Yeni Üyelik
16.
Bölüm

16.Bölüm(KANDIRILMAK)

@merhal26

Murat

 

İstanbulda ki ilk günümüz başlamıştı yardımcımız Hatice abla bize kahvaltı hazırlamıştı.

 

"Günaydın kardeşim hemen kahvaltımızı edelim de çıkalım bakalım Hakan Tezcan nasıl bir adam?"

 

"Ben biraz istişare ettim aslında evli işkolik herkese karşı mesafeli olan birisi yüzü pek gülmezmiş"

 

"Gidince kendi gözümüzle görürüz."

 

Kahvaltımızı ettikten sonra Tezcan holdinge gittik. Hakan Tezcan'ın odasına çıktık kapıda duran sekreteri bizi karşıladı.

 

"Buyrun hoş geldiniz Hakan beyde sizi bekliyor."

 

Sekreterin güler yüzle karşılamasıyla büyük camlı kapıdan içeri girdik karşımızda Hakan Tezcan ve yanında asistanı vardı.

 

"Hoşgeldiniz Murat bey ve Asaf bey nihayet tanışabildik."

 

"Hoşbulduk Hakan bey bu işe çok önem verdik oyüzden anca gelebildik."

 

"Geç olsunda güç olmasın diyelim. Asistanım Seçil Özdemir."

 

"Merhabalar Murat bey tanıştığıma memnun oldum."

 

Elini uzatan asistanına baktım uzun sarı saçlı yemyeşil gözlü incecik belli uzun boylu bir kadındı kıyafeti üzerine tam oturmuş ip askılı göğüs dekoltesi olan dizlerinin çok üstünde biten kırmızı elbise giymişti. Kadınsı dururşuyla etkisinde kalmıştım.Bende elimi uzatarak "Bende çok memnun oldum Seçil hanım" dedim.

Asaf'ın beni dürtmesiyle kendime geldim.

 

"Hakan bey geliş sebebimizi biliyorsunuz çok büyük ve güzel projelerimiz var onları size aktarmak istiyoruz. Eğer anlaşabilirsek beraber iş yapalım."

 

"Öncelikle projelerinize bir göz atalım Murat bey."

 

Asaf elindeki çantadan laptopu çıkardı ve hazırladığımız bir kaç görselle ve sunumla üstün körü Hakan beye anlattı. Hakan olumlu bir şekilde bizimle konuştu.

 

"Sunumlarınız ve görselleriniz değişik ve güzel gözüküyor daha müsait bir günde daha ayrıntılı bakalım."

 

"Nasıl isterseniz Hakan bey biz projemize çok güveniyoruz eminiz ki sizde bizimle çalışmak isteyeceksiniz."

 

"Ayrıntılı baktıktan sonra kararımımı size açıklayacağım."

 

"Oldu ozaman tekrardan görüşürüz iyi günler"

 

Hakan ve Seçille tekrardan tokalaştıktan sonra şirketten çıktık. Biraz İstanbul'u gezmeye başladık.

 

"Oğlum sen iyimisin kadının içine düşecektin neredeyse"

 

"Onu da nereden çıkardın Asaf aklıma başka bişey takıldı ondan öyle kalmışım."

 

"Öyle olsun yoksa Ayşe seni mahveder."

 

"Sahi ben Ayşe'yi aramayı unuttum dur bir arayıp konuşayım."

 

Ayşe

 

Murat olmadan ilk defa kendi başıma odada yatmıştım korku yoktu ama onun verdiği güvende yoktu daha şimdiden yokluğu çok belli oluyordu kim bilir o olmadan günler nasıl geçecekti.

 

Telefonum çalmıştı arayan Murat'tı adını görünce çok sevindim beni aramayı unutmamıştı.

 

"Alo ağam nasılsın iyimisin?"

 

"Sağol Ayşe iyim şükür sen nasılsın"

 

"İyim bende ağam senin aramanı bekliyordum nasıl geçti görüşmeniz işi alabildiniz mi?"

 

"Daha aldık sayılmaz ama alacağız eminim kendine iyi bak ara sıra ararım ben seni hadi görüşürüz."

