Alo" dedik. Hal böyle olunca odadaki bütün bakışlar bize döndü, özelliklede abimin. Telefonun diyer ucundaki Derya anında konuya girerek "Evde sıkıldım Ayaz gille dışarı çıkıcaz sende gelicenmi" dedi. Gözlerim Yunusa kaydı o ara oda bana bakıyordu.

Aynı anda "Tamam" dedik. Büyük ithimal hepsi birlikteydi. Neslihan abla merakla "Noluyo çocuklar" diye sordu. Annemde onalyar sesler çıkarınca gene aynı andan "Arkadaşlar çağırıyo" demiş bulunduk.

Abim yüzünde garip bi ifadeyle "Kimmiş bu arkadaşalar" dedi. Ben"Derya" dedim. Yunus ise "Ayaz dedi. "Aynı yeremi gidiyosunuz" diye sordu bu sefer abim. Bu sefer annem müdahale etti "Aman oğlum, bırak çocukları istedikleri gibi gezip dolaşsınlar a aaa. Siz çıkın çocuklar" dedi annem. Babam bişiy demedi zaten pek karışmaz dı da ama oda Yunusa ters bi bakış atmayı ihmal etmedi. Tam odadan çıkıyoken abim "Yunus" diye çağırınca ikimzde durduk.

 

Yanına çağırıp eyilmesini söyledi. Yunus sakin adımlarla abimin yanına gidip eğilince kulağına bişiyler söylemeye başladı Yunus pür dikkat dinliyordu. En sonunda başını onaylar bir şekilde sallayarak "Tamam abi" diyip tamamen doğruldu. Abim gidebilirsiniz gibsinden işaret yapınca Yunus yanıma gelip hadi der gibi kafasını salladı. İlerledim ama hala abimin ne dediğini düşünüyodum.

Çantamı ve gri kot ceketimide aldım malum son bahara giriyoduk akşamları hava biraz soğuyodu keşke etek giymeseydim diye düşündüm ama havanın o kadar soğuk olacağını sanmıyorum. Yunus ise sadece telefonunu deri ceketini ve arabanın anahtarını alıp oda çıktı.

Beraber aşşağı inip araya bindik.O sıra telefonuma gelen bildirmle gözlerimi telefona çevirdim, mesaj Deryadandı "herzamanki yerdeyiz" yazmıştı.

"Eeeee nerye. Ayaz bana bişiy demedi." dedi. Yunusa dönüp "Her zaman gittiğimiz bi kafe var oraya çağırıyolar" dedim. Yunus tek kaşını kaldırarak "Orası nerde peki Vera Hanım" dedi. Hanım kelimesinin üstüne bastıra bastıra söylemişit. Gözlerimi devrimekle yetindim. Bunu görmüş olucakki güldü. "Ya sabırr" diyerek söylendim. Yunus ise "Amin" diyince ters ters ona baktım ama o bakmadı.

Kafeyi tarif ettim 15 dakika sonra kafenin önündeyik. Yunusa sinirliydim, o yüzden tripli bi şekilde araban hızlıca indim. Benim peşimden inip arabayı kitledi. Arkamdan gülerek "Ne o triplimisin" dedi. Ciddi cidi eyleniyodu. "Hıh" diyip kafeye doğru ilerleri. Arkamdan kahkaha attı. Bu beni biraz afallatmıştı çünkü, Yunus ilk defa böyle gülerken gördüm ama durmadım yürümeye devam ettim.

Koşma sesini duydum 1-2 saniye sonra beni kolumdan tutup kendine çevirdi "Çocuk gibi trip atmıycaksın dimi" dedi. Cevap vermeden kolumu çekip kafenin içine girdim. Yunusun arkamdan "Şaka gibi" dediğini duydum ama aldırmadan ilerledim.

Biraz daha ilerlediğimde bizimkileri gördüm. Derya, Ayaz ve Emre vardı. Derya beni görünce ayaklandı yanına gidip sarıldım. Arkadan Emre söylenrek "Daha bi kaç saat önce beraberdiniz" dedi. Deryay la ayrılıp aynı anda Emreye ters ters baktık. Emre bunu fark edince azına hayali bi fermuar çekti.

