Yeni Üyelik
31.
Bölüm

21. Bölüm (Part 2)

@merida_xx

Sandalyeme tekrar oturduktan sonra bizim gruba girdim. Yine bir sürü mesaj vardı ama onları okumadım.


Ağaç Bey🌳: Niye cevap vermiyorsun sen aramalarımıza ve mesajlarımıza!


Ayak izi🐾: Merak ettik be ikiz


Telefonu Batuya verip fotoğrafımı çektirecektim ki zaten bir fotoğrafım olduğu aklıma geldi.


Hero🧯: İçiyor musun sen?


İmdat🚨: Şaka mısın sen?


Maviş Doktorum🩺: Çok içme abicim 😘😘


Ayak izi🐾: Bende gelirdim içmeye be.


Ben: Yok ya amaç içmek değildi. Ben planım gereği alıp içiyorum.


İmdat🚨: Bir bok yiyeceğini biliyordum.


İmdat🚨: Ne yaptın!!


Ağaç bey🌳: 😂😂😂😂😂


Ağaç bey🌳: Pardon kendimi tutamadım 😂


Hero🧯: Ciddileşip anlatın her ne olduysa!


Ben: Başını abim anlatsın size.


Ben: Avukat dövdüm teşekkürler.


Maviş doktorum🩺: Siktir ne


Maviş doktorum🩺: Sen ciddi misin?


İmdat🚨: Gözde sen ne yaptın!


İmdat🚨: Sen iyi misin bari?


Hero🧯: Geliyorum.


Ben: Gelmeyinnn. İyiyim ben.


Ben: Ama o pek iyi değildi. En son Yiğitin kucağında hastaneye gidiyordu 🥰🥰


İmdat🚨: Lan ne Yiğiti


Onlara Yiğitle Duygunun fotoğraflarını attım.


Ağaç bey🌳: Kadının içinden geçmiş lan 😂😂


Maviş doktorum🩺: Sende mi içiyorsun amk?


Ağaç bey🌳: Yok abi ben yatıyorum.


Ayak izi🐾: Şu derslere bende mi girsem lan


Ayak izi🐾: Baya işe yarıyor gibi.


Hero🧯: Ya birisi gördüyse Gözde?


Hero🧯: Bize söyleseydin ya


Ben: İzin verecek miydiniz?


Hero🧯: Hayır.


Ağaç bey🌳: Evet.


Ayak izi🐾: Evet.


İmdat🚨: Belki.


Maviş doktorum🩺: Hayır.


Hero🧯: Sen biliyordun demi lan -İmdat🚨


İmdat🚨: Evet.


İmdat🚨: Ama döveceğini bilmiyordum.


Ben: Benim uykum geldi siz konuşun.


Yazdım ve gruptan çıktım. Batuyu geçirip içeri girdim ve üşendiğim için koltuğa kıvrılıp yattım. Sabah annem beni uyandırıp niye koltukta uyuduğuma dair azarlarını sıraladı ve kahvaltı hazırladı. Kahvaltıyı yaptıktan sonra abimin odasına gittim ve yıkanıp üzerimi değiştirdim. Benim eski odamı o salağa vermişler o yüzden eşyalarımın abimin odasına koymuşlardı. 


Abim beni lokantaya bıraktığında Eylül ablalarda daha yeni geliyordu. Eylül abla tam lokantaya girecekti ki abim ona seslenmişti. "Eylül bi bakabilir misin?" dedi. Eylül abla üstündeki şaşkınlığı atıp bize doğru adımladı. Bende hızla arabadan inip abimi öptüm ve lokantaya girdim.  "Günaydın Çelikler lokantası sakinleri." dedim. "Günaydın deli kız." diye gülen Mehmet amcaya bende güldüm. "Günaydın kızım." dedi Hülya teyzede aynı şekilde.


Yanıma usulca yaklaşan Tarıkla bende ona yaklaştım. "İyi misin?" diye sordu ilgiyle. Tarıkk yapma bak. "İyiyim neden?" dedim bende. "Dün sarhoştun ya, ki kavga kısmını sonra konuşacağız zaten." dedi. Dün sarhoş olmadığımı söylemiştim halbuki. "Sarhoş değildim ki" dedim kavga konusunu açmadan. Kaşlarımı inanamazcasına kaldırdı. "Buna emin misin?" diye sordu. "Evet." dedim. "Hatırlıyorsun yani?" ona gülümseyip yüzüne doğru yaklaştım. "Sana ne yapacağıma daha karar vermedim merak etme." dedim ve mutfağa ilerledim.


