Yeni Üyelik
111.
Bölüm

Fi̇nal (Part 2)

@merida_xx

Aradan geçen üç yılın sonunda Mira artık iyice büyümüştü. Öyleki Mira, dayıları ve amcalarıyla dedikodu vakti bile yapıyordu. Şimdi de Faruk amcasının kucağına oturmuş parkta başına gelen olayları anlatıyordu.


Minik eliyle saçlarını düzeltip "İste sora çok sıya vaydı ama çocuk bana yey veydi" dedi ve minik dişleriyle gülümsedi. Emir elindeki çileği Miraya uzatıp "Bak sen. Kimmiş o çocuk?" Diye sorduğunda Mira çileği almış ve küçük bir ısırık alıp kucağına bırakmıştı. Emir amcasına dönüp omuzlarını yukarı kaldırdı ve "Bilmiom ki" dedi. Sonrada yüzünü buruşturup "Çinan dödü çocuğu" dedi.


Yakup, Miraya bakıp "Len demek o yüzden burnundan soluyordu o" diye güldü ve Mirayı, Faruğun kucağından kendi kucağına çekip "Sen hala küs müsün Sinana kızım?" Diye sordu. Mira bakışlarını Yakup amcasından kaçırıp kafasını salladı. Emre kucağındaki kızının alnından öpüp "Niye küstün sen Sinana dayıcım?" Diye sordu. Mira, Emre dayısına döndü ve ağzında emziğiyle ona bakan kıza elindeki ısırdığı çileği uzattı.


Emre, Miranın uzattığı elini öpüp "O daha küçük dayıcım yiyemez onu" diye gülümsedi. Mira kafasını sallayıp "Tımam. Büyüşün o zaman veyiyim" dediğinde Özalp Miranın yanaklarından öptü ve "Yerim senin o minik kalbini" dedi. Mira, Özalp dayısına güldü ve Emre dayısına dönüp "Çünkü o bana uf yaptı" dedi. Hepsi şaşırırken Yakup Mirayı kendine çevirip "Sinan sana vurdu mu yoksa Mira?" Diye endişeyle sordu.


Mira kafasını olumsuz anlamda salladı ve çilekten kızarmış parmağını kalbinin üstüne koyup "Buyam uf oldu" diye mırıldandı. Hepsi şaşkınca Miraya bakarken Yavuz "Sinana bak sen" diye kıkırdamıştı. Mira büzdüğü dudaklarıyla yere bakarken Alpayın "Miraa! Dayımm!" Diye bağıran sesi bahçede yankılanmıştı. Alpay nöbetten yeni geliyordu ve bahçede gördüğü ağaç gibi toplanmış saçlı yeğeniyle sevgiyle bağırdı. Her gün görmeden rahat edemiyordu.


Alpay koşa koşa onlara yaklaşırken Mirada Yakup amcasının kucağından inmiş ve uçuşan eteğiyle dayısına koşuyordu. Bütün dayılarını seviyordu ama Alpay dayısı onun için çok farklıydı. Kollarını açıp "Dayıı!" Diye bağırarak koştuğunda Alpay Mirayı tuttuğu gibi kucakladı ve yanaklarına öpücükler bıraktı. Mira da dayısını öpüp gülerken biraz öyle vakit geçirdiler.


Alpayda diğerlerinin yanına oturduğunda "Hoşgeldin" diyen dostlarına karşılık verdi ve Mirayı göğsüne çekip sarıldı. "Nasılsın dayıcım? Neler yaptın bugün anlat bakayım." Diye sorunca Mira kafasını kaldırdı ve gülen yüzüyle "Payka gittik" dedi. Alpay "Anneanneyle mi yoksa babaanneyle mi?" Diye sordu. Asiye hanımlarda artık burada taşınmışlardı.


Mira "İkişide" dedi ve sonra üzgünce dayısına baktı. Alpay kaşlarını çatıp endişeyle "Ne oldu dayıcım? Niye öyle bakıyorsun?" Diye sordu. Mira hemen gözlerini doldurup "Dayı?" Diye mırıldandığında Alpay daha da endişelenip Miranın yüzünü avuçları arasına aldı ve "Ne oldu birtanem? Niye doldurdun gözlerini, söyle bana çözeyim hemen" diye konuştu.


