@merakli_1okur
|
Yunusun etrafına baktı, şu an Adananın ilçelerinden birindeydiler. "Komutanım napıyoruz" diye sordu Ateş. Köye bakarak "Rehineler var, sessiz yaklaşmalıyız birinin bile ölümünü göze alamayız" dedi Yunus. Ne kadar göreve odaklanmak istesede aklının bi kenarında Vera vardı. Olabildiğince düşünmemeye çalışıyordu ama sürekli gözünün önüne geliyordu, kendini toparlaması lazımdı. Kafasını iki yana sallayıp düşüncelerini toparlayıp kulaklığının üstüne hafif basıp "Kılıç, sessizce giriyoruz" dedi. Komutun ardında Tim sessizce köye doğru ilerleyip etrafını sardılar. Köylüleri meydan gibi bir yerde topladıkları için işleri kolay olacaktı. Köye biraz daha yaklaşıp " Ateş, Onur sağ taraf nöbetçiler" diye emir verince ikiside sağ taraftaki nöbet tutan teröristlere doğru ilerlediler.
Arsında Yunus "Yusuf, Buğra sol taraf" emrini verince onlarda harekete geçti. "Ozan, Sinan ve Merih siz benle geliyorsunuz, halledenler rehineleri korusun" dedi. Herkes verilen yerlere ilerlediler, köye daha çok yaklaşıp evlerin arkasında pusuya yattılar.
Yunusun "Başlıyoruz" emriyle Tim hareketlendi. Ateş ve Onur sağ taraftaki nöbetçileri sessizce indirirken, Denizle Yusuf da sol tarafı aynı şekilde indirdiler. Yunus, Ozan arka Sinan ve Merih de önü hallettiler. Yunus kulaklığa doğru "Tek atış, tek leş" dedi. Tim onaylar bi ses çıkarınca hepsi silahlarını kuşanıp nişan aldılar, Yunus dan gelecek emri bekliyorlardı, Ve emir gelince Tim aynı anda ateş etti. Karşı tarafın sayıları fazla olmadığı için çok kolay oldu, ama biri hariç onu sadece bacağından yaraladılar, elebaşlarını. Köylüler haliyle korkmuştu, elebaşları seke seke kaçmaya çalışıyordu. Yunus yarım bi sırıtışla "Sinan , git getir şunu" dedi. "Emredersiniz komutanım" diyerek bir kaç adımda kaçan adamın yanına ulaşıp ensesinden yakalayıp "Yolculuk nereye" diye sordu göz kırparak.
"Bırakan bene" dedi bozuk Türkçesiyle. Sinan çekiştirerek "Yürü lan" diyerek timin yanına kadar götürdü. Yunus yüzündeki sırıtışı silip ciddi bi ifadeye büründü, adam aynı bozuk Türkçeyle "Bırakan bene, üstler sizi sağ komaz" diyerek tehdit etmeye çalıştı.
Yunus sinirle "Konuşturmayın şu iti, bağlayın ağzını" dedi. Merih elinde bi bez parçasıyla gelip adamın ağzını bağladı. "Ateş, Buğra siz yaralılarla ilgilenin, Merih sen şunun başında bekle, Onur, Ozan siz bana yardım edin şu leşleri bi tarafa koyalım en azında kurtlar çakallar doyar. Sinan sende Tugayla iletişime geç buradaki aileler alınsın" diye emirleri verdi.
***
Saatlerdir hareketsizce oturuyordum. Hayallerimin elimden alınması iki dudağımın arasından çıkacak kelimelere bakıyordu. Doktor düşünmem için zaman verip odadan çıkmıştı, herkes sessizliğe gömülmüştü kimde konuşmuyordu. En sonunda sessizliği babam bozdu "O tedaviyi olacaksın" dedi. Bi an yaşla dolu gözlerim babama döndü, normalde hep kendi kararımı kendim vermem gerektiği söylerdi ama bu sefer kendisi kara vermeye kalkmıştı.
Annem üzüntülü sesine rağmen "Demirr. Bırak kız kendi karar versin" dedi ama içten içe annemde tedavi olmamı istiyordu. "Neye bırak Allah aşkına kızımın ölmesinimi bekliyeyim" diye yükseldi babam. Bakışlarım diyerlerine döndü, Derya ne demek istediğimi anladığı için kafasıyla onayladı. "Şey ben biraz Veryala tek konuşabilirmiyim" diye sordu.