Yine yoğun bir güne geride bırakırken lokantayı kapatıyorduk. Eylül ablayı bir türlü yakalamaya fırsatım olmadığı için abimle ne konuştuklarını asla öğrenememiştim. Bugün Cenk abim almaya gelmişti. Mehmet amcalarla vedalaşıp arabaya geçmiştik. Arabayı çalıştırmadan bana bakmaya başlayınca ona evde herkese anlatacağımı orada dinlemesini söylemiştim.


Eve geldiğimizde hızlıca salona geçti ve herkesi salona çağırdı. Resmen deli. Severim. Herkes salona geldiğinde olan bitenleri anlattım. Evet kavga da dahil. Annem fenalık geçirme kısmına gelirken babam adeta bir güvencin gibi yerinde gururla kabarıyordu. Bu adam aynı ben ya. Kavgaya bir şey dememiş ama Yiğitin orada bulunması hepsini sinirlendirmişti. Beni farketse bana zarar verebilirmiş falan.


Herkes yataklarına geçtiğinde bende yorganımın altına girmiştim. Batuya komik reelsler yolluyordum. Tam yere düşen bir amcanın reelsini yolluyordum ki tanımadığım numaradan bir mesaj gelmişti. Mesaja girdiğimde mesajda yazanla beynimden vurulmuşa döndüm. Yine mi?


Dün iyi iş çıkardın sevgilim...


Hızlıca yataktan çıkıp Cenk abimin odasına koşturdum. Odasına girdiğimde boş olduğunu gördüm. Rotamı Hakan abimin odasına çevirdim ve ulaşınca tıklatmadan içeri daldım. Melih hariç hepsi balkonda içki olduğunu tahmin ettiğim içeceği içiyorlardı. Hızlıca yanlarına gittim ve Çınarın elindeki bardağı kafama diktim. "Oha dur!" demelerini dinlemedim. Başım şimdiden ağrımaya başlamıştı ve içtiğim şey boğazımı yaka yaka mideme ulaşmıştı. Viskiydi sanırım.


"Gözde şu iki günde sencede abartmadın mı abicim!" diye kızan Hakan abime sarıldım. "Bence hayat bana karşı çok abartıyor abi." dedim. Elindeki bardağı balkon demirine bıraktı ve beni sarmaladı. "Bir şey mi oldu birtanem?" diye sordu. Ondan çekilip telefonumu ortadaki masaya bıraktım. Hepsi telefonuma bakınca yüzlerinde oluşan öfkeyi hissetmiştim. Cenk abim hemen telefonunu alıp birini aradı. "Alo Can?" diyip içeriye geçti.


"Ah bi yakalasam da gebertsem seni!" diye yerinde tepinen Çınar abime baktım. Gökay ayağa kalkıp bana sarılmıştı. "Benim aklımda bir plan var ama sizinde onaylamanız lazım" dedim. "Neymiş?" dedi Hakan abim. "Adam zaten polis olduğundan abimlerin izleyeceği her adımı biliyor." dedim Cenk abimi işaret edip. "Ben onu bir yere çekeceğim ve siz de onu paket yapacaksınız." diye bitirdim.


"Öyle bir şey olmayacak unut onu!" diye kızan Kerem abime baktım. Niye kimse beni anlamak istemiyordu? "İster yardım edin ister etmeyin ben size söyledim." dedim ve yanlarından gideceğim sırada Hakan abim beni kendine çekip sarıldı. "Çok tehlikeli Gözde. Seni tehlikeye atmamızı beklemiyorsun her halde." dedi. "Hani artık birbirimizi anlayacaktık?" diye sordum. "Ben tekrar onları yaşamak istemiyorum." dedim ve her şeyi anlattığım kişi olan ikizime döndüm.


Bana üzgün gözlerle bakıyordu. "Abi Gözde haklı. Böyle bir şey olmasını bekleyemeyiz." dedi. Onu kafamla onaylayıp abimlere döndüm. Cenk abim hızlıca yanımıza geldi ve beni kolumdan tuttuğu gibi içeri çekti. "Cenk ne yapıyorsun?" diye yerinden kalkan Kerem abime hızlıca döndü ve "Burada!" dedi. "Ne?" "Serkan burada evde!" diye bağırdı. Üstümü elleriyle yokladı ve koca bir küfür bıraktı. Silahı yanında değil miydi? Olması gereken zamanda mı?


"Gözde!" diye birinin bağırmasıyla abimlere baktım. Onlar değildi? Abimler hemen önüme geçince Gökayın beni sıkıca sarmalamasıyla titrediğimi farkettim. Abimler kapıdan çıkarken bize sakın çıkmayın dediler. Aradan bir kaç dakika geçince "Abla!" diye bağıran Melihin sesini duydum. Odasında değil miydi? "Melih abimlerin yanındadır değil mi?" diye sordum Gökaya sordum titremelerim arasında. Niye deli gibi titrediğimi bilmiyorum.


