Yeni Üyelik
36.
Bölüm

24. Bölüm

@merida_xx

Eve geldiğimizde kapıyı Gökay açmıştı. O da sinirliydi. Melih yanıma gelip elimdeki poşetleri aldı ve salona geçti. Çınarda bahçede telefonla bir ileri bir geri giderek hararetli bir şekilde konuşuyordu. Melih poşetleri bırakıp yanıma geldi ve bana sarıldı.


"Özür dilerim abla. Bir kaç gündür pek iyi değildim o yüzden senden uzak durdum." Dedi. Beklemediğim için şaşırırken kendimi toparlayıp bende ona sarıldım. "Anlıyorum ablacım. Ben de çok iyi sayılmazdım zaten." Dedim.


"Artık konuşabilmene de çok sevindim abla. Seni çok seviyorum." Dedi. Bir anda duygu pıtırcığı olmuştu ya bu. Saçlarını karıştırıp onu kendimden uzaklaştırdım. "Bende seni seviyorum ablacım. Şimdi bu konuları geride bırakalım da bunlar niye kudurdu anlayalım." Dedim ve eve ilerlettim. "Azat kız kaçırmış ya abla o yüzden sinirliler." Dedi.


"Yavrum ben mi salağım acaba? Ee tamam işte kaçırdıysa kaçırmış evlenecekler. Buna niye bu kadar sinirlendiler ki?" Dedim ona dönüp. "Abla kız hamileymiş. İstese de ayrılamazlar." Dedi o da. Eeeeee? "Yani yavrucum?" Diye sordum. Melih bezgince yüzüme baktı. "Abla biz nereliyiz?" Diye sordu. Anlamsız bakışlar atarken "Mardin." Dedim.


Bana dümdüz bakarken "Abla bana hiç töre dizileri ya da kitapları okumadım deme." Dedi. Yoo okudu-. Aaaaaa. Oha. Berdel. Oha. İlk defa yakından şahit olacaktım. "Oha Melih berdell." Dedim yerimde zıplayıp. "Abla buna niye bu kadar sevindin!" Diye bağırdı bana. Bana bana ablasına. "Bağırma lan bana! Hiç tanık olmamıştım Melih böyle bir şeye. Ne zaman olacak berdel ne zaman gidiyoruz Mardine? Kitaplarda hep hemen olduğunu okumuştum gerçekte de öyle mi Melih?" Diye sordum. Melih koca gözlerle bana bakıp salona baba diyerek koştu.


Bende içeri girdiğimde annemle babam bana şok olmuş gibi bakıyordu. "Kızım sen delirdin mi!" Diye bağıran annemle yerimde sıçradım. "Neden bağırıyorsun anne?" Diye içeri giren Cenk abime baktım. Melih söze girip "Abi Azat kız kaçırmış. Kız da hamileymiş." Dedi. Eksik bilgi verdiği için Cenk abime önce sarıldım sonra geri çekilip şaşkınca babama bakan abime "Berdel olacakmış abi. İlk defa böyle böyle bir şey göreceğim. Çok merak ediyorum. Kitaplarda okumuştum az çok biliyorum ama şahit olmak farklı olacak. Ee kız adamı tanıyor muymuş? Onlarda sonradan birbirine aşık olacak mı?" Diye anneme söndüm.


Annem elini başına götürüp koltuğa çöktü "Ay murat ben hiç iyi değilim." Dedi. Babam bahçeye açılan kapıyı açtı ve Çınar abime "Çınar bana ordan iki demet papatya yol gel oğlum fenalık geçireceğim şimdi!" Dedi. Çınar abim salona girdi ve babama "Ben yedim baba sana kalmadı." Dedi.


