Yeni Üyelik
64.
Bölüm

38. Bölüm (Part 2)

@merida_xx

Biz annemle kal gelmiş gibi abime bakarken yanındaki kadın son derece utangaç şekilde bize bakamıyordu.


"Oğlum?" Diye soran annemle bende "Abi?" Dedim. "Tanıştırayım anne eşim Deniz, Deniz, annem Yeşim ve kardeşim Gözde" dedi. Af buyur neyin neyin? "Nasıl?" Diye fısıldadım. Ulan ne oluyor? Arkalarından babam ve geri kalan abimler girince onlarda bize baktı.


"Oturun önce hayatım. Anlatıcaz her şeyi" diyen babam hala ayakta put gibi dikilen annem ve beni koltuğa oturttu. Abimde Deniz adlı eşini elinden tutmaya devam edip karşımıza oturdu ve başladı konuşmaya. Anlattıklarından sonra şokla abime baktım. Tamam kahraman falansında abartmadın mı abi?!


"Yani bundam sonra Deniz benim eşim. Hepinizinde ona saygıda kusur etmeyeceğine eminim." Diye son sözlerini söyleyen abime baktım. Olay nasıl mı gelişmiş hemen anlatayım. Şimdi abimlerin sürekli arandığı bir yer ihbar varmış. Yok işte kaçak var, yangın çıktı gibisinden. Bu evde de Deniz ve ailesi yaşıyormuş. İhbar edenler ise komşularıymış. Deniz ailesi tarafından şiddet gördüğü için arıyorlarmış.


Polisi de aramışlar ama bir şekilde ailesi paçayı kurtarmış. O yüzden itfaiyeyi göndermek için sürekli yalan ihbar yapmışlar. En sonunda abim dayanamayıp kızı araştırmış. Sonra bir ihbar daha olunca abim aileyle kavga etmiş, ailesi de Denize abimle ilgili ithamlarda bulunmuş. Bir kaç bir şey daha olmuş ama şoktan o kısımları hatırlamıyorum. Sadece aklımda kalan abim Deniz benim sevgilim diyor ve alt kattaki ihbar eden imam komşusunda hızla nikah kıyıyor ve hoop buradalar.


Hayatımda duyduğum en saçma şey! "Deniz kusura bakma ama bu çok saçma değil mi abi? Tamam sinirle bir şeyler yaptın da nikah ne demek?!" Diye yükseldim. "Nikahı sinirle kıymadık her halde abicim. Ayrıca nasıl dinliyorsun beni? Mantık evliliği diyorum kaç saattir!" Dedi. Ulan bunun mantığı yok kii!!


"Ne olacak şimdi?" Diye sakince sordu annem. Abim bendeki bakışlarını anneme yöneltip "Birazdan gidip yarına nikah için gün alıcam. Resmi nikah işi de hallolacak. Bir yıl içinde anlaşmalı boşanma yapamayacağımız için bir yıl evli kalacağız. Bu süre de de Deniz kendine yeni bir hayat kurmuş olacak." Dedi.


"Bize de bu karara saygı duymak düşer. Evli oldukları sürede Denizde bizim kızımız olacak." Diye babamda son noktayı koymuştu. "Şimdi ben gün almak için çıkıyorum" dedi ve ayaklandı. Kerem ve Cenk abimde abimle giderken bizler geride kalmıştık. Tamam mantık evliliği çerçevesinde düşününce oldukça mantıklıydı.


Ayağa kalktım ve geldiğinden beri sessizce oturan Denizin yanına geçtim. "Ben Gözde. Abim hiçte hoş tanıştıramadı bizi." Dedim ve elimi uzattım. Siyaha çalan gözlerini yerden bana çevirdiğinde samimi bir şekilde gülümsedi. Gamzesi de var. Elimi tutup "Bende Deniz. Memnun oldum Gözde" dedi. Annemlede tanıştıktan sonra rahatlaması için ona sorular sorup tanımaya çalıştım.