 

"Sende kendine iyi bak ağam Allah'a emanet ol" diyip telefonu kapattım içim çok rahatlamıştı onun sesini duymak bana iyi gelmişti.

 

Murat

 

Aklımdan o yeşil gözleri çıkartamıyordum nereden düşmüştü benim aklıma , bu hisler olmamalıydı İstanbul'a geleli 2 hafta olmuştu ara sıra holdinge gidip her bir projemizi gösteriyorduk bu sayede Seçil'ide görmüş oluyordum onun bakışları gülmeleri kalbimi küçük çocuk gibi heyecanlandırıyordu.

 

Birbirimize kaçamak bakışlar atıyorduk ne zaman ona baksam oda bana bakıyor oluyordu galiba oda benden etkilenmişti. Uzun zaman sonra ilk defa kalbim bu denli çarpıyordu bu kadar çabuk hoşlanabileceğimi düşünmemiştim.

İşimiz holdingde bitmişti çıkıyorduk ki Seçil'in bana seslenmesiyle durdum.

 

"Murat şey yani Murat bey bakarmısınız?"

 

"Murat diyebilirsin bişey mi oldu"

 

"Eğer müsaitsen bugün öğlen yemeğini beraber yiyelim mi?"

 

"Evet tabiki müsaitim nereye gidelim"

 

"Bro ben eve gidiyorum ozaman siz takılın."

 

"Evde görüşürüz Asaf"

 

Seçil'le yemeğe gidiceğimizi duyan Asaf bu durumdan hoşnut olmadı eve giderek yanımızdan ayrıldı. Bizde boğaza bakan bir restorana geldik.

 

"Murat ben açık sözlü biriyimdir açıkcası seni görür görmez senden etkilendim yakışıklılığın mertliğin çok dikkatimi çekti seninle tanışmak istiyorum."

 

Seçil'in bu kadar açık sözlü olması beni şaşırtmıştı aynı zamanda da hoşuma gitmişti hislerim beni yanıltmamıştı oda benden hoşlanıyordu.

 

"Açıkçası bende sana karşı boş değilim Seçil güzelliğin aklımı başımdan aldı hep seni düşünüyorum." dediğimle gülümsedi biraz daha sohbet edip telefon numaralarımızı aldık tekrar görüşmek için restorandan ayrıldık.

 

Eve geldiğimde Asaf yoktu bende bunu fırsat bildim eğer olsaydı sorgusundan kaçamazdım.

 

Ayşe

 

Günler geçmek bilmiyordu sanki Murat'ı özlediğimi farkettim hergün aramasada arada arıyordu bende sıkıştırmak istemiyordum alacağı bir işi vardı şuan için işi daha önemliydi. Geldiğinde zaten bol bol sohbet ederdik.

 

Yine herzaman ki gibi odamda oturmuş derslerime çalışıyordum. Emine abla odamın kapısını tıklattı. Bende yerimden kalkıp kapıyı açmaya gittim.

 

"Buyur Emine abla"

 

"Gelin hanım hanımağam sizi salonda bekliyor"

 

"Neden ki acaba sebebini biliyormusun?"

 

"Hayır bilmiyorum bana sadece seni çağırmamı söyledi."

 

"Tamam abla geliyorum hemen"

 

Ruken hanım çağırınca ister istemez strese girmiştim pek konuşmuyorduk çünkü neden çağırmıştı acaba önemli bişey olmasa çağırmazdı diye düşündüm. Odamdan çıkıp salona gittim.

 

"Beni çağırmışsın hanımağam"

 

"Evet seninle misafirliğe gideceğiz hemen git hazırlan gel güzel gösterişli birşeyler giyin takılarınıda tak."

 

Şaşırmıştım benimle ilk defa bir yere gidecekti bende dediğini ikiletmeden odama geldim dolabımdan zümrüt yeşili elbise çıkardım aynı renktede şalımı taktım takılarımıda taktım kendime baktığımda hazırdım zümrüt yeşilinin üzerine altınlar çok güzel durmuştu gösterişi sevmiyordum aslında ama Ruken hanımıda kırmak istemedim çantamıda alıp aşağı yanına gittim.

