Yeni Üyelik
29.
Bölüm

20. Bölüm (Part 3)

@merida_xx

Saat öğlen ikiye kadar konuşmuştuk. Konuşmalarımızda abimlerin de sevgilisi olmadığını öğrenmiştim. İyi iyi hoş. Ben yapayım onlar yapmasındı. Şimdi eve doğru geçiyorduk. Anneme yemek konusunda yardım edecektim. Acaba tatlı olalar ne yapsam? "Tatlı olarak ne yapalım Gökay?" Diyerek ona döndüm. "Tiramisu." Dedi hızla. "Tiramisu mu?" Diye sordum. "Evet ya kaç gündür canım çekmişti. Onu yapabilir misin ikiz?" Diye sordu. Ona kaşlarımı çatıp baktım. Tabii araba kullandığı için farketmemiş olabilir. "Madem canın istemişti neden söylemedin Gökay?" Diye yükseldim.


"Bilmem. Aklıma gelmedi ikiz. Bir dahakine söylerim." Dedi ve yanağımdan makas aldı. "İyi." Dedim ve cama döndüm. Eve geldiğimizde üzerimi değiştirip mutfağa annemin yanına geçtim. Çorba işini çoktan halletmişti bile. "Annem ne yapıyoruz şimdi?" Dedim. Gülümseyerek bana dönünce "Herkesin seveceği şeyler yapalım annecim." Dedi. İyi ama ne? "Karnıyarık ve enginar?" Diye sordum.


"Olur kızım yapalım." Dedi ve yemek işine giriştik. Pilav ve salata da yaptık. Son olarak Gökayın istediği tiramisuyu da yapınca mutfakta işimiz bitmişti. Saat beş buçuğa geliyordu. "Ben bir yıkanıp giyineyim anne." Dedim. "Bende yıkanacağım kızım üstümüz hep yemek koktu." Dedi ve mutfaktan çıktık.


Duş alıp yemek için üzerimi giyindikten sonra aşağıya yöneldim.


Bizimkiler yine salonda kurulmuş sohbet ediyorlardı. Arkamdan annemde geldiğimde koluma girip beni yanına çekti ve koltuğa oturttu. "Ne yaptınız bugün gereksiz kardeşim?" Diye soran Çınarla bana dediğini anladım. "Seni." Dedim ve göz devirmesini keyifle izledim. Melih yavrumu kendime çekip sarıldım. "Okul kuşum sen ne yaptın bugün?" Diye sordum. "İyi abla. Arkadaşlarımla halısaha yaptık." Dedi. "Kazandın mı?" Diye sordum heyecanla. "İki golümü sana adadım." Dedi.


"Ayy yerim ben senii." Diyip klasik sevme merasimimi başlattım. Kollarımın arasından kaşınca ona gülerek baktım ve bu sefer ağaç abimin yanına zıpladım. Ona pis pis bakarken bana 'ne var' bakışları atıyordu. Bir anda yanağına yapışmamla gülerek beni itmeye çalıştı. Birden belimden çekilip "Sen gel bakayım şöyle." Diye Kerem abimin sesini duyunca kollarından kutulmaya çalıştım.


Umutla bunu da çalışmamız gerekiyordu. Listeme ekledim hemen ve "Baba kızını yiyecekler!" Diye bağırdım. Sonra Hakan abimin sesini duydum. "Bu işe sen karışma baba." Diyordu. Sonrası ise koltuğa yatırılıp deli gibi gıdıklayıp öpmeleriyle sonlanmıştı. Medet umduğum kişi ise ki bu babam oluyor herkesi kışkışlamış kendisi öpüp gıdıklamıştı. Annem ise gülerek bizi izliyordu.


Hepsini başımdan def ettiğimde "Savaş gibi bir şeydi." Dedim ve banyoya doğru ilerledim. Arkamdan kahkaha seslerini duyuyordum. Aynaya baktığımda saçımın dağılmış ve yüzümün gülmekten kırmızı olduğunu gördüm. Onlara biraz sövdükten sonra saçımı düzeltip tekrar içeri geçtim.


Hepsinden uzak köşeye geçecektim ki Hakan abim tutup yanına çekmişti. Onun kolunun altındayken telefonuma bakıyordum. Biraz Batuyla konuştuktan sonra Tarık aramıştı. "Alo?" Dediğimde "Gözde konum atar mısın? Çıkıyoruz da." Diyen Eylül ablayla telefonu kulağımdan çekip arayana tekrar baktım. Şakşuka Tarık yazısıyla "Eylül abla Tarıktan arıyorsun dimi?" Diye sordum. Gülerek "Evet denizkızı Tarığın telefonundan arıyorum." Dedi ve arkadan Tarığın 'abla!' Diye kızışlarını duydum. "Tamam atıyorum hemen." Dedim ve telefonu kapatıp konumu yolladım.