Kendisi tek çocukmuş, babasını küçük yaşta kaybedince annesi ikinci evliliğini yapmış. Ve annesi ne kadar engel olmaya çalışsa da gördüğü şiddete engel olamıyormuş. 25 yaşında okul öncesi bir öğretmenmiş. Öğrendiklerim bu kadardı şimdilik. Tavırlarına ve gözlemlerime dayanarak iyi biri gibi duruyordu. Ayrıca tam bir esmer bombaydı. Siyah saçlar kara gözler ve bebek gibi bir yüzü vardı. Aslında abimle de yakışırlardı he.


Akşam olduğunda abim sabah on için gün almıştı. Deniz ablaya kendi kıyafetlerimden verip banyoya yolladım. Annemde abimlerin yardımıyla akşam yemeği hazırlıyordu. Deniz abla duştan çıkınca onunla beraber aşağıya indim. Çekinmesini ne kadar istemesemde aynı durumda ben olsam daha beter olacağımı bildiğim için sesimi çıkartmadım.


Hepimiz masaya geçtiğimizde Çınar abim Hakan abimin yanından masanın ucuna geçmişti. Bazen aklı çalışıyordu he bunun. Deniz abla gergince Hakan abimin yanına geçtiğinde gerçekten de yakıştıkları farkettim. Abim Deniz ablaya gülümseyip ayağa kalktı ve odadan çıktı. Onun gidişini şaşkınca izlerken içeriye elinde yüzük kutusuyla girdi. Aferindi.


"Yemeğe başlamadan önce, yüzüklerimizi takar mısın baba?" Diye sordu. Babam yüzüne gülümseme yerleştirip kutuyu eline alıp açtı. İki tane alyans vardı. Diğer kutuda ne vardı o zaman? Diğer kutuya yönelecekken abim onu vermedi. "O benim hediyem baba" dedi. Babam kafasını sallayıp ellerini uzatınca çığlık atarak sandalyeden fırladım. Herkes yerinde zıplarken anneme döndüm.


"Anne bu bir nişan değil mi? Abimin nişanı böyle olamaz!" Diye konuştum. Abim "Bu " sahte olduğunu söyleyecekti ki annem onu susturdu. "Haklısın kızım nişan bu. Sakın ağzını açma Hakan! Kaderde ne yazıldığı belli olmaz, belki de seveceksiniz birbirinizi. O yüzden güzel bir anı olarak kalsın." Dedi ve ayaklandı. Haklıydı.


Deniz ablanın şaşkın bakışlarıyla beraber annemle koluna girmiş odama çıkartıyorduk. "Şey Hakan haklıydı. Bu gerçek bir" "Sana görümcelik yapmak çok hoşuma gider Deniz abla" diye ona baktım. Annem gülüp "Tamam biliyoruz mantık evliliği ama ne olur ne olmaz." Dedi ve odama girdik.


Ben ona elbise gösterirken annemde Deniz ablanın saçıyla oynuyordu. "Gözde, sırt dekoltesi olmasa olur mu?" Diye sordu dolu gözleriyle. İçim bi tuhaf olurken bakışlarımı anneme çıkardım. "Gözde bize biraz müsade eder misin kızım?" Diye soran annemi onaylayıp odadan çıktım. Belki de anne şefkatine ihtiyacı vardı şu an. Bu tarz konularda kendimi iyi ifade edemediğim için çıkmam iyi olmuştu.


"Gözdee! Önce yemek yeseydik ya!" Diye aşağıdan bağıran abime "Zıkkım ye abii! Bekle biraz gelicez işte!" Diye bağırdım bende. "Bağırma bana!" Diye karşılık alınca. "Bağırtma beni!" Diye yanıtladım. Odadan kafasını çıkartan annem "Susun be!" Diye cırladı. "Aslında böyle manyak bir aile değiliz desem inanmazsın dimi?" Diyerek kapıyı kapattı. Kapıyı kapatmadan Deniz ablanın gülerek kafa salladığını gördüm. Çözdü kız iki dakikada bizi.


Sonunda hep beraber hazırlanıp aşağıya indik ve takımını giymiş abime baktım. Ya bu adam beni bitiriyor. Yicem. Hepsini zorla bahçedeki seraya götürüp yüzükleri orada kestirmiştim. Bir kaç tane de güzel foto çekip akşamı tamamlamıştık.


