Yeni Üyelik
11.
Bölüm

11. Bölüm

@merida_xx

Karakola geldiğimde daha önce hastanede gördüğüm Can beyi gördüm. Beni gördüğünde ne için geldiğimi anlamış olmalı ki yanıma gelip ifade işimi hakketmişti. Yangının zaten kimin ve nasıl çıkarıldığını öğrenmişlerdi. Yanii o ifadem biraz formaliteden olmuştu. Not için verdiğim ifadeyi de bu karakola yeni atanmış olan bir dedektif almıştı. Cinayet masasında çalışıyormuş. Adı neydi ya. Heh Serkan. Serkan Güçlü. Oldukta uzun boylu, neredeyse siyah diyebileceğim gözlere sahipti. Garip bir şekilde de sarışındı. Daha önce hiç sarı saçlı ve siyah gözlü birini görmemiştim. Neyse sonuç olarak yenirdi. Yakışıklı ve sertti. Severdim.


Ona olan biteni; hastaneye gittiğimde gelen mesajdan bugün ki notta dahil olmak üzere anlattığımda sakince başını salladı. Önündeki deftere bir şeyler daha yazdı ve arkasına yaslanıp bana bakmaya başladı. "Adamı banyoya girerken duymadınız yani?" Diye sordu. "Hayır duymadım maalesef. Dediğim gibi o sırada hem su açıktı hem de şarkı söylüyordum." Dedim. Anladım der gibi kafasını salladı. "Evinize gitmemiz lazım Gözde hanım. Olacağını sanmıyorum ama belki bir kanıt buluruz." Dedi. Eee ama ben Batuya gidecektim.


"Şey tabii gidebiliriz ama bende bir kanıt olacağını sanmıyorum." Dedim.


"Olsun biz yine de bir bakalım Gözde hanım." Dedi ve ayaklandı. Masasının üzerinden araba anahtarı alıp eliyle yürümem için işaret verdi. Onu ikiletmeden yürümeye başladım. Şu sapıkla işim bittikten sonra Serkan beyle ilgilenebilirdim. Şu an bu işe ayıracak vaktim yoktu. Karakoldan çıkmadan telefonuyla bir yeri arayıp dışarıda bizi beklemelerini söylemişti. Ona sorgulayıcı bir şekilde baktışımda "Olay yeri inceleme. Bir şeyler bulursak diye bir kaç kişi çağırdım." Dedi. Mantıklı.


"Tamam ben dışarıdayım" diyip karakoldan çıktım. Merdivenlerden indiğimde onu beklemeye başladım.  Bir kaç dakika sonra üç kişiyle birlikte gelmişti. Bana ilerideki siyah bir Audiyi işaret edince oraya yöneldim. Kapıları açtığında arkaya binmek için kapıyı açacaktım ki "Öne binebilirsiniz." Demişti. Olur bana uyar. Kapıyı açtım ve öne oturdum. Bana yandan bir bakış atıp arabayı çalıştırdı. Ben onu bir yerden tanıyor muydum ya? Çok bi tanıdık geldi. 


Serkan hafifçe öksürdü ve yerinde kıpırdandı. "Yanlış anlamazsanız bir şey sorabilir miyim Gözde hanım?" Diye sordu. Ne yanlış anlaması canım sen yeterki benimle konuş. "Sorabilirsiniz Serkan bey." Dedim. Arabayı durdurduğunda ne olduğuna bakmak için etrafa bakındım. Kırmızı ışıkmış. Ona döndüğümde bana dikkatlice bakıyordu.


"Acaba daha önce Ispartada bulundunuz mu?" Diye sordu. Isparta mı? Biliyordum işte daha önce gördüm ben bu adamı. Ama nerde gördüm? Üniversiteyi orada okumuştum. Başımı olumlu anlamda salladım. "Evet üniversiteyi orada okudum. İki yıl boyunca oradaydım." Dedim. Bana samimi bir şekilde gülümseyip önüne döndü. Eee ne oldu şimdi? Araba hareketlendiğinde yeşilin yandığını anladım. Ona daha dikkatli bakmaya başladım.


