Yeni Üyelik
46.
Bölüm

29. Bölüm

@merida_xx

O malum kavganın üzerinden iki gün geçmişti ve şu an pazar günündeydik. Bugün Tarığın açılış partisi vardı. Kavgadan dolayı ne kadar ertelemek istese de bunu anında reddetmiş ve ona elbisemin bile hazır olduğunu o yüzden o gelmese bile o açılışa gideceğimi söylemiştim. Mırın kırın etsede o açılış bugün olacaktı.


O şimdi ofisi son kez gözden geçiriyordu, bende üzerimi giyiniyordum. Tarık siyah takım elbise giyecekti o yüzden bende siyah mini bir elbise tercih ettim. Mini seçmemin nedeni ise bacak boyunu ortaya çıkarmaktı. Uzundu niye kullanmayayım dimi.


Saçlarımı at kuyruğu yapıp boynumu da gün yüzüne çıkarttığımda oluşan boşluğu doldurmam gerektiği düşündüm. Hemen ince zinciri olan ve ucunda beyaz bir taşı olan gümüş kolyemi taktım. Çokta zarif duruyordu. Kim inanır ki bu kolyeyi 40 liraya aldığıma. Başka bir takıya ihtiyaç duymazken ellerimdeki kırmızı ojelere baktım. Yav ben ne oldum böyle bugün. Maşallahtı. Tü tü tü.


Makyajımı da tamamlayınca son dokunuşum olan rujumu seçmeye koyuldum. Önüme uzatılan kırmızı rujla, elin sahini olan anneme baktım. "Kırmızı sürmelisin kızım." Dedi yüzündeki hayran gülümsemeyle. "Öyle mi dersiniz Yeşim hanım?" Diye sordum eğlenerek. Tarık onları da davet etmişti ama babamların acil Mardine gitmeleri gerektiği için katılamıyorlardı. Babam olmayınca, annem de 'ben de gelmeyeyim kızım, arar tebrik ederim ben Tarığı' demişti. Bizde yarın akşam Mardine, babamın yanına uçacaktık. Şu tanışma faslı da aradan çıkacaktı böylelikle.


"Öyle güzel kızım benim. Hatta şu saçını da çöz bakayım." Dedi ve ruju elime tutuşturup tokamı çözdü ve siyah saçlarımı serbest bıraktı. Eliyle hafifçe havalandırdı ve memnun bir şekilde güldü ve "Şimdi oldu işte." Dedi. Aynadan kendime baktığımda zaten olan güzelliğime güzellik eklendiğini gördüm. Tekrar ediyorum, maşallahtım.


Rujumu da sürdükten sonra aynamın yanındaki bilekli siyah ince topuklularımı ayağıma geçirdim. Son kez aynada kendime bakıp anneme döndüğümde koca bir flaş patlamıştı. "Babanlara göndereyimde kudursunlar." Dedi eğlenerek. Telefonda işini halledince beraber aşağıya indik. Üzerimdeki deri montun cebinden şeker çıkartıp ağzıma attım. Yedekte hep tutardım ne var yani.


"Bugün sadece Tarığın değil, seninde günün kızım unutma." Diyen anneme anlamsız gözlerle baktım. "Nasıl yani annem?" Diye sordum merakla. "Kızım bir düşün, sevdiğin adamın iş açılışına gidiyorsun, orada bir sürü insan olacak. Sende sevgilinin yanında parlayacaksın. O yüzden diyorum aynı zamanda senin günün diye." Dedi imayla. "Hıı. Evet öyle cidden dimi?" Dedim mutlulukla.


"Evet kızım. Akşam gelecek misin peki?" Diye imasını devam ettiren anneme 'sen yok musun sen' bakışlarımı yolladım. Annemden çekinmiyordum, aksine onun böyle olması hoşuma gidiyordu. "Bilmem ki, belki gelmem." Dedim bende onun gibi. Yaptığım imayla gözleri kocaman olmuş "Hiii Gözde!" Dedi ve koluma tatlı bir şekilde vurdu. Ona gülerken "Niye dayak yedim ben şimdi?" Diye sordum. "Anneanne olmak için henüz çok gencim çünkü bebeğim." Dedi ve omuz silkti.


"Aklımda tutarım sultanım." Dedim ve yanağından makas aldım. "Deli seni!" Diyip güldüğünde karşılıklı gülüşmüştük. "Neyse, ben çıkıyorum artık annem. Akşam gelir miyim hiç bilmiyorum ama yarın kesin gelirim." Dedim kapıdan çıkarken. "Ee bi zahmet kızım, Mardine gideceğiz ona göre geç kalma!" Diye uyardı. "Tamamm." Dedim ve ona el sallayıp Cüneyt abinin yanına ilerledim.


