Yeni Üyelik
30.
Bölüm

21. Bölüm

@merida_xx

Aşağıya tekrar indiğimizde sakin rolüne bürünmüştüm. Tabi hala Cenk abim ve Tarığın bakışları üzerimdeydi. Özellikle Cenk abim nasıl bu kadar sakin olduğuma şaşırmış olmalı ki bir şey yaparım diye atakta bekliyordu. Aklımdaki fikri size söyleyeyim mi? Şebnem annemlerle onlara gideceğim, bakkala diye çıkacağım ve Duygunun ağzına sıçacağım vee hop kapanış.


Sohbet biraz daha devam ettikten sonra Mehmet amcalar kalkmak istediler. Onlardan sonra  abimlerde bizde kalkalım artık diye ayaklandı. Hemen babamın ve annemin yanına gittim "Baba ben bügün Mustafa babamlarda kalacağım." dedim. "Neden kızım bir sorun mu var?" diye sordu merakla. "Yok baba onları özledim sadece. Bu gece orada kalacağım." dedim ve konuşmasına fırsat vermeden Görkem abimin yanına gittim.


"Bu gece misafirinim yakışıklı." dedim. Herkese çok sakin minnoş bir kız taklidi yap Gözde evet aferin kızım. "Cidden mi?" diye sordu şaşkınca. "Evet abi hadi." dedim. "Annecim üstüne bir şey almadın nereye böyle?" diye sordu annem. Yanıyorum anne ne üstüne bir şey alması desem anlardı dimi. "Ay unutmuşum anne uzatır mısın lütfen." dedim. Bugün giydiğim kaşemi uzatınca aldım "Nereye gidiyorsun abicim?" diyen Kerem kuşumla Görkem abimin koluna girdim. Bu gece bensiz iyi takılın. Ben annemlerde kalacağım." dedim.


"Olmaz baba o kız oradadır." diyen Gökayla ona baktım. O kız? He şu diğer yollu. Irmak. Olur olur onu da yerim. Gökayın dedikleriyle panikle bana dönmüşlerdi. Abim en sert sesiyle "O kız kardeşime hiçbir şey yapamaz!" dedi. Senin ağzını yüzünü yerim ama şu an olmaz abi çünkü eski sevgilini öldürmeyi düşünüyorum.


Herkes herkesle vedalaşırken araba binmek üzere olan Tarık endişeli bir şekilde bana bakıyordu. Cenk abime farkettirmeden çıkmıştım ama Tarık böyle bakarken anlayabilirdi. Gerçi abimde farketmiş olabilir ama umurumda değildi. Tarığa gülümsediğimde karşılık vermedi ve hızlıca arabaya bindi. Takmayıp bende arabaya bindiğimde abim eve doğru gazladı.


Eve gelene kadar bizimkilerle Mehmet amcaların ne kadar sempatik iyi insanlar olduğundan konuştuk. Annem Eylül ablayı çok beğenmiş gibi şeyler. O iş bende anne. Önce bir kaç işim var sonra o işte olacak. Eve geldiğimde ne kadar özlediğimi farkettim. Bu arada o kız evde falan değildi. He bakın ne diyeceğim. Irmağa ev ayarlayacaklarmış. Beraber yaşamak istemiyorlarmış. Annemin dediğine göre bir kaşık suda boğarmış onu kızı olmasa. Eee herkes ben mi. Değil tabi.


"Kızım hallettiniz mi o sigorta işini?" diye soran babama baktım. "Hallettik baba. Kısa sürede istediğimi alacağım." dedim. Yaklaşık bir saat sonra falan. "Kızım beraber oturmak istesem de bugün çok yoruldum. Uyusam sorun olur mu?" diye sordu. "Yok babacım iyi geceler size." dedim. On beş dakika sonra annemler yatış moduna geçmişti ve kalan tek hedef abimdi. "Abi ben bi markete gidip geleceğim." dedim ve ayaklandım. "Bu saatte?" diye sordu. Saat 22.45 idi. "Evet abi çok acil" dedim. "Anladım abicim de bu saatte kapalıdır her yer." dedi. Haklı ama olsun yılmak yok. "Bi bakarım abi. Olmadı hava almış olurum." dedim ve botlarımı ayağıma  geçirdim.


Hızla Duyguların evine adımlarken telefonum çalmaya başladı. Batu kuşum arıyordu. Telefonu açmaya karar verdim.