Mira titreyen çenesiyle "Ben güsel miyim?" Diye sordu. Alpay hemen "Çok güzelsin birtanem. Neden sordun? Biri bir şey mi dedi?" Diye sorduğunda artık endişeli değil sinirli hale geçmişti. Mira "Peki, ben mi güsel yoksa Lale mı?" Diye sorduğunda Alpay hiç duymadığı isimle durakladı ve dostlarına dönüp "Lan bilmediğim çocuğunuz mu var? Lale kim?" Diye sordu.


Mira dayısının göğsünü dürtüp "Lale, Çinanın aykadası" dediğinde gülüş sesleri bahçede yankılanmıştı. Mira şaşkınca gülen amcalarına dayılarına bakarken "Baba" diye bağırarak yanlarına gelen Sinanı gördü ve hemen dayısının göğsüne yattı. Yakup, oğlunu kucağına çekip sarıldı ve "Sen neler yapmışsın ben yokken oğlum" diye güldü.


Sinan ona kötü kötü bakan Alpay amcasına baktı ve sonrada ona sarılan Miraya baktı. "Bir şey yapmadım ki baba" diye cevap verdiğinde Mira kafasını dayısının göğsünden kaldırıp "Yaptın!" Diye bağırdı. Alpayda "Yapmışsın!" Diye Miraya destek çıktı. Sinan "Hayır yapmadım!" Diye karşılık verince Mira dayısının kucağından sinirli sinirli indi ve ellerini beline koyup "Sen Laleye güselsin dedin!" Diye bağırdı.


Sinanda babasının kucağından inip "Annem dedi, her kız güzelmiş. Bana sordu güzel miyim diye bende ondan güzel dedim" diyince Mira omuz silkip "Bana hiç demedin!" Diye bağırdı ve "Hem niye çana soyuyor!" Diye sordu. Sinan ellerini havaya açıp "Ben bilmiyom. Birden sordu" dedi ve "Ben sana da güzelsin dedim" dedi.


Mira çatık kaşlarla Sinana bakıp "O zaman bende gidim baskasına sorim güsel miyim diye" dedi ve kısacık saçlarını savurup lojmanda koşan çocuklara doğru yürümeye başladı. Sinan, Miraya sinirli sinirli bakıp "Hayır! Sorma!" Diye bağırdı ve koşarak önüne geçti. Mira yana kayıp yürümeye devam ettiğinde Sinan, Miranın elini tutup "Başkasına sorma bana sor" dedi.


Sinanı duyan Alpay sinirle Yakubun omzuna vurdu ve "Oğlunu çek al lan Miramın yanından!" Diye çıkıştı. Faruk, Alpayı gülerek çekti ve "Dur lan en heyecanlı yeri" diyerek Mirayı izlemeye devam etti. Alpay, Miraya doğru "Mira sakın yüz verme birtanem" diye fısıldadığında Mira dayısına dönüp güldü ve kafasını olumlu anlamda salladı.


Sonra da Sinana dönüp "Niyeymiş?" Diye sordu ve "Bana da deyler güsel diye" diyerek saçlarını düzeltti. Sinan omuz silkip "Ben derim başkası demesin" dedi ve elini Miraya uzatıp "Annem cici bebe yapmıştır. Gel beraber yiyelim" dedi. Mira elleriyle ağzını kapattı ve kıkır kıkır gülüp Sinanın elini tuttu. Sinan, Miraya gülüp ona yaklaştı ve yanağından öpüp "Sen annemden sonra en güzel kişisin" dedi. Mira minik dişleriyle gülüp olduğu yerde sallandı ve arakasına dönüp onları izleyenlere el salladı.


