Yeni Üyelik
61.
Bölüm

37. Bölüm

@merida_xx

Tarığı boğmamak için ne yapmam gerekiyor acaba! Uyanmasının üzerinden üç gün geçmişti ve bugün cumartesiydi. Şu an ise yıkanıcam diye kudurmuştu ve beni de kudurtmuştu. Sabah geldiğimde Hülya teyzeyi bunlatmış olmalı ki "Kızım allah kolaylık versin sana!" Diye hızlıca kaçıp gitmişti. Vee anladığım şey hastayken asla çekilmez biri oluyordu.


Ama lanet! Kıyamıyordum işte. Artık rahatça yürüyebiliyordu ve çıkmak istediğini dillendirip duruyordu. "Sevgilim beni çıldırtma! Abim dediki dikişleri taze suyla temas etmesin! Sen gelmiş yıkanıcam diyosun" diye yerimde tepindim.


"Güzelim bu bant bunun için zaten!" Diye o da altta kalmıyordu. "İyi tamam! Geç bende gelicem!" Dedim ve parmağımla banyoyu işaret ettim. "Gerek yok güzelim" dedi ve yataktan kalktı. "Sana sorduğumu hatırlamıyorum!" Dedim yine sinirle. "Ben çıkayım mı?" Diye koltukta oturan Selime döndük.


Tarık "Evet" derken ben "Hayır!" Demiştim. Selim bize gülerken ayaklanmış ve kapıya ilerlemişti. "Yani biliyorsunuz zaten ama ben yine de söyleyeyim. Hastanedeyiz." Dedi ve göz kırpıp dışarı çıktı. Bugün sınanıyor olabilirdim.


"Bugün bana bir sınav mı acaba?" Diye kendi kendime konuştum. Tarık yanıma gelip ellerini belime attı ve beni kendine çekti. "Sen bana kızdın mı acaba?" Diye sordu belimi okşarken. Ellerimi kollarına koyup "Sorman hata! Bir şey olucak diye korkuyorum diyorum, kalkmış yıkanıcam diyosun Tarık" diye sitemle konuştum.


Yarası ıslanırsa dikişleri mikrop kapıp atabilirmiş. Yani tehlikeli. "Güzelim, tamam anladım onu ama sende beni anla. Her gün yıkanıyordum ben, şimdi nerden baksan dört gündür su yüzü görmedim. Sadece elimi yüzümü yıkattınız." Diye konultu. Haklı ama banane.


"Peki ya buhar? Ona ne gibi bir çözümün var?" Diye sordum. Sonuçta hala eskisi gibi değildi. Sıcak buhar onu fenalaştırabilirdi. "Suyu o kadar sıcak yapmayı düşünmüyorum" dedi ve yanağımdan öptü. Bende küçük bir çocuk gibi omuz silktim. "Gözde, zaten kaç gündür özlemini çekiyorum güzelim. Yapma şöyle" dedi ve bu sefer dudaklarımı öptü.


Ellerimi yanaklarına yerleştirdim ve öpüşüne karşılık verdim. Yavaşça üst dudağını emerken o da alt dudağımı emmeye başladı. Dudaklarımızı ayırdığımızda alnını alnıma yasladı ve "Ben duşa giriyorum, senin gelmene de gerek yok güzelim" dedi. Burnuma öpücük bırakıp banyoya girdi.


Umarım beş dakikada çıkardı çünkü çok fazla ayakta kalması iyi olmayabilirdi. Çok mu pimpirikliyim ben ya? Yatağa oturup banyo kapısına bakmaya başladım. Su sesi gelmeye başlamıştı. Güzel. Neredeyse on dakika olmuştu ve hala su sesi geliyordu. Daha önce birlikte duş aldığımız çekinmeden banyoya girdim.


Tek eliyle saçını yıkamaya çalışıyordu. Diğerini yarasından dolayı kaldıramamıştı muhtemelen. Yeşillerini açıp bana baktığında kapıyı arkamdan kapattım. "Yardım isteyebilirdin sanki?" Diye söylenirken yanına ilerledim. Buram buram kokan şampuanı bütün banyoyu sarmıştı. Kaç kere yıkadı o saçlarını acaba!


"İkiden sonra zorlamaya başladı" diye itiraf etti. İkiden sonra? "Kaç kere yıkadın saçını?" Diye sordum. "İki" dedi ve omuz silkti. Burnumdan nefes verip üstümdeki kazağı çıkardım, kesin ıslanırdı çünkü. Banyoda hastaların daha rahat banyo yapabilmeleri için duvarda çıkıntı vardı. Elimle orayı gösterdim ve "Suyu kapatıp otur bakalım" dedim.


