Yeni Üyelik
63.
Bölüm

38. Bölüm

@merida_xx

Kafamı yastıktan kaldırıp çalan alarmı bulmaya çalıştım. "Güzelim nerde bu telefon?" diye yarı kapalı gözleriyle etrafa bakınan sevgilime baktım. Yataktan kalkıp sese doğru gittim, harbiden nerde bu telefon? Yerdeki eşyalarımıza takıla takıla sonunda kapının yanındaki masaya ulaşmayı başardım ve alarmı kapattım. Alarm kurmamızın sebebi sabah millet kafeye gelmeden önce toparlanmaktı.


Dün gecenin kalıntılarına bakarken doğru bir karar verdiğimizi anladım. Oda bok gibiydi şu an. Çantam ve eşyalarımız yerlerde, masada ki bazı biblolar düşmeye meyilliydi. Tarık ise baksırıyla yataktan kafasını kaldırmış bana bakıyordu. Yanına gidip oturdum ve "Aşkım kalkmamız lazım" dedim. Saat yedi falandı ve bir iki saate gelmeye başlarlardı. Biraz düşünüp doğruldu ve karşı karşıya oturmuş olduk. Elini yanağıma koyup dudaklarıma öpücük bıraktı. "Günaydın güzelim" dedi.


"Günaydın sevgilim" dedim ve ayağa kalkıp üstümdeki geceliği çıkarttım. Vücudumda bakışlarını hissedince kafamı ona çevirdim. Bakışlarımız kesiştiğinde derin bir nefes alıp o da ayaklandı. Çantamdan çıkardığım çamaşırları üstüme geçirdim ve dolabın aynasına yönelip diğer kıyafetlerimi giyindim.


Saçlarımı toplarken Tarık arkamdan gelip kollarını belime sarmıştı. Sırtımı ona yaslarken saçlarımı toplama işini bıraktım ve sarılı kolların tadını çıkardım. Açıkta kalan boynuma kafasını yasladı ve gözlerini kapattı. Aynadan bizi izlerken içim kıpır oldu. Ne de güzeldik böyle.


Sıcacık bir öpücük bırakıp gözlerini açtı ve o da benim gibi bizi izledi. "Tam da boyu boyuma, huyu huyuma bir çiftiz" dedim gülerek. O da gülüp sıkıca sarıldı. "Öyleyiz tabi" dedi. Sonra tekrar gülüp "Gözde, güzelim biz niye seviştikten sonra rahatça uyuyamıyoruz?" Diye sordu. Soruyu düşünürken ne kadar haklı olduğunu da düşündüm.


"Senin yüzündenn! Eve gidecektik dün gece, yok kafe daha yakınmış dedin" diye ona döndüm. "Sen dün beni ne kadar zorladığının farkında mıydın acaba?" Diye o da bana döndü. "Yoo hiçte zorlamadım" diye çıkıştım. Bana öyle mi bakışları yollamaya başladı. "Evet hiçte zorlamadım. Sanki elini kolunu bağladım, abarttın" dedim ve saçlarımı savurup toplamaya başladım.


"Sabır allahım sabırr! Söylediği şeylere bak. Ne yapsak eve mi gitsek acaba?" Diye sorarken burnu ensemi huylandırmıştı. Kollarında kıpırdanıp saçımı toplama işini bitirdim ve ona döndüm. "Maalesef sevgilim. Kahvaltı yapıcaz ve sonrasında ben mutfağa geçicem." Dedim ve dudaklarına öpücük bırakıp kollarından çıktım. Kapıdan çıkarken aklıma hap gelince durdum ve çantamı tekrar aldım.


Tarık montlarımızı topladığı yatağa koymuş, sanki yeni gelmişiz gibi bir izlenim yaratmıştı. "Ne arıyorsun hayatım?" Diye sordu ve masadaki bibloları eski haline getirdi. "Hapı arıyorum aşkım, koyduğuma emindim ama bulamıyorum." Dedim. Eşyaları atarken koymuştum içine ya. Elimi daldırıp aramaya devam ederken sessiz duran sevgilime baktım.


