Yeni Üyelik
20.
Bölüm

16. Bölüm (Part 2)

@merida_xx

Gruptan üzüntüyle çıktığımda eve gelmiş olduğumuzu gördüm. Gökay telefonuna büyük ihtimalle gruba bakıyordu. Bitirmiş olmalı ki aynadan bana üzgünce baktı. "Hoş olmamış" dedi. Kafamı aşağı yukarı salladım ve arabadan indim. Batu ve Gökayda arkamdan geliyordu ve konuşmalarını duyuyordum.


"Ne oldu buna şimdi?" Diye soran Batuydu. "Abimler biraz tepki göstermişler para konusunda." Dedi Gökayda. Sonrasını duymadım çünkü eve girmiştim bile. Melih salonda koltukta kurulmuş telefonuna bakıyordu. Annemde onun yanında keyif kahvesi içiyordu.


"Hoşgeldin kızım. Nereye gitmiştin sen geldiğimde göremedim seni?" Diye sordu annem. Derin bir nefes alıp onun yanına çöktüm ve kollarımı beline sardım. Günü mutlu bir şekilde kapatmayı düşünmüştüm ama abilerimin tepkisi beni istemeden de olsa üzmüştü. Haklılık payları vardı belki de bu yüzden daha çok üzülmüştüm. Ama biliyorum ki onları gerçekten de seviyorum. Sevmediklerimi düşünmeleri canımı yakmıştı.


"Güzel kızım ne oldu?" Diye beni sarmaladı hemen.


"Anne ben galiba istemeden abilerimi kırdım." Dedim. "Neden kızım ne oldu?" Diye sordu. Ona olan biteni baştan sona kadar anlattım.


"Hımmm" dedi bana bakarak. "Haksızım dimi" dedim gözleri dolmuşken. "Evet annecim haksızsın. Onları değersiz ve en önemlisi abin olarak görmediği söylemiş olmuşsun." Dedi. "Gerçekten kötü bir amacım yoktu ki." Diyip artık iyice ağlamaya başlamıştım. Hemen kollarıyla beni sardı. "Hallederiz annecim ağlama sen." Diye saçlarımı sevmeye başladı.


"Babama söylersem o da mı kötü hisseder?" Diye sordum burnumu çekerek. Üzgünce kafasını salladı. "Evet bebeğim. Aslında bende kırıldım am seni biraz anlamaya çalışıyorum. O yüzden merak etme halledeceğiz bunu anne kız." Dedi.


"Misafirimiz var anne." Diye Gökay ve Batu salona girmişti. Bunlar kaç saattir dışarıda mıydı? Annem benden ayrıldı ve Batuya doğru ilerledi "Hoşgeldin oğlum nasılsın?" Diye sordu. "Hoşbuldum efendim. İyiyim siz nasılsınız?" Dedi. Annem Batuyu kolundan tutup koltuklara oturttu. "İyiyim bende oğlum. Kaçta gideceksiniz kafeye? Akşam yemeğine kal lütfen." Dedi. "Teşekkürler efendim ama kalamayız. Çünkü birazdan çıkmamız gerekiyor." Dedi.


"Efendim değil oğlum abla demen yeterli." Dedi ve sonra bana döndü "Hazırlanalım hadi annecim geç kalmayın söz vermişsiniz o kadar." Dedi ve koluma girip odama yöneldik. Dolaptan sırayla elbise deneyerek anneme küçük bir defile yapmıştım ve en sonunda birinde karar kılmıştık.


Gayet sportif ve şık olduğuma emin olduktan sonra aşağı inmeye başladık. Saat 18.12 idi. Hemen çıkardık büyük ihtimalle. "Kafenin konumunu atarsın kızım gidince. Dayınlar gelince oraya geliriz bizde." Aaaaa ben onları unuttum. "Ben onları tamamen unuttum anne." Diye ona döndüm. "Olsun kızım bir şey olmaz. Oraya geliriz bizde." Dedi. Bir günde daha ne kadar mahcup olabilirdim acaba.