Abim onaylıyarak "Hadi gelin biz çıkalım. Anne babam sizde biraz hava almış olursunuz" dedi. Ayaz annemin yanına gidip koluna girerek "Gel Yeşim abla" dedi. Derya yanımda kalıp diyerleri çıktı.
Ailem çıkınca tuttuğum göz yaşlarımı bıraktım, Derya yanıma gelip bi kardeş edasıyla sarılarak "Şşşş ağlama sinir, sitres, üzüntüden uzak durman gerek" dedi ama onunda sesi titriyordu. "Napıcam ben. Hah napıcam tedavi oldum diyelim asla bebeğim olmıycak, hayallerim alınıcak benden" dediğim anda ağlamam şiddetlendi.
Derya beni daha çok kendinde çekti bi süre öyle kaldıktan sonra derya beni kendinden ayırıp yüzüme baktı "Doktor tamamen olamaz demedi 'Olamayabilir" dedi. Yani düşükte olsa bi ihtimal var" dedi beni umutlandırmak için, ama benim içimde tek bi umut kırıntısı bile yoktu.
"Artık o umut da yok." dedim. Derya iç çekerek "Vera yapma böyle" dedi. Kafamı iki yana sallayıp "Annemleri çağırımısın, Ayaz gilide" dedim. Derya kafasını sallayıp kapıya doğru ilerledi. Bikaç saniye sonra herkes odaya geldi, annem direkt yanıma oturup elimi tuttarak "Annemm" dedi içten bi sesle. Abim baş ucuma gelip saçlarıma minik bi öpücük kondurarak "Söyle abim" dedi.
Derin bi nefes alıp "İlerde bir bebeğimin olmayacağını göze alarak tedavi olucam ama bu burdan çıkmayacak kimse bilmeyrcek. Kendi sülalemdekilerde dahil, Kimsenin bana acıyarak bakmasını istemiyorum" dedim. Ayaz ve Emreye barak "Tugaydakiler de" dedim ikiside zorda olsa kafalarını salladı. Onlar için de zor gelmişti, kaç yıldır beraberdik kardeş gibiydik. Hiç bir zaman birbirimizi yüz üstü bırakmamıştık.
Annem elimi daha sıkı tutarak "Eminsin dimi kızım" diye sordu. Oda tedavi olmamı istiyordu ama kendim pişman olmayayım diye çabalıyordu. Sadece kafamı salladım. Babam ayağa kalkıp "O zaman ben doktora haber vereyim" dedi. "Söz verin" dedim "Bu olay buradan çıkmayacak" diye tekrar ettim.
Hepside "Söz" diyince kendimi geri yastığa bırakıp derin bi nefes aldım. O sırada abimin telefonu çaldı açıp kulağına yasladı "Alo...Tamam Yunus saol kardeşim..." deyip karşı tarafı dinledi bi kaç saniyeliğine baktı, ne olduğunu anladığım için kafamı hızlıca iki yana salladım abim ise "Merak etmeyin iyi... Gelmenize gerek yok geç oldu zaten... tam gene konuşuruz" deyip telefonu kapattı. O sırada babamla beraber Doktor da geldi. "Eveeeet kararın ne Vera" diye sordu. Derin bi nefes alıp "Tedavi olucam. Ama bu odadaki harici biri durmumu sorduğunda 'Midesinde kist var ama önemli bişiy yok kisti küçük, daha da küçültüp ameliyatla alınıcak' diyin lütfen buradakilerden başka kimsenin öğrenmesinin istemiyorum" dedim. Doktor hafif bi tebessümle "Tabiki sen nasıl istersen" dedi. Babam doktora dönüp "Şimdi nolucak peki" diye sordu doktor babama dönüp "İlk testler yapılacak. Eyer kanser fazla yayılıp ana organlara sıçramamışsa cerrahi işlemle ve ameliyat bide ilaçlarla hallolur. Eyer diyer organlarada sıçramışsa kemoterapi yada radyoterapi uygulanıcak" dedi.
Aradan 1 saat geçti, tahminen saat 02.30 civarıydı. Annemin yorgunluktan tansiyonu düştüğü için başka bi odaya aldılar, Derya da yorgunluktan uyuya kalmıştı, eve götürseler geri gelecekti diye odadaki kanepeye yatırdılar. Abim, babam , Emre ve Ayaz hala başımda bekliyorlardı.
