Yeni Üyelik
104.
Bölüm

45. Bölüm

@merida_xx

Alpay arabayı aldığımız şekilde park ettiğinde şapkamı düzeltip ona döndüm. O da güneş gözlüklerini düzeltip "Tamam. Şimdi tek yapmamız gereken şey abime fark edilmeden eve ulaşmak" dedi. Kafamı sallayıp "Tamam. Senin tarafından inelim o zaman ne olur ne olmaz" dedim.


Alpay kapıyı açıp dışarı çıktı ve yere çömeldi. Bende yan koltuğa atlayıp aynı şekilde arabadan indim. Alpay kapıyı sessizce kapattı ve çökmüş halde arabanın arkasına doğru ilerlemeye başladı. Bende aynı hareketleri yapıp Alpayın arkasına geçtim ve kafasının yanından askerlere eğitim veren abime baktım.


Biz ufak çaplı şeyler yapmış olabilirdik. Alpay cebindeki pideyi çıkartıp bana uzattığında "Uğruna abimin arabasını çaldığımız pideni alır mısın?" Dedi. Ona gülümseyip kağıda sarılı olan pideyi açtım ve parıl parıl parlayan kısmından ısırdım. Damağına vuran tatla dünyalar benim olmuş olabilirdi.


Bugün ikimizde çalışmadığımız için sabah kahvaltıyı beraber yapalım demiştik. Niye Polatımla yapmadığıma gelirsek, kendileri iki gündür görevdeydi o yüzden bende yalnız kahvaltı yapmak yerine Alpayı çağırmıştım. Neyse işte kahvaltıyı yaptıktan sonra Alpay pide muhabbeti açtı. Yok en güzel burası yapıyor, bir yesen ne dediğimi anlarsın diye diye canımı çektirdi.


Bizde ee hadi gidelim olunca, mesafe uzaklığından dolayı arabayla gitmek durumunda kaldık. Ben arabamı dün işi olduğu için Oğuza vermiştim. Polatımın arabası bakımdaydı. Babamında arabası bakımdaydı ki bunun sebebi genel muayene mi neymiş. Askeriyedeki çoğu araçlar bakımdaydı anlayacağını, abiminki hariç. O daha sonra yaptıracakmış.


İşte her neyse bizde abimin arabasını kaçırmak için önce anneme geçip yedek anahtarı aldık ve sonrada abimler içerdeyken arabaya atlayıp gitmiştik. Düz vites sorunum hala devam ettiği için arabayı bir süre de olsa Alpay kullanmıştı. Bahsettiği mekana geldiğimizde de göt kadar yere 'ben buraya girerim' diyerek park etmeye çalışınca arabanın kaportasını kaldırıma vurup düşürmüş olabilirdik. Gerçi Alpay yapmıştı ben değil.


Torpidodaki bantlarla arabaya geçici bir iyi görünüm sağladıktan sonra da geri gelmiştik. "Çok güzel koktu lan" diyerek bana dönen Alpay elimdeki pidenin yarısını ağzına attığında "Tamam sen daha yeme, bunu da ben yerim" dedim ve pidemi kendime doğru çektim. Ağzındaki pideyi çiğnemeye devam ederken tepemizden yere vuran gölgeyle Alpayın sırtını dürttüm. Alpay bakışlarını bana çevirirken kişiyi görmüş olmalı ki "Abi ödüm koptu ya. Sakın bizi gördüğünü belli etme" dedi.


Kafamdaki şapka yüzünden kim olduğunu göremeyince, şapkayı çıkarttım ve Kaan abiyi gördüm. Ona gülümseyip pide uzattığımda Alpay "Lan hani sen yiyecektin!" Diye çıkıştı ve uzattığım pideyi alıp hemen ağzına tıktı. Ben Alpaya sinirle bakarken Kaan abi "Yok sağol abim" dedi ve "Siz niye yere çökmüş oturuyorsunuz?" Diye sordu. Sonrada yaslandığımız arabaya bakıp "Ee bu malın arabası buradaymış ya" dedi.


