Yeni Üyelik
51.
Bölüm

31. Bölüm (Part 2)

@merida_xx

Arabaya bindiğimizde Defne yollusunu boşverip ona odaklandım. Hala oldukça sinirli gözüküyordu. "Sevgilim i-" elini kaldırıp "Evde konuşalım Gözde." Dedi ve gazladı. Amacım zaten eve gitmekti o yüzden olurdu. Sessiz araba yolculuğundan sonra eve ulaşmıştık. Merdivenleri sakince çıkarken eve girmemizle Tarık anahtarı koltuğa doğru fırlatmıştı. Gerçekten sinirli.


Ayakkabılarımı çıkartıp salonun ortasında sinirle dikilen sevgilime doğru ilerledim. "Tarık? Bir şey söyler misin artık? Ne oldu d-" diye cümlemi tamamlayamadan bana dönmüş ve "O Mert denen çocuk, senden mi hoşlanıyor!" Diye yükseldi. Ne? Elimde olmadan gülerken "Aşkım saçmalama, Mert üniversiteden arkadaşım sadece. Ne hoşlanması?" Diye sordum. "Görmüyorsun değil mi? Farklı bakıyor sana Gözde! Ayrıca alerjini nereden biliyor o!" Diye daha da yükseldi.


"Sevgilim önce bir sakin olur musun sen." Diyerek ellerimi yanaklarına koydum. Gözleri sinirden yıldızları kıskandıracak kadar parlaktı. "Olamam şu an! Rahatsız oluyorum o çocuktan! Sürekli etrafında dolanmaya başladı!" Diye yüzünü benden kurtardı. "Tarık! Aşkım sakin ol! Benden hoşlanacak kadar kafayı yememiştir bence. Ayrıca yardım için gelip gitti son zamanlarda da." Dedim. "Sikeyim onun yardımını! Onane ya onane!" Diye bağırdı. Şu an ciddi anlamda bir bomba gibiydi. İyiki kafeden çıkmıştık yoksa Mertin içinden geçebilirdi.


Mertin tabikide benden hoşlandığını düşünmüyordum. Kaç yıllık arkadaşımdı, hoşlanıyor olsa gelip açılırdı. Bana öfkeli gözlerle bakan sevgilime tekrar yaklaştım. "Yanlış düşünüyorsun Tarık. O benden falan hoşlanmıyor." Dedim.


Kafasını sinirle iki yana sallarken bunun böyle olmayacağını anladım ve yanaklarını tutup onu kendime çektim. Dudaklarımızı birleştirdiğimizde bunu bekliyormuş gibi anında karşılık vermişti. Oldukça sert öpüşüne ayak uydurmaya çalışıyordum. Geri çekildiğimde "Öyle bir şey yok. Ki olsa da umurumda bile değil." Dedim. "Ben sana aşığım ve bunu değiştirebilecek bir kişi bile yok" diye ekledim.


"İstemiyorum" diye bir nefes koyverdi. "Başka birinin senden hoşlanmasını, etkilenmesini istemiyorum. Sen bu kadar mükemmelken çok zor ama istemiyorum işte." Dedi isyanla. "Sana başkaları umurumda değil dedim sevgilim. İsterse aşklarından ölüp bitsinler, ben senin için yandıktan sonra başkaları umurumda değil." Dedim ve dudaklarına kısa bir öpücük verdim.


Derin bir nefes verip alnını alnıma yasladı ve "Özür dilerim. Kendimi dizginlemem gerekirdi ama yapamadım. Gel geri dönelim." Dedi ve elimi tutup beni kapıya yönlendirmek istedi ama onu durdurdum. "Gitmemize gerek yok." Dedim ve ona adımladım. "Daha oradalardır güzelim dağılmadan yetişiriz." Dedi. Bu kadar iyi düşünmesi beni tekrar kendine bağlasa da artık bir şeyler anlamasını istiyordum.


Ellerimi omuzlarına koyup gözlerine baktım "Zaten bu gece buraya gelecektik sevgilim." Dedim. "Gözde." Diye konuştuğunda susturup "Tarık, seni zorluyormuş gibi hissettiyorsun. Anlamamış olamazsın değil mi?" Diye sordum. Derince bir nefes çekip beni belimden tutup kendine doğru çekti. "Kesinlikle beni zorluyorsun güzelim. Ne istediğini biliyorum evet ama olmaz" dedi. Ona şaşkınca bakarken sözlerine "Gözde seni ne kadar istediğimi bilemezsin. Ben sadece sonrası için endişe ediyorum." Diye devam etti.