Bakışlarıma mukayyet olmak oldukça zordu. Karşımda çıplak bir şekilde duruyordu ve ben bir sapıktım. Sadece yüzüne bakmaya devam ederken Tarık eğlenen bir ifadeyle bana baktı. Bilerek yapıyor resmen ya! Keşke reglim bitmemiş olsaydı, belki aklım başka yerlere kaymazdı ama hiç sanmıyorum.


Tarık suyu kapatıp çıkıntıya oturdu ve bana baktı. Bakmasaydı iyiydi. Kafasını diğer tarafa çevirdiğimde kıkırtısı banyoyu doldurdu. "Sus ve bana bakma!" Diye çıkıştım. "Tamam güzelim bakmam" dedi ve gerçekten bakmadı. Ayakkabılarımı ve çoraplarımı bir kenara koydum. Zaten etek giyiyordum ve bence ıslanmazdı.


Kabinin içine girdim ve duş başlığını alıp önce suyu ayarladım. Elime vuran sıcak suyla sinirle Tarığa baktım. "Siyi sicik killinmim gizilim!" Diye homurdandım. Bu onu güldürürken ben ıslak saçlarını tekrar ıslatıp duş başlığını ona uzattım. Şampuanı elime sıktım ve hafif köpürtüp saçlarına uyguladım. "Aşkım kafanı çevirir misin biraz, arka kısmını güzelce şampuanlıyım." Dedim ve biraz öne doğru eğildim.


"Güzelim, beni mi sınıyorsun?" Diye sormasıyla ona bakmak için geri çekildim. Göğüslerimle arasında bir karışlık mesafe vardı. Hihihihi. Biraz da o kudursun. "Niye aşkım ne oldu?" Diye masumca sordum. Duş başlığını tekrar alıp önce ellerimi yıkadım sonra da saçlarına götürdüm. Saçlarını şampuandan arındırırken "Bilerek yapıyorsun yani?" Diye sordu.


Kafasını biraz geriye yasladım, konuşurken su yutmasın bari. "Ben bir şey yapmıyorum sevgilim" dedim ve işime odaklandım. Arada bir göğsündeki bandı kontrol ediyordum ama gayet iyi durumdaydı. Islak bacağını bacağımda hissedince "Tarıık" diye onu uyardım. "Gözde, bence çık banyodan güzelim." Dedi. Bencede çıkmalıydım ama tek değil.


Saçını durulama işi bitince suyu kapatıp geri çekildim. "Hadi bakalım çık" dedim ve kendimi kabinin dışına attım. Kapının arkasında asılı olan havlulardan birini alıp Tarığa uzattım. Kurulanmaya başladı ve bende kollarımı kuruladım. Kazağımı tekrar üstüme geçirince Tarıkta baksırını giymişti bile.


Ayakkabılarımı da giydim ve giyinen sevgilimi izlemeye başladım. Göğsündeki bandajla bile oldukça çekici duruyordu. "Keyfin yerinde bakıyorumda" diye gülümseyerek bana döndü. "Seyir zevki oldukça yüksek bir durumla karşı karşıyayım" dedim eğlenerek.


Elindeki tişörtüyle bana döndü ve yanıma adımladı. Alnına düşen ıslak saç tutamları yine dikkatimi dağıtırken yüzüme doğru yaklaştı. "Demek öyle" dedi ve burnunu yanağımda gezdirdi. Islak saçları yüzümü yoklarken kesik bir nefes aldım. "Hıhı öyle" diye mırıldandım. Kafası boynuma doğru ilerledi ve kulaklarım "Senin bana verdiğin zevkin yanında bence lafı bile olmaz" cümlesini duydu.


Kasıklarım cümlesiyle sızlarken bir adım geri gidecektim ki lavaboyla arasında kalmıştım. Çıkmalıydım banyodan işte. O dediğinde çıkmalıydım. Kendim kaşındım. Ama pişman mıyım? Asla. Olmalı mıydım? Evet! Beynime sevgilin yaralı Gözde sinyallerini yolluyordum ama bunu kabul etmek istemiyordu.


Boynumda dudaklarını hissedince ellerimi boynuna götürdüm ve "Olmaz" dedim. Sesim bile aksini söylerken umarım dururdu. Boynumdan çekilip gözlerimizi tekrar buluşturdu. "Teşekkür ederim güzelim" dedi ve alnıma uzun bir öpücük bıraktı. "Ne için?" Diye sordum ve boynundaki ellerimi yanaklarına getirip hafif çıkmış sakallarıyla oynadım. "Her şey için. En önemlisi de yanımda olduğun için." Dedi yoğun bakışlarını yollarken.