Yatağın kenarına eğilip bir şey aldı ve bana uzattı. "Kıyafetleri çıkarırken düştü her halde güzelim" dedi. Uzattığı hapı alırken teşekkür ettim. Çantamı gösterip "Çantanı bana götürürüm güzelim, bende de eşyan bulunsun" dedi. Kafamı olumluca sallayıp hapı yuttum. Gözleri beni izlerken içinden geçen duygular çok hızlıydı.


Elini tutup onu odadan çıkardım ve mutfağa doğru ilerlettim. "Niye öyle bakıyorsun bakayım sen?" Diye yılıştım. "Acaba ben mi korunsam güzelim?" Diye o soruyu tekrar sordu. "Bunu niye soruyorsun aşkım?" Diye ona döndüm. Arkasındaki masaya yaslanıp beni kendine çekti ve ona yaslanmamı sağladı. "Zararlı olur mu diye düşünüp duruyorum çünkü" dedi sakince.


"Ne gibi bir zarar mesela?" Dedim ve onu dinledim. "Bilmiyorum ki. Belki senin için sağlıksızdır o hap güzelim. Bir hastalık falan oluşturur mu bilmiyoruz. İleride çocuklarımız için tehlikeli olur mu onu da bilmiyoruz. O yüzden ben mi korunsam diye sorup duruyorum." Diye kendini açıkladı. "O zaman ne yapalım biliyor musun aşkım. Ben en yakın zamanda bir uzmanla görüşeyim, ve ona göre bir yol izleyelim." Dedim. "Senin korunmanı istemiyorum ki bence sende korunmak istemiyorsun" diye ekledim.


"Birlikte gidelim! Tek göndermem seni" dedi. O da tamam be sevgilim. "Tamam. O zaman bu konuyu kapatıp artık yemek yiyebiliriz." Dedim ve kahvaltılık bir şeyler hazırladım. Kahvaltımızı yaptıktan sonra Tarık eve gitmiş sonra da ofise geçmişti. Bende tatlıları yapmaya koyulmuştum.


———————————————————————————


Aradan geçen bir buçuk hafta sonunda şu an hastanedeydik. Tarık iyice toparlanmıştı ve duruşmalara yeniden başlamıştı. Bende bu süreçte kafede yeni lezzetler keşfedip çeşitleri çoğaltmıştım. Allah gözümü doyursundu. Bizimkiler ise normal bir şekilde hayatlarına devam ediyorlardı. Yani anlayacağınız garip bir şekilde sakin ve normal bir hayat sürüyorduk.


Abim ve Eylül abla evlerini almış yerleştirmeye başlamışlardı. Tarihi de aradan çıkarmışlardı ve bir ay sonra düğünleri vardı. Yani onun çeyiz alışverişine çıkacaktık daha. Biz ise Tarıkla gayet iyiydik. Tek sorunumuz seksti. Bir türlü randevu bulamamamdan ötürü sevişirken o korunuyordu ve bu durum hiç hoş değildi. En son sinirlenip bütün kutuyu çöpe atmıştım.


Bizim hastaneye ya da başka özel hastaneye gitsek abim bir şekilde öğrenirdi. Arkadaşları hep oralardaydı o yüzden devlet hastanesine sıra beklemiştim. Ve o gün gelip çatmıştı. Tarık yanımda gayet gergin bir şekilde barkodumu tutuyordu. Salladığı bacağını tutup "Aşkım sakin ol, sadece soru sormaya geldik" dedim. "Gerildim bi an güzelim. Ne uzun sürdü bu hasta ya" diye doktorun kapısına baktı.


Kapının üstünde adımın yanmasıyla içeriye doğru adımladık. İçerdeki hasta çıkınca Tarığı dışarıda bırakmak istedim ama çıkışta beni çekeceği sorgu aklıma gelip içeri aldım. Doktorun adı Laleydi ve oldukça bilgili bir izlenimi vardı. Karşısına oturduğumuzda kısa bir merhabalaşma sonrası sıkıntımı sordu. Sevgilim diyemedim tabi.


