Yeni Üyelik
78.
Bölüm

46. Bölüm

@merida_xx

"Anneee! Babama söyledin dimi? Evet diyecek!" Diye son ikazlarımı yapıyordum. Evettt. Tarıklar bugün beni istemeye ve nişan için gelecekler. Sabahtan beri ellinci pratiğimizi yapıyorduk.


Babam her seferinde hayır diyip annemi ve beni sinirden delirtiyordu. Teklifin üstünden üç ay geçmiş ve artık başlamamız gerektiğini düşününce bir hafta önce isteme ve nişan gününe karar vermiştik. Üç ay beklememizin sebebi ise tamamen işlerimizden dolayıydı.


Benim açımdan abimin yarışma biletini hatırlarsınız. Onun için çalışmış ve kazanmıştık. Akınla beraber katılmıştık ve kazanınca şefleri restoranımızda ağırlayıp adımızı iyiden iyiye duyurmuştuk. Restoran bu sebeple daha çok yoğunluk gördüğünden iki yeni aşçı ve üç garson daha almıştık. Ancak yetişebiliyorduk.


Tarık ise kafasını nasıl kaşıyabiliyordu bilmiyorum bile. Görüşmelerimiz neredeyse haftada bire kadar düşmüştü. Sık olmasa da arada bir şehir dışındaki davaya bakmaya gidip geliyordu. Allahtan davayı çözmüşlerdi de şu son bir aydır daha rahattı.


O da bu koşuşturmaya artık alışmıştı. Birbirimizi göremediğimiz zamanlardan sıkılmış ve artık evlenelim olmuştuk. Eve yorgun döndüğünü bildiğimden ben ona gidiyordum ama bazen restoran o kadar yoğun oluyordu ki eve gitmeyi bile zor düşünüyordum.


En son görüşmemizin üstünden bir hafta geçmiş olmalıydı. Burnumda tütüyordu zalımın oğlu. Şebnem annem beni süzdüğünde "Çok güzel oldun kızım" dedi ve bana sarıldı. Annemde odaya girdiğinde beni süzdü. "Gözde, çok güzel olmuşsun annecim" diye o da bize katıldı.


"Babamları ayarladınız dimi? Hayır diyip duruyorlar anne" diye yerimde tepindim. "Olmadı biz vereceğiz kızım rahat ol sen" diye kolyemi düzelten anneme baktım. "Gelecekler birazdan kızım hadi aşağı inmemiz lazım" diye odadan çıktılar. Aynada son kez kendime baktım.


Gözlerimle uyumlu olsun diye mavi bir elbise tercih etmiştim. Koca bir sırt dekoltesi vardı ama çok beğendiğim için sorun hissetmemiştim. Ayakkabı olarak beyaz bantlı bir ayakkabı tercih etmiştim. Saçım dağınık topuzdu ve makyajımda mis gibiydi. Maşallahtı bana!


Aşağıya doğru inmeye başladığımda merdivenlerde Melih yavrumla karşılaştım. Beni süzüp ıslık çaldı ve "Vay be. Abla mükemmel güzel olmuşsun" diyerek kolumun altına girdi. "Olmuşum dimi. Maşallahta de!" Diye koluna vurdum. "Maşallah abla maşallah." Dedi ve yanağıma öpücük bıraktı.


Salonda bet suratlarıyla sohbet eden babamları görünce onlara adımladım. Şu an bir küçük açayım mı diye sorsam, büyük olsun diyecek haldeydiler. Yanlarına geçtiğimde ikiside beni uzunca süzdü. "Vermeyeceğim ki. Boşa giyindin" diye kafasını çevirdi babam.


Mustafa babam da kafa sallayınca "Ya dünden beri imanım gevredi benim ama. Yapmayın böyle" diye üzgünce konuştum. Hakan abim beni kolunun altına çekip alnıma öpücük kondurduğunda "Sen boşver onları abicim. Kudurup sakinleşecekler" dedi.


Deniz abla salona son bir kez bakıp "Tamam her şey hazır" diye pıtı pıtı annemlerin yanına gitti. "Pişt, seninki yine yerinde duramıyor" diye abimin karnını dürttüm. Deniz abla şu sıralar aşırı üretken modundaydı. Abimle maşallahları vardı zaten, artık net olarak ciddili evliydiler.


"Sorma abicim. Ama bundan asla şikayetçi değilim." Diye karısına sevgiyle baktı. İstese sabaha kadar izlerdi. Ayy aşık abim benim. Sevgiye gelip yanaklarını öptüm ve ayaklandım.