Ofise doğru yola çıktığımızda telefonuma bakayım dedim ama gruptan onlarca mesaj vardı. Az çok tahmin ediyorsunuzdur zaten. Abimler elbiseme laf yapıyorlardı. Annemin babama attığı fotoğraf buraya nasıl geldi bilmiyorum ama şu an ona bakıyordum.


Çekinik tospik🐒:


Ağaç bey🌳:


İmdat🚨:


Hero🧯:


Maviş doktorum🩺:


Ayak izi🐾:


Ben: Maviş doktorum🩺


Ağaç bey🌳: Sence de biraz şey olmamış mı Gözde?


Ben: Neyy???


İmdat🚨: AÇIK!!!


Ben: Abi sen hırto musun?


Ben: Gayette güzel oldum işte🥰


Hero🧯: Birisi ona problemin bu olduğu söyleyebilir mi???


Ben: Güzel olmam ne zamandır sorun oldu kahramanım🥺


Hero🧯: Tamam demiyorum bir şey!


İmdat🚨: Ben diyorum ama! Olmamış bu git değiştir hadi.


Çekinik tospik🐒: Abla evde ki hallerini görmesem sana aşık olurmuşum.


Ben: Evdeki halimde ne varmış lan!


Çekinik tospik🐒: Hiiiççç 🙇🏻‍♂️


Ayak izi🐾: İkizim harbiden afetül devran olmuşsun.


Ben: Sağolasın diğer yarım.


Ağaç bey🌳: Şu tırcı hallerini o zibidi de görsün de seni bıraksın 7777


Ağaç bey🌳: Kaç yedili oluyordu bu evren mesajları??


Ben: Yaaaaa!


Ben: Sil onuu!


Ağaç bey🌳: 777


Hero🧯: 777


İmdat🚨: 777


Çekinik tospik🐒: 777


Çekinik tospik🐒: Babam yazdı abla.


Çekinik tospik🐒: Mesajları okudu da.


Maviş doktorum🩺: Lan demeyin benim güzel bebeğime öyle şeyler!


Ben: Abi ya 🥺


Maviş doktorum🩺: Ben senin yanındayım abicim rahat ol sen 😘


Ben: 🥰🥰🥰


Ayak izi🐾: Akşam eve dönmeyecek misinn????


Hero🧯: O ne demek o?!


İmdat🚨: Kaç saatte oraya gidebilirim?


Ağaç bey🌳: İyi güldüm buna 😂😂


Ben: Öptüm hepinizi aşklarımmm


Ben: Şimdi katılmam gereken bir açılış var


Ben: O yüzden baybayyınn 😘😘


Yazıp gruptan çıktım. Cüneyt abiyle de biraz sohbet ettikten sonra ofisin önüne gelmiştik. Saat daha 19.43 idi ve davetin başlamasına yarım saat falan vardı. Cüneyt abiyle vedalaşıp arabadan indim ve şık bir şekilde ofise doğru adımladım.


Kapıyı açıp içeri girdiğimde sevgilim hariç diğer kişileri görmüştüm. Selim, Elif, Volkan, Burak ve Suna tek tek bana dönerken yüzümdeki gülümsemeyle onlara adımladım. "Oha yalnız." Diye tepki veren Sunaya döndüğümde beni süzdüğünü gördüm. Öhö öhö. Maşallahtım diye boşuna demedim ben. Kıçımı kaşıyım bari belki nazar falan değer.


"Selamm." Diyip yanlarına ulaştım ve onlara baktım. "Hoşgeldin." Diyen Elife gülümseyerek karşılık verdim. Suna hemen sevgilisi olduğunu tahmin ettiğim Burağı itekleyip yanıma geldi. "Gözde, mükemmel görünüyorsun." Dedi gözlerindeki kalplerle. Acabası Burakla sevgili değil miydi ki?


"Teşekkür ederim Suna. Sende çok şık görünüyorsun, bu elbiseyi daha önce hiç görmedim yalnız nereden buldun?" Diye sordum. Rengarenk uçuş uçuş bir elbise giyiyordu ve oldukça güzeldi. "Aa sen bilmiyorsun dimi? Gerçi nasıl bileceksin, Tarığa dedik buluşalım diye 'yok yok' diyip geçiştirdi." Dedi sitemle ve saçlarını hafifçe savurup "Ben moda tasarımcısıyım hayatım. Bu da benim tasarladığım bir elbise." Dedi ve etrafında döndü.