Yemek sırasında babam konuyu bir şekilde eve getirmişti ve yuva üstüne yuva olmaz deyip uygun bir şekilde ayrı eve çıkmaları gerektiğini söylemişti. Annem de onu desteklemişti. Abimde zaten yarın nikahtan sonra ev bakacaklarını söylemişti. Emre abiyle konuşmuş bir ev ayarlamıştı bile. Niyeyse her şey planlı gibi gelmişti.


Akşam Batuyla konuşup olanları anlattığımda abisinden öğrendiğini söylemişti. En son öğrenen annemle bizdik yanii. Tam uykuya dalacakken Cenk abim hepimizi salona çağırmıştı. Galiba o gün bugündü. Gökay omzumda uyuklarken hepimiz merakla abime bakıyorduk. "Umarım bizi uyandıracak kadar önemlidir" diye kızan Kerem abime baktım. Uykulu durmuyordu ama yorgun görünüyordu.


Abim bir çırpıda Can abiyle ilişkilerini söyleyince salondan çıt çıkmadı. Abim bakışlarını üzerimizde gezdirip bir tepki bekledi. Çınar abim esneyerek kalktı ve "Bu muydu yani?" Diye sordu. "Bildiğimiz şeyleri söyledin" dedi ve o da ayaklandı. Ben sevinçle kalkıp abime sarıldım ve tebrik ettim. Deniz abla da Hakan abime "Can kim?" Diye soruyordu. Bunlar kaynaktı mı hemen ya. Aman neyse yetişkin insanlar sonuçta bir şekilde anlaşırlar.


Hepimiz kısaca abimi tebrik edip uyumak için odalarımıza çıktık. Sabah erkenden uyanmış ve annemle kahvaltı hazırlamaya başlamıştık. Deniz abla da çekinerek yanımıza geldi ve yardım etmeye başladı. Acaba dün gece bir şeyler olmuş mudur ki? Sorsam mı ki? Anneme mi sordursam?


"Kızım Hakan uyandı mı?" Diye soran anneme içimden öpücükler yolladım. Deniz abla utanarak kafasını sallayınca "Annem gülümseyerek, kızım utanma lütfen benden. Bu yanımdakinden zaten hiç utanma. Tanıyınca daha rahat olursun bize karşı zaten ama böyle çekinik çekinik durmanı istemiyorum. Dün konuştuğumuz gibi, sende artık benim bir kızımsın." Dedi. Melek kadın. Aynı bennn.


Deniz abla ikimizde gülümseyip "Teşekkür ederim" dedi. "Eee çeyiz faslı geçti gitti. Gelinlik bu kadar kısa sürede bulamayız. Nikahta ne giyeceksin Deniz abla?" Diye sordum. Deniz abla salatalık kesmeyi bırakıp bize döndü. "Hakan dün beyaz bir elbise almış. Onu giyerim." Dedi. Abimi alnından şap diye öpmezsem ne olayım.


"Oğlum kibardır. Düşüncelidir. Sen ona dürüstçe yaklaştığın sürece seni kırmaz, üzmekten kaçınır" dedi annemde gururla. Deniz abla kafasını sallayıp "Emin olun bu kadar kısa sürede bile bunları anladım. Gerçekten çok iyi bir çocuk yetiştirmişsiniz Yeşim hanım." Dedi. Annem sadece gülümseyip teşekkür etti. Deniz abla bana dönüp "Aslında sende abine benziyorsun Gözde ama sanki Cenki daha çok andırıyorsun" dedi.


"Sen bir de Görkem abimle beni gör." Diye güldüm. Onunla da gerçek kardeş olmasak bile çok benziyorduk. Birlikte büyüdük diye her halde. "Görkem?" Diye sordu. Derin bir nefesle kısa özet geçtim. Biraz şaşırdıktan sonra "Gerçi normal, hayat bazen vurdu mu tam vuruyor" dedi. Bu da abim gibi haklıydı. Hep beraber kahvaltı yapıp hazırladındık ve nikah salonuna gittik.