"Geldim!" Diyerek salona dalan bir diğer kişide Hakan abimdi. Tam kadro salondaydık şu an. Telefonum çalınca Tarığın aradığını gördüm. "Alo?" Diye yanıtladığımda "Biliyordum." Diye gülen sesle bende güldüm. "Evet artık tehlikeli moduma geçiş yaptım ona göre." Diyip güldüm. "Sevindim ya özlemiştim zaten." Dedi. "Dışarıda mısın hala? Dışarıdaysan bir kahve içebiliriz." Dedi. Ayy berdel var Tarık. "Yok Tarık eve geldik komple. Sana bir şey diyeceğim." Dedim son cümleyi kısıkça söylerken.


Melihte Hakan abime bir şeyler anlatıyordu. "Söyle." Dedi Tarık gülerek. "Köyden biri kız kaçırmış biliyor musun? Bizde Mardinliyiz ya berdel olacakmış." Dedim heyecanla. "Oha gerçekten mi?" Dedi o da. "Evett. Büyük ihtimalle Mardine gideceğiz. Kız için üzülüyorum aslında. Ama kitaplarda dizilerde hep sonradan aşık oluyorlardı. O yüzden çokta üzülemiyorum." Dedim. "O insanına göre değişir tabide. Siz ne zaman gideceksiniz?" Diye sordu.


"Bilmiyorum ki. Delirdi bizimkiler haberi alınca. Bütün aile salonda kafasından duman çıkartıyor resmen. Çok abarttılar." Dedim burun kıvırarak. "Kuzenine üzülmüşledir ya o yüzden çokta laf yapma." Dedi gülerek. "Ay yok hiç sanmıyorum. Annem kızın annesinden nefret ediyor. Aaa dur gerçi ondan değil bu kız kaçıranınkinden nefret ediyor." Dedim. "Nasıl yani? Üvey kardeşler mi?" Diye sordu.


"Kim?" Diye sordum. "Kız kaçıranla kardeşi." Dedi. "Onun kız kardeşi yokmuş. Eee berdel iptal o zaman. Ya ben sevinmiştim ama." Diye omuz düşürdüm. "Gözde?" Diye tedirgince konuşan Tarıkla onu dinledim. "Berdel iptal olmaz Gözde! Senin baba tarafından başka kız var mı?!" Diye sordu. "Bilmiyorum ki." Dedim. "Vardır vardır. Onlardan biriyle olur berdel o zaman." Dedi. "Her halde öyle olur. Neyse ben kapatıyorum şimdi sonra konuşuruz." Dedim ve kapattım.


Batuya da Lan Batu kuşum hani şu dizilerdeki berdel varya. Heh işte ondan bizim akrabalar yapacakmış. Dizide gibi hissediyorum lan😂😂. Yazıp gönderdim.


Annem hala koltukta eliyle başını ovuyordu. Babam ve abimler sinirle dolanıyordu. "Baba bu kızı bu kadar mı seviyorsunuz ya merak ettim iyice." Dedim. Annem koltuktaki yastığı son hızla bana fırlattı "Gözde beni çıldırtma! O kız sensin!" Diye bağırdı. O kız sensin? O kız? Berdel olacak? Ben? Ben ne anlarım berdelden be! "Şaka?" Dedim anneme.


"Abla yeni mi farkediyorsun sen bunu?" Dedi. "Ama banane! Ben onun kardeşi değilim!" Diye bağırdım. Babam sinirle koltuğa oturdu "Gökay git ara şirketi uçağı hazırlasınlar gidelim bir an önce halledelim şu meseleyi." Dedi. Gökay telefonla salondan dışarı çıktı. Ne demek o kız benim ya? Kerem abimin yanına gittim "Abi ben evlenmem birisiyle! Hem ben berdel merdel bilmiyorum ki. Ayrıca bir ben varım kız bu sülalede!" Dedim.


"Anlamadığını anladık zaten abicim." Dedi Cenk abim. "Tabiki senden başka kız var abla ama hepsi evli ya da nişanlı." Dedi Melih. Banane ya! Ee ben de evli olayım! "Bende evleneyim!" Dedim hızla. "Allahım sına sına yetmez mi? Kızım sen salak mısın?!" Diye bağıran Çınar abime döndüm. "Gerizekalı! O anlamda demedim. Evliymişim diyin adamlara." Dedim.