"Doğum kontrol hapı kullanıyorum daha doğrusu kullanıyordum da, acaba bir yan etkisi ya da zararı olup olmadığını öğrenmek istiyorum" dedim. Kadının gözleri Tarığa kaydığında tekrar bana döndü ve sıcak bir gülümseme bıraktı. "Anladım. Genelde böyle bir sıkıntı oluşturmazlar ama haklı olabilirsiniz. Biz kontrol edelim. Ondan önce size bir kaç soru sorayım ama. İlk olarak hapı düzenli mi kullanıyordunuz?" Diye sordu. Bence düzenli kullanıyorum.


"Evet her gün aç karna içiyordum." Dedim. Kadın tek kaşını kaldırıp "Aynı saatlerde mi peki?" Diye sordu. Saat farkediyor mu ki? "Saat derken?" Diye sordum. Hafiften gerilmedim desem yalan olurdu. Tarıkta gerginliğimi hissetmiş olmalı ki yerinde kıpırdandı. "Yani içtiğiniz saatler arasında çok bir fark olmasa iyi olur. Mesela bir gün sabah içiyorsanız diğer gün akşam içmeniz etkisini düşürür. Bu da gebe kalmanız için bir sebep olur." Dedi.


Yine Tarıkla bana bakıp "Gördüğüm kadarıyla ikinizde genç ve sağlıklı insanlarsınız, bu da bir etken tabi" dedi. Kalp atışlarım hızlanırken Tarığa baktım. Zaten bana bakıyormuş ki elimi tuttu ve güven verircesine gülümsedi. Kadına tekrar döndüm ve "Genelde sabah içiyorum ama bazen unutmuşluğum da oluyor." Diye dürüstçe söyledim.


Kadın yine sıcak bir gülümseme sunup "Önce genel bir muayene edelim, ardından da sizden test isteyelim. Sonuçlara göre bir yol izleriz." Dedi. Kafamı olumlu anlamda salladım ve Tarığın elini bırakıp üstümdeki montu ona uzattım. Bende kadının peşinden arka odaya ilerledim.


Muayene bittiğinde odadan elimde barkodla çıktım ve gergin olduğu her halinden belli olan sevgilime doğru adımladım. Beni farkedince uzun adımlarla yanıma geldi. "Tahlil işi kaldı bi tek" diye gergince konuştum. "Tamam güzelim. Gel kan alma şu taraftaymış" dedi ve beni sırtımdan yönlendirdi.


Kanı da verdikten sonra arabaya geçtik. Sonuçlar öğleden sonra çıkarmış. Arabada son derece gergin otururken Tarık derin bir nefes verip kafasını bana çevirdi. "Gözde ben şu an çok tuhaf hissediyorum" dedi. "Seni de geriyorum biliyorum özür dilerim. Kadının dediği hamile olabilirsin lafı kafamda dönüp duruyor" diye ekledi.


"Özür dileme aşkım. Ben zaten gergindim, senin gergin olman beni etkilemedi yani." Dedim. "Ne hissediyorsun güzelim?" Diye sordu o parlak yeşilleriyle. Çok şey. "Adlandıramam sanırım şu an. Gerginim. Korkuyor da olabilirim. Garip bir heyecanım da var. Bilmiyorum çok karışık şeyler." Dedim. Sonra ona "Sen?" Diye mırıldandım.


Aşık olduğum o yoğun bakışları yollarken omuz silkti. "Saatler sonra baba olup olmayacağımı öğrenmemi mi soruyorsun? Yoksa genel olarak mı?" Diye güldü. Doğru. Eğer hamileysem baba olacaktı. Baba olmak ona çok yakışırdı. Çokta güzel bir baba olurdu. "Baba olucaksın dimi?" Diye sordum gülümseyerek. Gözleri ışık gibi parlarken yüzünde mükemmel bir gülümseme oluştu ve "Yani eğer hamileysen evet. Sen anne ben de baba olucam" diye konuştu.


Ben ve anne olmak. İçim bi garip olurken kafamı silkeledim. "Şimdi düşünmeyelim bunları. Hadi açım ben kahvaltıya gidelim aşkım." Dedim. "Hay hay güzelim. Kemerini bağla." Dedi ve ben kemerimi takınca kahvaltıya gittik.