Alpaydaki bakışlarımı Kaan abiye çıkartıp "Niye? Abim arabasını mı arıyordu?" Diye sordum. Kaan abi "Evet. İşi varmış galiba, bende arabamı vermeye gelmiştim" dedi. Alpay bana dönüp yutkunduğunda ona üzgün üzgün baktım ve "Ağzımıza sıçacak" dedim. Sıkıntılı bir nefes alıp kafa salladı ve tekrar abime bakmaya devam etti.


Kaan abinin "Siz arabayı mı çaldınız yoksa?" Diye eğlenen sesiyle ona baktığımda "Alpay çaldı" dedim. Alpay hemen bana dönüp "Senin boğazın yüzünden çaldık gerizekalı!" Diye çıkıştı. Sert olmayan ama yine de etkili bir tokatla omzuna vurup "Canımı çektirdin sende salak! Yok neymiş yediğin en güzel pideymiş, yok neymiş bir kere yemek için her şeyi yaparmışım" diye onu taklit ettiğimde Kaan abi "Haklı ama Hilal. O pideler çok iyi" dedi ve elimdeki boş kağıdı işaret etti.


Az önceki tat ağzımda yayılırken "Evet öyleymiş. Ama bu Alpay yüzünden olduğunu değiştirmiyor" dedim. Kaan abi de yanımıza çöktüğünde bahçede abimin "Burası babanın evi mi lan! Ben dur diyene kadar koşacaksın! Koş!" Diye bağırtıları yükseliyordu. İlgisi bize dönmediği için aşırı mutluydum.


Kaan abi "Oğlum iyi de siz niye arabayı çaldınız ki? Söyleseydiniz verirdi zaten" dediğinde kaşlarımı yukarı kaldırdım ve "Vermezdi" dedim. Kaan abi anlamsız bakışlar attığında Alpay bize dönüp "Çünkü abi, bu gerizekalı dedi ki, ben süreyim arabayı ben süreyim. Dedim tamam sür hadi, nede olsa öğretti abim dedim" derken parmağımı öne uzatıp "Yalnız belirtmek istiyorum ki konumuz bu değil" dedim.


Alpay, parmağımı tutup bana itince "Sus bi!" Diye kızdı ve "Neyse işte geçti bu direksiyona her şey normal. Vites birde gidiyoruz klasik, bana tabi cinnetler gelip gelip gidiyor" dedi. Söyleyeceği şeyi bildiğim için ona bu zevki yaşatmamak adına "Sonra ben köşeyi dönerken yanlışlıkla aynayı direğe kaptırmış olabilirim" dedim. Alpay yüzünü buruşturup bana baktığında omuz silktim ve "Kim dönecek yerin tam ucuna direk koyar ki?" Diyerek Kaan abiye döndüm.


Gerçekten tam döndüğüm yerin dibine koymuşlardı. Ve bende aynayı çarpmış olabilirdim. Kaan abi bize bir şey demeden kafası yan aynaya çevirdi ve hala yerinde olan aynaya baktı. Gururla gülümseyip "Merak etme bantla eskisinden de sağlam oldu" dediğimde Alpay "Onu farketmez evet" diyerek beni onayladı. Kaan abi yavaşça bize dönüp "Bunu fark etmez mi? Başka bir şey daha mı var?" Diye sordu.


Hevesle öne gelip "Alpay göt kadar yere park edeyim derken kaportayı söktü" dedim ve Alpaya baktım. Alpay tişörtümü tutup beni hafif yollu sallarken "Gel gel diyen sendin!" Diye çıkıştı. Gözlerindeki güneş gözlüğünü çıkartıp "Sen de her 'gel gel' diyene gidiyor musun salak! Ben seni deniyordum" diye çıkıştım. Alpay dudağını ısırıp bana yaklaşırken Kaan abi bizi ayırdı ve kollarımızı tutup "Lan bu ne! Yaralandınız mı siz?" Diye sordu. Hee o mu.