"Ciddi misin sen??" Diye şaşkınlıkla sordum. Ee ben hepsini avukat sanmıştım. "Evet. Hatta bende kuyumcuyum." Diyip gülen Elife döndüm. Bakışlarımı Volkanların üstünde gezdirirken, Volkan ellerini havaya kaldırıp "Biz avukatız." Dedi. Ona anladım dercesine kafa salladım. Sunayla ve Elifle sıkı bir sohbete girecekken aklıma gelen sevgilimle etrafa tekrar bakındım. Bulamayınca Selime döndüm ve "Nerde benim sevgilim Selim?" Diye sordum.


"Yukarıda hazırlanıyor beyefendi." Dedi sırıtarak. Ona gülümseyip duvar dibindeki merdivenlere yöneldim. Üst kata ulaştığımda aşağıya bakıp Selimlere baktım ve sohbet ettiklerini görünce arkamdaki kapıyı yavaşça açıp içeriye baktım. Kravatını bağlıyordu. Pardon da bu neydi allahım böyle. Uzun bacaklarını saran siyah kumaş pantolon ve onun içinde onu sarmış beyaz bir gömlek. Şimdi düşeceğim şuraya. Ağzım sulandı tövbe tövbe.


Odada ayna olmadığı için bilmişlikle bağladığı kravatına odaklıydı. İçeriye girdiğimi bile farketmemişti çünkü. Ona adımlamak istediğim ve çıkan topuk sesiyle hızla bana döndü. Yavv unuttum ama ben topuk işini.


Eli kravatında kalakaldığında onun haline sırıtıp üstümdeki deri montu çıkardım ve odada bulunan koltuğa attım. Hala hiç bir şey demeden bana bakıyordu ama değişen tek şey bakışları olmuştu. Adem elmasının aşağı yukarı hareket ettiğini görünce ona yaklaştım ve kravatını bağlama işini ben devraldım.


"Gözde?" Diye mest olmuş bir şekilde konuşunca kravatınından onu kendime doğru çekip dudaklarına minik bir öpücük bırakıp geri çekildim. "Sevgilim?" Dedim bende gülümseyerek. "Rüya da falan mıyım şu an?" Dedi o taptığım şaşkın gözleriyle. "Hayır değilsin." Dedim ellerimi omuzlarına yerleştirerek.


Elleri hemen yerini yani belimi bulduğunda beni kendine çekip aramızdaki mesafeyi sıfıra indirdi. Artık ona yaslanmış bir şekilde onu izliyordum. "Rüya gibi ama." Dedi belimi okşarken. Yapma Tarığım, zaten çok müsaitim o yöne kaymaya, sen yapma. "Olmadığına ikna etmem mi lazım yani?" Diye sordum burnumla burnunu severken. "Hıhı" diye bir tepki koyunca istemsizce gülmüştüm ama gülüşümü örten dudaklarıyla gülüşümü kesip ona karşılık verdim.


Kollarım omuzlarına iyice yerleşirken ellerimden biri ensesinde diğeri ise boynundaydı. Öpüşmemizin derinleştiğini kalçama değen masayla anlamıştım. Burada olmazdı. Olmamalıydı. Kendimi geri çekmeyi başardığımda ikimide derin nefesler alıyorduk. "Durmaya niyetin yok sanırım." Dedim gözlerine bakarken. Dudağıma küçük bir öpücük bırakıp geri çekildi ve "Konu sen olunca iradem tuzla buz oluyor güzelim." Dedi. Yiaaa gerçekten mii?


"Olmasın Tarık. Zaten benim iradem hiç yok, bari senin olsun." Dedim ona kızarak. Güzel kahkahası odayı doldururken "Elimden geldiğince dayanırım güzelim ama sen böyle yaptıkça, baktıkça benim irademi de yok ediyorsun." Dedi. Hızla boynumdan da öpücük çalıp geri çekildi. Saçlarını ve üstünü düzeltirken bakışlarım ruj olmuş dudaklarına kaydı.


Elimde olmadan kahkaha atarken bakışlarını bana çevirip 'ne oldu' der gibi göz kırptı. Ona cevap vermek yerine çantamdan ıslak mendil alıp yanına gittim ve dudaklarını silmeye başladım. "Çok ruj olmuş Tarık." Dedim eğlenirken. "Senin kendinden haberin yok sanırım." Dedi o da aynı şekilde. "Hiii! Benimde mi olmuş?" Diyip mendili ona verdim ve telefonu çıkartıp kameramı açtım.