Annem uzandığı koltuktan fırladı. "Aynı benim gibi pratik zekalı, gördün mü Murat?" Dedi. Hakan abim "Dedem inanmaz. Onsuz mu evlendin diyeceğiz." Dedi. Hııı. "Nişan diyelim o zaman?" Diyen Melihle babama baktım. Babam biraz düşündü. "İnanmazlar ki!" Dedi sinirle. Bu sefer sinirle konuşan kişi bendim "Yaa madem şu berdel işleri var biz aşiretizdir dimi? Eee güçlü değil miyiz? Güçlüyüzdür. Hayır deseni olmaz mı?" Dedim.


"O Azatın bir tarafını keseceğim!" Diye sinirle Cenk abim. "Sıçacağım uçkuruna o piçin!" Diye babamda abime katıldı. Beni yanıtsız bıraktıkları için galiba hayır diyemiyorlardı. Gökay koşarak içeri girdiğinde telefonu gösterdi "Azat arıyor!" Dedi. Hakan abim telefonu aldığı gibi hoparlöre alıp konuştu. Pardon bağırdı. "Biz gelmeden o kafana sıksan iyi edersin Azat!" Dedi. Bende telefona yaklaştım "Ulan şeyine sahip çıkamayan mal! Evlenmem ben kimseyle! Duydun mu! Git nasıl çözüyorsan çöz yediğin boku!" Diye bağırdım.


"Sen kimsin?" Diye sormasıyla "Anan!" Diye bağırdım. Melih kendini tutamayıp gülerken hepsi ona katılmıştı. Evett. Toptan delirdiler. Tebrikler. "Bak kim olduğunu bilmiyorum ama düzgün konuş!" Dedi o da. "Bak Azat elimde kalacaksın! Düzgün konuş lan kardeşimle!" Diye Hakan abim bağırmıştı. Bağır aslanım. Bağır yiğidim. Ağzına çenene sağlık.


"Hakan abi yok berdel falan onun için aradım!" Dedi. "Nasıl yok?" Diye sordu Cenk abim. Harbiden nasıl yok? "Çocuk benim değil çünkü! Annem herkese yanlış demiş. Laf olsun diye atmışlar bir dedikodu kulaktan kulağa dolma şeyler! Yok öyle bir şey yani!" Dedi. Arkasından bir kadının "Ayyyy Yeşim! Kusura bakma eltim! Ben duyduğumu dedim sana! İnşallah çok paniklemememişsindir?!" Dediğini duyduk. Annem telefonu alıp ağzını açmıştı ki babam hızla telefonu kapattı.


"Senin şu kardeşin olmasa arada göstereceğim ben ona eltiyi!!" Diye babama bağırıp koltuğa uzandı. Babam telefondan birini aradı "Ulan tevekkel ne diye çocuğuna sahip çıkmıyorsun! Bir saattir ne yaşadığımdan haberin var mı lan!....Abi deme lan bana!....Salak herif!" Diyip telefonu kapattı. Herkes rahat bir nefes alıp bir koltuğa çöktü.


Bir kaç dakika sonra Gökay ve Çınarın gülme sesi duyuldu. Onlara baktığımda bana bakıyorlardı. "Ne gülüyorsunuz siz?" Diyen Hakan abimle Çınar "Bu salak kendi olduğunu öğrenmeden önce kız adamı tanıyormuymuş diye soruyordu." Diyip daha da gülmeye başladı. Gökayda "İlk defa böyle bir şeye şahit olacağım! Ne zaman Mardine gidiyoruz?" Diye beni taklit etmişti ve gülmeye devam etmişti. "Aklımı körelttin kızım valla." Dedi annemde onlara katılıp.