"Hayır abi yaralanmadık. Hastanenin bize sunduğu aylık kontrolleri işte. Kan verdik dün akşam ama hemşire damarımızı patlattı. O yüzden böyle morardı sorun yok" diye durumu açıklayan Alpayı onayladım. Kaan abi kolumuzu bırakıp "İyi bari" dedikten sonra "Var mı bir sorun?" Diye sordu. "Öğleden sonra çıkar sonuçlar ancak Kaan abi. Dün akşam verdik ya sabahkilerle birlikte kontrol ederler" dedim.


Kaan abi kafasını sallayıp kaportaya baktı ve biz demeden "Bunu da mı bantladınız?" Diye sordu. İkimiz kafamızla onayladığımızda "Şınav pozisyonu al!" Diye bağıran abimin sesini yine duyduk. Alpay dizime pat pat yapıp "Sen sağdan ben soldan?" Dedi ve önümüzdeki yolu gösterdi. Lojmanlara giden açıklığı yani. "Olur tamam" dediğimde koşmak için konumlanıyorduk ki bahçede "Demir! Araban buradaymış ya!" Diye bağıran amcamın sesi duyuldu.


Hay ben böyle şansın! "Ah be baba!" Diyerek ayağa kalkan Kaan abi bizim yanımızdan ayrıldı ve açıklığa çıktı. Bakışlarım kaşlarını çatmış bize bakan amcama kaydığında kafamı olumsuz anlamda salladım. Kafasını hafif yana eğdi ve durumu anlamaya çalışır gibi baktı ama anlayamamış olmalı ki "Hilal? Alpay?" Diyerek bize adımladı. Gözlerimi yenilgiyle kapatıp kafamı Alpayın omzuna koyduğumda Alpay "Her seferinde yakalanacak kadar kötü de değiliz halbuki" diye mırıldandı.


Sonrada kolumu dürtüp "Hadi kalk, buradan sonra kaçamayız" dedi ve elimden tutup beni kaldırdı. Abimin çatık kaşlarla bize yaklaştığını görünce Alpayla birbirimize baktık ve "Anca beraber kanca beraber" diyerek el ele tutuştuk. Abim bize biz abime ilerledik. Abim yanımıza yaklaşıp önce arabaya baktı. Sonrada bize bakıp "Ne oluyor? Arabayı siz mi aldınız?" Diye sakince sordu.


Alpayla kafalarımızı öne eğdik ve ona cevap vermedik. Sonra birden kafamı kaldırıp "Her şey Alpayın suçu!" Dediğimde benimle senkronize bir şekilde aynı şeyleri yapan Alpaya dehşetle baktım. O da "Her şey Hilalin suçu" demişti. Kafamı vay be gibisinden sallayıp Kaan abiye döndüm ve "Gördün mü?" Diye sordum. Gülerek beni onayladı ve "Gerçekten de anca beraber kanca beraber oldu" dedi.


Abim bize yaklaşıp "Siz ne bok yediniz?" Diye sordu ama az önceki sakin sesiyle sormamıştı. Büyük bir merakla bunu sormuştu. Amcam yanımıza geldiğinde "Ya oğlum bırak ne olacak. Canları sıkılmıştır" diyerek bize destek çıkınca gülümseyerek ona döndüm ve öpücük attım. Amcamda bize gülüp arkasındaki askere döndü ve "Getir çantaları, şu arabanın bagajına koy" dedi. Ne bagajı? Hangi araba?


Alpayla aynı anda "Hayır!" Diye bağırdık. Askerin bile adımları dururken abim bize iyice yaklaştı. "Bir bok yediğiniz o kadar belli ki. Yormayın beni de ne yaptınız söyleyin" dedi. Bizden yine cevap alamayınca uzaklaştı ve arabasına yaklaştı. "Bagaja bir şey mi döktünüz?" Diye sorarken cevap istiyor değilde kontrol ediyordu. Bagajın kapağını açtı ve iyice inceledi. Allahım çok şükür ki iyi bantlamışız.