Bana bakan aile üyelerime "Tarığa konum attım geliyorlarmış." Dedim. Annem heyecanla ayağa kalktı ve salondaki duvar aynasına gidip kendine baktı. Sonra bize döndü ve "Hadi kalkın kalkın üstünüzü toparlayın güzelce." Dedi. "Bu ne heyecan hayatım." Diye ona takılan babama gülüp bende annemin yanına geçtim ve saçlarımı son kez düzelttim. Aynadan gördüğüm kadarıyla Çınar bana doğru adımlıyordu. Yüzünü bana yaklaştırdı ve "Sen niye saçını başını düzeltiyorsun!" Diye sordu.


Benim cevap vermeme gerek kalmadan annem elini onun yüzüne koyup yavaşça geri ittirmişti. "Sus bakayım sen!" Dedi ve bana döndü. Gözleri ışıl ışıl parlıyordu. "Çok güzelsin annecim." Dedi ve yanağıma öpücük bıraktı. "Eee kimin kızıyım yani olsun o kadar." Dedim ve elimin tersiyle saçımı arkaya savurdum. "Benim!" Diyen babama gülerek öpücük attım ve o da aynı şekilde karşılık verdi. Annem ellerini beline koymuş babama dönüyordu ki kapı çaldı.


Hızlıca kapıya gittiğimizde abim ve Şebnem annemler gülerek kapıda dikiliyordu. "Hoşgeldiniz." Diye hepsine sarılmaya başladım. "Oooyy hoşbulduk güzel kızım.." diyip sıkıca sarılan anneme kocaman sarıldım. Ondan babama geçtiğimde "Nasılda özlemişim birtanem." Dedi ve o da sıkıca sarılıp başımın üstüne bir öpücük kondurdu. Sıra abime gelince direk üstüne zıpladım ve kulağına "Biricik yengem geliyor insan ol tamam mı abilerin güzeli." Dedim. Geri çekildiğimde bana kaşları çatık bir şekilde bakıyordu.


Annemler, Şebnem annemlerle selamlaştıktan sonra hep beraber salona geçtik. Havadan sudan sohbet etmeye başlamışlardı ki zil tekrar çalmıştı. Yine ailecek kapıya gittiğimizde Mehmet amcalarla selamlaşıp tekrar salona geçtik. Şebnem annemlerde tanıştırdıktan sonra yemek için masaya geçtik. Annemle ben servis yaparken Eylül abla da yardım ediyordu. Abime Eylül ablayı gösterip 'bak bak' bakışlarımı yolluyordum.


Çorbaları ve içecekleri doldurduktan sonra bende oturdum. Babamlar Mehmet amcayla iyice sohbet ediyorken bende yanımda oturan Eylül ablaya yanaştım. "Nasılsın Eylül abla?" Diye sordum. "İyiyim ablacım sen nasılsın?" Diye sordu o da. "İyi bende. Eylül abla bir diyeceğim. Hem de pat diye." Dedim. "Geliyor bakalım. De Gözdecim." Dedi.


"Abimle yani Görkem abimle sen?" Diye yaklaştım. "Ne olmuş bize?" Bize mi? "Size mi?" Dedim gülümseyerek. "Saçmalama." Dedi ve salatasını yemeye başladı. "Ben bir demedim kiii." Dedim ve suyumdan yudumladım. Bana çatık kaşlarla bakarken ben de ona sırıtarak bakıyordum.


"Vallahi kızınız lokantaya enerji getirdi Şebnem hanım. Kendini de bir sevdirdi, hem bize hem müşterilere ki sormayın." Diye Hülya teyze hakkımda konuşunca yerimde dikleştim. "Bak bak şu hareketlere bak, kırılacak şimdi gururdan." Diyen Çınar abime son derece psikopat bakışlarımı attım. "Kıskanma canım senin de olur." Diye tısladım. Bu iyice kaşınıyordu. "Aa yok ama gerçekten sizlere teşekkür ederiz yani. Bu zamanda bu kadar çalışkan ve iş bilen birini bulmak imkansızdı bizim için." Dedi. "Yalnız sen böyle beni översen benim bir taraflarım bi hoş olur." Dedim ve kısa bir gülüşme sağladım.


Sohbet güzel bir şekilde ilerlerken tatlılarımıza geçmiştik. Tatlılarıda salonda çayla beraber yiyorduk. "Allahım mükemmel." Diyip mutfağa koşup bir tabak daha alan Gökaya baktım. "Hep bundan mı yapsan ikizim." Dedi. "Kızım gerçekten çok hafif ve lezzetli olmuş. Ne yapsak bunu da mı satsak lokantada?" Diye gülerek sordu Mehmet amca. "Ne güzel gider dimi baba." Diye ona katıldı Eylül ablada.