"Anne ben özür dilerim gerçekten. Aklımdan çıkmış bugün olanlardan dolayı." Dedim üzgünce. Ne dese haklıydı şu an. Ailesi benimle tanışmaya geliyordu ama kızı evde yoktu. Offf. "Kızım sorun değil dedim. Zaten abilerinde gelmeyecek bir şey olmaz. Hem biz kafeye geliriz dedim ya orada tanışırsınız." Dedi. Ona sıkıca sarıldım. "Teşekkür ederim anne." Dedim. "Hadi çocuk ağaç oldu içeride." Dedi ve aşağıya indik.


Annemle vedalaştıktan sonra Gökayın arabasıyla kafeye doğru yol aldık. Gökay ve Melihte mis gibi olmuştu. Batu zaten işten çıktığı gibi geliyordu ve o yüzden o da gayet şıktı. Totalde mis gibiydik ama kalbim biraz üzgündü.


Kafeye geldiğimizde hemen Batuyla yerimizi alıp şarkı söylemeye başladık. Kafe yine her zamanki gibi tıklım tıklımdı. Benim kafemde böyleydi. Bugün çok mu duygusalım ne.


İçkili bir kafe olduğu için neşeli şarkılar söylemek dışında biraz hüzünlü şarkılarda söylüyorduk. Bir kaç şarkı söyledikten sonra dinlenmek için Gökayların masasına ilerledim. Masadaki suyu alıp içerken Melih hayran gözlerle bana bakıyordu. Gökay ise telefonundan başını kaldırmıyordu.


"Abla mükemmel söyledin. Sesin çok huzur verici. Seninde öyle Batu abi. Acaba bu yoldan mı ilerleseniz?" Diye sordu. Gülerek onun saçlarını karıştırdım. "Tabi ya ne demezsin" dedim. "Ya abla burada yapma bari!" Diye kızdı. "Sus. Ablayım ben istediğim yerde yaparım." Dedim ve tekrar sahneye yöneldik.


Gülşenden bir şarkı daha söyledikten sonra kapıya doğru baktım. Ne annemler ne de abimler yoktu. Hatta Görkem abim bile yoktu. İçim yine burkulurken bu sefer kendim istediğim bir şarkıyı seslendirmek istedim. Sertap Erener-Rüya (şarkıyla okuyabilirsiniz arkadaşlar). Batuya söylediğimde kafasını olumlu anlamda salladı. Gözlerimi kapattım ve kendimi şarkıya teslim ettim.


Değmeyin feryadıma


Figanıma değmeyin


Eğer sevda bu demekse


Ben vazgeçtim beni sevmeyin (gözde)


Sevmeyin ya cidden sevmeyin. Sevince kırıyorum.


Garipliğim kader değil


Geçici gülmeyin


Bu kış da efkarlıyım


Bahara Allah kerim (batu)


Batu üzgün olduğumu hissetmiş olmalı ki elimde bir el hissetmiştim. Her zaman yanımda olan tek dostum oydu. Sadece birbirimiz kalmıştık.


Hadi yüreğim ha gayret


Hele sıkı dur hele sabret


Başını eğme dik tut


Bu bir rüyaydı farz et (gözde)


Hadi hadi yüreğim ha gayret


Hele sıkı dur hele sabret


Başını eğme dik tut


Bu bir rüyaydı farz et


Hadi hadi yüreğim ha gayret (gözde-batu)


Derin bir nefes almıştım. Yanaklarımda ıslaklık hissediyordum. Sanırım ağlıyordum. Gün birikimi diyeceğim ama gün içinde de elli kere ağladığım için emin olamıyordum.


Değmeyin feryadıma


Figanıma değmeyin


Eğer sevda bu demekse


Ben vazgeçtim beni sevmeyin (batu)


Garipliğim kader değil


Geçici gülmeyin


Bu kış da efkarlıyım


Bahara Allah kerim (gözde)


Batu elimi sıkıca tutmaya başlamıştı. Ondan güç alacakmış gibi bende onun elini sıkıca tuttum.