Alpayla ellerimi yine birbirini bulunca abim bize dönüp "Bir şey yok" dedi. Kafamı hızlı hızlı salladım ve gülümsedim. Yaşayacak daha günümüz vardı demek ki. Abim ellerini bagaj kapağına koyup kapatırken çıkan tak sesinden sonra güm diye bir ses duyulmuştu. Alpayın aldığı derin nefesi ve Kaan abinin "Hasiktir!" Demesini de duyunca bakışlarımı yerdeki taşlardan abimin ayaklarına çevirdim.


Ayaklarının önündeki kaportayı gördüm, resmen kalıp gibi düşmüştü. Alpaya dönüp "Ben sana bir tur daha bantlayalım demiştim" diye fısıldadım ve kaportanın kenarlarında rüzgar yüzünden bayrak gibi sallanan küçük bantlara baktım. Abim iki yanda öylece duran ellerini bir kaç kere kapatıp açtığında yüzünde gülümsemeyle bize doğru döndü. Bende yüzüme gergin bir gülümseme koyup "Abi?" Diye gülümsedim.


Abim bir bana bir Alpaya bakıp "Canlarım" dediğinde Alpay da "Canın kurban olsun sana" diyerek gülümsedi. Saçma bir gülüş takınıp amcama döndüm ve "Gördün mü amca? Abim nasıl da güçlü. Sıçtı arabanın ağzına" dedim. Belli mi olur. Belki yerlerdi. Amcam eliyle dudaklarını kapattı ve başka tarafa baktı. Gülüyordu. Yine!


Elimi sıkan Alpayın "Geliyor" diye fısıldamasıyla hemen abime döndüm. Boynunu sağa sola yatırıp bize doğru adımlıyordu ki birden bize atılmasıyla çığlık atıp koşmaya başladık. Ellerimizi bıraktığımızda "Herkes kendi götünü kurtarsın" diye bağıran Alpaya, abimden "O götlerinizi arabaya kaporta diye takmazsam ne olayım!" Diye bağırarak cevap gelmişti.


Bahçede deli dana gibi koşmaya devam ederken "Abi onu valla ben yapmadım!" Diye bağırdım ve kafamı arkaya çevirip neler olduğuna baktım. Barfiks çektikleri demir çubuklara tırmanmış Alpay eliyle beni gösterip "Abi her şey ayna kırıldı diye oldu. Onun sebebi de Hilal!" Diye bağırıyordu. Direğin üstüne tünemiş Alpaya uzanmaya çalışan abim bana dönüp "Ne aynası?" Dediğinde az önce eğitim gören ama şu an film izler gibi bizi izleyen askerlerin yanına koşup "Belediyenin suçu! Vallahi yanlış yere direk koymuşlar!" Diye bağırdım.


Bir askerin kolunu tutup nefeslenirken abimin arabasına doğru baktığını gördüm. "Su için isterseniz" diye uzatılan suyu alıp alnındaki teri parlayan askere gülümsedim. "Hayırlı olsun hoşgeldiniz" dediğimde küçük topluluk "Hoşbulduk sağolun" diye cevap verdi. Suyu kana kana içerken "Şey, Demir yüzbaşım geliyor" diyen askerle suyu bir askerin eline tutuşturup bahçenin diğer tarafına koşmaya devam ettim.


Abimin "Çekilin lan!" Diye bağırmaları yakından gelince hızımı arttırdım. Karargahın merdivenlerine yaklaştığımda amcamın, kıçını tutmalık kısımlara yaslayıp bize güldüğünü görünce "Yazdım bunu amca!" Diye bağırdım ve beni kovalayan abime dönüp "İnsan az bi yorulur!" Diye çemkirdim. Bu sefer "Noluyo lan?" Diyen babamı duyunca hemen ona bakıp "Baba yardım et!" Diye bağırdım. Benim arkamdan abimin de "Hilale eğitim veriyorum baba yok bir şey!" Diye bağırmasıyla "Yalan!" Diye tekrar bağırdım.