"Alo? Kızım ne hiç aramıyorsun ya. İnsan bi merak eder." diye eğlenerek konuşmaya başladı.


"Üzgünüm o güzel neşeni bozacağım Batu!" dedim. İstemsizce sinirli çıkan sesimle telefondan hışırtılar duydum.


"Ne oldu lan?" diye sordu endişeyle.


"Duygunun ağzına sıçmaya gidiyorum şu an." dedim. Beş dakikalık yolum kalmıştı ve az önce Batuların evinin oradan geçmiştim.


"Ne? Doğru düzgün anlat şunu!" diye telaşla sormasıyla yolun ortasında durdum. Ona olan biteni anlattığımda ölünün arkasından sövdüğümüz için sol meleklerimiz üçüncü kitaplarına geçmişti bile.


"Kapatıyorum şimdi." dedim ve telefonu suratına kapattım. Telefonun tekrar çalmasıyla Batu olduğunu düşünüp meşgule attım. Tekrar çaldığında ise bezgince yanıtladım. "Bi sal beni Batu bak. Arayacağım seni onunla işim bitince!" dedim. "Gözde sen ne yapıyorsun?" diyen Tarığın sesini duyduğumda bir siktir çektim.


"Tarık?" dedim. "Her ne yapacaksan yapma Gözde! Sana yararı olmayacak." dedi. Bilmiyor ki asıl bana yararı olacağını. "Olacak Tarık olacak." dedim ve daha fazla konuşmadan telefonu kapattım. Hatta komple kapattım. Hedefime baktığımda odasının ışığının açık olduğunu gördüm. Güzell. Şimdi şöyleki; Dilekle bazen evden kaçtığımız için gizli yolları biliyordum. Bu seferde yararın dokundu bak Dilek.


Şimdi ben bunu bir güzel dövdükten sonra bu kesin bana dava falan açardı. O yüzden apartmana girişimin görünmemesi gerekiyor. En alt katlarındaki Hakkı abinin bahçesinden yangın merdivenlerine çıkabilirdim. Apartmanlarının iki sokak arkasından Hakkı abinin bahçesine yaklaştım. Ortalığa baktığımda kimsecikler yoktu. Kendimi bahçeye attım ve kenardan kenardan yangın merdivenine tırmandım. Allahtan bugün esnemiştim.


Apartmana girdiğimde apartman eski olduğundan içeride kamera yoktu o yüzden rahatça onların katına adımladım. Kapılarının önüne gelince sakince zile bastım. Bir kaç saniye sonra kapıyı Duygu açmıştı. Üzerinde gecelikle. Uuuu. Deliğe bakmadan açmış olmalı ki beni görünce far görmüş tavşan gibi kalakaldı. Kapıyı kapatır diye hızlıca içeri geçtim. "Senin burada ne işin var?!" diye sordu. "Seni sevmeye geldim Duygu abla" dedim gülümseyerek. Ev oldukça sessizdi. "Ayla teyze yok sanırım." dedim. "Hayır yoklar. Köye gittiler olanlardan sonra." dedi. Dileğin ölümü galiba.


"E iyi o zaman." dedim ve saçından tuttuğum gibi yere fırlattım. Yere düşer düşmez üstüme çıkıp yumruk atmaya başladım. Bugün öğrendim oğlum denemeyeyim mi yani. "Demek o kadar şeyden sonra bir de paramı çaldınız he abla kız!" diye bağırmaya başladım. Elleriyle beni engellemeye çalışıyordu ama şey ben biraz sinirliyim ve sinirliyken ben ben değilim. Bana tekme atıp yere düşürdüğünde bu sefer o üstüme çıkıp bana vurmaya başladı. Yediğim tokatla başım yana döndü ve bilin bakalım ne oldu. Sehpanın üzerindeki vazoyu gördüm.


Hızlıca atılıp vazoyu aldım ve kafasına geçirdim ama koluyla elledi. Bu yüzden vazo kolunda patlamıştı.  "Senden nefret ediyorum lanet olasıca." diye bağırdı. "Benden mi? Tüh çok üzüldüm bak." diyip tekme savurdum. Tekmem tam karnına gelince iki büklüm yere kapaklandı. "O gün ölseydin her şey yolunda gidecekti!" diyip ayağa kalktı ama yalpalıyordu. "Kardeşim ölmeyecekti ve abinle evlenecektim!" dedi. "Tüm bunlar sizin bok yemeniz aptal! Ayrıca abimi ağzına alma bile. Seni burada gebertirim!" diyerek yumruk savurdum. Tam çenesine geldiği için yine yere kapaklandı.