O 1 saat içerisinde hemşireler gelip beni test için başka bir odaya alıp ilk kan ve idrar tahlili yaptılar, ardından bi cihazla vücudumu taradılar, sonuçların bazılarının bi iki saate bazılarının iste bi kaç güne çıkabileceğini söylediler.
Şuan kendi yattığım odadaydım, odaya geldiğimde Ayaz ve Emre yoktu onlar yerine Yunus gelmişti. Oda tek kelime etmedi, acaba bizimkiler söylemişlermiydiki. Annem hala başka odadaydı, babamı annemin yanına göndermişlerdi. Şuan başımda sadece abim ve Yunus bekliyordu. Abim yatağımın yanına oturmuş elimi tutuyordu, Yunus ise duvara yaslanmış kolunu gövdesinde bağlı bir şekilde boşluğa bakıyordu. O sırada kasıklarımda hala sızı vardı ama üstümde aşırı bir yorgunluk olduğu için kolayca uykuya daldım.
Karanlıktı ama bi ağlama sesi geliyordu, nereye gittiği bilmeden, görmeden yürüyordum. Bi süre sonra karşımda 2-3 yaşlarında bi bebek denilecek yaşta bi çocuk vardı, ben ona yaklaştıkca o benden uzaklaşıyordu "Dur" dedim ama daha hızlı ilerlemeye başladı. Nedense peşinden koşma gereği duyarak "Dur gitme" dedim ama yavaş yavaş gözden kaybolmaya başladı. Sonra kendi ismimi duydum ama tanıdık bi sesti "Vera uyan" diyordu aynı saniyeler içinde bir sarsılma hissettim. Sıcak basmaya başlamıştı, en son karanlıktan aydınlığa ulaştığımda gözlerimi açtığımı fark ettim Karşımda bana seslenen Yunus vardı, O sırada Deryanın sesini duydum "Noluyor" dedi uykulu bi sesle. Nefes nefese kalmıştım, doğrulmaya çalıştığımda kasıklarımdaki sızıyla ağzımda küçük bi inilti kaçtı. Bunun üzerine Deryada hızlıca geldi. Yunus endişeli bi sesle "Vera iyimisin" diye sordu. Sadece kafamı salladım.
Derya endişeyle "Kuzum, noldu" diye sorunca bi kaç saniye öylece kaldım, bu kadar kısa sürede bilinç altıma girmesini beklemiyordum. "Kabus gördüm sadece" dedim. Derya yanımdaki küçük dolaptan paket sulardan alıp verdi. Suyu içtikten sonra etrafıma baktığımda abimin olmadığını fark ettim. Yunusa dönüp "Abim nerde?" Diye sordum. "Kantine indi kahve alıp gelicek" dedi. Sakince geri yaslandım ama hala aklım gördüğüm kabustaydı, hep böylemi olacaktı. Bi süre sonra abim elinde iki kahveyle geldi, uyandığımı görünce kahvelerden birini hızlıca Yunusa uzatıp yanıma geldi.
"Prensesim iyimisin? Varmı bi ağrın sızın" diye sordu. "Yok abi iyiyim" dedim, o sırada gözlerim Yunusa takıldı anlamaz gözlerle bakıyordu. Tam birşey diyecekken kapı açıldı annem ve babam girdi, annemler yanıma gelince Yunus geri çekildi. Annemlerlede aynı muhabbet döndü.
***********
Ayaz ve Emir, Tugaya döndüklerinde pek kimseye görünmemek için sessiz sedasız yatakhaneye gittiler ama pek istedikleri gibi olmamıştı. Timdekilerin uyuduklarını sanıyorlardı ama yanılmışlardı, hepsi ayakta hastaneden gelecek haberi bekliyordu. Haberin nasıl bu kadar çabuk yayıldığı ise merak konusuydu.
Emre ve Ayaz içeri girmezden önce yatakhanenin kapalı kapısının önünde durdular, Emir Ayaza dönüp "Ne yapıcaz" diye sordu. Ayaz derin bir nefes alarak "Madem Vera kimsenin bilmesini istemiyor, o zaman kimsede bilmeyecek" deyip yatak haneye girdiler.