Hadi yüreğim ha gayret


Hele sıkı dur hele sabret


Başını eğme dik tut


Bu bir rüyaydı farz et


Hadi hadi yüreğim ha gayret


Hele sıkı dur hele sabret


Başını eğme dik tut


Bu bir rüyaydı farz et


Hadi hadi yüreğim ha gayret


Hele sıkı dur hele sabret


Başını eğme dik tut


Bu bir rüyaydı farz et


Hadi hadi yüreğim ha gayret


Hele sıkı dur hele sabret


Başını eğme dik tut


Bu bir rüyaydı farz et


Hadi hadi yüreğim ha gayret (gözde-batu)


Gözlerimi açtığımda karşımda beni alkışlayan insanlar dışında pür dikkat beni izleyen ailemi görmüştüm. Hepsinin gözünde hüznün yanında gururda görmüştüm. Bu bile beni mutlu etmişti. Hemen sahneden inip kendimi Hakan abimin kollarına attım. Kollarımı sıkıca onun beline doladım. "Özür dilerim abi. Bir daha yapmıycam söz." Dedim ve göğsünde gözyaşlarımı dindirirken elimi kaldırıp yüzüne doğru serçe parmağımı tuttum.


Gökayın "O öyle söz veriyor abi." Demesiyle anlamadığını anladım. Geri çekilmek istediğimde bana sardığı kollarını çekmişti. "Cidden söz. Bir daha böyle bir şey yapmayacağım." Dedim gözyaşlarımı silerken. Allahtan çok makyaj yapmamıştımda pandaya dönmeyecektim.


"Söz mü?" Diye sordu Hakan abim. "Valla söz!" Dedim ve parmağımı uzattım. Gülümseyerek serçe parmağıyla parmağımı kavradı. Bende ona gülümsedim. Yanında duran Cenk abime döndüğümde bakışlarını benden kaçırdığını gördüm. Trip atıyordu. Yanına gidip hemen koluna sırnaştım. Kolunu çekmeye çalıştıkça daha çok sırnaştım.


"Gözde bir çekil ya allah allah!" Diye çemkirdi. "Biliyorum sende beni seviyorsun." Dedim sırnaşmaya devam ederken. "Ben seviyorum da senden emin değilim." Dedi. Üzdü. "Seviyorum ki." Dedi durgunca. Her halde üzüldüğümü anlamış olmalı ki kıyamadı ve serçe parmağını uzattı. "Yap hadi şunu da çekil önümden." Dedi. Hafifçe gülümseyip dediğini yatım ve "Söz" dedim.


Onun yanında olan Çınarı gördüğümde bir şey demeden parmağımı çekeledi ve beni kenara itti. "Git hadi milletin kulağını taciz etmeye devam et. Sesinde kötü ne anlıyorlarsa." Dedi ve ayrılan sandalyeden birine oturdu. Dediğine kahkaha attım ve ona yaklaştım. "O yüzden mi o kahve gözlerin doluştu." Dedim. "Susacak mısın susturayım mı?" Diyip bana döndü. Onunla birbirimize kötü kötü bakarken kolumdan arkama doğru çevrildim.


"Artık şarkı söylesen mi acaba!!" Diyen orta yaşlı bir adamla şöyle bir kaldım. "Çek lan elini kızımdan!" Diye babam aramıza girip beni arkasına çekti. Annem tarafından çekilmemle ona döndüm. Endişeyle babama bakıyordu. Abimlerde kalkmış babamın yanında dikiliyorlardı. Adeta aslan sürüsünün dizilişi gibiydi ve bir kıvılcım bekliyorlardı.


"Sanane lan istediğim gibi dokunurum!" Diye babamın üstüne yürümüştü. Hooppp. Orada bi durucan. Annemin kollarından çıkıp babamın önünde adamın karşısına dikildim. "Sen kimin üzerine yürüyorsun be!" Diye cırladım. Onunda arkasına arkadaşları dikilince olayların büyüyeceğini anladım. Babam beni kolumdan çekmeye çalışınca karşı taraftan birinin "İstersen senin üzerine de yürürüz üstüne de çıkarız yavrum." Diyen birini duydum. Keşke sadece ben duysaydım. Açılmış gözlerimle önce adamlara baktım ve sonra benimkilere döndüm. Hepsi yüzünde hiçte hoş olmayan bir gülümseme vardı.


"Çok istiyorsan ben senin üstüne çıkarım yavrum." Diyen babamla eyvahlık tablo oluşmuştu. Çok eyvahtı.


&&&


Merhabalarr 😘 Yeni uzun bir bölüm ve ben geldim.


Diğer bölümü de en kısa sürede atacağım😊


Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen.


Hikayede olmasını istediğiniz bir olay var mı bu arada??


Diğer bölümde görüşmek üzere🫶🏻🫶🏻🫶🏻


Loading...
0%