"Böyle şeylerin teşekkürü olmaz. Yanında olmam senden önce beni iyi hissettiriyor, bu yüzden kendine pay biçme." Dedim ve gülümseyen yüzüne öpücük bırakıp küçük havluyla saçlarını kurulamaya başladım. Kafasını eğip işimi kolaylaştırdı ama elleri ve dudakları hiçte durmuyordu. Gülüşerek kurulama işine devam ederken "Nerde Yeşim bu kız?" Diye bir ses duydum.


İkimizde kalakalırken "Kantine falan inmiştir Murat, hadi biz çıkalım odadan Hülya hanım duş alacaktı demişti Tarık için. Giyiniyordur çocuk ayıp olmasın." Diyen annemle şaşkınca Tarığa baktım. Hasiktir. "Ben gelecekleri unuttum" diye sessizce konuştum. "Tamam çıkar işte birazdan, bekleyelim" diyen babama ufak sitemlerde bulundum.


"Tamam sakin. Ben çıkıyorum sen burada dur güzelim. Onlar çıkınca gelirsin sende" dedi ve tişörtünü tek eliyle giyip kapıya adımladı. Kapıyı açıp dışarı çıktı ve bende arkasından kapattım.


"Aa hoşgeldiniz Yeşim hanım"


"Hoşbulduk Tarık. Nasılsın iyi misin biraz daha?"


"Daha iyiyim efendim teşekkür ederim. Siz nasılsınız?"


"İyiyiz bizde. Seni bi turlayalım dedik. Gözde de gelicekti ama daha gelmedi mi?" Diyen babam beni geriyordu. Yoksam yokum işte baba kurcalamasana!


"Henüz gelmedi, belki birazdan gelir"


"Anladım. Sıhhatler olsun bu arada"


"Te-"


"Ooo aklanmış paklanmışsın Tarığım. Aa merhabalar efendim." Volkan? Ciddi misiniz? Ayarladınız mı bunu?


"Merhaba" diyen annemlerle yerimde tepindim. Kalabalık oldu hadi çıkın gidin lütfen!


"Ben bi lavaboya gireyim de çıkalım hayatım." Diyen babamla dondum kaldım.


"Hayırr!" Diye bağıran Tarıkla işler iyice sarpa sarmıştı. Hızla telefonuma uzandım ve Eylül ablanın oluşturduğu gruba girdim.


Ben: Suna banyodayım!!


Yazıp gönderdim. Odadan 'Hii!" Diye bir ses duyunca tahminlerim doğruydu. Volkan buradaysa diğerleri de buradadır.


"Niye?" Sorgulama baba! Hayır hayırdır!


"Şey çünkü ben çok sıkıştım, afedersiniz!" Diye konuşmuş ve kapıyı hızla açıp içeri dalmıştı. Bana şaşkınca baktıktan sonra yüzünde oldukça imalı bir sırıtış oluşmuştu. "Sormalı mıyım?" Diye şımarıkça sordu.


"Hayır tabikii! Saçmalama Suna. Ben sadece yardım ettim" diye kendimi açıkladım. "O da olabilir tabi, sonuçta yaralı. İş sana kal-" "Suna!" Diye sessizce tepindim.


"Tamam sustum." Dedi ve gülerek ağzına fermuar çekti. "Babamı gönderin buradan" dedim. "İyi de nasıl?" Diye sordu. Ne bileyim ben?! "Dur grupta bir şeyler oluyor" dedi ve telefonu çıkarttı.


Aylardan Eylülüm: Ne banyosu Gözde?


Aylardan Eylülüm: Anlamadım ben


Elif: Hastane banyosu Eylül abla 😂😂


Aylardan Eylülüm: Nasıl?


Aylardan Eylülüm: Oha ne??


Aylardan Eylülüm: Tarıkla?


Elif: Büyük ihtimalle 😂


Elif: Biz geldiğimizde Tarık odada Murat amcalarla oturuyordu


Elif: Oha basılmışlarrr 😳


Aylardan Eylülüm: Nee??


Aylardan Eylülüm: Bunlarda sürekli basılıyor he


Elif: Sende mi bastın Eylül abla 🫢


Ben: Konu bu mu şu an sizce!!


Ben: Ne yapacağımı söyleyin


Suna: Bu arada yanlış alarm arkadaşlar


Suna: Gözde sadece yardım ediyormuş 😂😂


Kafamı kaldırıp Sunaya kötü kötü baktım. Dudaklarını kemirip omuz silkti.


Elif: Banyo iyidir 👌🏼👌🏼


Aylardan Eylülüm: Evet 😏


Dide abla: Katılıyorum 🤭🤭


"Rezillik varya şu an!" Diye tekrar tepindim.


