Yeni Üyelik
103.
Bölüm

44. Bölüm (Part 2)

@merida_xx

Gözlerimi açtığımda karşıma çıkan yastıkla nevresim oldukça tanıdık geldi. Bu benim yeni değiştirdiğim nevresim değil miydi? "Hilal?" Diye yayılan sesle kafamın çevrilmesi ve Alpayla bakışmam bir oldu. "Sonunda uyandın yani" diye çıkıştığında yerimden doğruldum ve etrafa bakındım. Evet hastane nevresimleri hala aynıydı çünkü ben yatak odamdaydım.


"Ne oldu?" Diye sorduğumda "Bayıldın kaldın" diye çıkıştı. "Demir eksikliğim yüzünden olmalı" dediğimde "Büyük ihtimalle öyle ama yine de test yapsak iyi olur" dedi. Onu onaylayıp "Yaptırırım bir ara Alpay. Ben buraya nasıl geldim?" Diye sordum. En son hastanede olduğumu hatırlıyordum.


Kapı açıldığında görünen annem "Kızım nasılsın?" Diye sorarak yanıma adımladı. Anlaşılan tam takır buradaydılar. "İyiyim anne. Sorun yok" dedim ama bana inanmayıp Alpaya baktığında "Bayıldı sadece anne, demir eklikliği var ya ondandır" diyen Alpayla rahat bir nefes verdi. Alpay bana bakıp "Sen bayıldığın sırada babamlar hastaneye geldi. Abim seni görünce araca aldı direkt. Polatlarda işlerini bitirince eve geldik işte" diyerek durumu açıkladı.


Kafamı sallayıp yataktan kalktığımda daha dinç hissediyordum. "Kızım yatsaydın" dediğinde ona gülümseyip "Yok anne. Polat ve babam evde mi?" Diye sordum. Evden ses gelmiyordu ama emin olamadım. Annem elimi tutup "Polat oğlum evde kızım. Babanla abin de karargahtalar" dediğinde Alpay "Birini sağ yakaladılarda hoşbeş yapıyorlardır" diye güldüğünde bende güldüm.


"Polatım" diye içeriye seslendiğimde banyonun kapısı açılmış ve Polatımı görmüştüm. Eli yüzü ıslaktı, yüzünü falan yıkamış olabilirdi ama gözlerini yıkamamıştır diye düşünüyorum. Gözleri hafif kızarık gibiydi ama bu üzüntüden falan değildi. Gözleri saf öfkeyle parlıyordu. Gözlerimiz buluştuğunda öfkesi uçup yerini endişeye bıraktı ve "Hilal iyi misin yavrum?" Diyerek yanıma yaklaştı.


Annem "Oğlum biz eve geçiyoruz, bir şey olursa ararsın" dedi ve bana sarılıp "Korkuttun bizi annecim. Müsait olunca ara beni kızım" diye fısıldadı. Ona sarılıp gülümsedim ve "Tamam anne" dedim. Polatta "Tamam anne ararım sağol" dediğinde annem Alpayı da alıp evden çıktı.


Bakışlarım Polata döndüğünde ellerini yanağıma koyup "İyisin dimi güzelim?" Diye sordu. Ellerimi ellerinin üstüne koyup "Polatım iyiyim. Demir eksikliğim yüzünden bayılmışım sadece" dedim ama gözleri hala endişeyle parlıyordu. Elinden tutup koltuklara ilerledik ve Polatı yanıma oturtup ona doğru döndüm.


Elini tutup "Anlat Polatım" dediğimde sıkıntılı bir nefes aldı ve bakışlarını benden kaçırdı. Çenesini tutup bana bakmasını sağlamaya çalıştım ama çenesi bile benden güçlü olduğu için başaramadım. Elimde hissettiğim ıslaklıkla şaşkınca ona baktım. Ağlıyor muydu? Bana bakmamaya kararlı olduğunu anlayınca son çare olarak bacağımı diğer tarafa attım  ve kucağına oturup iki elimle yüzünü kendime çevirdim.


Ellerini belime koyduğu gibi beni kendine doğru çekti ve kafasını boynuma yerleştirdi. İçimdeki üzüntü beni boğmaya başladığında havada kalan ellerimi Polatın saçlarına koydum ve ensesini ovaladım. "Polatım?" Dediğimde titrek sesiyle "Aklım çıktı Hilal. Seni yerde kanlar içinde görünce elim ayağım boşaldı resmen" dedi. Yerde kanlar içinde mi? Yerde olmam tamam da kanlar ne alakaydı?


