Yeni Üyelik
38.
Bölüm

25. Bölüm

@merida_xx

Sabah Çınar abimin yatağıma atlayıp beni düşürmesiyle uyanmıştım. Sabah kavgamızı da güzel bir şekilde yaptıktan sonra banyoya gidip güzelce bir duş aldım. Bol bol kremlenip güzelce bakımımı gerçekleştirdim. Kahvaltıdan sonra Batu gelip beni alacaktı o yüzden giyinip kahvaltıya inmek istedim.


Aşağı indiğimde annem masayı kurmuş sandalyesine oturmuştu. "Günaydınn" diyip yanağına bir öpücük kondurdum ve yanına oturdum. "Günaydın birtanem" dedi o da. Babamda masaya geldiğinde önce annemin sonrada benim saçlarımı öpüp "Günaydın güzellerim." Dedi. Ona günaydın dedikten sonra masa dolmaya başlamıştı.


Kerem abim herkes masaya geldiğinde kahvaltıya başlamıştık. Kendisi yorgun olduğundan daha sonra yiyecekmiş. Anneme dün kaldırmamasını söylemiş o derece. "Ne yapacaksın bugün güzelim?" Diye soran Hakan abime döndüm. "Batuyla buluşacağım abi. Biraz takılacağız öyle." Tarığı söylememe gerek yoktu bence şu an.


"İyi bakalım. Sonra ne yapacaksın?" Diye soran Cenk abime baktım. Derin bir nefes verdim. "Oğlum sorguya mı çekiyorsun kardeşini?" Diye soran babama gülümsedim. "Hayır baba ne sorgusu. Sonra beraber takılabilir miyiz diye plan yapıyorum." Dedi normal bir şekilde. "E oğlum direk sorsana. Sorgu gibi oluyor böyle." Dedi annemde.


"Batudan sonra birlikte bir şeyler yapalım mı abicim?" Diye sordu bu sefer. Tam cevap verecektim ki mesaj gelmişti. Tarıktandı.


Bugün için kusura denizkızı. Ablamı dün gece hastaneye getirmişler o yüzden bugün orada olacağım. 


Aaa ne oldu acaba? Hızlıca Eylül ablanın nasıl olduğunu sordum. Abime döndüğümde "Boşum abi sonra takılabiliriz." Dedim. Çınar abimle ne yapalım diye konuşuyorlarken Tarık mesaj atmıştı.


Ateşlenmiş kendileri. Düşmeyince de hastaneye gelmişler. Sabah öğrendim bende.


Geçmiş olsun dileklerimi yazdıktan sonra abimlere döndüm. "O zaman öyle yapalım?" Diye babama sordular. Ne yapıyoruzz?? "Tamam oğlum bakın keyfinize." Dedi babamda. Kaçırdım ama ben.


"Ata da bineriz güzel olur abi." Diyen Melihe baktım. At mı? Ne atı? Annem kulağıma yaklaştığında "At çiftliğine gideceksiniz kızım." Dedi kısık sesle. Ona teşekkür gülümsememi yollayıp Hakan abime baktım. "Ben daha önce ata binmedim ama?" Dedim. Nerde bulacaktım atı da binecektim.


"Öğretiriz güzelim sorun değil." Dedi ve tabağıma kaşar peyniri bıraktı. Ona öpücük atıp kaşar peynirini bala batırıp ona uzattım. Bir sorun olmadığı taktirde küçük bir anlaşma gibi sürekli bunu yapıyorduk. Gülümseyerek uzattığım peyniri yediğinde bende ona gülümsedim. Çınar ise fitne fücur bakışlarıyla bize bakıyordu. "Sevimsizler." Dedi. Ona güldüğümde aynı şeyi ona da yaptım ve bana bakmadan peyniri yemişti "Ona daha çok bal koydun." Demişti birde.


"Yeme lan o zaman." Diyen Hakan abime göz devirdi. Hakan abim artık gerçekten daha açık bir şekilde hislerini belli ediyordu. Cenk abim boğazını temizlediğinde üstümdeki bakışlarına baktım. Gözleriyle peyniri işaret ediyordu. Onun bu haline de gülüp aynı şeyi ona da yaptım.