"Sonrası için?" Diye sordum. "Sen tamamen benim olduktan sonra, kendimi tutmakta zorlanabilirim güzelim. Seni hep isteyebilirim ve bu yanlış geliyor." Dedi. Yanlış olan kısım? "Saçmalıyorsun gibi sevgilim." Dedim hala gözlerine bakarken. "Sen istediğin zaman benim de isteyeceğimi biliyorsun bence. Yanlış gelen kısmı anlayamıyorum." Dedim.


"Yanlış gelen kısım, sana çok bağlanmam güzelim. Kulübede geçirdiğimiz o iki günde bile sana ne kadar bağlandım haberin yok. Eve geldiğimden beri gözlerim seni arıyor, kulaklarım sesini duymak istiyor. Eğer birlikte olursak bu benim için katlanacak ve seni ürkütmek istemiyorum." Dedi sakince. "Konu Serkan mı?" Diye sordum direk. Onun yüzünden mi bana temkinli yaklaşıyordu.


Gözlerini kapatıp derin bir nefes verdiğinde yanılmadığımı anladım. "İşte şimdi gerçekten saçmaladın sevgilim. O takıntılı pislikle sakın böyle bir düşünceye kapılma. Seni sevmesem, seni gerçekten istemesem sana gelmezdim Tarık. Seni sevdiğimi biliyorsun ve hissediyorsun değil mi?" Diye sordum. "Evet" diye yanıtlayınca "O zaman o saçma düşüncelerini kafandan at ve beni öp!" Dedim.


Gözleri koyulaşmaya başlarken hala bir atak gelmemişti ki "Sen ikimizide yakacaksın güzelim" dedi ve dudaklarıma yapıştı. Dudaklarım onu aynı istekle karşılarken ellerim saçlarına ilerledi. Onun elleri ise belimde gezintiye çıkmıştı. Bir elim saçındayken diğeri gömleğinin üstünden göğsünü okşuyordum. Ellerini kalçamda hissettiğimde avuçlayıp sıkması bir olmuştu. "Beni delirteceksin" diyip boynuma yöneldiğinde kafamı biraz geriye yatırıp ona yer açtım.


Elleri beni kalçamdan sıkıca tutup kaldırdığında bacaklarımı belime doladım. Odaya doğru ilerlemeye başladığında dudaklarına ben yapışmıştım. Eliyle bir şeyi fırlattığını hissettiğimde kısa süreli ondan ayrıldım ve neyi fırlattığına baktım. Yorgan yerde bana el sallıyordu. Üzgünüm yorgancım bugün seninle pek buluşamayacağız.


Boynumdaki ıslaklıkla bakışlarımı yorgandan çektim ve üstümdeki adama baktım. Dudakları ve dili boynumu talan ederken, verdiği hisle gözlerimi kapattım. Kafasını boynumdan çekip dudaklarıma kadar uzanan bir yol izledi. "Çok güzelsin" diyip dudaklarıma tekrar kapandı. Elleri bacaklarımda gezinirken elbisemi yukarı doğru sıyırmaya çalışıyordu. Hafifçe çekilip "Nerede?" Diye sordu. "Yok" diye cevap vermemle iki elinide göğsüme çıkarıp elbisemi tuttu. Oo hayır hayır ha-. Kulaklarımı dolduran yırtılma sesi üzerime bakmamı sağlamıştı.


Seve seve giydiğim elbise şu an üzerimde hırka gibi duruyordu. Bakışlarımı üstümden ona yönlendirdiğimde arsızca vücuduma baktığını gördüm. Beni hafifçe kaldırıp yırttığı elbisemi kenara doğru attı. Karşısında sadece çamaşırlarımla duruyordum. Gömleğini yavaşça çıkardıktan sonra onuda bir köşeye fırlattı ve üzerime doğru eğilmeye başladı. Dudaklarıma bir öpücük bırakıp göğüslerime doğru öperek ilerledi.