Yüzünü boynumdan çekmeye çalıştığımda bu sefer engel olmadı ve bana izin verdi. Yüzüne baktığımda ilk defa gördüğüm ifade ve gözyaşlarıyla ne diyeceğimi bilemedim. İlk defa karşımda ağlıyordu ve bunu hiç sevmemiştim. "Polatım?" Diye tekrar konuştuğumda titrek sesim benimde ağlayacağımın habercisi gibiydi.


Gözlerini kapatıp alnını göğsüme yasladığında "Polatım ben iyiyim. Bahsettiğin kanlar her halde başkasının kanıydı" dedim. "Evet. Üstüne bulaşmış" dediğinde ona sıkıca sarıldım. O da kollarını sıkılaştırıp iyice beni sarmaladı. Sanırım o olayı hala atlatabilmiş değildi. Bir süre öyle kaldıktan sonra kafasını göğsümden kaldırdı ama kolları hala beni sıkıca sarıyordu. Elimin altındaki saçlarını sevip konuyu değiştirmek için "Gelinliğimi aldın mı sen?" Diye sordum.


Gözlerini kapatıp dudakları kıvrıldığında "Alamadım" diye mırıldandı. Nedenini az çok bildiğim için daha fazla bundan bahsetmek istemedim. Gözlerini açıp kahvelerini benimle buluşturunca gülümsedim ve alnımı alnına yasladım. Derin bir nefes aldığımızda "Bunu bir daha bana yapma yavrum" dedi. Kafamı salladım ve dudaklarına kısa bir öpücük bırakıp "Tamam kocacım" dedim.


"Kocacım da dediğine göre rahat bir nefes alabilirim" diye gülümsedi. Yanaklarındaki ıslaklığı silip "Evet alabilirsin ve tekrar ediyorum gayet iyiyim kocacım" diye gülümsedim. Gözleri yüzümü taramaya devam ederken "Tabii iyi olduğumu başka şekilde de anlayabiliriz" diyerek aramızdaki mesafeyi kapattım. "Anlayacağız yavrum ama bilmen gereken bir şey var" dediğinde bu kadar önemli olabilecek şeyin ne olduğunu düşünürken "Üstündeki formalarını çöpe attım" dedi ve ne algılamama fırsat verdi ne de bir şey dememe.


(Yetişkin içerikli sahne 🔥😇. Atlamak isteyenler için bitiş kısmını belirttim)


Dudaklarıma büyük bir açlıkla kapanan dudaklarına aynı açlıkla karşılık vermeye çalışıyordum. Belimi sıkıca saran eli beni kendine doğru bastırınca ağzının içinde kaybolan iniltimi bıraktım. Ellerimi saçlarından önüne getirdim ve üstündeki askeri yeşil tişörtünü çıkarttım.


Tişörtü bir kenara attığım gibi tekrar dudaklarıma kapanmıştı. Tenimde hissettiğim parmakları tutuşunu sıklaştırırken avuç içinin sıcaklığı sırtımda gezindi. Benim sütyenim nerdeydi? Nefessiz kalmaya başlarken dudaklarımı Polattan kurtardım ve üstümdeki tişörtü çıkartmasına izin verdim.


Yere fırlatılan tişörtümü bakarken boynumda hissettiğim dudaklarla derin bir nefes aldım ve göğsümü saran elle gözlerimi kapattım. Bacağıma değen kemerine uzandığımda koltukta biraz öne gelip kemerini çıkartmamı sağladı. Pantolonunun düğmesine ulaşmak istediğimde göğüslerime inen dudakları yüzünden bunu yapamadım.


"Panto-" dediğim anda göğüs ucumu ısıran dişlerle devamı getiremeden inlemiştim. Parmaklarımın arasındaki saçları çektiğimde bu sefer elleri kalçama doğru ilerledi. Diğer elim kaslı gövdesinde gezintiye çıkmıştı bile. Ufak bir havalanmayla gözlerimi açtım, odaya geçtiğimizi gördüm ve bacaklarımı hemen Polatın beline sardım.