Kaşar peyniri tabağını elime alıp Gökayın yanına geçtim. Hemen ağzını açmış bana bakıyordu. Ona ve Melihe de verdikten sonra babamla anneme de vermiştim. Yerime oturduğumda Hakan abime tekrar uzattım "Sen hep farklı olacaksın kahramanım al." Dedim. Gülerek yemişti o da.


Batu bir yatım saat sonra gelip beni almıştı. Şimdi ise her zaman gittiğimizde parka gidiyorduk.  Klasik yerimize geçtiğimizde yine elimizde çayımız vardı. "İş nasıl gidiyor Batu kuşum?" Diye sordum. "Kötü be Gözde. Sömürüyor it herif." Dedi. "Batu sana demeyi unuttum bak, sigorta parasını alabileceğiz artık." Dedim sevinçle ona dönüp.


"Nasıl lan harbi mi?" Dedi gözleri ışıldarken. "Evett. Tarık avukatya araştırmış biraz, dilekçe falan yollamış adımıza adamlar parayı alabileceğimizi söylemişler." Dedim çayımı banka koyarak. "Gerçekten mi?" Diye tekrar sordu. "Valla be oğlum. Ne zaman alırız bilmiyorum daha sormadım ama alacağız sonuç olarak." Dedim. Ayağa kalkıp beni kaldırdı ve sarıldı. "İlaç gibi geldi bu dediğin varya." Dedi gülen sesiyle.


"İstersen o salak patrona el hareketi çekerek istifa edebilirsin." Dedim bende gülerek. "Son bir haftam o zaman. Siktiri çekeceğim sonra." Dedi bana katılarak. "Evett." Dedim ve kalktığımız banka tekrar oturduk. "Ne kadar para alacağız peki" diye sordu.


"%60 ını karşılıyormuş işte. Biz düz mantık 500k desek bize toplan 280k falan verecekler. Tabi Dilek artık olmadığı için onun payını da bize verirler 140, 140 paylaşacağız." Dedim.


Bana ışıldak gözleriyle bakıp "Gözde?" Dedi. Hayır Batu bu bakışları biliyorum. Yapma. Atma o zehirli oku. "Ne diyeceğini biliyorum dur!" Dedim hemen. "Ama kızım düşün işte. Küçük bir yer buluruz bütçemize göre. Zaten deli müşterimiz vardı. Haber salarız hepsine eskisi gibi kendi işimizde oluruz. Böyle ağzımıza yapıyorlar be kızım." Dedi hevesle.


"Haklısın be Batu kuşum. Eski kafemizi açarkende bir anda karar vermiştik. Bu da mı öyle olacaktı?" Diye sordum. "Yapıyor muyuz yani?" Diye sordu. Hızla ayağa kalktım ve ona döndüm. "Bekle bizi kafe camiası. İçinizden geçeceğiz." Diye bağırdım. O da hızla gelip bana sarılmıştı. Bende ona sarılıp küçük çaplı delirmiştik.


Batuyla verdiğimiz bir dişer karar ise elimizde çiçekle Eylül ablayı ziyarete gidiyorduk. Kocaman bir buket yaptırmıştık. Bizim hastaneye gelmişlerdi ve bilin bakalım dışarıda kimin arabasını gördüm. Doğru tahmin. Abim. Manitasını ziyarete gelmiş her helde. Batuyla gülüşerek içeriye girdik. Odayı abime tehdit mesajları atarak öğrenmiştim. Yine mükemmelim.


Odanın önüne geldiğimizde hiç kapı çalma gibi bir şey yapmayıp lank diye kapıyı açtım. Hülya teyze ay diye yerinde sıçramıştı. Mehmet amcada kafasını sakince bana çevirdi. Tarık yoktu. Çişini yapıyor her halde. Yatakta bana şaşkınca bakan Eylül ablaya döndüm. "Aylardan Eylülüm, geçmişler olsun." Diyip çiçeği ona uzattım.