Alpay, Sinanla el ele giden yeğenine bakıp "Allahtan yüz vermedi" diye yakınınca Yakup kulağındaki telefona "Sedam, gelinim geliyor aç kapıları" diye güldü. Alpay, Yakuba gizli gizli el hareketi çekip "Al sana gelin" diye çıkıştı. Sonrada gizlediği elini çıkartıp Emrenin kucağındaki Ekime gülüp "Sen sakın Mira ablana çekme Ekim" dediğinde Emre sinirle "Alpay! Dövdürtme bana kendini!" Diye çıkıştı. Polattan sonra bir kıskanç baba daha vardı ve en az onun kadar kıskançtı.


Evrak işlerini bitirmiş olan Polat, bahçeye çıktığında oturan dostlarına doğru adımladı ve göremediği kızıyla "Mira nerede?" Diye sordu. Akın "Kocaya kaçtı gibi bir şey söylemek istiyorum ama götümü seviyorum" diye güldüğünde Yakup "Gelinimi mi diyorsun konutanım?" Diye sordu.


Polat ikisinede öfkeyle baktı ve "Ulan si-" diye küfür edecekti ama Emrenin kucağındaki kızla derin bir nefes aldı. Emre de Polatı anlayabildiği için "Sinan kaçırdı" diye cevap verdi. Faruk "Allah herkese manitasıyla cici bebe yemeği nasip etsin komutanım" diye güldü. Polat, sinirle yüzünü sıvazladı ve "Hilal nerde?" Diye sordu.


Bu sefer cevap Alpaydan "Yer değiştirdik onunla. Hastanede" şeklinde gelince Polat sıkıntılı bir nefes verdi ve cebinden telefonunu çıkartıp Hilali aradı. Üçüncü çalışta açılan telefonla "Yavrum niye söz dinlemiyorsun sen? Ya bir şey olursa" dediğinde Hilal "Polatım bir şey olmaz. Biz gayet iyiyiz" diye cevap verdi. Hilal dört aylık hamileydi ve ilk hamileliğine kıyasla daha zor bir süreç geçiriyordu. Daha hamile olduğunu bilmeden hastanede çıkan kavgada karnına darbe almıştı ve düşük yapmaktan kıl payı kurtulmuştu.


Yeni atlattığı tehlike durumla da evde sıkıldığı için hastaneye gitmeye başlamıştı ama Polat bu durumdan hiç mutlu değildi. Haberi aldığı gibi başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissetmişti ve o an sinirle kavga çıkartan hasta yakınlarını bir güzel benzetmişti.


Polat derin bir nefes verip "Bak bir şey olduğu gibi beni arıyorsun Hilal" dediğinde Hilal, Polatın korkusunu bildiği için ılımlı yaklaşıp "Tamam kocacım ararım" dedi ve "Mira nasıl ne yapıyor?" Diye sordu. Polat sinirli bir nefes daha alıp "Sinan beyin peşinde ne yapsın" diye çekememezlikle konuştu. Hilal, Polata güldükten bir süre sonra vedalaşıp telefonu kapattılar.


Yanlarına doğru esneye esneye gelen Demiri görünce Özalp "Heehh, bir taze baba daha aramıza katıldığına göre tamamız" diye güldü. Demir, boş bulduğu yere oturup "Napıyosunuz lan?" Diye sordu ve dostunun kucağındaki kızı görünce "Kız Ekim. Nasılsın bakayım?" Diye gülerek konuştu. Ekim, babasının kucağında çığlık atınca hepsi gülmüştü. Demir, Emreye bakıp "Var mı bir haber?" Dediğinde Emre olumsuz anlamda kafasını sallayıp "Yok daha. İş görüşmesindeydi en son" dedi ve kızının başının üstünden öptü.


Demir "Melek evde, istersen götür Ekimi sende dinlenirsin. Müge de direkt bize geçer" dediğinde Emre kızını kendine doğru çekip "Yok iyi böyle. Zaten Yağız kızımın emziğini çalıp duruyor" diye çıkışınca Demir dostuna gülüp "Hele az daha büyüsün de kalbini de çalacak" dedi. Emre yanındaki boş biberonu Demire fırlatıp "Elimde kalacaksınız he!" Diye bağırmıştı. Ekim, babasının yüksek sesiyle korkup ağlamaya başlayınca Emre panikle kızına sarıldı ve "Özür dilerim babacım. Sana bağırmadım ben, Demir amcana bağırdım. Ağlama kurban olayım, gözyaşına kıyamam" diye kızını sakinleştirmeye çalıştırdı.