"Duyma!" dedi ve kulaklarımı kapattı. Tekrar "Abla!" diye bağırmasıyla Gökayı ittim ve odadan çıktım. "Melih?" diye bağırıp nerede olduğunu anlamaya çalıştım. Gökay beni yakaladı ve tekrar odaya sokmaya çalıştı. "Aşağıya in sevgilim buradayız!" diye onun sesini duyunca hızlıca aşağıya inmeye başladım. Salona indiğimde sol tarafımda abimler sıra sıra dizilmiş korkuyla kapının tarafına bakıyorlardı. Başımı çevirip o tarafa baktığımda gözleri yaşla dolu kafasına Cenk abimin silahı dayanmış kardeşimi gördüm. Bütün kanım çekilirken göz yaşlarım yine söz dinlemeyip akmaya başlamıştı.


"Hoşgeldin!" dedi Serkan. "Allah belanı versin artık!" diye bağırdım. "Olur hayatım." dedi gülerek. Arkamdaki hareketlilikle beraber annemin çığlığını duydum. "Oğlum!!" Serkan bize güldükten sonra Melihi sarstı. Kulağına bir şeyler söylediğinde Melihte artık benim gibi ağlıyordu. Kırmızı gözlerini bana çevirip "Seni çağırıyor abla" dedi. Korkusundan göz bebekleri bile titriyordu. Bunu yaptığı için bile Serkanı öldürmek istedim.


"Hayır! Gözde olduğun yerde kal!" diye bağıran Cenk abime baktım. Hepimiz gibi o da çok çaresizdi. "Tamam." dedim sadece. Hakan abim elini uzattı "Gel buraya Gözde!" dedi. Yine ilk el uzatan kahramanım olmuştu. Ona olumsuz anlamda kafa salladım. Onunda gözyaşı firar ederken "Yapma abim" dedi. Yapıcam abi diyemedim. Bakışlarımı diğerlerine değdirdiğimde bir bana bir Melihe bakıyorlardı. Gökaya doğru döndüm ve gülümseyerek "Ben bi bok yiyeceğim ikiz." dedim ve hızlıca Melihin yanına koştum.


"Hayır!!" Gözde!!""Kızım!!" diye bağırışlar kopmuştu ki dinlememeyi seçtim. Onun sağ tarafında durdum ve Melihi ondan çektim. Buna izin verip onu bıraktı ve onun yerine beni aldı. Kolunu boynuma sıkı sıkı doladı. Melih yerde bana bakarken ağlıyordu. Abimler hamle yapmak istiyordu ama Serkan silahı onlara tutup uzaklaştırıyordu. Karşımda bana ağlayarak bakan ailemi görünce onları ilk gördüğüm o mutlu halleri aklıma geldi. Belkide Duygu haklıydı. Gerçekten ölsem herkes hayatına devam etmiş olacaktı.


"Şimdi biz buradan çıkıyoruz ve siz oturup ne yapıyorsanız onu yapın." dedi Serkan. Boynuma daha da güç uyguladığında geriye doğru çekildim ve kapıdan dışarı çıktık. Biz geri geri çıkarken ailemde bize doğru ilerliyorlardı. Ayaklarım soğuk bir şeye değince yürüme taşlarında olduğumuzu anladım. Annem yere yığılıp "Bir şey yapın!!" diye ağlayarak bağırıyordu. "Bir şey Murat!". Ah be annem ne yapsın ki adam.


Sadece ilerlemekten başka bir şey yapamıyorlardı. Kulağımda yine o iğrenç sesi duyduğumda midem bulanmaya başlamıştı. "Sence de arkamızdan  gelirler dimi sevgilim?" dedi. "O yüzden uğraşmaları gereken birini bırakalım" dedi ve silahı onlara doğrulttu. Anladığım şeyle "Hayır!" diye debelendim. "Şşşş tamam sakin ol." dedi gülerek. Yanağımda öpücük hissettiğimde ondan kurtulmaya çalıştım ama boynumu daha çok sıktı. Nefes almakta zorlanmaya başladım artık çünkü boynumu eziyordu.


"Nefes alamıyor çek kolunu boynundan!" diye bağıran Kerem abimi bulanık görmeye başlamıştım. Ayaklarımın uyuşması normal mi? Acı fren sesiyle silah sesleri duyulmaya başladım. Sonrası ise koca bir karanlıktı....


&&


Merhaba okurlarım. Bölüm biraz kısa olmuş olabilir ama heyecanlı bir yerde kesmek istedim 😇😇


Diğer bölümde görüşmek üzere kendinize iyi bakın..(Oy ve yorum yapmayı unutmayın) 💕💕


Loading...
0%