"Teşekkür ederim Gözde, beklemiyordum bir an şaşırdım." Dedi şaşkın bakarken. Yanına yaklaştım ve elimi alnına koydum. "İyisin iyi. Nasıl ateşlendin ki sen? Üşüttün mü yoksa?" Diye sordum. Ensemden çekildiğimde "Abim kızı rahat mı bıraksan, hasta ya hani." Diye tısladı. Ona yan yan baktım. "Misafirliğin kısası makbul değil mi abi gitsene sen!" Diye tısladım bende. "Kaşınıyorsun ama sen." Dedi aynı şekilde. Batu sahte gülüşleriyle yanımıza geldi "Ah şu ikisi yok mu!" Diye gülüp yüzünü aramıza soktu ve "İnsan içindeyiz Karcanlar sakin." Dedi ve gülerek kafasını geri çekti.


Abimle birbirimize kısa kötü bakışlar atıp Hülya teyzelere döndüm. "Hülya teyze nasılsın?" Diye yanına gidip sarıldım. O da bana sarıldığında "İyiyiz kızım. Sana kırgınız biraz sadece." Dedi triple. Mehmet amca da "Evet kızım." Diye karısına destek çıkmıştı. Ama niyekiii. "Ama ben ne yaptım ki Hilya teyze." Dedim. "Gittin bir telefonla ben işi bırakıyorum dedin daha ne olsun. Bir daha da ne aradın ne bir şey." Dedi triple.


"Tarık size anlatmadı mı?" Dedim şaşkınca. Ben anlatır diye düşünmüştüm. "Tarık ne anlatacak ki?" Diye yatakta yatan Eylül abla yerinde dikilmişti. Abim burada, Mehmet amca burada? Bunlar olmuş ve duyurdular mı acaba? Neyse bunu sonra düşüneceğim. Onlara kısa özet geçtiğimde şaşkınlık nidaları havalarda uçmuştu. Ek olarak Mehmet amca 'bak sen şu şerefsize' diye eklemeler yapmıştı.


" Ee Gözde bunun Tarıkla ne ilgisi var?" Diye soran Eylül ablaya yaklaştım yavaşça. Yüzüne eğilip "Zaten çiçeğimle gelmişim, isterim şimdi seni abime görürsün." Dedim ve sevimlice güldüm. Bana koca gözlerle baktı ve sonra hafif kızarmış yanaklarla abime döndü. Ayy utandı yerim. "Evet kızım Tarık ne alaka?" Diye sordu Hülya teyzede. Ne diyeyim ben şimdi sana Hülya teyze. Oğlunun kollarında mışıl mışıl uyudum mu diyeyim.


Kapı açıldığında hepimiz kapıya döndük. Ahanda Tarık. Gözleri odayı kısaca taradıktan sonra bende kaldı. "Gözde?" Dedi şaşkınca. Haberi yoktu tabisi o yüzden şaşırdı. "Selam." Dedim gülümseyerek. Kapıyı kapattı ve bana doğru adımlamadı. Nereye geliyorsun gelme. "Hülya teyzelere söylememişsin işten ayrılma sebebimi ondan bahsediyorduk." Dedim. Adımlarını asla durdurmadan karşıma gelip yine tek elini belime atıp sarıldı. Alışırım ama bak.


Geri çekildiğinde "Belki paylaşmak istemezsin diye düşündüm." Dedi. "Sen nereden öğrendin oğlum?" Diye soran Mehmet amcayla gereksiz bir gerginliğe girmiştim. Zaten hala yanımda dikiliyordu. "Ben hastane çıkışı Gözdenin yanındaydım." Dedi. Ben körmüşüm teşekkürler anne. Adam resmen bas bas hoşlanıyorum diyordu. "Aaa!" Diye heyecanla ayağa kalkan Hülya teyze "Yani şey keşke haber verseydin oğlum." Diye kalktığı yere çökmüştü gülüşünü saklayıp.


"Dedim ya anne, Gözde istemez belki diye söylemedim." Dedi Hülya teyzeye. "Neyse önemli değil." Diyip konuyu kapattım. "Sizde hoşgeldiniz." Diyerek Batuya ve abime dönmüştü Tarık. "Hoşbulduk." Dedi ikiside.