Yüzüne baktığımda dudağının kenarından ve burnundan kan geliyordu. Bayılacak gibi duruyordu. Ölebilirdi bile umurumda değil. Yanına çöküp o pis yüzüne yaklaştım. "Eğer bir kere daha bana ya da sevdiğim bir başkasına bir şey yaptığını hatta o ölmüş kardeşinle bir şey yaptığınızı duyarsam, o yaşamasını istediğin kardeşinin yanına gidersin!" dedim ve ayağa kalkıp geldiğim yoldan Hakkı abinin bahçesine atladım. Oradan da dışarı çıktığımda derin bir nefes verdim. O kadar rahatladım ki size anlatamam.


Yürüyüp apartmanı gözetlediğim yere ulaştım. Ulaşmamla birlikte apartmanın önünde arabadan inen Yiğiti görmem bir oldu. Hasiktir ne! Oha! Gecelik! Oha! Aklıma gelen fikirle hemen Yiğitin fotoğraflarını çektim. Duyguyu kesin hastaneye götürürdü, gerçi umursamayadabilirdi tabi. Biraz beklemeye karar verdim ve tahmin ettiğim gibi kucağında Duyguyla dışarıya çıkan Yiğiti gördüm. Ben bu fotoğrafları kullanırım. Onların da fotoğrafı çektim ve eve doğru yürümeye başladım.


Bir iki adım atmıştım ki telefonum tekrar çalmıştı. Fotoğraf çekeceğim diye 57 aramayı görmezden gelmiştim tabii. Bunu da görmezden gelip işimi garantiye almak istedim. Üstümü başımı düzelttim ve ellerimde biraz bulunan kanı montumun içine sildim. Evet hala değişmemişti. Hakkı abi. Hani şu bahçesine atladığım abi. Buraya yakın bir bakkalı vardı ve eşini kaybettikten sonra geceye kadar açık tutuyordu. Biraz da yaşlı olduğundan saat kavramını unutuyordu.


Batunun aramasını yine reddedip saatimi geri almak için ayarlara girdim. Acaba ne kadar süre dövmüştüm Duyguyu? 10?20? Çok uzun değildi ya. 25 dakika geri alıp Hakkı abinin bakkalına girdim. Saat normalde 23.37 idi. Ben ise saati 23.02 yaptım. Eğer dava açarsa o saatlerde onu dövmek yerine Hakkı abiden bira aldığımı söyleyecektim. "İyi akşamlar Hakkı abii!" diye bağırdım. Adam yaşlı ne yapayım. "Ooo Gözde kızım sen misin?" dedi oturduğu sandalyeden kalkıp. "Benim tabii. Nasılsın?" diye sordum biraları tezgaha bırakıp. "İyi işte kızım ne yapalım aynıı." dedi.


"Sen hala geç kapatıyorsun ne Hakkı abi yorulmuyor musun?" diye sordum. "Alıştım kızım artık. Hem daha saat kaç ki?" diye sordu. İşte böyle gel bana Hakkı abi. Ona telefonumun ekranını gösterdim saat 23.08 idi. "Daha yeni 11 olmuş kız saat. Millet bu saatte dökülür bira almaya." dedi. "Tamam abi öyle diyorsan" dedim ve biraların parasını ödeyip eve doğru yürüdüm.


Batuların oradan geçerken dışarıya pijamalarıyla çıkıp bizim eve doğru koşan Batuyu gördüm. Bu halde napıyor bu? "Batu!" diye bağırdığımda koşmayı kesip hemen arkasını döndü. Geceye derin bir nefes bırakıp bana doğru ilerlemeye başladı. "Ben geliyorum zaten sen niye geliyorsun?"  dedim gülerek. "Gerizekalı! Umarım telefonun bir tarafına girmiştirde o yüzden açmıyorsundur.!" diye bağırdı. Poşet olmayan elimi kaldırdım ve "Bugün tek yapacağımız şey kutlama. Çünkü inanılmaz hafiflemiş bir durumdayım." dedim.