O sırada arkamızdan Yunus belirdi. Az önceki hâlinden eser yoktu ama halâ tripliydim. Yunsa bakmayarak sandalyelerden birine oturup Deryayı da yanıma çektim. Derya bunu beklemiyo olucaktıki azından "HİHH" tarzından bi ses çıktı. Derya kendine gelince bana dönüp "Vera napıyosun. Hayırdır kime triplisin"dedi.

Bu kız beni aşırı iyi tanıyodu. "Tripli olduğunu nerden anladın" diye sordu Yunus ama sesinde soğukluk vardı. "Hareketlerinden ve sessizliğinden" dedi Derya. "Niye ve neye yada kime tripli" diye bütün tuşlara basarak sordu Emre. Anında ters bakışlarım Yunusa döndü, ona bakınca oda bana bakıp tek kaşını kaldırdı. Sert bakıyodu ama bana işlemiyodu.

Ortam bi an sessizleşti Ayazın, Deryanın ve Emrenin bakışları aramızda gidip geldi. Sessizliği bozan Derya oldu. "Şakamı bu?" Dedi.

"Ne alaka?" Dedi Emre

"Sebep?" Diyerek son noktayı Ayaz koydu.

Yunus umursamaz görünen bir tavırla "Off boşverin gereksiz bişiy" deyip Ayazın yanına oturdu. Ona bakıl "öylemi" dercesine tek kaşımımı kaldırıp baktım. Garip bakıyodu ama bundan beni oynaladığı hissediyodum.

Bi kaç dakika ortamda sessizlik oldu. Sessizlik devam ettikce ortam daha da geriliyodu ge buna son vermek adına Deyra konuştu "Eee ne içersiniz" dedi."Kahve, orta şekerli" dedi Emre.

Ayaz ise "Aynısından" dedi.

Yunus aynı soğukluk ve dik bakışlılıkla "Sade" dedi. Öyle diyince ciddiyetim bozuldu.

Aklıma bi video geldi. Ama bunun hiç sırası deyildi. Derya bana dönüp "Sen?" Diye sordu. Sakin bi şekilde "Latte" dedim. Durumu topralıyarak " O zaman 2 orta şekerli, 1 sade kave ve 2 latte" diyip ayağa kalkıyorduki Ayaz durdurup "Dur. Sen kalkma ben alırım" deyip yanımızdan ayrıldı. Emre yarı bucuk sırıtıyodu, Yunus sadece Ayazın arkasından öylece baktı.

Derya ya döndüğümde yerine oturmuştu ama öylece kalmıştı. Başkası yapsa pek tepki vermezdi ama bu Ayaz olunca öylece kaldı. Dirseğimle hafif dürtünce kendine geldi. 4-5 dakika sonra Ayza elinde kahve bardaklarıyla geldi. "Buyrunn" diyerek. Herkesinkini önüne bıraktı.

İçerisi biraz sıcak olmuştu o ceketimi çıkarıp oturduğum sandalyenin arkasına astım. Bi süre havdan sudan konuşuyoduk. Gözlerim bizden biraz uzakta olan masaya kaydı iki adam oturuyodu, bi en fazla 30 yaşında esmer, diyeri ise 35 yaşlarında kumraldı. Esmer olan bizim oturduğumuz masanın altına bakıyodu. İlk anlamadım ama sonrdan bacaklarıma baktığını anlayınca ceketimi alıp bacaklarıma örttüm, o sırada hala o adamlara bakıyodum.

Yunus biyere odaklandığımı fakr etmiş olcaktıki onunda baktığım masaya baktığını görünce direkt o masadan göz temasını kesip Yunusa döndüm. Galiba neye baktığını anlamış olmalıydıki daha sert ve sinirli bakmaya başladı. Ayaz ve Emrede bişiyden işkillenmiş gibiydi.

Emre dayanamayarak "Noldu bi sorunmu var?" Diye sordu. Yunus sadece " 3 yönü" diyince ikisininde bakışları direkt olarak o masayı buldu. Onlarda ne olduğunu anlayınca ilk bana baktılar. Rahatsız olduğum her halimden anlaşılıyodu. Derya da anlamıştı, kolunu arkamda geçirip hafif sarıldı kendimi kötü hissetmiyim diye.