"Çok durmayalım biz artık. Gözde hadi abicim. Ararsın hayatım bir şey olunca." Diyen abime koca gözlerle baktım. Hayatın mı? Koşarak yanına gittim. "Salak adam babası burada kızın!" Dedim kulağına doğru. Sonra çekildim ve göğsüne vurup gülümseyerek "Ararım hayatım!" Dedim. Bir an önce çıksak iyi olacaktı. "Biliyoruz kızım." Diyen Mehmet amcayla bu sefer şaşkın bakışlarım ondaydı.


"Ha?" Diye bir tepki verdim. "Gece yarısı hastaneyi basar gibi geldi. O sırada da babamlara duyurdu beyefendi." Diyen Eylül ablaya döndüm. Abi sen yemek yürek? Mehmet amcaya baktığımda gayet düz ve sakindi. Evett. Yine anlaşıldığı üzere tek sorunlu aile bendeydi. Adam olması gerektiği gibi tepki vermişti. Ben söylesem bizimkilere adamı haritadan silecek planlar kurarlardı.


"Ee ne zaman istiyoruz seni?" Diye sorduğumda Mehmet amca "O kadar da değil kızım." Dedi kaşlarını çatıp. "Aslında" diye konuşan Hülya teyzeye karşı Eylül ablanın elindeki çiçekleri aldım. "Hemen şu an isteyebilirim. Bir he demenize bakar." Dedim.


Eylül abla hızla çiçeği elimden geri çekti "Hadi biraz daha abart Gözde." Dedi. Ona gülümseyip Hülya teyzelere döndüm "Üstü müsait değil ya nazlanıyor. Kıyamam sana yengelerin gülü" Dedim. Herkes gülerken Eylül abla çiçekle sırtıma vurmuştu. "Sorucam ben sana!" Diye de kızmıştı.


"Hadi Gözde." Diyen abimle hepsine görüşürüz dedim. Tarıkta bizimle çıktığında Batu, abimi çekip bizden uzaklaştırmıştı.


"Haber verseydin alırdım seni." Dedi bana bakarken. "Sürpriz olsun dedim." Dedim.


"İyi yapmışsın. Güzel oldu." Dedi. Telefonumun mesaj sesini duyunca açıp baktım. Abim işimin ne zaman biteceğini soruyordu. Bakışları ben ve telefonumda gezen Tarığa baktım. "Sen işim var diyince onlar teklif sundu. Bende kabul ettim. At çiftliğine gidecekmişiz." Dedim ona bakarak. "İyi yapmışsın. Ne zaman dönersin?" Diye sordu. Omuzlarımı silktim. "Bilmiyorum ama çok geçe kalmayız. Abimlerin yarın işi var çünkü." Dedim.


"Tamam o zaman. Dikkatli ol." Dedi gülümseyerek. "Umarım attan düşmem." Dedim. "Aklından bile geçirme. Bir hafta hastaneye gelmemeye çalış lütfen." Dedi gülerek. "Demek öyle." Dedim kaşlarımı kaldırıp. "Yalan mı? Hafta başı hastanedesin." Dedi biraz daha yaklaşıp. Kalbim sakin olmalısın. "Merak etme. Güzelce halledeceğim ve hastaneye gelmeyeceğim" Dedim. "Mümkünse hiç gelme zaten." Dedi ve yanağıma doğru eğildi. Oha napıyorsun Tarık?


Sağ elini kaldırıp başparmağıyla yanağımı okşadı. Yüzlerimiz arasında kısa bir mesafe vardı ve gözleri sanki beni ilk defa görüyormuş gibi ilgiyle bakıyordu. Gülümseyip parmağıyla burnuma vurdu. "Hadi git artık abin daha fazla beklemesin." Dedi geri çekilip. Bir anlık gaza gelip hafifçe yükselip biraz sakallı olan yanağına öpücük kondurdum ve "Görüşürüz" dedim. Sonra da hızla arkamı dönüp koşar adım dışarı çıktım. Öyle yaklaşıp öpmemek neymiş canım. Kaç yaşında insanlarız sonuçta. Bazen ters köşe lazımdı dimi.