"Gözde!" diye tekrar bağıracaktı ki "Batu lütfen!" dedim. Derin bir nefes çekip sakinleşmeye çalıştı. Kafasından duman çıktığına eminim. "Sen iyi misin bari?" diye sordu kızgınca. "Evet hayatım gayet iyiyim. Hatta yeniden doğmuş gibiyim." dedim gülümseyerek. "Manyak yemin ediyorum ya!" dedi ve poşetten birayı alıp anahtarıyla açtı. Biranın yarısını su niyetine içinde "Yavaş lan yavaş" dedim. "Kes sesini de yürü! Gece gece yaşadığımız şeye bak!" diye homurdanarak yürümeye başladı. "Ama bir dövdüm varya Batu. Tam bir sanat inşa ettim." dedim gülerek.


Eve gelene kadar ona olan biteni anlatmıştım. Bazı yerlerde bana gülüp bazı yerlerde de tebrik etmişti. Eve geldiğimizde de abim dışarı çıkıyordu. "Gözde şu telefonunu niye açmıyorsun sen!" diye bağırdı. Hııı ben telefonu tekrar kapatmıştım dimi. "Şarjı bitmiş abi." dedim. Yanımdaki Batuya bakınca "Acil durumun bira mıydı Gözde" diye sordu. He? Hee Batunun elindeki bira. "Canım çekti abi. İster misin sende beş tane aldım." dedim. Kafasını olumsuz anlamda salladı ve eve girdi. Girerken de "Çok takılmayın. Yarın iş var." demişti. Haklı adam.


Oturup biralarımızı yudumlarken aklıma yüzüne telefon kapattığım Tarık geldi. Telefonumu açtığımda 19 cevapsız çağrı gördüm. Yuhh. He ama hepsi Tarıktan değildi. Annemler ve abimler aramış. Bir şey olmaz. Tarığı aradığımda daha dıt demeden açmıştı. "İyi misin?!" diye sorduğunda ses tonundan endişelendiğini anladım. "İyiyim Tarık sakin ol." dedim. Niyeyse tepkisi hoşuma gitmişti. "Karakolda falan mısın geleyim mi? Kaç saattir aradığımın farkındasın dimi!" diye hızlı hızlı konuştu.


"Niye karakolda olayım Tarık?" diye sordum biramı yudumlarken. "Gözde yeme beni avukatı dövmeye gitmedin mi!" diye yükseldi. "Oha sen nereden biliyorsun?" dedim. Evvett sarhoş olmaya da başlamışım misss. "Sabır..sabır" demesini duydum. "Seni yiyeyim mi Tarık?" diye sordum. "Ne?" diye ses duyduğumda sesin çok yakından geldiğini farkettim. Sonra da Batunun anırmasını duydum. Ona "Mal mısın Batu? Niye gülüyorsun?" diye gayet ciddi bir şekilde sordum.


"Seni yiyeyim mi Tarık ne salak" dedi ve daha çok güldü. "Sıçıcam şimdi biranıza kesin lan!" diye camdan kafamıza şişe fırlatan abimle çığlık attım. "İmdatt! Aptal çocuk Tarık bana beni yeme dedi bende ondan sordum yiyeyim mi diye. Adam öldürüyorlar!" diyerek oturduğum sandalyeden kalkıp arkasına saklandım. Telefondan gelen iyi misin seslerine kulak verdim. "Tarık ben iyiyim ama biram elimden kayıp düştü kırıldı." dedim. Para vermiştim ona ben. "Sen sarhoş musun? Nerdesin sen?" diye sordu. "Evdeyimm ama sarhoş değilim bu üçüncü şişemdi. Ben ise beşten sonra sarhoş oluyorum Tarık." dedim.


"Kim var yanında peki?" diye sordu. Çimlerdeki kırıkları toplayan Batuya baktım. "Batu kuşum var." dedim. "Şu arkadaşın olan?" "Evet o ama sen bana niye cevap vermiyorsun ki." diyerek ona kızdım. "Ne cevabı Gözde?" dedi. Unutkan mı bu yav. "Yiyeyim mi seni dedim ama hiç cevap vermedin. Yiyeyim mi Tarık seni?" diye tekrar sordum. Gülüş seslerini duyunca cevabımı bekledim. "Ne yaparsan yap Gözde." dedi. "Tamam. Yarın görüşürüz o zaman Tarık iyi geceler." dedim ve telefonu yüzüne kapattım. Aldım cevabımı sonuçta.


&&


Devamı Part 2 de...


Loading...
0%