 

"Napıyoruz?" Diye sordu Emre. Yunusun yüzünde yarım bi sırıtış belirdi. Mesaj açıktı, 3'üde aynı anda kalkınca adamların bakışları bu 3'lüye döndü. Nolucağını anlayıp "Hayır" dedim. Akşam akşam kargaşa çıkmasını istemiyodum. Yunus aldırmadı. Emreyle Ayaz hafif hareketlenince Yunusta hafif ilerledi. Bileğinden tutup durdurdum, o durnca diyerleri de durdu. "Yunus" dedim sadece ama yapma dermişcesine baktım masum masum. Gözlerini kapatıp derin bi nefes alıp verdi. Sakin bi sesle "Sadece konuşucaz" deyip bileğindeki elimi diğer eliyle alıp masaya koyup o masaya ilerledi.

Adamlar geldiklerini fark edince dikleştiler. Tam masnın önüne gittiklerinde kalkmak istediler ama anıda Ayazla Emre anında adamları omuzlarından bastırarak geri oturttular.

Yunus ise masanın önünde durup sertçe ellerini masaya vurdu. Adamlar irkilmiş gibiydi,haklılarda kim karşısına 3 tane cüsseli yapılı erkek çıkıp böyle yapsa korkmazki.

Yunus ilk bişiyler dedi. Adamlar karşılık vermek için tekrar ayağa kalkmak istediler ama Ayazla Emre geri oturttu. Yunusun arkası dönüktü ama sinirden gerildiği her halinden belliydi. 2-3 dakika daha adamlarla konuştular, sonlara doğru adamlar oldukları yere sinmişlerdi.

3'lü masadan ayrılırken o masadan çıkışa yöneldiler bizede hadi dermişçesine kafa salladı Ayaz. Deryayla çantalarımızı alıp çıkıyodukki Derya birden hırkasını belime bağladı. Halâ rahatsız olduğumu anlamış olmalıydı. Derya ya dönüp gülümsedim.

Bacaklarımın ön tarafı hala açıktı diye ceketimi giymeyip elime alıp önüme aldım. O şekilde çıktık ordan. Dışarı çıktığımızda anlık bi titreme geldi. Derya ya dönüp "Üşüyosan alabilirsin"diyerek elimi hırakaya atmıştımki durdurdu.

 

Gülümseyer "Yok kalsın sende" dedi. Minnetle gülümsedim. Yunus gillle karşılaşınca 3'üde aynı anda bana bakınca öylece kaldım. Derya elimden tutup ilerletti. O ortamı dağıtmak için gene derya konuştu "Eeee napıcaz şimdi" dedi.

Emre lafa atlayıp "Luna parka gidelim" dedi. Ayaz garipser bi şekilde Emreye bakarak "Bu havdamı?" Dedi. "Nesi varmış havanın" deyip "Gayette iyi ve önümüz kışa gidiyo şimdi eylenemiyeceksek ne zaman eylenecez" dedi. Derya neşesinden ödün vermeyerek "Gidelimm" dedi. Derya öyle deyince Ayzada yola gelmiş bi şekilde "Tamam"dedi.

Hepsi bi anda gene banakınca durmayıp "Ne!?" Dedim. Derya "Sanada uygunmu?" Dedi. Kafamı sallayarak "Fark etmez bana" dedim. Normalde bu saatte asla gideceklerini sanmıyodum, az önceki olay hem beni hemde azda olsa Deryayı etkilemişti.

Yunus ilk defa konuşarak "Hadi o zaman" diyince, Ayazla, Emre dönüp sadece Yunusa baktı "Ne sendemi geliyosun" Diye sorunca Emreye döndüm. Niye gelmiyeydiki şimdi. Yunus aynı baskın sesle "Niye ben gelemezmiyim? Diye sordu. Emre sorgular bir şekilde" Ne biliyim sen ve lunapark. İki şey tek cümlede bile garip geliyo" dedi.

 

Bunun üzerine ister istemez döndü, ortamdaki bakışlar cevap almak için Yunusa döndü ama gayet sakin bi şekilde "Arda abi Verayı bana emanet etti o yüzden geliyorum" dedi. Ne abim beni bunamı emanet ettmişti? Hemde ortada bişiy yokken.