Nerede gördüm ben seni ya? Maşallah ya bu nedir. Allahım bu kulunu yaratırken çok zaman harcamış olmalıydı. Hafif uzun sarı saçlar, sivri bir çene, kirli sakalın çevrelediği bir yüz. Maşallahtı. Zaten gözleri de siyahtı. Baktıkça bakmak istiyordum.


Adımı seslendiğini duyduğumda kafamı sağa sola sallayıp kendime geldim. Bu hareketime kafasını çevirerek gülmüştü. Allahım yine rezil oldum. Hemde beğendiğim birine. Olmadı bu. Yüzünü ciddileştirebildiği  kadar bana döndü ve "Adres diyorum Gözde hanım. Buradan nereye gideceğiz?" Diye sordu. Yola döndüğümde evin aşağısındaki otobüs durağına geldiğimizi gördüm. "Şey burdan direk yukarı çıkacağız." Dedim. Kafasını sallayıp arabayı tekrar hareketlendirdi. Ayy yok dayanamayacağım ben.


Birden ona doğru döndüğümde o da bir anlığına kafasını bana çevirip yola döndü. "Serkan bey biz sizinle nerede karşılaştık acaba? Bindiğimden beri bunu düşünüyorum ama bir türlü hatırlamıyorum." Dedim. Cevap vermesini beklerken arabayı durdurmuştu. Kafamı ondan cama çevirdiğimde evin önünde olduğumuzu gördüm. "Burası mı?" Diye sordu. Kafamı olumlu anlamda salladım ve arabadan indim.


Cevap vermemişti. İyi. Bende daha fazla düşünmezdim. Arabadan çıkıp yanıma geldiğinde bana bakarak "Dondurmacı" dedi ve bahçe kapısından içeri girdi. Aaaaaa tamammm. Şimdi hatırladım. Batu ve Dilekle birlikteydik. Hatta Dilek,Serkanı beğenmişti ve onun dikkatini çekmek için olup olmadık şeye yüksek sesle gülüp duruyordu. Salak. Batuyla beni rezil etmişti o gün.


Açık kapıdan bende bahçeye girdiğimde Cüneyt abinin Serkanla konuştuğunu gördüm. Yanlarına ilerlediğimde Serkan ilerlemeye başlamıştı. Cüneyt abi bana tedirgince bakarken ona bir şey yok dercesine gülümsedim. Yanımdan koşa koşa üç adam geçmişti. Onların sesiyle o tarafa baktığımda ellerinde çantalarla Serkanın yanına gitmişlerdi. Serkan ise çoktan zile basmış kapının açılmasını bekliyordu. "Kızım bir sorun mu var? Polisler  nereden çıktı?" Diye sordu. Ona olumsuz anlamda kafa salladım "Önemli bir şey değil Cüneyt abi merak etme." Diyip Serkanın yanına ilerledim.


Kapının önüne gelmiştim ama içeriyi göremiyordum. Neden mi? Serkanın arkasındaki üç adam yüzünden. Onları hafifçe ittirip kendimi Serkanın yanına attım. İçeri baktığımda ise Melih ağlak gözlerle, Hakan, Cenk, Kerem ve Çınar donmuş bir şekilde Serkana bakıyordu. Bakışlarım yere indiğinde Yeşim hanım baygın bir şekilde yerde boylu boyunca yatıyordu. Başucunda ise Murat bey ve Gökay vardı. Yeşim hanım dışında hepsi bana doğru döndüğünde bana bakan gözlerin dolduğunu gördüm. Ne oldu lan?