İçeri girdiklerini fark eden Tim başlarına toplandı, ilk Sinan sordu "Noldu vera iyimi, nesi var" diye sordu. Ayaz derin bi nefes aldı, aslında yalan söylemek istemiyordu ama Veraya söz vermişlerdi.
"Midesinde kist varmış. Tam olarak ne olduğunu bizde bilmiyoruz ama dediklerine göre iyi huylu bir kistmiş. Eyer büyük deyilse cerrahi işlem ve ameliyatla alacaklarmış" dedi hızlı bir şekilde. Emre bile bu kadar hızlı anlatmasını belemiyordu. "Eeee şimdi nolucak" diye sordu Ateş, bunada Emre cevap verdi "Testler yapılacak kistin büyükmü küçükmü olduğuna bakılıcak, sonra ise ameliyat olacak ilaç desteği alacak kendini toparlaması için" dedi soğukkanlı bir şekilde ama ikisinin içinde de bir endişe vardı.
"O zaman yarın bi ziyarete gideriz" dedi Fatih ama Ayaz karşı çıkarak "Yok yok. Demir Albay burdaki işlerle ilgilenmemizi söyledi eyer bir şey olursa arar söylersiniz dedi. Hem zaten Yunus komutanım da orda, fazla kalabalık olmasın" dedi. Timde Ardadan sonra Yunus, yunus dan sonra ise rütbe olarak yüksek olan Sinan, Emre, Ayaz, Kaan, Yusuf, Emre ve Pusat vardı. Diyerleri ise asteğmendi Yunus Teğmen, Arda ise Üsteğmendi. Kılıç Timini Arda kurmuştu, hepsini özel olarak seçmişti ve doğru seçim olduklarını bir çok kez görmüştü. "Eeee biz napıyoruz" diye sordu Barış. Sinan, Emre ve Ayazın yanına geçerek "Boş durmayacaz, idmanlara çalışmaya devam. Kimse kendini salmayacak idmanlara, atışlara devam edilecek" dedi. Timden "EMREDERSİNİZ KOMUTANIM" sesi gelince Sinan memnuniyetle gülümsedi.
*3 GÜN SONRA * 3 gün... Normal insan için 3 gün, ama benim için 3Yıl gibiydi O 3 gün nemi oldu. İlk teşhis tamamen konuldu 1. derece de olduğunu için cerrahi işlem ve ameliyat ile kanser kolaylıkla temizlenebilicekti ama 2-3 aylık bir ilaç tedavisi olacaktı, tekrarlamanın önüne geçmek için. O 3 günü 1 günü teşhis tam anlamıyla koyuldu, kanserin yayılmaması için bir kaç gün içinde ameliyata alınmamı söyledi. Bu sırada annem, babam, abim, Derya ve Yunus hiç yanımdan ayrılmadılar. Yunus midemde kist var diye biliyordu ama bu durum onu iyice işkillendirmişti, sormak istediği her hainden belliydi ama sormuyordu. 2. gün ise gelip ilaç verdiler sonrasında ise doktor rapordaki vücut değerlerimi kontrol ettikten sonra ise "Değerlerin şu an tam istediğimiz gibi, yarın ameliyata alınacaksın. Ben gidip ameliyathaneyi hazırlattırayım" deyip gitmişti. İçimde huzursuzluk vardı, kabuslar devam ediyordu. Bu bir kaç gün içinde bilinç altıma işlediyse ameliyat sonrasını düşünmek istemiyordum. Bu gün 3. gün ve 4 de devriliyordu. Ameliyat olmuştum ama kendimde deyildim ama bilincim yarı açıktı, sesler duyuyordum kimin sesinin kimin olduğunu ayırt edemiyordum, Silüetler görüyordum ama kimin kime ait olduğunu ayırt edemiyordum. Ara ara gözlerim kapanıyordu, gene kabusun içinde buluyordum kendimi. Gene aynı çocuk, gene aynı çığlıklar. Hep böylemi olacaktı, hep acımı olacaktı.
***
Saaaa, ben geldiiimm. Kısa bi bölüm oldu. Bölümlerin düzenini tam oturtamadağım için bölüm gelme zamanlarıbiraz karışık olucak SEVİLİYOSUNUUUUUUUZZZZZZZZZ
|
0% |