Merdiven kısmına tekrar yaklaşırken şaşkınca bize bakan babama doğru koştum ve yanına ulaştığım gibi arkasına geçtim. Kafamı sırtına koyup nefeslenirken babam "Hilali niye kovalıyorsun Demir?" Diye sordu. Dudaklarımı yalayıp "Sadece beni değil Alpayı da" dediğimde "Buradayım!" Diye bağıran Alpayı görmek için babamın omzunun üstünden baktım. Biraz uzakta direklerin üstünde tünemiş el sallayan Alpayı görünce babamın karşısında dikilen abime baktım.


Bakışları bendeydi. Hoş bakmıyordu. Abim bir şey demeden eliyle arabasını gösterince bende babamla birlikte arabaya baktım. Babam, kafasını yavaşça bana çevirip "Bu sefer abartmış olabilir misin kızım?" Dediğinde direklere tünemiş Alpayı gösterdim. "O yaptı baba. Ben sakince onu bekliyordum ama illa da küçücük minicik yeri gösterip oraya park edeceğim dedi. Kaldırıma vurdu" dedim.


Babam bana uzun uzun bakıp abime döndü ve "Hilal yapmamış işte" dedi. Abim "Olabilir ama o da aynayı kırmış" diye cevap verince babam sıkıntılı bir nefes verip bana döndüğünde "Kırdıysam ne olmuş. Benden kıymetli mi baba?" Diye üzgünce baktım. "Allahım zevkten dört köşe oluyorum ya. Her gün bir vukuat. Mükemmel" diye gülen amcama döndüm ve ona kötü kötü baktım.


Sonra da abime dönüp "Abi, sen koskoca bir yüzbaşısın. Bak bu askerleri" diyerek az önceki askerleri gösterip "Sen eğitiyorsun. Biraz ciddiyet lütfen. Bu askerlerimiz seni nasıl ciddiye alsın? Kardeşini kovalamak ne kadar ayıp" diye onaylamaz şekilde konuştum. Bir şekilde buradan yırtmam lazımdı. Abim bana gülümseyip "Sayende beni ciddiye almalarını sağlayacağım abicim. Deli tarafımı ve neler yapabileceğimi görmüş olacaklar" dediğinde "Hıı öyleli diyorsun" diye mırıldandım.


"Oha!" Diye duyduğumuz sesle Alpaya baktığımızda ağaçtan düşen bir meyve gibi direğin tepesinden düşüşünü izledik. Korkuyla yerde yatan Alpaya koşacaktım ki Alpay hızlıca ayaklanıp bize doğru koşmaya başladı. Koşarken de elindeki telefona bakıyordu. Tekrar düşmezdi umarım. Yanımıza geldiğinde beni babamın arkasından çıkarttı ve yüzüme bakıp "Oha" dedi. Ona anlamsız bakışlarımı atarken tekrar "Oha" dedi.


'Oha' acaba aramızdaki bir kod mu falan diye düşündüm ama bulamayınca tekrar Alpaya baktım. Aynı şekilde yine "Oha" deyince "Ne ohası salak?" Diye sordum. Oha oha ne oha! Gözleri yüzümü turlarken gözleri dolmaya başlayınca endişelenmiştim. Bir şey mi olmuştu? "Alpay ne oluyor?" Diye soran babamla, merakla Alpaya baktım. Alpay gözlerini kapatıp bir kaç nefes alırken abim Alpayı ensesinden tuttu ve "Kaçmak için ne düşünüyorsun lan?" Diye sordu.


"Amaannn! Ne yapıyorsunuz siz!" Diye bağırarak yanımıza gelen annem ve yengeme baktım. Annem yanımıza gelip Alpayı abimin elinden alınca babama döndü ve "Sende izliyor musun Aydın?" Diye sordu. Babam "Aysun ben ne alaka şimdi?" Derken Alpay elimi tutup beni karargaha sürüklemeye başladı. Ya bu çocuk nasıl da zeki.


&&&


Devamı Part 2 de…


Loading...
0%