Emre alınmış bi şekilde "Aşkolsun. Niye bi bakamıyoruzmu veraya?" Dedi. Lafa ben atlayıp "Ben çokcukmuyum olm bakıcılık yapıcakmışsınız bana"diye çıkıştım. Derya da beni onaylayarak "Evet. Hem bu bakma olayı nerden çıktı ,Vera küçük de diyil kaybolsun başına bi iş gelsin" diyerek duygularıma tercuman oldu.

"Abinin bizzat emri" dedi Yunus. "Nerden çıktı bu emir. Hem ne gerek var ya ben küçük çocukmuyum " diye sitem ettim. Ayaz ve Emre aynı anda "Evet" dediler. Derya küçük bi kahkaha attı. Bu cevapları Yunusun bile yüzünde bi tebessüm oluşmasına sebep oldu. Ama ben anlamamıştım "Hı?" Gibisinden bi mırıltı çıkınca ikiside kahkahayı bastı.

 

Tripli bi şekilde saçımı savurup bi iki adım ilerler ilerlemez bi el beni kolumdan tutup hızlıca geri çekti. Tam o anda az önce olduğum yerden hızlı bi araba geçti. Ben olayın şokuyla öylece kaldım. Beni tuttuğunu fark ettiğim Yunus "Vera" diyerek beni yavaşça ayağa kaldırdı.

"Vera iyimsin" diyen Deryanın sesini duydum. "Biraz dikkat et be kızım" dedi Emre sitemle. Ayaz ise "Bu gün bütün belaları üstüne çekmen şakamı" dedi. Yunusun derin bi nefes alıp verdiğini duydum. ". Luna park iptal, Verayı geri eve götürüyorum ben" dedi Yunus. Gene bi anda bütün enerjim düştü, kendimi aşırı yorgun hissediyordum.

"Yunus Eminmisin, biraz daha kalsaydı. Gezip kafa dağıtırdı" diye bi öneri sundu. Yunus kafasını iki yana sallayarak "Yok Ayaz yok. Bu gidişle mecazen deyil cidden kafası dağılıcak. Arda abiye sözüm var" dedi. Ben o ara kendimden geçmiş gibiydim, niye böyleydim bilmiyodu. Normalde böyle olmazdı herşeye rağmen güçlü durabilen biriydim ama şimdi o güçten eser yoktu.

Derya "Bende geleyimmi" diye sordu ama Yunus kabul etmedi. "Gerek yok. Yeşim abla gilde bizdeler zaten, siz eylenmenize devam edin" deyip bi kolunu belime dolayıp beni kendine yaslandırarak arabanın olduğu yöne doğru ilerletti. Arabayı açıp ilk beni ön tarafa oturtup kemerimi taktı, sonra sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı. 1-2 dakika ilerldedikten sonra anlık bi üşümeyle titremeye başladım, Yunus bunu fark etmiş olmalıki "Üşüyomusun sen" diye sordu. Sadece kafamı sallasım, konuşacak durumda diyildim. Yunus klimayı sıcağa ayarladı ama işlemiyodu bile. "Çok kötüysen bi hastaneye götüreyimmi istiyorsa" dedi. Gene kafamı iki yana salladım.

Bi eli anlımda hissettiğimde irkilerek yerimden doğrulmaya çalıştım ama Yunus tuttu" Şşşş sakin ol sadece ateşine bakıcam" dedi korkutmak istemiyormuş gibi. Kafamı yavaşça tekrardan koltuğa yasladım. Yunus elini anlımdan çekip gaza basıp yolu deyiştirdi. "Noldu, nereye gidiyoruz" diye zorda olsa sordum. Sadece "Hastaneye" dedi. Kafamı iki yana sallayıp itiraz ederek "Hayır, nolur gitmeyelim" dedim çünkü çıkacak şeylerden korkuyordum. Bu kadar fenalaşmamın altından bişiyler çıkacağını biliyordum. O ara nefesim sanki yetmiyordu, nefes nefese kalmıştım. Üşümeme rağmen camı açıp temiz hava almaya çalıştım.