Ayaklandığımda zilin çalmasıyla çığlık attım ve "Geldiler!" Diye bağırdım. "Sanki ilk defa görecek!" Diye homurdanan Çınar abimin koluna vurup kapıya koşturdum. Üstüme son kez çeki düzen verip kapıyı açtım. Yüzümdeki gülümseme anında solmuştu. Batu gelmişş.


"Nasıl da mutlu oldu beni görünce ama!" Diye yanağımdan makas alıp içeriye geçti. "Yaa Tarık sandım ben" diye yanına adımladım. Emre abide sarılıp içeri geçtiğinde abimlerin yanına geçtiler.


"Abim yok mu?" Diye sorduğumda Emre abi "Eylülden dolayı kız tarafı oldu" dedi. "Tam bir hanımcı" diye onu alay konusu eden Batuya katıldığımı belli ederek "Annemin deyimiyle karı delisi" dedim ve güldüm.


Biz gülüşürken zil tekrar çaldığında önce bi salonu kontrol ettim. Herkes buradaydı, o zaman gelenler onlardı! Koşa koşa kapıya gittiğimde annemler ve babamlar yanıma gelmişti.


Kapıyı açıp karşımda dikilen çiçeği görünce bi afallasamda çiçeğin arkasından "Oğlum indirsene şunu!" Diyen Mehmet amcayı duydum. Çiçek yavaşça aşağı indiğinde bu sefer Selimle bakıştım. "Yengelerin balı. Al sana aldık!" Diye çiçeği verip annemlere yöneldi.


"Allahım sabır" diye mırıldanan sevgilimi tabikide duymuştum. Az çekilin de göreyim ama ya! En arkaya atmışlar. Hülya teyzeler ve Hande teyzeler içeri geçince, tam sevgilimi göreceğim diye sevindim bu sefer Ferit abiler çıktı. Onları da içeriye davet edince gelecek olan kişiyi beklemeye başladım.


"Bak Volkan öldürürüm seni!" Diye Volkanı arkaya iten sevgilimi gördüm. Vay anam babam! Bu nedir! Maşallah üstü maşallahtı! Tamam ilk defa takım elbiseyle görüyor değildim ama şimdi konuyu da bilince ayrı bir havası vardı hani!


Beni süzerek yanıma geldi ve bir süre gözlerime baktı "Çok güzelsin be kızım" diye mırıldanınca yanımızda annemlerin olmamasıyla kollarımı boynuna sardım. Ama nasıl özlemişim. Çikolata kutusunu tek eline alıp diğer koluyla aramızdaki mesafeyi kapattı ve kafasını boynuma koydu.


"Ohh sonunda" diye minik bir öpücük bıraktı. "Çok özledim sevgilim" diye bende boynuna öpücük bıraktım. Rujumun bulaşmaması çok iyi olmuştu. "Lan zaten istemeye geldik hadiseneze!" Diyen Burakla ayrıldık. Tarık derin bir nefes alıp "Bugün katil olmak istemiyorum" diye mırıldandı.


"Sakin ol sevgilim. Bir kaç saatçik" dedim ve yanağından öpüp, diğerlerini buyur ettim. Hep beraber salona geçtiğimizde biz Tarıkla, ayarladığımız sandalyelere geçtik. Normalde hiç utangaç bir insan değilim ama ne oluyor bana böyle!


Sohbet muhabbet devam ederken kahveleri yapıp getirmiştim. Tekrar Tarığın yanına oturduğumda elimi tutup "Güzelim sen iyi misin?" Diye sordu. Bilmem iyi miyim? "Gerildim sevgilim. Ama iyiyim ya" diye elini sıktım. Mehmet amcanın öksürük sesiyle bakışlarımızı oraya yönlendirdik.


"Evet Murat bey ve Mustafa bey. Sebebi ziyaretimiz belli. O yüzden direk konuya giriyorum." Diye konuşunca kalbim ağzımda çıkacak gibi hissettim. Kulaklarım bile uğulduyor olabilirdi. Elimin sıkılmasıyla bakışlarımı Tarığa çevirdim. "Gözde iyi misin?" Diye endişeyle sordu. "İyiyim sevgilim" diye gülümsedim.


"Kızım?" Diye seslenen anneme döndüm bu sefer. Bütün gözler bendeydi. Kötü mü görünüyorum acaba? "Annecim baban soru sordu" diye endişeyle baktı. Babam mı soru sordu? Ne sordu? Bakışlarımı ona yönelttiğimde "Tarıkla evlenmek istiyor musun kızım?" Diye naifçe sordu.