Demir, Emreye gülerek baktı ve Yakuba dönüp "Seninki de tutmuş Miranın elini gidiyordu" dediğinde Polat koca bir sabır çekmişti. Akın "Cici bebe yiyeceklermiş" diye gülünce Demir "Vayy, güzel taktik" diye Akına katılmıştı.


İki timin üyeleri güle oynaya sohbetlerine devam ederken diğer tarafta içindeki sıkıntıyla boş boş yere bakan Aydın bey vardı. Artık emekli olmuştu ve lojmandan taşınmışlardı. Yine de lojmana beş dakika uzaktaydılar. Aysun hanım elinde çayla eşinin yanına oturduğunda elindekini çayı eşine uzattı. Aydın bey istemediğini söylediğinde Aysun hanım "Aydın, yapma böyle. Beni de korkutuyorsun" diye dert yandı.


Bugün, Mira annesinin onlardan koparıldığı yaştaydı ve Aydın bey sabahtan beri gerim gerim gergindi. Hilal kollarından koparıldığında üç yaşının sonlarındaydı ve Mira da öyleydi. Aydın bey "Çok korkuyorum Aysun. Ya yine bir şey olursa?" Diye eşine baktığında Aysun hanımda dolan gözlerini tutup "Deme öyle Aydın. Düşünme bunları, kötüyü çağırma" dedi ve kollarını eşine sardı.


Aydın beyde, Aysun hanımı sarmalayıp "Gitsek mi akşam?" Diye sorduğunda Aysun hanım "Gideriz hayatım" dedi. Daha sonra eşinin elinden tutup "Kalk hadi şimdi gidelim. Hem Yağız da uyumadan görürüz. Evde dura dura kafanda kuruyorsun yoksa" dedi ve eşini kaldırdı. Aydın bey hiç itiraz etmeden ayaklandı ve hazırlanmak için odaya gittiler.


Evden çıkan Aydın bey ve Aysun hanım önce torunlarına atıştırmalık bir şeyler almak için markete uğradılar. Alacaklarını alıp lojmana doğru ilerlerken hava hala aydınlıktı. Bir kaç saate anca kararır gibi duruyordu. Askeriyeye girdikleri gibi "Didi geldi!" Diye bağıran Mirayı duyan Aydın bey yüzünde büyük bir gülümsemeyle ona koşan Mirayı gördü.


Gülen yüzü Miranın üstündeki mor tütülü etekle solarken Mira hala "Didi" diye koşuyordu. Aydın beyin aklında Hilalin de aynı şekilde ona koştuğu anlar geldiğinde gözleri dolmuştu. Bir de mor tütülü etekle koşuyor olması onu daha da duygusallaştırmıştı. Mira yaklaştığı dedesinin bacaklarına sarılıp güldüğünde Aydın bey kendine gelip hemen onu kucağına aldı ve yanaklarını öptü.


Mira ellerini mor tütülü eteğine koyup "Bak didi. Annem sabah giydiydi, sen çok seviyoymuşsun" diye güldüğünde Aydın bey Mirayı kendine çekip sıkıca sarıldı ve akan gözyaşlarını gizledi. Aysun hanımda gördüğü etekli torunuyla titreyen çenesine rağmen "Ben içeri geçeyim" dedi ve kimseye bakmadan kızının evine doğru ilerledi. Aydın bey boynunu saran küçük kolları öpüp geri çekildiğinde Mira, dedesinin ıslak gözlerini görüp hemen kendi gözlerini doldurmuştu.


Birisinin ağlamasına asla dayanamıyordu ve hemen o da ağlıyordu. Minik elini açıp dedesinin gözlerine koyup "Aylama didi" dedi ve elini çekip dedesinin gözlerini öptü. Aydın bey kucağındaki kız sayesinde kendini daha iyi hissederken "Ağlamam birtanem" dedi ve gözlerini silen küçük ellere öpücükler bıraktı.