"Vera, noldu" diye sordu. Sesinde endişe vardı. Arabayı kenara çekip beni kendine doğru çevirdi. "Ne bu halin senin daha 3-4 dakika önce iyiydin" deyip "Acil hastaneye gidiyoruz" dediği anda itiraz ettim "Hayır. Nolur hastaneye gitmeyelim" dedim. Anahatara doğru giden eli durdu. Bana dönüp "Neden. Korkuyo diyilsin herhalde" dedi. Doktor olduğumu biliyodu. Gene aynı şekilde " Lüfsn gitmeyelim. Eve bırak sen beni" dedim. "En iyisi Arda abiyi aramak" diyince "Hayır hayır." Diyince durdu. Sesim bitkin çıkıyodu.

"Neden. Vera neyin var bırak neden aramamı istemiyosun" diye sordu. Durumu toparlamak için "Endişelenmesinler diye dedim" diyip kafamı tekrardan geri yaslandım. "Saçmalama. O zaman hastaneye gidiyoruz" diyip arabayı çalıştırdı ve gaza yüklendi. Ne kadar hayır desemde dinlemedi. Yavaş yavaş kendimden geçiyodum galiba, gözlerimi açık tutamıyodum ama dışardaki sesleri duyuyodum. O sırada Yunusun sesi kalağıka geldi "Vera uyuma tamammı"dedi sadece "hı hııı" demekle yetindim. Karnımda ve kasıklarımda nedenini bilmediğim bi sızı vardı ve gittikçe ağrısı artıyordu.

 

4-5 dakika sonra arabanın durup kapısının hızla açılıp kapandığını duydum. Bi kaç saniye sonra benim olduğum tarafın kapısı açıldı ve beni ordan alıp sedyeye yatırıp içeri götürdüler o sırda seslerde sustu sadece boş bi karanlık vardı. Zaman kavramını tamamen unutmuştum ama bi süre o karanlıkta bazı silüetler belirmeye başladı. Annem, babam, abim, Deya, Ayaz, bütün tim bütün sevdikelerim ve duygusal bağım olan kişiler gözümün önüne gelmeye başladı.

 

En son Yunus belirdi ama onun hayatımdaki yeri neydi. Tanışalı 2 gün olmuştu ama herkes ona güveniyodu, abim bile.

 

***

Yunustan...

Verayı akşam saatleri olduğu için acile aldılar. Benim içeri girmeye iznim yoktu. O sırada Arda abiyi aradım 2. Çalışta açtı "Noldu koçum bi sorunmu var?" Diyerek açtı telefonu. Yunus lafı uzatmadan "Hastanedeyiz" diyince karşı tarafdan "NE? Ne diyosun olm sen ne hastanesi verayamı bişiy oldu" diye sordu. "Abi en iyisi siz buraya gelin anlatayım böyle konuşulacak bi durum deyil bu" dedim. Hızlı bi şekilde "Tamam hangi hastane" diye sordu Arda abi. "####### devlet hastanesi" dedim anında "Tamam" diyip telefonu kapattı.

 

5-10 dakika sonra Annesi, Babası ve abisi geldi. Yeşim abla gözleri dolu dolu yanıma gelip"Vera nerde, noldu, durumu nasıl? "diye ard arda sormaya başladı. Ellerimi omuzlarına koyup "Yeşim abla sakin ol"diyip çökmeye başlamışken tutup karldırdım. "Anne sakin ol. Yapma şöyle bişiy olmıycak" diyerek Arda abi kendine doğru çekti.

 

Bu sefer Arda abi sordu "Yunus, noldu" diye sordu. Kafamı iki yana sallayıp "Bende bilmiyorum abi. Bu iki gündür yaşadığı en ufak bi olayda çok güçsüz düşüyor" dedim. Arda ve Erdem albay kaşları çatık bi şekilde baktılar. Bunu diyince Yeşim ablanın ağzından "Ne" diye yüksek sesle bi sotu çıktı.