Kapıdan içeri girip Yeşim hanımın yanına çöktüm. Yavaşça yanaklarına vurup onu ayıltmaya çalışıyordum. Bir iki vuruştan sonra gözlerini aralamıştı. Karşısında beni görünce aniden doğrulup kollarıyla beni kendine çekti. "Gözde! Kızım! Bir şey oldu sandım kızım! Aklım çıktı yavrum!" Dedi ve beni kendinden uzaklaştırdı. Gözleriyle vücudumu taradıktan sonra iyi olduğumu anlamış olmalı ki tekrar sarıldı. Yalnız cidden ne oluyor??


Serkanın bana seslenmesiyle Yeşim hanımdan ayrıldım. "Gözde hanım artık odanıza çıksak mı?" Dedi. Kafamı olumlu anlamda salladım ve yerden kalktım. "Buyrun Serkan bey bu taraftan." Diyip merdivenlere yöneldim. Büyük ihtimalle aile üyeleri merakla ve şaşkınca arkamızdan bakıyordu. Onlara doğru dönüp Çınara baktım ve yanına yaklaştım. "Bak bu sefer kapıdan soktum. Rahatsız etme bizi tamam mı?" Dedim ve merdivenin başında beni bekleyen Serkana ilerledim.


Odanın önüne geldiğimizde kapıyı açıp içeri girecektim ki Serkan elimi tutup bana engel oldu. Yanındaki adamlara döndüğünde ona eldiven uzatmışlardı. Hıııı kanıt işi. Eldivenleri bana uzattığında onları giydim. Yanındaki adam bana galoşta uzatmıştı. Onu da giydim ve odanın kapısını açıp içeri girdim. Yanımızdaki adamlar sırayla odaya girdiğinde Serkan da odaya adımlamıştı ama Cenkin sesiyle durup ona baktı. "Serkan! Neler oluyor?" Diyip yanımıza hızla adımladı.


Serkan ona doğru dönüp "Odayı incelememiz lazım Cenk. Kanıt bulabiliriz belki. Ayrıca senin burada ne işin var?" Diye sordu. Cenk bize baktıktan sonra içeride ne oluyor diye kafasını ileri uzattı ama Serkan önüne geçmişti. "Burada ne işin var Cenk?" Diye sorusunu yinelemişti. Cenk ona kaşlarını çatarak bakıp "Burası benim evim Serkan. Şimdi sen söyle neler oluyor?" Dedi. Evin batsın.


Şaşırma sırası Serkana geçmişti. Serkanda şaşkınca bana dönüp 'Ne alaka' bakışları yolladı. Cenk bunu farketmiş olmalı ki "Gözde benim kız kardeşim." Demişti. Peh. Gözde binim kiz kirdişim. Sinir. Serkana döndüğümde hala aynı şekilde bana bakıyordu. "Soy isimleriniz farklı?" Dedi. Adam haklı. Cenk "Orası karışık biraz. Artık söyleyecek misin ne olduğunu?" Diye sesini yükseltmişti. Serkanda ona kaşlarını çatarak bakmıştı. Ses tonu hoşuna gitmemiş olmalıydı. Ona doğru yaklaşıp "Kardeşin değil mi biliyorsundur elbet." Dedi ve odaya girdi. Kahkaha atsam ne olurdu şu an. Cenkin suratı sinirden renkten renge girmişti. Puhahah. Serkan seni öpesim var aslanım.


Bende Cenke tip tip bakıp odaya girdim. Serkan bana dönüp "Kapıyı kapatın Gözde hanım." Dedi. Tabi ki de kapardım. Sen yeterki iste. Kapıyı kapatırken diğer aile üyelerinin de geldiklerini gördüm ama onlara boş boş bakıp kapıyı kapattım.


Olay yerinden gelen adamlar çoktan odayı incelemeye başlamıştı. Serkanda etrafa dikkatlice bakıyordu. Bense sadece ayakta dikiliyordum. Serkan masamdaki bilgisayara yaklaştı.


"Notu burada mı bulmuştunuz?" Diye sordu.