Babam ayağıyla Kerem abimi dürttü. "Şu Çınarın bi midesini yıka oğlum bahçedeki bütün papatyaları yemişti." Dedi. Dediğine hepimiz kahkaha atarken Çınar eliyle karnını ovuşturdu "İşe yarıyormuş he." Dedi. "O değilde ablamın Azata anan demesi." Dedi ve bir kahkaha tufanı daha oldu. Ne yapayım yani. Sinir etmişti beni.


Annem uzandığı koltuktan kalktı ve hepimize gülerek baktı. "Çok şükür." Dedi. "Haydi bugün dışarıda yiyelim akşam yemeğini." Diye babamda ayaklanmıştı. Hepimiz onu onaylarken odaya hazırlamak için çıkmıştık. Kapıyı açıp annemlerin odasına doğru "Anne bugün aldıklarımızdan giyeceğim." diye bağırdım. 


Elbisemi üzerime geçirince aynada kendimi süzdüm. Hey yavrum be. Taş gibiyim maşallah. Bacağımdaki kocaman sargıyı abim çıkartmıştı ama ufak bir bant yapıştırmıştı. Çok göze batmıyordu. Hafif makyaj yaptığımda kapım çalınmadan açılmıştı. Giren Cenk abimdi beni görünce başını eğip kafasını çevirdi. "Pardon abicim. Giyiniksin sandım. Biz aşağıdayız." diyip çıktı. Alt kattan babam "Hadi kızım hazır değil misin?" diye bağırmıştı. Cevap verecektim ki Cenk abim benden önce davranmıştı. "Pantolon giyip gelecek baba" demişti. Neyse aşağıda gülerim. 


İşimi halledince aşağıya doğru inmeye başladım. Elimde de koyu kahve çorap çizmelerim vardı. Seke seke aşağı indiğimde hepsi oldukça şıktı. Güzell. Babam esnerken beni farkettiği için ağzı açık kalmıştı. "Abim niye hala hazır değilsin! Acıktım hadi!" dedi Cenk abim. Biri ona gerçeği söyleyebilir mi? "Kardeşin hazır zaten oğlum." diyen anneme baktım. Ona öpücük attım ve kapının oraya oturup çizmelerimi giydim. 


"Ne demek hazır! Bu hazır hali mi!" diye yükselen Çınara yaklaştım. "Olmuş muyum abii?" dedim ve etrafımda döndüm. "Güldük eğlendik hadi!" diye kızan Hakan abime baktım. Gözlerini kısmış bana bakıyordu. "Abicim. Seninle mi geleyim yoksa babamlarla mı?" diye sordum gözlerine bakarken. "Delirmeme son bir iki şey kaldı haberiniz olsun." dedi ve dışarı çıktı. Sen inatsan bende inattım kahramanım. "Güzel kızım-" diye konuşan babamı ise annem koluna girip sürüklemişti. "Hani modernlik Murat!" diye kızıyordu. "Lan bu nasıl modernlik. Bu resmen modellik." diye laf yaptı. Gerisini duymadım tabii. 


Kerem abim merdivenlerden indiğinde ıslık çalarak yanıma geldi. "Kimsiniz güzel bayan?" dedi elini uzatıp. Elini tuttum ve beni etrafımda döndürmesine izin verdim "Bu evin modernlik baş anıtısın abi." dedim ve güldüm. O da gülüp "Çok güzelsin abicim. Kudurmuşlardır şimdi." dedi. "Hakan abim bile kızdı." dedim hayretle. "O daha çok verir artık. Aramızda kalsın ama kendisi seni paylaşmak istemiyor." dedi ve " Onun bu modern ayaklarına bakma sen, geçen Batuda kaldığında uyuyamadı." dedi ve güldü. "Batu benim dostum kii" dedim evden çıkarken. 