 

"Nasıl olayda. Ben yokken noldu" diye sordu Arda abi. Olan biten her şeyi anlattım. Hayretle yeşim ablayla Erdem albaya dönerek "Ben bunları neden yeni öğreniyorum" diye sordu. Erdem ablay bana dönerek "Merkezde yaşanandan benimde haberim yok" diyip sorgularcasına baktı. Duruşumu bozmadan aynı şekilde durdum. Ne kadar ifadesiz baksamda içten içte endişeliydim. O bana emanetti ama sahip çıkmadım. "Oda bu gün oldu" dedim. Bunun üzerine kaşları dahada çatıldı. Arda abi kafsını ellerinin arasına alıp "Offff" dedi. O sırada doktor odadan çıktı, anında 4'ümüzde doktora yöneldik. Doktor "Hastanın yakınları sizmisiz" diye sorunca Yeşim abla anında" Evet ben annesiyim. Noldu kızımın neyi var" diye sordu.

 

Doktor ilk bi kaç saniye sustu sonrasında ise "Veranın daha önce büyük bi hastalığı oldumu. Kanser, astım yada piskolojik herhangi bir şey" diye sordu. Yeşim abla endişeyle "6-7 yıl önce. kanseri teşisi koyulmuştu fazla ilerlemeden engelledi" dedi. Kanser, Vera kansermi olmuştu . Demir Albay endişeyle "Doktor Bey noluyo açık konuşurmusunuz" dedi. Arda abide Erdem Albayda sabrı tükenmiş bi şekilde doktora bakıyodu. Bende git gide dahada endişelenmeye başlamıştım.

Doktor derin bi nefes alıp" Kanserin tekrarlama ihtimali var" dedi. O an Yeşim abla kendini saldı. Demir albay "Hayır nasıl olur. Bize o zaman tekrarlamaz dediler" dedi. Doktor hafif kafasını sallayıp "Hastene sınırları içinde hiç birşey kesin deyildir. Olmaz deriz olur, Yaşamaz deriz yaşar. Ütelik kanser kedi kendine tekrarlamamış" dedi. Bu sefer dayanamayıp ben sordum "Nasıl yani" diye sordum. Bi an Arda abinin bakışları bana döndü ama anında tekrar doktora çevirdi. "Yani, kanseri tekrarladı ama kendiliğinden deyil. Test yaptık aşırı sitres den dolayı hormonal bozukluk yaşamış ve buda kanseri tetiklemiş." deyip bana dönerek "Tam zamanında getirdin. Eyer biraz daha geç gelseydi işin önünü alamazdık" dedi.

 

"Peki şuan durumu nasıl görebilirmiyiz" diye sordu arda abi. Yeşim abla duyduklarından sonra duvarın dibinde olan sandalyelerden birine oturmuş ağlamamak için kendini zor tutuyodu. Demir albay ise dim dik duruyodu ama içinde fırtınalar kopuyodu, güçlü durması gerektiğini biliyodu. "Şuan muşahade altına aldık kanser ilerleme riski var. Buraya geldiğinde kanaması başlamıştı" dedi. Kanamamı? Nasıl bi kanserdi bu. Demir amca "Tamam sağolun" dedi. doktor bi iki bişey daha söyleyip gitti.

O sırada koridorun başında Derya ve tim belirdi hepsi gelmişti. Derya koşa koşa yanımıza gelip Yeşim ablanın yanına çöktü. O sırada timde geldi. En başlarında Ayaz vardı "Komutanım" diyip baş selamı verdiler Demir albaya. Yüzelerine baktıklarımda hepsi endişeliydi. Hepsi vera için gelmişti. Peki ben, ben niye bu kadar endişeliyim noluyodu bana. Tim Kılıç ailesinin halini görünce onlar yerine bana sordular, ve gereğince anlattım. Hepsinin yüzünden düşen bin parçaydı, herkes bitarafa dağılmış içerden gelecek iyi haberi bekliyodu.

Vera şuan kendisinde deyildi uyuyodu. Yeşim abla bi yerde oturmuş ağlıyo Derya onu teselli etmeye çalışırken kendiside ağlıyo diyerleri başka bi alemde. Yeşim ablanın yanına gidip "Yeşim abla yapma böyle. Hadi Deryayla birlikte bi elinizi yüzünüzü yıkayıp gelin" dedim ama itiraz ederek. "Hayır uyanana kadar burda bekleyecem" dedi. O sırada araya Ada abi girdi" Anne hadi. Olmazsa burda biyerde bi oda ayarlayalım yat dinlen." dedi ama Yeşim abla gene itiraz etti. Bu sefer Erdem albay gelip "Yeşim. Hadi vera güçlü bi kız hiç bişiy olmıyacak bunuda atlatıcak, ama uyanınca seni bu halde görmesin" dedi. Gene etmeye yeltendi ama edemdi.