"Evet oradaydı. Üstünde de bilekliğim duruyordu."


"Banyoda ne kadar süre geçirdiniz peki?"


"Yanlış hatırlamıyorsam yarım saat falan olmalı." Dedim. Masada duran bilgisayarımı aldı ve adama uzattı. Bana dönüp "Bilgisayarınıza bir şey yapmış mı kontrol edelim. Yarım saat bunun için yeterli bir süre." Dedi. Bir şey dememiştim. Haklıydı. Etrafta biraz daha dolandıktan sonra banyoya girdi. "Gözde hanım bakar mısınız?" Diye seslendi.


Bende banyoya girdiğimde onu aynaya bakarken gördüm. Parmağıyla işaret edip "Bahsettiğiniz bu ayna mıydı?" Diye sordu. "Evet o" dediğimde yüzünü aynaya yaklaştırıp aynaya hohlamaya başladı. Ona yaklaştığımda aynadan yeniden kendini belli eden kalbe baktım. Bak yine ürperdim. Serkan da aynadaki kalbe bakarken içerideki adamlara seslendi. Adamlar gelip aynadan örnek aldılar. Çok ciddi bir yer olmuştu. O yüzden banyodan çıktım.


Cenkin anlatımından


Yüzüme kaptılan kapı ile içimdeki merakla birlikte öfkem de artmıştı. Serkanı kapıda görünce neye uğradığımı şaşırmıştım. Serkan oldukça başarılı bir polisti. O da benim gibi cinayet masasında çalışıyordu. Benim ekibimle onun ekibi farklıydı. Bu sene gelmişti ama adından baya bahsettiriyordu. Çok konuşmuşluğumuz yoktu zaten. Sadece merhaba merhaba.


Neler olduğunu öğrenmek için Canı aradım. İki çalışta telefonu açtığında konuşmasına izin vermeden "Can, Gözde bugün karakola mı geldi?" Diye sordum.


"Sana da iyi akşamlar Cenk. Vee Gözde dediğin kişi kim?" Diye söylendi. Ona sonra bahsederim diye geçiştirmiştim ve bir türlü olanları anlatamamıştım.


"Evet evet iyi akşamlar kardeşim. Gözde hani şu yangında ki kız. Hastanede ifadesini almak için beklemiştin ya. Ulan üç günde unutmuş olamazsın!" Dedim.


"He he tamam hatırladım. Evet geldi bugün. Lan hani ifadeyi sen alacaktın. Sana iş bırakılmaz oldu artık." Dedi. Hassiktirr. Doğru, ifadesini almayı unutmuştum. Onu vermeye gitmişti o zaman. Ee ama yine de Serkanı ilgilendiren bir konu yoktu.


"Serkan ne alaka amına koyayım ya! İfadeyi niye o aldı?" Dedim. "Ne Serkanı amına koyayım ya ne diyosun Cenk! İfadesini ben aldım Gözdenin." Diye yükseldi o da.


"Ulan Serkan şu an burada Gözdenin odasını inceliyor ekiple!"


"Heee sen onu diyorsunn. Lan salak, kızın sapığı varmış ya. Ben yönlendirdim Serkana onu. İlk başta seni arayacaktım ama 'ona gerek yok' demişti. Sizin olayınız ne lan. Kim bu Gözde? Yoksa sevgili mi yaptın?" Dedi. Ne demem sapığı varmış.


"Ne demek sapığı varmış lan!" Diye Cana bağırdım. Yanımda konuşmamı dinleyen ailemde bana merakla bakıyordu. Bağırmamla birlikte annem ve babam dehşete düşmüş gibi bana koca gözlerle baktıkar. "Ne sapığı lan ne diyorsun oğlum sen!" Diye babamda bana bağırmıştı. Ona elimle bir dakika işareti verdim ve Canı dinlemeye başladım.