 

"İyi iyi güzel olmuşsun hadi gidelim bizi beklerler."

 

"Merakımı mazur görün hanımağam nereye gidiyoruz."

 

"Fazla merak iyi değildir gidince görürsün"

 

Ruken hanımın dediği üzerine başka birşey sormadım üstemelek istemedim gidince görürdüm nasılsa ters düşmek istemiyordum Murat tembih etmişti onun üzülmesini istemezdim.

 

Koca heybetli bir konağa geldik anlaşılan ağa kadınlarıyla sohbet edecektik.

Girişte bizi hanımağa karşıladı salona davet etti önde Ruken hanım arkasında ben girdik ikramlarda bulundular.

 

İçeriye esmer tenli uzun siyah saçlı hafif yapılı bir kız girdi gülümseyerek Ruken hanımın elini öptü bana da 'hoşgeldin' diyip karşımızdaki koltuğa oturdu.

 

"Bu da benim güzeller güzeli kızım Şilan."

 

Duyduğum adla başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Ruken hanım beni kumamı istemeye mi getirmişti.

 

"Maşallah maşallah pek güzelmiş Şilan kendi gibi huyuda güzeldir inşallah bilirsiniz benim gelinim Ayşe çocuğu olmaz aşiret çocuk bekler ee bende Şilan'ı oğlum Murat'a layık gördüm he derseniz hemen nikahlarını yapalım."

 

Ne diyordu bu kadın böyle daha fazla dayanamayarak oradan çıkıp arabaya bindim ardımdan Ruken hanımda geliyordu gözlerimden yaşlar bir bir aktı Ruken hanım kızıyordu birşey diyordu ama ben duymuyordum. Konağa nasıl geldik bilmiyorum ama bu yaptığı bardağı taşıran son damlaydı avluya girince Ruken hanımın karşısında durdum.

 

"Bu yaptığınız çok acımasızcaydı beni saf gördünüz küçük gördünüz kandırdınız beni oraya nasıl götürürsünüz ben size ne yaptımda beni bu kadar eziyorsunuz. Ben 8 yaşında annesiz kaldım bu eve gelin geldiğimde sizi annem bellerim sandım ama yanıldım siz bana bırak annelik etmeyi anne lafını bile çok gördünüz ama bu yaptığınızı asla affetmeyeceğim siz bir öksüzün ahını aldınız bunun vebaliyle yaşayın."

 

Bağıra bağıra ağlaya ağlaya söyledim bunları içimi döktüm bir bir dediklerim suratına tokat gibi çarptı bizi duyan Baran koşup yanımıza geldi ama benim kimseyi görecek halim yoktu koşup odama gittim.

 

"Anaaa sen ne yaptığını sanırsın Ayşe'yi oraya nasıl götürürsün ne yaptı bu kız sanada bu kadar kötü davranıyorsun abimin haber yok değil mi bu yaptığından gelsin ben kendim söyleyeceğim bir daha o kıza bir laf dahi söyleme karşında ben dururum."

 

"Barann ağzından çıkanı kulağın duysun ben seni görmüyor muyum sanıyorsun. Ateşle oynuyorsun yavrum o ateş seni yakar kül eder Ayşe'ye nasıl baktığını kendi gözlerimle görüyorum aklını başına al yoksa acımam babana söylerim seni dünyanın öbür ucuna yollar."

 

Baran'la Ruken hanımın bağışları odama kadar geliyordu ama ben ağlamaktan hiç bir şeye bakamıyordum bu kez kalbimi çok kırmıştı beni küçük düşürmüştü. Biran için Murat'ın dönmesi için dua ettim gelsinde bana sahip çıksın diye kuma olayına son versin diye.

 

Yağmurdan kaçarken doluya tutunmuştum kader bize nasıl bir oyun oynayacaktı...

 

 

 

 

 

 

Bölüm sonumuz yeni karakterimiz Seçil Özdemir 26 yaşında bir kaç bölüm bize eşlik edecek bölüm hakkındaki düşünceleriniz neler yorum ve oylarınızı bekliyorum 😊

 

Loading...
0%