Saat üçe gelirken sonuç barkodumla beraber sabahki gerginliğimize gerginlik katmış bir şekilde bekliyorduk. "Öğrenip çıkıcaz, gerilmemize gerek yok" diye beni sakinleştirmeye çalışan sevgilime baktım. Söylediklerini kendi yapmıyordu ama benim yapmamı istiyordu. "Tamam sadece sarılsakta yeter" dedi ve beni kendine çekip sarıldı. Bu sefer onun kolları boynumda benim ellerim onun belindeydi. Başımın üstüne bir öpücük kondurdu ve "İsim yandı" diye mırıldandı.


Sabahki yerlerimize oturup doktorun bilgisayara bakmasını izliyorduk. Hadi artık bir şey de diye bağırmama çok az kalmıştı. Kadın ekrandan bize gülümseyerek döndüğünde bayılacağımı sanıyordum. Niye gülüyordu ki? Yanımdaki Tarığın elini sıkarken altında bacağını deli gibi salladığını hissediyordum. "Evet?" Diye sorduğunda hislerime tercüman olmuştu.


"Hamile değilsiniz Gözde hanım. Korkulacak bir şey yok. İlaçlar bunu engellemiş olmalı. Onun dışında her hangi bir rahatsızlığınız da yok. Gayet sağlıklısınız. Hap konusuna gelirsek eğer, onlara da devam edebilirsiniz." Dedi. Hamile değilim. Korkulacak bir şey yok. İkimizden de ses çıkmayınca kadın bu sefer "Ama siz korunmayın isterseniz. Öyle bir bakıyorsunuz ki, sanki mutlu olmamış gibisiniz" dedi. Yoo mutluyuz.


"Teşekkür ederiz." Diye ayaklanan Tarıkla bende "Kolay gelsin" diye ayaklandım ve dışarı çıktık. Sessizce arabaya giderken Tarık sıkıca elimi tutuyordu. Arabaya geldiğimizde yerleşip birbirimize baktık. "Yarın kaç gibi çıkacaksınız güzelim?" Diye sordu ve bugünü yaşanmamış ilan etti. Ona gülümseyip "Akşam çıkarız sevgilim. Sabah eşyaları hazırlayacağız çünkü." Dedim.


Hande teyzelerin bizi çağırdığını hatırlarsınız. Üç gün sonra düğün varmış, o yüzden erkenden gelin diye ısrar ettiler. Bizde yarın akşam yola çıkacaktık. "Sen benimle gelmiyorsun?" Diye son kez sorup cevabımı bekledi. "Yok aşkım babamlarla gelirim ben. Sen Selimle git ve beni bekle" dedim. Onlar bu gece yola çıkacaklardı. "Tamam güzelim." Dedi ve sürmeye başladı.


Bizim evin önüne geldiğimizde arabayı kapatıp bana döndü. "Haber vermeyi unutma bana." Dedi ve yüzüme yaklaştı. Dudaklarımız buluşup birbirlerinin zevkini çıkarırken geri çekilip "Tamam haber veririm sevgilim." Dedim ve arabanın kapısını açtım. "Seni seviyorum" diye son bir öpücük bıraktığımda aynı karşılığı gülümseme eşliğinde aldım.


Eve girdim ve koltuğa serdiği eşyalara bakan annemi gördüm. "Annem napıyorsun?" Diye yanına adımladım. "Babanla uyumlu kombin hazırlıyorum kızım. Sen ne yaptın nasıldı kafe bugün?" Diye sordu. "İyi annem sıradan" dedim ve boş yere oturdum.


"Gelmedi mi babamlar daha?"


"Yok kızım gelmediler. Birazdan gelirler her halde" dedi ve yaptığı kombini kenara ayırdı. Dış kapı hızla açıldığında bakışlarımızı o tarafa çevirdik. Hakan abim bir kadını elini tutmuş bize bakıyordu. Nasıl yani?


&&


Devamı Part 2 de….


Loading...
0%