"Bağırma lan. Tam olarak bende bilmiyorum. Geldi karakola, etrafa bakınıyordu. Tanıyınca gittim yanına dedi işte üç gün önce kafemde yangın çıkmıştı o yüzden ifade vermeye geldim falan. Aldım işte ifadesini. İfade işi bitince de takip ediliyorsam kiminle görüşmem lazım diye sordu. Ona senin adını verecektim ama 'Cenkten başka ilgilenen var mı' diye sorunca Serkana yönlendirdim. Yani anlayacağın bildiğim şeyler bu kadar. Hem sen söyle bakayım kim bu kız?" Dedi. "Kardeşim amına koyayım oldu mu?" Diyip telefonu yüzüne kapattım. Sapık ne lan!


Hakan abim omuzumdan dürtünce ona döndüm "Ne sapığı Cenk! Ne olmuş?" Diye sinirle sordu. "Bilmiyorum abi" diyip Gözdenin kapısını açtım. Gözde odanın ortasında dikilmiş odadakileri inceliyordu. İnceleme ekibinden birine elimi uzattım. Anlamış olmalı ki hemen eldiven ve galoş uzatmıştı. Hızla içeri girdiğimde Gözde bana boş boş bakıyordu. Ona inanmamış olmamız onu etkilemiş olmalıydı. Şu an o konuyu boşverdim. Onunla elbet o konu için konuşup kendimi anlatırdım.


Serkan açık olan camın önünde mermeri inceliyordu. Kapıyı açmamla bana doğru döndü ve kaşlarını çattı. Ne bu tavırlar amına koyayım! Serkan ekiptekilere dönüp camı işaret etti. "Şurayı da bir kontrol edin." Dedi ve bana doğru ilerledi. "Girme dediğimi hatırlıyorum." Dedi. Şeytan diyor ki yapıştır yumruğu yüzüne. Sabır çekip "Bende sana çok şey dedim Serkan. Ayrıca burası benim evim sınırını aşma." Dedim. Biraz tıslamışta olabilirim. Sinirimi bozuyordu zaten. Bugünden sonra da iyi olacak gibi değildik. "Ev senin olsa ne olur Cenk. Bu oda benim vakam. O yüzden DIŞARI!" Diyerek tısladı. Ellerim o konuşurken çoktan yumruk olmuştu bile. Şimdi yüzüne indirebilirdim işte.


Ona daha çok yaklaşmıştım ki Gözdenin seslenmesiyle durdum. "Sorun değil Serkan bey. Kalabilir. Zaten sizde işinizi bitirdiniz sayılır." Dedi. Serkan beni baştan aşağı süzdükten sonra kafasını salladı ve Gözdeye döndü. "Evet Gözde hanım işimiz bitti sayılır. Arkadaşlar pencereyi de incelesin başka bir şey kalmıyor." Dedi. Gözde tamam anlamında kafasını salladı. İnceleme ekibi işini bitirmiş olmalıydı ki "Biz tamamız Serkan bey." Demişlerdi.


Odadan çıkıp aşağı indiğimizde babamlar meraklı bir şekilde bize bakıyordu. Kapıya ulaştığımızda Serkan Gözdeye döndü ve "Bir gelişme olduğunda size ulaşırım Gözde hanım. Sizde her hangi bir şeyde bana ulaşabilirsiniz." Diyip ona kartını uzattı. Ben neciyim burada acaba. "Tamam Serkan bey. Teşekkür ederim iyi akşamlar." Dedi.


Serkanı yollayıp kapıyı kapattıktan sonra Gözdeye dönmüştüm. Bana gözlerini devirip salona doğru geçti ve bana baktı. Bende yanına gittim ve ona bakmaya başladım. Bir açıklama yapsa iyi olurdu.