Biraz geri çekilip rengi koyulaşmış kahvelere baktığımda göğüslerimin arasına sert bir öpücük bıraktı. Sırtımdaki soğukluk yatağımıza geldiğimizin habercisiyken ellerimi hemen pantolonuna uzattım. Fermuarını indiremeden altımdaki pijama altını çekip aldığında "Çıkart artık şu pantolonu!" Diye çıkıştım. Kaç saattir çıkartamamıştım.


Çıkışıma gülüp pantolonunu çıkarttı ve altında sadece baksırı kaldı. Benimde altımda sadece kilodum vardı ki artık yoktu. Çünkü tek eliyle bir anda çıkartıp atmıştı. Bacaklarımı kapatamadan da kendisi hemen yerini almıştı. Bacağıma çarpan sertlikle onunda baksırını çıkarttığını anladım.


Dudakları boynumla tekrar buluştuğunda kendimi, hissettiğim sertliğe doğru ittirdim. Kulağım dibinden gelen inlemesine karşılık verip bende büyük bir istekle inledim. Dişleri çenemi ısırıp dudaklarıma geçti ve birbirine değen göğüslerimizle "Hadi Polat" dedim. Eli göğsümden kasıklarıma doğru inerken şu anlık ellerine dayanamazdım o yüzden elimi ikimizin arasından kaydırıp penisini kavradım.


Alnında atan damarıyla bana baktığında gülümsedim. Bu hareketimden hiç hoşlanmıyordu. Sebebi ise onu tetikliyor olmamdı. Elimin altında atan damarlar kasıklarımı daha da sızlatmıştı. "Hiç söz dinlemiyorsun" diyerek gülümsediğinde ne olduğunu anlamadan yatakta yüz üstü dönmüş oldum. Yeni değiştirdiğim yastık kılıfıya bakışırken sırtıma konan öpücüklerle kafamı Polata doğru çeviriyordum ki komodinin üstünde çalan telefonu gördüm.


Ekranda parlayıp duran Aydın baba yazısını algılamaya çalıştım ama kalçama konan öpücük ve ısırıklar zihnimi bulanıklaştırıyordu. Sonunda kendimi toparlayıp "Polat!" Dediğimde kalçamda hissettiğim penisi gözlerimi kapattırdı. Beni belimden tutup doğrulttuğunda elleri belimden kayıp göğüslerimi kavradı ve sıktı. Kafam omzuna düştü ve ellerim bacaklarıma değen bacaklarını buldu.


Girişimde hissettiğim baskıyla dudaklarından ayrılıp "Telefon!" Diyebildim. Kulağımın yanında "Ne?" Diye bir ses duyduğumda gözlerimi araladım ve ona tutunan elimi telefona uzatıp "Babam arıyor" dedim. Gözlerime şaşkınca bakıp elimle gösterdiğim yere bakınca gözlerini kapattı ve "Cidden mi? Şimdi mi?" Diye homurdandı.


Babamda sanki inatmış gibi sürekli arıyordu. "Gitmen mi gerekiyordu kocacım?" Diye sorduğumda ayrılan bedenlerimizle soğukluk hissettim ve kocamın komodine uzanmasını izledim. Bir kaç derin nefes alıp sesini toparlarken "Hayır karıcım gerekmiyordu" dedi ve boğazını temizleyip telefonu açtı. "Efendim baba?" Dediğinde yatağa çöken kocama baktım. Kendisi oturmuştu ama az önce bacaklarımda ve kalçamda hissettiğim sertliği hala havada duruyordu.


"Tamam baba öyle yaparız" dedi ve gözlerini tekrar kapattı. Hem onun hemde benim yarım kalmış olmamız yüzünden yükselen sinirimizi hissettim. Bu böyle olmazdı. O yüzden gözlerini kapatmış ve oturan kocama yaklaşıp bacağımı diğer tarafına atıp penisini tekrar kavradım. Gözleri aniden açıldığında parmağımı dudaklarına götürüp kapattım ve kavradığım penisini girişime hizaladım.


Kaşları 'yapma' der gibi yukarı kalktığında bende olumsuz anlamda kafamı salladım ve dudaklarındaki elimi omzuna sarıp onu yavaşça içime almaya başladım. Hissettiğim doluluk ve zevkle inlememek için dudaklarımı dişlemeye başladım. Tamamen içime aldığımda gözlerimi kapatıp sessiz nefesler aldım. "Yirmi dakika mı?" Diyen Polatla gözlerimi açtığımda gözleri bütün bedenimde turluyordu ama sesi boğuk çıktığı için boğazını temizleyip tekrar aynı cümleyi kurdu.