Sütyenimden taşan göğüslerimi öptükten sonra elini sırtıma uzatıp kopçayı çözdü. Yataktan biraz havalanıp sütyenimden kurtuldum. İlk önce burnu göğüslerimin arasında gezdirip "Bu koku beni delirtecek" dedi ve ıslak bir öpücük bıraktı. Öpüşüyle belim istemsiz havalanmıştı ki karnımda sert göğsünü hissetmiştim. Beni yatağa sabitlerlerken dudakları göğsüme yönelmişti. Hissettiğim sıcak dudaklar inlememi sağlamıştı.


O göğüslerimde oyalanırken bende ellerimi sırtında ve saçlarında gezdiriyordum. İki göğüsümle de işini bitirdiğinde dudakları karnıma ve oradan aşağıya doğru ilerlemeye başlamıştı. "Tarık!" Diye derin bir nefes çektiğimde hala göğsümde olan bir eli, göğsümü sıkmıştı. "Ahh Tarık!" Diye yataktan yükselecektim ki eliyle bunu engelledi. Ellerini üstümden çektiğimde oluşan boşluk hissiyle gözlerimi açıp ona baktım. Pantolonunu çıkartıyordu. "Ne kadar kusursuz göründüğünü bir bilsen" dedi ve pantolonunu da bir tarafa savurduktan sonra dudaklarımla buluştu.


Dillerimiz birbiriyle buluştuğunda ikimizde boğukça inlemiştik ki kadınlığa baskı yapan sertlikle ben biraz daha yüksek inlemek durumunda kalmıştım. Bir eki karnımın üzerinden kadınlığıma gelince, elini çamaşırımın içine sokup parmaklarıyla kadınlığımı avuçladı. "Siktir! Şimdiden çok ıslaksın" dedi ve boynuma yöneldi. Bense aklımı kaybetmemek için çabalıyordum. Parmakları uçtan uca kadınlığımı okşarken inlemelerimi tutamadım.


Elini oradan çektiğinde gözlerimi açıp baktım ve bacaklarımın arasından bana gülümseyen sevgilimi gördüm. Sen ne ara oraya indin acaba? Elleri çamaşırımın iki yanına gelince ayaklarımdan destek alarak kalçamı kaldırdım ve çamaşırımın bacaklarımdan sıyrılması izledim. Tamam işte şimdi biraz utanıyordum. Bacaklarımı kapatmaya çalıştığımda elleriyle bunu engelledi "Aklından bile geçirme" diyip iki eliyle bacaklarımı ayırdı.


Düşünme Gözde düşünme. "Sen cidden zararsın güzelim" diyerek işaret parmağının tersiyle kadınlığımı sevdi. Eğilmeye başladığında aklımı yerinde tutmaya çalışıyordum ama dudaklarını kadınlığımda hissetmemle ne akıl kalmıştı ve başka bir şey. Odada çığlığım yankılanırken beni tınlamayıp dudaklarını es geçip dilini de devreye sokan sevgilim nefesimi kesmişti. "Tarık, lütfen!" Diye bağırdım. Ne için lütfen dediğimi bile bilmiyordum ama lütfendi işte.


"Ne lütfen güzelim?" Diye sorduğunda başımı ona eğip bacak aramda bana sırıtan sevgilime kötü kötü baktım. "Devam et sadece" diye inledim. Bacaklarımı omzuna alıp tekrar dudaklarını hissettiğimde burnunu da tepe noktamda hissetmem yine bir çığlık koyvermeme sebep olmuştu. Biraz daha orada oyalanıp beni mahvederken elini göğsümden belime indirmişti ve yavaşça bana doğru yaklaşmıştı.


Dudaklarımız tekrar buluştuğunda oluşturduğu boşluğu eli devralmıştı. Girişimde hissettiğim baskıyla benden ayrıldı ve artık siyah diyebileceğim gözlerle bana baktı. Girişimde duran parmağı baskısını artırırken kıvrılıp içime girmişti. Nefesim kesilirken sadece adıyla inliyordum. İçimdeki parmağı hareketlendiğinde oluşan zevk dalgası bütün vücudumu ele geçirmişti. Gözlerim kapanırken "Sakın!" Diye duyduğum sert sesle gözlerimi tekrar araladım. "Kapatma gözlerini!" Diye devam ettiğinde elinin hızı artmış ve içimden bir şeylerin büyüyüp aktığını hissettim. Bacaklarımda bu hisle beraber titrerken gelen rahatlama hissi derin nefesler almamı sağlamıştı.