Mira minik dişlerini gösterip "Didi?" Diye bakınca Aydın bey artık ilerlemeye başlayıp "Söyle dedesinin birtanesi" dedi. Mira ellerini dedesinin omzuna koyup "Bu aksam senle uyuyim mi?" Diye sordu. Aydın bey kafasını sallayıp "Uyuyalım tabi birtanem. Annenle babana söyleyelim öyle uyuruz" dediğinde Mira "Babam dedi didi. Bugün senin yanında olmam seni mutlu edeymiş" dedi. Aydın bey gülümseyip "Sen beni hep mutlu edersin birtanem" dedi ve "O zaman Yağıza da bakalım sonra hemen eve gidelim olur mu?" Diye sordu.


Mira kafasını sallayıp "Yasasın! Didimle uyucam" diye alkış yaptı. Aydın bey kucağındaki kızla iyice mest olurken Mira tekrar bir şey söylemek ister gibi bakmıştı. Aydın bey "Söyle birtanem" dediği gibi Mira hafif kızaran yanaklarıyla "Didi, ne oldu biliyoy muşun?" Diye sordu. Aydın bey merakla Miraya bakıp "Ne oldu birtanem bilmiyorum" dedi. Mira, dedesinin kulağına yaklaşıp "Çinan bana güselsin dedi" diyip kıkır kıkır kıkırdadı ve kafasını dedesinin boynuna sakladı.


Aydın bey kısa süreli duraksasa da büyük bir sabır çekip "Allahım sen sabır ver" diyerek geldikleri kapının zilini çaldı. Mira tekrar geri çekilip "Büyünce bende Çinanla annemle babam gibi olcam" diye konuşunca Aydın bey dayanamayıp "Aaa ama Mira. O senin abin birtanem, niye abi demiyorsun?" Diye kızdığında Mira hemen dudaklarını büzmüştü. Dedesine melül melül bakıp kafasını önüne eğdiğinde Aydın bey sıkıntılı bir nefes alıp "Tamam demedim bir şey. Mira bak bakayım bana birtanem" diyerek Miranın yüzünü kaldırdı.


Mira omuz silkip burnunu çektiğinde Aydın bey içinden kendine küfürler yağdırıp "Özür dilerim birtanem. Ben kıskandım ondan öyle bağırdım" diye konuştu ve Miranın yanaklarından öptü. Mira da bir iki öpücükten sonra gülüp hemen "Saka yaptım ki!" Diye bağırıp ellerini çırptı. Sonra da "Annem haklıymıs. Ben size öyle bakıca siz hemen dediğimi yapıyoysunuz" diyip gülmüştü. Aydın bey şokla torununa bakarken Mira kahkahalarla gülüyordu.


&&&


Yine ben💃🏻💃🏻


Neden bilmiyorum ama bu bölümü çok hoşuma gitti, umarım sizde beğenirsiniz😘😘


Bizim küçük aşıklara ne demeli peki 👫👫


Ne demişti Faruk, Allah herkese manitasıyla cici bebe yemeyi nasip etsin 😂😂


Şimdi gelelim diğer konuya...


Artık bu hikayemizin finalini vermiş bulunuyoruz. Kendi adıma konuşacak olursam yazarken hem gülüp hem ağladığım bir hikaye oldu. Ama eminim ki güldüğüm yerler daha fazladır 😂


Umarım bu hikayede kendinizi eğlendirecek ya da düşüncelerinize yön verecek ufak şeyler bulmuşsunuzdur😘


Bu hikayemiz bitmiş olsada yeni bir hikayeyle tekrar döneceğim. Hatta bugün yarın haber verebilirim.


Umarım bu hikayeme verdiğiniz ilgiyi diğer hikayeme de verirsiniz. Hepinize teşekkür ediyorum ♥️♥️


Bu arada hikayemiz bitmiş olsa da yine de oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım, kendinize iyi bakın öpüldünüz😘🎉♥️♥️


Loading...
0%