"Ee tek başıma öpüşmediğime göre birtanem?" Dedi ve telefonumu tutup mendili uzatırken. Dudaklarımı temizlerken "Söylemeye hiç niyetin yoktu ama!" Diye çıkıştım. "Hayır. Çok seksi duruyordun, söylemek istemedim." Dedi açıkça. Ona kötü bakışlarımı yollayıp sildiğim rujumu tazeledim.


Son kez kendimizi düzelttikten sonra aşağıya doğru adımladık. Aklıma gelen şeyle ona döndüm ve "Nasıl olduğumu söylemedin ama?" Dedim. Tek koluyla belimi sarmalayıp beni kendine çekti. "Aklımı başımdan aldın ki. Çok güzel olmuşsun güzelim. Yanımdan ayrılma lütfen ama." Dedi. "O nedenmiş?" Diye sordum. "Ben yanındayken bakamazlar ama bensiz sana bakabilirler. Vee ben bugün birilerini dövmek istemiyorum." Diyip yanağıma öpücük kondurdu.


"İyi bakalım öyle olsun." Dedim bende ve Selimlere doğru döndüm. Yanlarına ulaştığımızda daha önce yapmadıkları tebriklerini iletmişlerdi. Tebrikleri alınca davetliler yavaş yavaş gelmeye başlamıştı. Bende koca gece Tarığın beni bırakmaması yüzünden onunla beraber bütün masaları gezmiştim.


Kendimi yorgunca koltuğa bıraktığımda, Tarıkta yanıma oturmuştu. Herkesi yolladıktan sonra ki bunlara Selimler de dahil, kafamı saate doğru çevirdim. 23.53. Anneme mesaj atsam iyi olurdu, boşuna beklemesin beni. Telefonumu çıkarttığımda Tarığın bakışları da bana dönmüştü. Yavaşça kollarımdan tutup beni üstüne doğru çekti. Hiç karşı çıkmadan yan bir şekilde onun yanına uzandım.


Mesajlar kısmına girmiştim ki annem aramaya başladı. Bekletmeden açıp "Annem bende sana mesaj atacaktım." Dedim. "Kalplerimiz bir güzel kızım. Ne yaptınız diye aradım. Bitti mi işiniz? Gelecek misin eve annecim?" Diye sordu. Sol elimle Tarığın gömlek düğmeleriyle oynarken onu yanıtladım. "Bitti anne bitti. Şimdi dinleniyoruz bizde." Dedim. Tarık kolumu dürtüp ona bakmamı istediğinde bakışlarımı ona çevirdim. Eliyle ikimizi gösterip kendini işaret etmişti. Galiba bize gidelim demekti bu.


"Gelmeyeceğim anne eve, Tarıkta kalırım bu akşam." Dememle Tarık başparmağıyla okey yapıp gülümsedi. "Tamam annecim. Dediklerimi unutma sakın!" Dedi tatlı ikazıyla. Evden çıkmadan önce konuştuklarımızla kıkırdadım. "Tamam anne öpüyorum, iyi geceler." Dedim. "İyi geceler kızım, Tarığa da tebriklerimi ilet." Dedi ve telefonları kapattık.


Tarığın yanından kalktım ve ona bakıp elimi uzattım. Elimi tutup doğrulduğunda "Hadi gidelim güzelim, evde dinleniriz." Dedi. Kafamı salladım ve montlarımızı alıp eve gitmek için ofisten çıktık. Sakin bir araba yolculuğundan sonra eve ulaştık ve yine aynı sakinlikte eve girdik. Montumu askıya asıp ayakkabılarımı çözmeye çalıştım. Bir tekini çıkarttığımda diğerine yönelirken öneme çöken Tarıkla durdum.


Ellerini uzatıp kelepçeyi çözerken sakince onu izledim. Her hareketinle kendine aşık etmezsin ama. Ayakkabıyı yavaşça çıkardı ve diğerinin yanına koydu. Dizlerinin üstünden kalkarken ellerini bacaklarımın yanına attı, üst bacağıma bir öpücük koydu ve ayaklandı. Öpücüğü karnımda sızılara yol açarken "Duş alabilirsin istersen güzelim." Dedi.


Hiçte fena fikir değil. "Bana havlu verebilir misin o zaman aşkım?" Diye sordum. "Tabi güzelim." Dedi ve yatak odasına doğru adımladı. Bende arkasından ilerledim ve beklemeye başladım. "Uzun bir şeyler mi vereyim güzelim, üşür müsün?" Diye sordu bakışlarını dolaptan bana çevirip. "Bence sadece bir üst ver aşkım, ev sıcak hem." Dedim yanına yaklaşıp. "Üşümez misin?" Diye sordu. "Üşütür müsün?" Diye sordum bende.