"Menüye uygun kaçar mı bilemedim ki?" Dedim bende. Tamam sürekli ev yemekleri satan bir yer olabiliriz ama yemeklerimizi son derece şık ve modern uyarlıyorduk. "Olur kızım niye olmasın." Diye Mehmet amcaları destekledi babamda. "Biz bunu bi düşünelim en iyisi." Dedi Hülya teyzede.


"Ben kafemde yapıyordum ama lokantada hiç yapmadım. Çok teklif gelir mi emin olamadım bi?" Dedim. Kafemde çeşit çeşit tatlı yapıyordum. Hepside çok beğeniliyordu. "Riskli olur gibi ama deneyebiliriz" dedi Tarıkta. Tabağına baktığımda bitirmiş olduğunu gördüm. Parmağımla işaret ettiğimde kaşlarını kaldırıp gülümsedi. İstemiyormuş. "Oğlum azıcık yavaş mı yesen?" Diyen anneme döndüm. Gökay mutfaktan elinde bir tabakla daha dönüyordu. "Bana bi şey olmaz." Dedi ve tatlıyı yemeye devam etti.


"Ee Tarık sen ne mezunuydun?" Diye soran Hakan abimle bunu bilmediğimi farkettim. "Aa evet bende bilmiyorum bak." Diye ona doğru döndüm. Zaten karşımda oturuyordu. "Aslında ceza avukatıyım ama henüz çalışmıyorum." Dedi. "Ne avukat mısın??" Diye abartılı olabilicek bir tepki verdim. "Evette neden bu kadar şaşırdın?" Diye sordu gülümseyerek. "Ya avukatları bedbaht bir şey diye kodlamıştım ben sen hiç öyle değilsin. Tamam kriterlere uygun olarak  bir avukat yakışıklılığın var ama öyle ketumda değilsin yani." Dedim. Kulağımın dibinde hissettiğim nefesle "Hızınız 180 yavaş amk." Diyen Gökaya döndüm. Eyvah!


Babamlar bana 'ne dedin sen' bakışları yollarken kıvırma ihtiyacı hissettim ki Eylül amca selam dedi. "Dimi ama Gözde. Bende dedim buna sen kim avukatlık kim diye ama oldu. Çokta hoş oldu." Diye imdadıma yetişti. Seni yengem yapacağım. Nettt. "Çalışmayı düşünüyor musun peki?" Diye soran taraf bu sefer Mustafa babamdı. Çocuğu sorguya mı çekiyordu bunlar?


"Şu sıra biraz daha lokantada çalışırım gibi. Bir kaç aya arkadaşımla ofis açmayı düşünüyoruz. Kısmet bakalım." Dedi çayını içerken. "Tarık abi avukatlıkta para var mı?" Diye soran Melihle herkes gülmüştü. "Daha çalışmadığım için bilemem ama stajda getirisi baya olmuştu. Vardır gibi." Dedi gülerek. "İkinci meslek olarak onu seçeyim bari." Dedi Melihte. "Ne olmak istiyorsun peki?" Diye sordu. "Ressam olmayı düşünüyorum şimdilik." Dedi Melihte. "Aynı ben bu çocuk. Nasılda yetenekli." Diye çayımı höpürdettim.


"Sen o konuya hiç girme istersen abicim." Diye gülen Görkem abime döndüm. "Niye ki?" Diye bu sefer Cenk abim sormuştu. "Çöp adam çizmeyi bile geçen sene başardı." Dedi ve herkesin gülmesini sağladı. Amann yalan mı? Resmim berbat ötesi bir şeydi. Eskiden tabi. Şimdi çöp adam çizebiliyorum. "Bugün o kadar övüldüm ki bu küçük çaban boş kaldı abilerin futbol oynarken dikkati en çabuk dağılanı." Dedim ve öpücük attım. Hihihii. Eylül abla çayını içerken söylediklerimle öksürmeye başladı. Hitap doğru ama etkilenen kişi yanlış olmuştu. Püü bana.


"Ee kızım sen ne yaptın sigorta parasıyla? Düşünmüyorsun galiba bir kafe açmayı? Gerçi bunu hiç istemiyorum ama merak ettim." Diye sordu Hülya teyze. Sigorta parası mı? Sigorta? Hasiktir sigorta!! "Oha sigorta!" Diye bağırarak ayağa fırladım. Bunu beklemeyen Çınar abim elindeki çayı düşünmemek için saçma hallere bürünmüştü ama banane. Sigorta paramız var lan daha bizim. Nasıl unuttum ben bunu?


"Ayy! Kız ödüm koptu ya ne bağırıyorsun?" Diyen Şebnem anneme koştum. "Anne ben sigorta parasını unuttum ya. Bana para verecekler. Ne kadar verirler ki acaba?" Diye Hülya teyzeye sordum. "Ay ben ne bileyim kızım. Oğlum ne kadar verirler?" diyip Tarığa döndü. 