Aylardan Eylülüm: 😂😂😂😂😂


Ben: Sizden utanacağımı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz 💁🏼‍♀️


Dide abla: Utanma zaten canımda


Dide abla: Ne olacak şimdi?


Ben: Sizden fayda yok onu anladım abla


Ben: Anneme başvurucam


Gruptan çıkıp anneme "Anne banyodayım! Babamı çıkart buradan 😓😓" diye mesaj attım. Suna aynada saçını düzeltirken ona kötü kötü baktım.


"İnsan bi yardım ederdi!" Diye trip attım. "Gözde çok isterdim ama, genelde bu işlerde ben değil Elif daha iyidir. Ben hep açık ediyorum kendimi" dedi.


"O zaman niye sen geldin Suna?" Diye sordum kollarımı göğsümde kavuşturup. "Heyecanlandım çünkü. Bir anda da gelmiş bulundum" diye mahçupça baktı. "Neyse tamam artık" dedim ve titreyen telefonuma baktım.


Elif: Dur bi düşünelim kızım


Dide abla: Bence gitmelerini bekle Gözde


Ece: Evet. Giderler birazdan


Elif: Babası tuvalete girmek istiyor!


Aylardan Eylülüm: Dolu deyin


Aylardan Eylülüm: Dağınıkta olur


Suna: Ben sıkıştım diye daldım zaten.


Suna: Artık çıkmam lazım yoksa bağırsak problemlerim var sanacaklar!


Dide abla: Elif sen gir sonra o zaman


Selda: Olmaz. Bir haltlar döndüğü belli olur


Aylardan Eylülüm: Doğru


Annemin mesaj atmasıyla gruptan çıkıp annemin sohbetine girdim. "Tamam kızım 🤭🤭" yazmıştı. Kapıya kulağımı yaslayıp içeriyi dinlemeye koyuldum. "Hadi Murat, çocukların konuşacakları vardır kalkalım biz" diyen annemi eve gidince öpüceklere boğacaktım.


"Önce b" "Keremin odasında girersin hadii" dedi. Vedalaşma sesleriyle Suna telefonunu gösterip "Elif çıkın dedi" dedi. Kapıyı açıp temkinli bir şekilde dışarı çıktığımızda odada sadece Tarık vardı. "Benim sevgilim nerede?" Diye soran Sunaya "Dışarı attım" diye karşılık veren Tarık olmuştu. "Çok kötüsün Tarık" diye dışarı yönelmişti.


O da dışarı çıkınca rahatça bir nefes verdim. "Bir an cidden girecek sandım!" Dedim. "Bende öyle" diye derin bir nefes koyverdi. "Elifler nereye gitti?" Diye sordum ve koltuğa ilerledim. "Kantine götürdü hepsini" diye beni yanıtladı ve yatağa uzandı. Yorulmuştu işte. Ayaklanıp yanına gittim ve elimi alnına koyup ateşini kontrol ettim.


"Yoruldun işte. Allahtan ateşin falan yok" dedim. "Yalan söylemeyeceğim, biraz ağrım var" dedi pişman gözlerle. Olumsuzca kafamı salladım ve abimin gösterdiği ağrı kesiciyi ona uzattım.


İçtikten sonra yatakta kayıp sağlam kolunu kaldırdı ve beni yanına davet etti. "Selimler gelir şimdi" dedim. "Bir şey olmaz, gel sen" dedi. Yavaşça yanına sokulmamla böyle olmayı ne kadar özlediğimi farkettim. "Özlemişim" diye mırıldandım ve hafifçe sarıldım. Dudaklarını başıma bastırıp "Yemin ediyorum huzursun be güzelim" dedi ve tek koluyla bana sıkıca sarıldı.


Biraz öyle kaldıktan sonra "Yarın öğlene doğru çıkarız hastaneden aşkım" dedim. "Çıkarız?" Diye sordu. Kafamı kaldırıp ona baktım ve "Bu akşam ben kalıyorum sevgilim. Yarın için evi son kez hazırlayacaklar Hülya teyzeler. Yarın da seni eve bırakıp hazırlanıcam. Sonra da size tekrar gelip ablanı isteyeceğiz" dedim.


"Plan bile hazır diyorsun. İyi güzel sevdim." Dedi ve gülümsedi. "Evet tabiki de" dedim bende. Kapı tıklatılmadan açılınca içeri ilk giren Selim olmuştu. Bizi yatakta görünce hızla gözlerini eliyle kapattı "Ulan yeter be! Başlıycam aşkınıza ama he!" Diye yükseldi. Suna, Selimin kolunu dürtüp bir şeyler fısıldadıktan sonra Selim elini gözlerinden çekti.


&&


Devamı Part 2 de….


Loading...
0%