 

***

İlahi anlatım...

Aradan 2-3 saat geçmiş , Yeşim bi odaya alınmış sakinleştiriciler le uyutuluyordu. Diyerleri ise hala kapının önünde bekliyolardı. O sırada Ardanın telefonu çaldı tüm bakışlar ardaya döndü. Telefonu açıp ilk bi kaç saniye döndü karşı tarafı dinleyip en sonunda "Emredersiniz" deyip telefonu kapattı. Ayaz merakla "Komutanım noldu" diyosordu. "Görev var" dedi. Ama burdan kardeşinin yanından da ayrılmak sitemiyordu. Yunus bu fark edince "Komutanım iterseniz siz burda kalın ben hallederim" dedi. Arda sadece başıyla onayladı. Erdem Albay ise hala gözünü kırpmadan camın ardında olan Veraya bakıyordu. Yunus time dönüp "Kılıç" diyince Tim tamamen Yunusa döndü. "Sinan, buğra, Ozan, Ateş, Yusuf , Merih, Onur siz göreve geliyorsunuz. Ayaz ve Emre siz burda kalın bişiy lazım olursa yardım edin. Diyerleri Tugaya dönsün burda kalabalık yapmayın ara ara gelir dönersiniz" dedi. Hepsi "Emredesiniz komutanım" diyip ayaklandılar. Ayaz ve Emre harici diyerleri hastaneden çıkıp Tugaya geçtiler.

O arada bi hemşire gelip Verayı kontrol etmek etmek için odaya girdi. Bi süre sonra telaşla odadan çıkıp "DOKTORU ÇAĞIRIN ACİL" diye bağırınca Arda ve Erdem Albay taelaşla yerinden aklktı "Noluyo" diye sordu Arda ama yanıt alamadı doktor gelip içeri girdi ve camın perdesini de çekip içeriyi görmelerini tamamen engellediler. O bağırtıya Yeşim de uyanmıştı oda "Noldu" diyip mayışık bi şekilde. Arda dayamayıp "Bilmiyorum. Allah kahretsinki bilmiyorum" diyip sinirle karşı davara yumruk attı 2.yide atıcaktıkı babası tuttu "Oğlum yapma" dedi ama kendiside içten içe endişeliydi.

Arda artık kendini tutamayıp ağlamaya başlamıştı "Onuda kaybetmek istemiyorum baba. Bi kardeşimin daha ölmesine dayanamam ben" dedi. Babası ile birlikte yere çöktü, bunun üstüne anneside yanlarına çöktü. Oda ağlamaya başlamıştı. O sırada Ayazla Emrede yanlarına çabucak geldi, Ardanın dediklerini duymuşlardı ama anlamdıramamışlardı. Hemen yanlarına gidip "Komutanım. Noldu" diye sordu. O sırada eve uğrayıp gelmesi gereken Derya da geldi onları öyle görünce ister istemez korkmuştu koşa koşa yanlarına geldi kormuş bi sesle "Noldu. Veraya bişiymi oldu" diye sordu.

Ayaz bilmiyorum dercesine kafasını salladı ama Erdem Albay "Hemşire kontrole geldi ardından doktoru çağırdı. Şimdi içerdeler" dedi. Derya bunun üzerine dahada korkup endişelendi, gözleri dolmaya başlamıştı. Ayaz bunu fark edince dayanamayıp Deryanın yanıne gidip göz yaşlarını sildi. Derya anlık bi şekilde Ayaza sarıldı. Ayaz ilk başta afalladı ama hemen kendini toparlayıp oda sarıldı ama Deryanın ağladığı fark edine "Şşşş yapma böyle. Vera iyleşecek" dedi. Derya sadece kafasını salladı ama bi süre öyle kaldılar. Sonrasında Deryayla ayrıldılar ama bir birlerinden uzaklaşmadılar. Ayaz kolunu Deryanın beline sarıp kendine yaslandırmıştı.