Parmakları içimden çıktığında elinin parlaklığı beni yine utandırmıştı. Resmen adamın eline boşalmıştım. İçimdeki parmaklarını dudaklarına götürüp yaladığımda sanki birisi kadınlığıma tokat atmış gibi sızladı. Bu görüntünün beni etkilemiş olması tuhafıma giderken, dudaklarını yalayan sevgilim "Artık buna da bağımlı olacağım" dedi ve diğer eliyle yanaklarımı sevdi.


Onu süzdüğümde benim aksime çok giyinik olduğunu yani sadece şiş bir baksırla dizlerinin üzerinde bana baktığını gördüm. Dizlerimin üzerine çıkıp boyumuzu eşitlediğimde ona hafifçe yatağa doğru ittirdim. Tam erkekliğinin üzerine oturmamla boğukça inleyip kafasını geriye atmıştı. Bana sunulan boynu eski haline gelmeden dudaklarımı oraya yönlendirdim. Boynunu öpüp emmeye başlamamla kalçalarımdaki eli sıkılaşmıştı.


Göğüslerimiz birbirine değerken tekrar ıslandığıma emindim. Öpücüklerimi yavaşça aşağıya doğru indirirken derin derin nefesler alıyordu. Kaslarını da dilimle turlayıp öptükten sonra sıra asıl yere gelmişti. Elimi belinin yanından kaydırıp baksır lastiğini kavradım ve ona baktım. Bana zevkten parlayan gözlerle "Hayır" dedi. Yanlış cevap. "Evet" diyip baksırını aşağıya doğru çekiştirmemle karnına doğru kıvrılan erkekliği yutkunmama sebep olmuştu.


Elimi ona uzatırken "Güzelim yap-...Siktir!" Diye cümlesini yarım bırakıp inleyen sevgilime baktım. Elim onu zor çevreliyordu ama parmaklarımın uzun olması işime gelmişti. Kafası tekrar geriye düşerken sert soluklarını duyabiliyordum. Elimi penisinde aşağı yukarı hareketlendirmemle boğukça inlemeleri çoğalmıştı. Elimin altında her hareketimde sertleşen penisine doğru eğildim. Oldukça uzun ve sert olan penisine ufak bir öpücük bıraktım ve odada Tarığın adımı bağırmasını zevkle dinledim.


Dudaklarımı başına dayadığımda "Dur ha-" sözünü bitirmeden onu ağzıma aldığımda adeta kükremişti. Ağzımda pensini ilerletirken bakışlarımı ona çevirdim. O kadar farklı ve yoğun bakıyordu ki bu bakışları beni tekrar boşaltabilirdi. "Bu haline bile boşalabilirim Gözde!" Diye sertçe konuştu. Daha değil sevgilim. Dilimle penisini sarmaya çalışırken, penisindeki damarlara takılıyordum. "Gözde sikeyim ne yapıyorsun!" Diye bağıran sevgilimi yine takmadım ve kafamı ileri geri oynatıp onu ağzıma alıyordum.


Biraz daha aynı işlemi tekrarladığımda boğukça inlemeleri çoğalmış ve elini saçlarıma koymuştu. Ben beni yönlendireceği düşünürken o hızla doğrulup beni yatağa yatırmıştı. Bacaklarımın arasına geçip üzerime doğru eğildi ve beni öpmeden önce "Ağzına boşalmak istemiyorum güzelim" dedi. Dudaklarımız buluşup dans etmeye başlarken bacağımın iç kısmına çarpan sertlik beni bitiriyordu. Elini tekrar kadınlığıma getirip okşadığında adeta altında kıvrandım. Penisinin başını boydan boya kadınlığıma sürterken bir kaç bir şey söylemişti ama onu duyamayacak kadar etkisi altındaydım.


"Güzelim pişman-" diye konuşacaktı ki "Tarık artık seni içimd-Aaahhh!" Diye çığlığımı koyvermiştim. Kadınlığımda oluşan acı ile nefesim kesilirken, Tarığın içimde olduğunu hissetmiştim. Yüzüme öpücükler bırakırken "Bir anda yapmam gerekiyordu güzelim özür dilerim." Diye konuştu zor çıkan sesiyle. Biraz nefeslendikten sonra tavandaki bakışlarımı sevgilime indirdim ve boynunda patlamak üzere olan damarları gördüm. Şu an oldukça zorlanıyor olduğu aşikardı.