Soruma gülerken kafasını hayır anlamında salladı, elime havlu ve bir tişört uzattı. Onları alıp banyoya doğru adımladım. Kapıyı kitlemek gibi bir şey yapmadım. Zaten Tarığa güveniyordum, hem güvenmesem gelmezdim. Sıcak suyun altına girene kadar yorulduğumu farketmemiştim. Güzel bir duşun ardından çıkardığım çamaşırları giymek istemedim, o yüzden kurutucunun üstündeki katlı olan temiz baksırlardan bir tane çekip aldım. Sütyenimi giydikten sonra tişörtü üstüme geçirdim ve dışarı çıktım.


Tarık üstündeki kıyafetleri çıkartmadan koltukta telefonuna bakıyordu. Bakışları bana döndüğünde yüzünde yine mükemmel bir gülümseme oluştu. Yanına adımlayıp kendimi ona doğru attım. Gülüp bana sarıldığında kollarımı ona sardım. "Hoşuma gitti." Dedi alnıma öpücük kondururken. "Ney hoşuna gitti?" Diye sordum ve ondan uzaklaşıp başımdaki havluyu çözdüm. "Böyle olman. Üstünde benim kıyafetlerimin olması." Dedi. Ona öpücük atıp "Benimde hoşuma gitti. Alışıyorum galiba." Dedim.


O da ayaklanıp banyoya girmişti. Saçlarımı kuruttuktan sonra mutfağa doğru geçtim ve su içtim. Sonra tekrar salona geçip koltuğa kuruldum. Televizyonu açıp öyle gezinmeye başladım. Aklıma gelenle hemen teve2yi açtım. Niye mi, bu saatte hep eski dizileri koyuyor. Gördüğüm kanıt dizisiyle onu izlemeye başladım. Çok geçmeden banyo kapısı açılmış ve içinden sevgilim çıkmıştı.


Altında şortu, üstünde tişörtüyle ev moduna geçmişti. Yanıma gelip arkama oturdu ve beni kendine çekip "Ne izliyorsun güzelim?" Diye sordu. "Hiç bir şey. İzlenecek bir şey bulamadım. Uykumda geldi zaten." Dedim. Yorgunluğum kendini iyice belli ediyordu artık. "Uyuyalım o zaman birtanem. Sen geç benim odama, ben burda uyurum." Demesiyle kollarından kurtulup ona döndüm. "Neden ayrı yatacakmışız?" Diye sordum.


"İstemezsin belki diye düşün-" diye kendini açıklarken "İsterim. Zaten ilk defa beraber uyumayacağız, hadi kalk" dedim ve elini tutup onu kaldırdım. "Güzelim rahat uyuyamayabilirsin ama." Diye hala beni ikna etmeye çalışıyordu. Ona dönüp "Sen istemiyorsan anlarım." Dedim. Çok fazla ikna etmeye çalıştığı için onun istemediğini düşünmem normaldi.


Gözleri söylediklerimde biraz öfkeli bakmıştı ve "Saçmalama istersen güzelim. Ben senin için diyorum, yoksa çoktan kollarımda uyumuştun." Dedi. "Madem rahatsız olmayacaksın.." diye ekleyip beni dizlerimin arkasından tutup omzuna attı. Minik çığlığıma engel olamazken ellerim hemen poposuna gitmişti. Hayır fırsatçılık yapmıyorum, düşebilirim sonuçta..


"Napıyosun Tarık, düşücem şimdi." Diye çıkıştım gülen sesimle. "Seni yatağa götürüyorum güzelim." Dedi ve bacağımdan öptü. Bacaklarımdan öpmese iyi olurdu yoksa bendeki fındık iradesi tuzla buz olacaktı. "Ellerini kıçımdan çeker misin bebeğim?" Diye sordu. Yooo. "Hiç niyetim yok." Diyip hafifçe kalçasına vurduğumda adımlarını durdurmuştu.


"Ee ama sen kaşınıyorsun!" Diyerek beni omzundan yatağa doğru nazikçe fırlattı. Fırlatıldığım yataktan biraz doğruldum ve "İnsan sevgilisini hiç yatağa fırlatır mı Tarık. Ne kadar ayıp." Dedim gülerek. Üstündeki tişörtü tek eliyle çıkartıp yanıma uzandığında gülüşümün kesildiğine eminim. Off anne ya, sizin kudurukluğunuz niye bana geçti ki!!


&&


Devamı Part 2 de….


Loading...
0%