İkiside evet diyip artık resmi olarak da karı-koca olduklarında sevinçle alkışladım. Kendime Melihi ve Gökayı da alet ettim. Telefonum çaldığında arayan sevgilimdi. Sevinçle "Alo aşkım" dedim. "Aramadın güzelim, ne yapıyorsunuz?" Diye sordu. "Aşkım gelince detaylı anlatırım ama şu an abimin nikahındayız" dedim. Bir süre ses gelmedikten sonra "Abla!" Diye bağırış duydum. Yanlış anladııı.


"Ne bağırıyorsun!" Diyen Eylül ablayı da duydum ve kıkırdadım. "Aşkım Görkem abim değil, Hakan abimin nikahı" dedim. "Ne?" Diye sorduğunda yine güldüm ve "Gelince anlatırız aşkım. Emin ol telefonda anlatamam." Dedim. "Şaşırdım ama tamam güzelim. Hayırlı olsun." Dedi. Şaşkınlığı hala sesinden anlaşılıyordu.


Vedalaşıp telefonu kapattık ve çekildiğimiz fotoğraflardan attım. Nasıl olsa Deniz abla da bizimle geliyordu ve orada tanıştırırdım. Eve geçip hazırlandıktan sonra arabalara atladık ve Isparta için yola koyulduk. Üç araba beş saatlik yol sonucu akşam saat on gibi Isparta'ya girmiştik. Tarık arabasıyla bizi karşılarken konvoy şeklinde onu takip ediyorduk.


Yan yana tatlı tatlı dizilmiş köy evlerine ulaştığımızda arabaları yan yana park ettiler ve arabadan indik. Hava soğuk ama değil gibiydi de. Yani güzeldi. Kabanımı üstüme almadan bana gelen sevgilime baktım.


Tek kolu beni belimden sararken dudakları yanağımla buluşmuş ve "Hoşgeldin güzelim" demişti. Bende ona sarılıp boynundan öptüm ve "Hoşbulduk sevgilim" dedim. Beni bırakıp babamlara da hoşgeldiniz dedi. Hakan abimin önüne gelince de abim onu Deniz ablayı tanıştırdı. Kısa bir hayırlı olsundan sonra yanıma gelmiş ve elimi tutup evlerden birine ilerlemeye başlamıştı.


Kapıyı tam çalacakken Hülya teyze güleryüzle bizi karşılamıştı. İçeri geçip Şebnem annemlerle de selamlaştık ve Eylül abla bize odalarımızı gösterdi. Dört katlı olan evin en üst katını bize ayırmışlardı, hepimiz bir katta kalacaktık. Şebnem annemlerin odası anenlerin yan tarafında, geri kalanlar ise karışıktı. Kerem abim gelemediğin için Görkem abimle, Cenk abim kalacaktı. Hakan abim ve Deniz abla bir odada, Çınar abim ve Gökay bir yerde, bende Melih yavrumla kalacaktım.


Çantaları odaya koyunca saat ilerlemiş olmasına rağmen annem hepimizi tembihlemiş, ayıp olmasın diye aşağıya inmemizi istemişti. Melih tuvalette olduğundan onu beklemedim ve dışarı çıktım. Görkem abimi görünce pıtı pıtı yanına koştum ve kolunun altına girdim.


"Evli kuşum benim, nasılsınn?" Dedim. Başıma öpücük bırakıp beni sıkıca sardı. "İyiyim yavrum, evli mutlu ve huzurluyum. Sen nasılsın bakayım?" Diye sordu. "İyii. Bildiğin gibi işte. Bende sevgilili, mutlu huzurluyum" dedim gülerek. "O belli zaten canım" diye o da bana katıldı. İnene kadar sohbet ettik ve bizimkilerin yanına geçtik. Deniz ablayı sevecen bir şekilde karşılamış sohbete başlamışlardı bile.


Eylül ablanın istediği ile onu da gruba eklemiştik. Saat on ikiye gelirken kafam artık dik duramıyordu. Yanımdaki sandal ağacı kokusunu alınca kafamı ona yaslanıp koluna sarıldım. Almımdaki öpücükle iyice mayıştım ve gözlerimi kapattım.


&&


Diğer bölümde görüşmek üzere 🫶🏻🫶🏻🫶🏻


Loading...
0%