"Ne kadara aldığınıza göre değişir o Gözde. Evrakları duruyorsa yazıyordur orada." dedi Tarıkta. Hızlıca çay bardağımı bıraktım ve Tarığınkinide alıp masaya koydum. Bana anlamsız gözlerle bakışlarını es geçip elinden tuttuğum gibi yerinden kaldırıp odama doğru koşturdum. Tabi o da arkamdan. "Gözde bi dursana ne oluyor?" diye sordu peşimden gelirken. Cevap vermeden onu odama soktuğumda koşturduğum için nefes  nefese kalmıştım. Yine de dinlenmeyi es geçip kütüphanemdeki evrakları aramaya koyuldum. "Gözde bir şey der misin artık? Nefes nefese kaldın geç otur önce." dedi. 


Kağıtları bulduğum gibi hehleyip ona döndüm ve uzattım. "Bak burada." dedim. Kağıtları alıp baktığında kıkırdadı. "Bunun için mi bu kadar koştun sen?" dedi. "Evett. Benim aklımdan tamamen çıkmış bu sigorta parası. Şimdi sen söyle bakayım ne kadar verecekler." dedim yanına yaklaşıp. Hala ayakta diktiğimi görünce kolundan yatağa doğru ittirdim. "Oturabilirsin tabiki." dedim. "Siz üç kişi mi ortaktınız?" dedi yatağıma otururken. 


Kapım lank diye açılınca hızla oraya döndüm. Cenk abim çatık kaşlarla bana bakıyordu. Gerçi Tarığada olabilir. "Ne öyle koşarak çıktın abicim. Çocuğu da peşinden sürükledin hem" dedi ve kapının oradaki sandalyeye çöktü. "Çocuk?" diye soran Tarıkla bu sefer ona döndüm. "Küçük duruyorsunda?" dedi. Pardon? Adamı donuna kadar araştırdın abi! Hem üniversiteyi bitirmiş, askerliğini yapmış biri ne kadar küçük olabilir? Abime 'sen salak mısın' bakışları atıyordum. "Aramızda bir yaş var Cenk." dedi Tarıkta ve bana kağıtları uzattı.


Telefonunu çıkarıp bir yerlere girdi. "Ola-" hala konuşmaya çalışan abimi bu sefer ben susturdum. "Benim kafenin sigortası abi. Almadık ya o aklıma geldi. Tarıkta madem avukatmış bende ilk müvekkili olayım dedim." dedim ona sus artık bakışlarımla. "İlklerim olmaya tam gaz devam ediyorsun" diye fısıldayan Tarıkla abime attığım öldürücü bakışlar uçup yerine şaşkınlık bırakmıştı. 


"Gözde parayı almadığına emin misin sen?" diye sordu. Telefona boş bakışlar atarken. "Evet eminim. Ayrıca almış olsam bu kadar sevinmezdim." dedim. Tarık bakışlarını benden çekip abime baktı. Eeee? Aralarında ne geçtiğini asla anlamayıp onu dürttüm. "Eee Tarık ne kadar verecekler?" diye sordum. Telefonunu kapatıp elini çenesine atıp kaşıdı. "Gözde, parayı almış olarak görünüyorsun." dedi. Af buyur? "Almadığım parayı nasıl almış görülebilirim Tarık?" diye sordum ayağa kalkıp. 


Abim arkamdan "Kredi gününü nasıl erkene çektiysen bu parayı da öyle almış olabilirsin abicim." dedi. Yavaşça ona döndüğümde bunun olabilme ihtimali aklıma yeni yeni geliyordu. Ben gerçekten gerizekalıyım. Valla bakın. Akıllanmaz uslanmaz bir malım. "Ben koca bir aptalım." dedim onlara da. "O kız mı yine?" diye sordu Tarık. "Başka hangi orospu olabilir! Ya öldü gitti ama hala yıkıp yakmaya devam ediyor! Ne zaman hayatımda bir gelişme olsa, umudum  doğsa yattığı yerden yine buna engel oluyor! Bıktım artık ya!" diye gitgide yükseldim. 


Abim bana sarıldığında sinirden kudurmak üzereydim. "Avukatına ulaşabilirsek bunu halledebiliriz Gözde sakin ol." diyen Tarıkla bakışlarımı ona çıkardım. "Avukat?" "Avukatsız sizin paranızı alamaz." dedi. DUYGU. Bekle beni orospu ağzına sıçmaya geliyorum. 


&&


Merhabalarr. Sanırım yazdığım en uzun bölüm oldu. Umarım beğenirsinizz kendinize iyi bakınn 😘😘😘


Diğer bölümde görüşmek üzere. Yorum ve oy vermeyi unutmayın lütfen. 🔥🔥


Loading...
0%