4-5 dakikanın ardından hemşire odasının kapısını açıp içeri geçmeleri için sonuna kadar açtı. Hepsi içeri girdi, Vera yarı baygın bi şeklide yatıyodu. Demir Albay dayanamayark "Doktor bey noluyo" diye sordu. Doktor ise "3-4 Dakika bekleyin Vera birazdan uyanıcak. Anlatıcaklarımı onunda duyması gerek dedi.

 

***

Başım dönüyordu. Karnalıktaydım, ara ara sanki ışık geliyodu ama sonrasında hemen gidiyodu. Bi süre sonra sesler duymaya başladım tanıdık sesler... Annem, Babam, Abim, Derya, Ayaz ve Emrenin sesleriydi. Gözlerimin kapalı olduğunu fark ettiğimde açmaya çalıştım, hafif aralandı ama sonra gene kapandı. Kendimi zorlayıp tekrar denedim, bu sefer olmuştu. O sırada hepsi başıma toplandılar "Annemm iyimisin" dedi annem. "Bilmiyorum" dedim. Gerçektende bilmiyodum. Abim yatağın yanına oturup elimi tuttu. O sırada doktor boğazını temizleyerek dikkati kendi üstüne çekti. Oturduğum yerden doğrulmak istedim ama kasıklarımdaki sızı ile yüzüm ekşiyerek kendimi geri bıraktım elim aynı saniyede sıznın olduğu yere gitti.

Derya endişeyle yanıma gelip "Vera noldu." dedi. O sırada doktor konuştu "Verada uyandığına göre konuşabilirim ama ilk önce" diyip yanıma gelip yavaş yavaş yatağın başlık kısmını doğrultup beni hafif dik konuma getirdi.

Doktor derin bi senef alıp "Daha öncesinde kansere yakalanmışsın doğrumu" diye sordum evet anlamında kafamı salladım. Bunun üzerine Derya, Ayaz ve Emrenin şaşırdıklarını gördüm, haklılardı çünkü anlatmamıştım, Derya'nın da haberi yoktu çünkü o zamnalnar il dışındaydı ve anlatmamıştım,anlatmakta istemiyordum. "Şöyle bişiyki kanserin aynı şeklilde şu an tekrarlıyo" dediğinde "NE" diyerek doğrulmaya çalıştım ama kasıklarımdaki sızı izin vermiyodu, bu sızı bundan dolayımıydı. "Sakin ol. Sinir sitresten uzak durmalısın çünkü sinir, sitres, üzüntü gibi duyguların sende hormonal bozukluklar meydana getirmiş ve buda kanseri tetiklemiş." dedi. Önceden olanları az çok hatırlıyodum, normalde daha büyük yaşlardaki insanlarda olan bişiydi ama sülale de böyle bişiy yaşayan varsa bu son kaçınılmaz olabiliyormuş, benimde anneannemin annesinde varmış. Bu hastalık annemde belli etmemiş ama genler yüzünden bana geçmiş.

Annem korku ve endişeyle "Peki şimdi nolucak" diye sordu. Doktor derin bi nefes alarak "Şu an kanserin yayılmaya başladı. Bunun tedavisi var ama bazı sonuçlarıda var." dedi. Abim sorgularcasına "Ne gibi" dedi. Doktor tekrardan derin bi nefes aldı "Eyer tedavi olmazsa kanseri ilerler sonu ölüme kadar gider" dedi. Emre anlamaz bakışlar "Eee tamam tedavi olsun işte" dedi. "Eyer tedavi olursada ilerde bir bebek sahibi olamayabilir" dedi. O an son söyledikleri kafamda yankılanmaya başladı kulaklarım uğulduyodu. Öylece kalmıştım hala kafamda bebek sahibi olamayabilir sesi dönüyordu. Bu olmazdı dimi doğru olamazdı. Ben anne olamıyacaktım.

Benim bebeğim olmayacaktı...

 

*********

Hastalığın ne olduğunu yazmamışım şimdi fark ettim ama bir sonraki bölümde yazımışımdır, İnşallah.

İnşallah diyorum çünkü bölümleri Wattpad den aldım, burdada yayınlamak istedim

 

 

Yeni bölümle tekrardan merhaba. Oylarsanız mutlu olurummm

SEVİLİYOSUNUUUUUUUZZZZZZZZZ

 

Loading...
0%