Dışarı çıkıp abimlerin yanına yaklaştığımda Batu bana sırıtarak bakıyordu. Yanıma yaklaşıp "Yanakların kızarmış yavrum." Dedi. Hiii. Al işte. Allah kahretmesindi. Elime yüzüme bulaştı şimdiden. Abime çaktırmadan arabaya bindiğimde onlarda çok geçmeden binmişti. "Abim hayırlı olsun. Ben sadece görüştüğünüzü biliyordum. Demek sevgiliymişsiniz." diyerek öne uzandım. Yanaklarım eski haline döndüğünden rahattım.


"Öyleydi zaten abim. Aradım gece Eylülü, Hülya hanım açtı durumdan bahsetti. Bir baktım buradayım. Babası beni görünce bi hayırdır falan oldu zaten, bende "Kızınızla görüşüyoruz, hasta olduğunu duyunca meraklandım" dedim. Eylüle baktı Eylül yalanlamadı, kabul etti. Öyle yanii." dedi bizim eve doğru sürerken.


"Aaa o zaman bugün ilk gününüz!" dedim koluna vurup. "Öyle galiba." dedi. Yok arkadaş bu çocuk öküz. "Abi, sakın Eylül ablaya da böyle öküz öküz davranma soğutma kızı kendinden." dedim arkama yaslanırken. "Harbiden abi ya. Çiçekte almamışsın boştu oda." diyen Batu beni desteklemişti.


"Lan gece geldim gecee! Nerden bulayım çiçeği?" Diye atarlandı. "İsteyen bulur." Dedim ve ona burun kıvırdım. Haklı olmasını sevmiyorum ne yapayım. Batu gülerken abim sabır çekiyordu. "Sen şimdi cidden seviyorsun yani Eylül ablayı?" Diyerek tekrar kafamı orta kısma getirdim.


"Aşığım diyemem şu an ama hoşlandığımda bir gerçek." Dedi ciddiyetle. Aferinn. Dürüst çocuk. "Aferin sana abi. Eylül ablada biliyor dimi?" Kız kendine aşık zannetmesin abimi. Zaten o da aşık değildir daha. "Biliyor tabiki Gözde." Dedi bezgince. "Ay tamam anladım." Dedim ve tekrar geriye yaslandım.


Ben arkada onları dinlerken Batu, abime yine kafe açacağımızı söylemişti. Abimde ilk başta erken değil mi falan dese de bizi desteklemişti. Başka yolu vardı sanki. Eve geldiğimizde abim ve Batu, annemlere selam verip kısa bir sohbet ettikten sonra gitmişlerdi. Bizde şu an iki araba, çiftliğe doğru gidiyorduk. Allahım düşmem inşallah. Kazasız bir gün olsun çok amin.


Çiftlik bizim evimize biraz uzaktı. Nereden baksanız iki saat sürmüştü. Kocaman bir ganaj vardı. Ganajın kenarlarında iki sıra ahır gibi şeyler vardı. Atlar oradaydı her halde. "Hadi güzelim gel önce üzerine bir şeyler bulalım." dedi Hakan abim. Onu takip ederken etrafı inceliyordum. Üzerime bir şeyler verdiğinde onları giydim. Çizme ve kask vermişti.


Hakan ve Cenk abimin yardımlarıyla ata binmeyi ve ufak ufak yürütmeyi öğrenmiştim. İlk bindiğimde eyere adımını atıp çıkamam diye hızla kendimi yukarı ittiğimde öbür tarafına düşüyordum. Allahtan Kerem kuşum orada bekliyordu da kafa üstü yere düşmekten kurtulmuştum. Ben o anlarımda korkudan üç buçuk atarken Çınar abim, Gökay ve Melih katıla katıla bana gülmüşlerdi. O yüzden onlara trip atıyordum.


&&


Devamı Part 2 de...


Loading...
0%