"O seni babamdan bile kıskanıyor da bakma sen işte." dedi. Annem "Hadi kızım." diye bağırdı. Babam sürücü koltuğuna geçerken annem yanına geçmişti. Bizde Melih ve Gökayla arkaya geçmiştik. Beni ortalarına almışlardı ve elbisemi aşağı doğru çekiştiriyorlardı. Onlarla ufak çaplı kavga ettikten sonra bir restoranın önüne gelmiştik. Arabadan indikten sonra Melih babamın yanına geçip "Baba indiremedik bir türlü" dedi. Baba? 


"Baba?" dememle yanıma gelip bana sarıldı. "Güzel kızım karnın toksa eve gidebiliriz." dedi. Annem yine imdadıma yetişmişti ve babamı alıp restorana girmişti. Bizde abimleri bekliyorduk. Gökay ve Melih koruma gibi yanımda dikiliyorlardı. Onlara bakıp sabır çektim. 


Abimler geldiğinde Hakan abim ve Cenk abim elimi tutmuştu. Kızlarını yemeğe getiren gay bir çiftten ne farkımız vardı şu an. Sanki peşimizde biri varmış gibi hızlı yürüyorduk. İçeri girdiğimizde bir çocuk beni süzmüştü Çınar abim hemen önüme geçip "Sinir geliyor bana!" demişti. Masaya geldiğimizde hemen beni oturtmuşlardı ve servis peçetesini bacağıma örtmüşlerdi. Bense onlara kınayıcı bakışlar atıyordum. 


Telefonuma gelen mesajla ona baktım. Batu ne diyorsun be? yazmıştı. Akşam anlatmak istediğim için akşam anlatacağım yazdım yolladım. Telefonum tekrar öttüğünde garson menüleri getirmişti. Bu seferki mesaj Tarıktandı. mesajda soluna bak  yazıyordu. Kafamı telefondan kaldırıp sola çevirdiğimde Tarık beş kişiyle bir masada oturuyordu. Aaaa. 


Yerimden kalktığımda abimler hep bir ağızdan "Nereye?" demişti. "Tarık yan masada. "b"i merhaba diyip geleceğim." dedim. Annem "Hani nerde?" diyip Tarığı aramaya koyuldu. "Geliyorum iki dakikaya siz sipariş verin" dedim ve Tarığın masasına doğru adımladım. Hareketlenmemle  o da ayaklanıp bana doğru ilerledi. Arkamdan babamın homurdanmalarını duyuyordum. 


Ortada buluştuğumuzda bir elini belime atıp sarıldı. "Ne arıyorsun burada?" diye sordu geri çekilirken. "Akşam yemeği. Asıl sen ne arıyorsun burada?" diye sordum. Elini hala belimden çekmemişti. Arkamda bir masa dolusu adamın ona öldürücü bakışlar yolladığını hissediyordum. "Bizde kahveden sonra yemek yiyelim dedik." dedi. "Gel seni tanıştırayım" dedi ve masalarına ilerletti. Kazasız belasız bir gün kapanışı istiyorum allahım. Çok amin. 


Masaya geldiğimizde hepsi gözlerinde pırıltılarla bana bakıyordu. Üç erkek iki kızdılar. hepsiyle tek tanıştım. "Merhaba Gözde. Ben Selim." "Ben Burak." " Ben de Elif." "Ben Volkan." "Ben de Suna.". Kesin aklımda tutamazdım ama olsundu. "Bende Gözde ama sanırım tanıyorsunuz." dedim Selime bakarak. "Evet biz tanıyoruz seni diyebiliriz" dedi Volkan gülümseyerek. 


Tarık yanımda "Salak yemin ediyorum." diye homurdandı. "Oturmaz mısın Gözde?" diye sevecenlikle soran Elife baktım. "Yok teşekkür ederim. Ailemle yemek yiyeceğiz. Selam vermek için gelmiştim." dedim. "Hiç mi oturamazsın ya?" diye üzgünce mırıldanan Sunaya baktım. "Hayatım kız ailesiyle gelmiş. Üsteleme istersen." diyen Burağa baktım. Hımmm. O zaman çiftlerimizi hemen söylüyorum. Burak-Suna ve Elif-Volkan. Selim ise...Tarık? 