Kalçamı biraz hareket ettirdiğimde ikimizde odayı dolduran bir inleme bırakmıştık. "Güzelim acın geçene kadar hareket etmesen daha iyi" dedi boynumda kendini sakin tutmaya çalışırken. Acı henüz geçmemişti ama hareketlenmesi ikimiz içinde iyi olacağı için kollarımı boynuna sarıp "Sorun yok sevgilim iyiyim" dedim ve kalçamı yavaşça ona doğru ittim. Kafasını boynumdan çekip gözlerime baktığında, ciddi olduğumu anlamış olmalıki içimde yavaşça hareketlenmeye başlamıştı.


Vücudum yeni tattığı bu hisle kavrulurken acı bedenimi çoktan terketmişti. Hala temkinli bir şekilde yavaş hareket eden Tarığa baktım. "Ken-dini tutmayı bıraksan m-ı artık sevgilim" diye kesik kesik konuştum. "Canını yakmak istemiyorum güzelim" dedi zorlanarak. "Yakmazsın, hızlan lütfen" dedim gözlerine bakarak. Cümlem biter bitmez içimdeki hareketleri sertleşmişti. "Ahh çok darsın güzelim" diye inlemişti ve içimden çıkmıştı. Kızgınca ona baktığımda gülüp kendini içime hızla itmişti ve çığlık atmamı sağlamıştı.


Bu hareketi bir kaç kere yapıp içimde hızla gidip gelirken kulağıma doğru eğilip "Sakin ol bebeğim, artık istesende senden kopamam" dedi boğukça. Dudakları ve dişleri boynumda hüküm sürerken ellerimi iki yanımda yatağa sabitlemişti. "Ahh Tarık, sana do-kunmak istiyorum b-ırak ellerimi" dedim konuşabildiğim kadar. İçimdeki sert vuruşların sesi ve inlemelerimiz odayı doldururken ellerimi sert vücudunda gezdirmeye başlamıştım.


Dudaklarımız yeniden birleştiğinde elleri göğsümü bulmuş ve yoğurmaya başlamıştı. Vücudum artık iyice kasılmaya başladığında sona yaklaştığımı anladım. Ellerimi vücudundan çekip bir eliyle karnımda birleştirdi. Diğer eli beni belimden tutarken artık içimde iyice hızlanmaya başlamıştı. Yatakta benimle birlikte sarsılmaya devam ederken inlemelerimiz daha da artmıştı. Komşular üzgünüm demek istesem bile şu an yaşadığım şeyle umurumda bile değilsiniz. "T-tarık, geliyorum sa-sanırım" diye inledim.


Beni izlemeyi bırakıp sertçe dudaklarıma yapıştığında aynı sertlikte ona karşılık verdim. İçimden bir şeylerin yine akıp gittiğini hissettiğimde başı boynuma düşen sevgilimle içimde bir ılıklık hissetmiştim. İnlemelerimiz kesilmiş yerini derin soluklarımıza bırakmıştı. Bacaklarımı beline sardığımda ufak gülüşüyle bende gülmüştüm. "Sen bana kafayı yedirteceksin güzelim" deyip dudaklarıma yapıştı ve içimde tekrar hareketlenmişti.


Birbirimizle ne kadar vakit geçirdik tam bilmiyorum ama en az bir iki saati vardı. İçimde bu gece kaçınsını hissettiğimi bilmediğim ılıklık tekrar kendini hissettirirken, Tarık kendini yanıma atmıştı. Derin soluklarla nefeslenirken kolunu başımın yanına doğru ilerletti. Hemen göğüsüne sokulduğumda tek koluyla beni sarmalamıştı.


Gözlerim komodindeki saati görünce şokla doğruldum. 02.47. "Ne oldu güzelim?" Diye sordu sırtımı okşarken. Ona saati işaret ettim ve o da bakışlarını oraya çevirdi. "Biz saat kaçta geldik sevgilim?" Diye sordum. "On bir buçuk gibiydi güzelim. Niye sordun?" Diye sordu. Ona arkamı dönüp bacaklarımı yataktan sarkıttım. Yerde duran gömleği üzerime geçirdim ve ayağa kalktım. Şu an ağrım yok güzel.