Yirmi dakika olan şey neydi bilmiyorum, ki zaten umursamıyorum da. Üstünde hareketlenmemle Polatın belimdeki eli sıkılaşırken bir şeyler diyordu ama o da umurumda değildi. Boynunda atan damarlar dişlerimi kamaştırdığında dudaklarımın istikameti orası oldu. Belirgin olan damarı önce öpüp sonra boydan boya yaladım. Enfes bir şeydi. Hareketlerimi biraz hızlandırdığımda saçlarıma vuran sert nefesini hissettim.


Polatın "Tamam baba gelirim birazdan" dediğini duydum ve adem elmasını ısırıp geri çekildim. Yüzüne bakmak istediğimde belimde bir el daha hissetmem ve kendimi yatakta uzanıyor bulmam bir oldu. Tam ne olduğunu soracaktım ki içimden çıkmasıyla kaşlarım hemen çatıldı. "Beni öldürmeye niyetlisin" diye homurdandığında "Yarı-Ahh!" Diyemeden kendini içime itmesiyle sesimi kontrol edemedim ve evde yankılanan bir inleme koyverdim.


Aynı şeyi tekrarladığında bu sefer Polatta bana eşlik etmişti. Ellerimi sırtına geçirdiğimde hareketleri hızlandı ve dudaklarıma yapıştı. Nefeslerimiz çoktan birbirine karışmıştı bile. Bedenim onun bedeni altında ezilirken sona yaklaştığımı hissediyordum. Beline sardığım bacaklarımı çözüp omzuna aldığında en derinlerime yaptığı baskıyla kafam iyice geriye düşerken avucumun içindeki çarşafı sıktım.


Bacaklarıma konan öpücükleri algılama olayını bir kenara bırakıp Polatın içimdeki varlığını hissetmeye odaklandım. Polatın bir kaç hareketinden sonra titreyen bacaklarım ve içimde hissettiğim sıcaklıkla ikimizinde geldiğini anladım. Rahatlamış olmanın verdiği huzurla derin bir nefes aldım. Alnıma konan öpücüğün ardından "Gitmemiz gerekiyor karıcım" dedi. Şu an konuşacak gücü kendimde bulamadığım için sadece baktığımda "Baban çağırdı" dedi ve beni kucaklayıp yataktan kalktı.


Kollarımı boynuna sarıp "Neden?" Diye sordum. Güzel bir sevişmenin üstüne dinlenmek iyi olabilirdi aslında. Polat çenemden öpüp "Şu hastane olayı için ifadenin alınması gerekiyor yavrum" dediğinde kafamı salladım ve kucağında olmama rağmen ufakta olsa hareket edip "Çıkmayı düşünmüyorsun sanki kocacım?" Diye gülümsedim. Hala içimden çıkmamıştı beyefendi. "Daha yıkanmadık karıcım" diye gülümsedi ve kalçamı avuçlayıp sıktı. Bu da daha işimizin bitmediğinin göstergesiydi.


(Devam edebilirsiniz..)


Duşumuzu alıp karargaha ilerlerken Polatla el eleydik. Babamın odasına ilerlemeye başladığımızda aklıma gelen şeyle adımlarımı durdurup Polata baktım. Polat bana dönüp "Ne oldu yavrum?" Dediğinde "Sen formalarımı çöpe mi attım demiştin?" Diye sordum.


Polat çenesini kaşıyıp "Konumuz şu an o olmamalı" dediğinde elini sıktım. Formam çöpü boylamıştı o zaman! "Kızım!" Diye duyulan sesle Polatın elini bıraktım ve bana yaklaşan babama gülümseyip "Baba" dedim. Kısa bir sohbetten sonra ifade için odaya girdim ve bulanan mideme rağmen başarılı bir şekilde işi halletmiş oldum.


&&&&


Diğer bölümde görüşmek üzere arkadaşlar🫶🏻🫶🏻🫶🏻


Oy veren ve yorum yapan herkese teşekkür ederim ♥️♥️♥️


Loading...
0%