Tarık zaten yanımda duruyordu ama biraz daha yaklaştım. Bakışlarını arkadaşlarından bana çevirdiğinde "Tarık sen gay misin?" diye sordum. Bana şaşkınca bakarken Selimde duymuş olmalı ki kahkaha atmıştı. Tarık kafasını silkeleyip "Hayır Gözde gay değilim." dedi. Oh çok şükür diye içimden geçirirken bu sefer Elif gülmüştü. Onlara döndüğümde bana sırıtıyorlardı. Tarığa baktığımda o da sırıtmamak için kendini tutuyordu. "Gözde de benden çıktı içinden düşünemiyor." diyen Sunaya baktım. Tam şu an ölebilirim bence. 


Kıvırmak adına "Tanışmalarda rezil olmak gibi bir alışkanlığım var asla kurtulamıyorum." dedim. Bu sefer bende onlara katılarak gülmüştüm. "O konu tartışılır." dedi Tarıkta bana bakarak. "Mardin işi belli oldu mu?" diye sordu sonra. Aklıma son iki saat geldiğinde bezgince nefes verdim. "Felaketin eşiğinden dönüldü." dedim. "Heyecanlıydın halbuki ne bu hal?" diye sordu gülümseyerek. "O heyecan kızın ben olduğumu öğrenmeden önceydi." dedim. "Ne!" diye bağırdığında masadakilerde kaşlarını çatmış bizi dinliyordu. 


"Ne demek senmişsin o kız? Ne alaka!" diye hala yüksek yüksek konuştu. "Baya benmişim. Sülaledeki kızlar evli ya da nişanlıymış. Tek bekar da ben olunca mecbur." dedim. Elini belimden çekti ve tam olarak bana döndü. "Saçmalıyorsun şu an dimi!" dedi. "Hayır Tarık ciddiyim. Az kalsın bir ağaya gelin gidiyordum." dedim. Çatık kaşları düzelecek gibi olup tekrardan çatılmıştı. Yandaki çiftin boş sandalyesini masaya çekti. "Sen şunu adam akıllı anlatsana Gözde! Az kalsın derken?" dedi ve beni sandalyeye oturttu. 


Ona uymayıp ayağa kalktım "Sakince kalksana Gözde!" diyip elbisemi işaret etmişti. Ona cevap vermedim. "Tarık şimdi anlatamam. Babamlar bekliyor. Akşam anlatırım sana ben."dedim. "Gö-" lafını elimle ağzını kapatarak kestim. "Tarık şu an kimseyle evlenmiyorum. Fantazik beddualarla olayı kapattık. Bunu bil şimdilik." dedim ve elimi ağzından çektim. "İyi tamam." dedi dudaklarını yalayıp. Masaya döndüm ve "Tanıştığımıza memnun oldum." dedim. "Bizde çok mutlu olduk Gözde. Bir ara görüşelim mutlaka." demişlerdi. Tarık tekrar elini belime atıp bizim masaya doğru yürüdük. 


Bizimkilerle kısa bir sohbet ettikten sonra masasına dönmüştü. Bizde yemeklerimizi yedikten sonra ayaklanmıştık. Çıkarken Tarığa el salladığımda o da karşılık vermişti. Aynı arabalarla eve dönerken bu sefer annem yanıma arkaya gelmişti. ""Kızım?" dedi ona bakmamı isterken. "Efendim annem?" dedim ona bakıp. Bana sıcacık bir gülümseme yollayıp "Akşam bahçede konuşalım ister misin?" diye sordu. Konunun ne olduğunu az çok tahmin ediyordum. "Anne-kız toplantısı diyorsun?" dedim bende gülerek. "Hıhı" dedi sırıtarak. "Tamam olur." dedim ve tekrar cama döndüm. 


&&


Devamı Part 2 de...


Loading...
0%