"Gözde nereye güzelim?" Diye o da doğrulduğunda "Geliyorum aşkım bekle." Dedim ve salona çantamın yanına ilerledim. Telefonuma gelen maile tıkladım ve tekrar odaya ilerledim. Bana meraklı bir şekilde bakan sevgilimin yanına oturdum ve telefonumu ona uzattım. Bakışlarını benden çekip telefonumu aldı ve videoyu başlattı.


Videoyu başlattığı gibi ekranda beliren bir sürü çocuk hep bir ağızdan "Doğum günün kutlu olsun Tarık abi. Hediyelerin için çok teşekkür ederiz." Diyip ekrana oyuncaklarını gösterip sallamışlardı. Bakışlarını ekrandan bana çevirdiğinde "İyiki doğdun sevgilim, doğum günün kutlu olsun" dedim ve şaşkın bakışlarına gülümseyip dudaklarına öpücük bıraktım.


Bakışlarını tekrar telefonuma indirip videoyu tekrar başlattı ve izledi. "Hediye olarak çok şey düşündüm ama hiçbirine ihtiyacın yoktu. Giyecek bir şey düşündüm ama sonra basit kaçar diye de düşündüm. Saatte çok klasik zaten. Bende en sonunda senin adına, çocuk esirgeme kurumuna oyuncak yardımı yaptım. Umarım hoşuna gitmiştir sevgilim" diye hediyemi ve videoyu açıkladım.


Kafasını bana çevirip dudaklarıma sıkı bir öpücük bıraktı ve "Çok beğendim güzelim, çok iyi düşünmüşsün" dedi. Bana hayranlıkla bakarken "Sen kimden öğrendin doğum günümü?" Diye sordu. "Eylül abladan" diyerek omuz silktim. "Bak senn" dedi ve bu sefer boynumdan öptü. "Hayatımda aldığım en güzel ve en anlamlı hediye bu güzelim. Çok teşekkürler." Dedi. "Beğenmene sevindim sevgilim." Dedim bende ve kollarımı boynuna sardım.


Ayağa kalkarken kollarımı ondan çözecektim ki beni belimden tutup kucağına almıştı. "Duş alıp uyumamız gerek güzelim. Yarın ikimizinde işe gitmesi gerekiyor." Dedi ve alnıma öpücük kondurup banyoya doğru ilerledi.


İkimizde duşumuzu alıp odaya geçtiğimizde o şortunu giyerken bende çarşafı değiştirmiştim. Sonra bende üzerime bir tişört geçirip yatağa geçtim. Yerden yorganı alıp Tarıkta yanıma geçmişti. Yan bir şekilde camdan dışarıya bakarken arkamdan beni sarmalamış ve burnunu saçlarıma gömmüştü. "İyi geceler güzelim" dedi ve beni kendine doğru çekti. Sırtımı göğsüne yaslarken "İyi geceler sevgilim" dedim ve kendimi uykuya teslim ettim.


Çalan alarmın sesiyle, yerimde dönüp gözlerimi araladım. Zangır zangır çalıyordu bir de. Sesin kesilmesiyle gözlerimi kapatıp tekrar uykuya dalacaktım ki, bacaklarımda ve belimde hissettiğim elle tekrar araladım. Gördüğüm Tarıkla ona doğru sokuldum bu sefer. "Güzelim artık uyanman lazım" diye konuştu. "Hayır, çok uykum var" dedim ve kafamı boynuna yasladım.


Yanağımdaki elle gözlerimi tekrar araladım. "İşe gitmeyi düşünmüyorsun galiba" diye konuşmasıyla artık uykum dağıldığı için olduğum yerde doğruldum ve etrafıma baktım. Mutfağa ne ara geldik ki? Hatta ne ara omlet yaptık? "Sen kaçta uyandın acaba da böyle hazırlıklar yaptın?" Diye sordum. Bu arada bende Tarığın kucağındaymışım. "Yarım saat önce güzelim." Dedi ve omleti kesmeye başladı.