"Kızım ne oldu? Ne sapığı neler oluyo?" Diye soran annem Gözdenin yanına gitmiş ve elini tutmak için uzanmıştı ama Gözde bunu farkedip kendini bir adım geri çekti. Annemin gözleri sanki bunu bekliyormuş gibi anında dolmuştu. Başka bir durumda olsaydık Gözdenin bu davranışına kızabilirdim ama şu an haklıydı. O yüzden sadece derin bir nefes alıp verdim.


"Size sormadan evinize birini getirdiğim i-"


"Burası senin de evin kızım." Babam sözünü kesmişti


"Dediğim gibi evinize sormadan birini getirdiğim için kusura bakmayın ama mecbur kaldım."


"Gözde artık konuyu anlatsan mı abicim?!" Diye Kerem abi atılmıştı. Gözde ona bakıp derin bir nefes aldı. "Buna gerek olduğunu düşünmüyorum. Zaten bir daha gelmezler." Diyip yukarı çakacaktı ki bu sefer ben dayanamamıştım.


"Yeter Gözde. Anlat artık ne olduğunu! Ayrıca madem bir problemin vardı bana gelebilirdin!" Dedim. Yanı başında ben varken başka birine ve başka bir polise gitmesi ne kadar kabul etmek istemesemde beni kırmıştı. Bana güvenmediği gerçeği yüzüme vurmuştu.


Alayla gülüp bana döndü. "Belki o problemimi sevgilimmiş gibi ah dur çok pardon yanlış söyledim. Müşterimmiş  gibi gördüğünden ve gördüğünüzden size gelmemiş olabililir miyim acaba memur bey? Bence bunu anlamak senin için basit bir olay." Dedi. Tamam hata yaptım kabul amına koyayım ya tamam. "Bak kabul sana inanmamam, inanmamamız bir hataydı. Ama eve polis geldi farkında mısın? Bize ne kadar kızgın olsanda bu konuyu söyleyebilirdin. Hem her aile kavga eder. Bunu bu kadar abartma." Dedim. Ciddi bir durum da olabilirdi. Gerçi hala hiç bir şey anlatmadı ki. Belki de gerçekten ciddi bir durumdu.


Sinirle bana doğru adımladı ve parmağını yüzüme doğru tuttu. "Öncelikle Cenk bey, benimle konuşurken o ses tonuna dikkat edeceksin. Böyle karşıma geçip palavralar sıralayamazsın. Sen ne ailesinden bahsediyorsun ki 'her aile kavga eder' diyebiliyorsun! Çünkü ben ortada bir aile falan göremiyorum. Ayrıca tamam kabul ediyorum bu ciddi bir konu. Ama bunu size anlatmak istediğimde bana yakıştırdığınız ithamlar bu isteğimi yok etti. Kendimi sizin için iğrenç bir konuşmaya ve duruma sokmam. Yanii bu artık sizi ilgilendiren bir durum değil!" Dedi ve kapıya doğru adımladı. Tam ona seslenecekken durup bize tekrar baktı.


"Hee bu arada Cenk bey. Bir konuyu daha yanlış anlamışsın. Bu da sizin aileye özgü bir şey her halde. Ben sana ve size kızmadım sadece kırıldım. Hastaneden buraya gelirken gerçekten iyi anlaşıp güzel bir aile olabileceğimize inanmıştım. İyi insanlara benziyordunuz. Birlikte kısa da olsa güzel vakit geçirmiştik. Belki de bu yüzden öyle düşünmüştüm. Neyseki hatamı erken farkettim. Farkettirdiniz. Zaten tüm kötüler dışarıdan iyi gibi duranlar değil midir Cenk? Sen daha iyi bilirsin." Dedi ve arkasını dönüp evden çıktı. 


&&


Merhabalarrr. Yeni bölümle tekrar aranızdayım.


Bölüm ve hikaye hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum.


Serkan?


Hakan?


Cenk?


Kerem?


Gökay?


Çınar?


Melih?


Murat bey ve Yeşim hanım?


Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın💕


Diğer bölümde görüşmek üzere 🫶🏻🫶🏻🫶🏻


Loading...
0%