Bardaktaki içeceğe uzanıp biraz içtikten sonra bana uzatılan omleti de yedim. Çatalıma peynir batırıp ona uzattığımda o da hemen yemişti. Bu şekilde bir kaç bir şey tırtıklarken belimdeki elini hareketlendirip bulunduğunu yeri ovaladı. "Nasılsın birtanem ağrın falan var mı?" Diye ilgiyle sordu. "Şu an yok aşkım. Belki ilerleyen zamanlarda olabilir." Dedim. Henüz ayağa kalkmadığım için de hissetmiyor olabilirim tabi.


Önüme bir ilaç bıraktığında "Belki ağrın olur güzelim iç istersen" dedi. "Ya sen hep böyle düşünceli olup beni kendine tekrar tekrar aşık mı edeceksin?" Diye yanağını öpüp şımardım. "Bu sadece sana özel güzelim." Dedi ve boynumdan bir nefes çekip sıcacık bir öpücük kondurdu. "Yalnız güzelim, biz dün korunmadık o y-" diye konuşurken onu öperek susturdum ve "Eve giderken eczaneye uğrarım aşkım" dedim.


"İstersen içmeyebilirsin diyecektim aslında" diye konuştu. Onun yüzünü incelerken oldukça ciddi olduğunu gördüm. "İkimizde oldukça sağlıklıyız sevgilim. Bir sürpriz olmasını istemeyiz dimi?" Diye yanaklarını sevdim. "Yanii aslında eninde sonunda evleneceğiz. Bunu erkene çeksek işime gelmez diyemem" dedi omzumdaki saçlarla uğraşırken.


"Bu bir evlenme teklifi mi?" Diye gülerek sordum. "Olsaydı ne derdin?" Diye soruma soruyla yanıt vermişti. "Hayır derdim aşkım." Diye dürüstçe cevapladım ve gözlerinde oluşan kırıklığı gördüm. "Heyy, yanlış anladın. Seni deliler gibi seviyorum ama henüz erken olduğu için hayır derdim." Dedim.


"Erken olsun, ne olacak sanki" diye omuz silkti.


"Daha işlerimizin başına yeni geçmişken bir de evlilik süreciyle mi uğraşalım yani?" Diye sordum. Aslında evet onunla tam şu an bile evlenebilirdim ama gerçekten henüz erkendi. "Sen evet de, gerisi kolay" dedi ve tekrar boynuma bir öpücük bıraktı. "Hayır daha değil." Dedim ve kucağından indim. Bir iki adım atmamla kasıklarımda ağrı hissetmem bir olmuştu. Olduğum yerde durduğumda belimde bir kol hissetmiştim.


"İyi misin güzelim?" Diye endişeyle konuşan sevgilime döndüm. "İyiyim merak etme, sadece biraz ağrım var. Kii dün geceyi düşünürsek bu acıya sevinsem iyi olur" diye gülümsedim. "Bugün dinlensen mi acaba?" Diye sordu. "Bugün ilk günüm aşkım, ilk günden kaytaramam." Dedim ve bulaşıkları toplamaya başladım. Tarıkta bana yardım ederken hala endişeli gözlerle bana bakıyordu. Toplama işi bitince "Tarık! İyiyim dedim aşkım bakma böyle" dedim ve dudaklarına öpücük bıraktım.


"Canın yansın istemiyorum be güzelim" dedi ve benimle beraber odaya ilerledi. "İyiyim ben" dedim ve beraber hazırlanmaya başladık. Burada eşyam olmadığı için altıma Eylül ablanın taytlarından giymiş, üstüme de Tarığın kazaklarından geçirdim.


Arabaya geçtiğimizde eve gitmeden önce beni eczaneye bırakmasını söyledim ve eczaneden doğum kontrol hapı aldım. Hapı arabada içerken Tarık beni izliyordu ve "Güzelim bende korunabilirim" dedi.


"Hayır sevgilim senin korunmanı istemiyorum, hem bu haplar sağlıklı da oluyor, kist oluşumunu önlüyormuş." Dedim. "Peki güzelim" dedi ve eve doğru sürmeye başladı. Beni eve bıraktığında onunla vedalaşıp eve doğru adımladım. Eve girdiğimde hiç ses yoktu o yüzden bende sessizce odama geçtim. Şimdi ise sırada kafenin ilk günü vardı.


&&


Diğer bölümde görüşmek üzere arkadaşlar...


Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın🫶🏻🫶🏻🫶🏻


Loading...
0%