Elimdeki eli sıkıp babama kafa salladım. Babamın gözleri parıldamaya başladığında derin bir nefes aldı. "Kızımda bunu istediğine göre bize hayırlı olsun demekten başka bir şey düşmez" dedi. Oha istediler mi ki? Ben niye hatırlamıyorum?


"Eee o zaman yüzükler!" Diye Selim ayaklanınca hepimiz ayaklandık. Melih elindeki tepsiyi sıkı sıkı tutmuş bir şekilde yanıma geldi. Ne de hevesli ama! "Durun ablam şöyle yapmıştı!" Diye tepsiyi Mehmet amcalara tek eliyle uzattı. Salak çocuk! Diğer elimde Sinan olduğu için öyle yapmıştım!


Melih yavrum yine herkesi güldürdükten sonra tepsiye konan parayı hemen cebine soktu. "Kimse göz dikmeden olması gerekeni yaptım abla bakma öyle" diye fısıldadı. Yüzüklerimizi birbirimizin parmağına geçirdik ve kurdeleyi kesecek kişiyi bekledik.


"Sen kes Mustafa" diye babamı ortaya atan babama gülümsedim. Mustafa babam makası aldığında önce bi gözlerime baktı. Hiç bir şey söylememişti ama gözleri yeterince duyguyu hissettirmişti. "Hayırlı olsun güzel kızım" diye kurdeleyi kesince herkes yüzündeki gülümsemeyle alkış yapmıştı.


Tarıkla birbirimize baktığımızda dudaklarını alnımla buluşturdu ve uzunca bir öpücük bıraktı. Gözlerim bu anın mutluluğuyla kapanırken arkamdan babamın "Hayır diyecektim ben, hep kafamı karıştırdınız!" Diye sitemlerini duydum. Ama ona da gülümsemekle yetindim.


Herkesle fotoğraf çekildikten sonra biz gençler olarak abimlerin bekarlığa veda için gittikleri yere gitmeye karar verdik. Yanii yiyip içip sıçma modunu açtık.


Neredeyse altı araba mekana gelmiştik ve ayarlanmış kocaman bir masaya oturmuştuk. Masada koyu bir sohbet dönerken ben Tarığa yaslanmış yüzüklerimi inceliyordum. Tarıkta yanağımı sevip duruyordu. Uyumasam iyi. Zaten kafam biraz güzelleşti.


Selim elindeki kadehi kaldırıp "Bu kadehimi de, kendime kaldırıyorum" diyerek bu akşamki kırkıncı kadehini falan kaldırdı. Eve gidemeyecek bence ama olsundu. Hakan, Görkem abim ve Deniz, Eylül abla hariç herkes içiyordu. Gökaylar bu gece net burada sızıp kalırdı.


Kafamı Tarığa doğru çevirdim ve karşılaştığım çenesine öpücük kondurdum. Çünkü niye yapmayayım. Bana doğru döndüğünde ise dudakları bana merhaba demişti. Onu da öpeyim. Gözlerimi gözlerine çıkarttığımda yine aşık aşık bakıyordu. Acaba benim bakışım mı bana yansıyordu ki?


"Abla artık söyle hadii!" Diye bağıran Elife döndüm. Kafası uçmuştu ama hala içiyordu. Ona bakıp bende önümdeki kadehi yudumladım. Tabikide şarap içiyordum. Rakı sadece Tarığa özeldi. Ağzını yüzünü yediğim!


"Sus bence Elif! Eğer söylersen sana kızar! O diyecekmiş hamile olduğunu" diye gülen Eceye baktım. Suna masada öne doğru gelip "Sende mi biliyorsun Eylülün doğuracağını?" Diye sordu. Selda da onun gibi öne gelip "Hayır! Önce Deniz abla doğuracak!" Diye bağırdı. Bir şeyler doğuyordu ama hadi hayırlısı.


"Of ya!!" Diye önündeki fıstıkları kızlara fırlatan Eylüle güldüm. "O da mı sarhoş?" Diye sevgilime sorduğumda şokla Eylüle bakıyordu. Aaaaa. Hamile! "Oha hamile misin!" Diye ayaklandım. Bir anda kafamdaki uçukluk gitmişti. Eylül abla bakışlarını abime çevirince kafasını aşağı yukarı salladı.


Herkes sevinçle bağırırken hemen abimlere koşup sarıldım. "Ee ben hala oldum ya!" Diye zıpladım. Sonra sevgilime koşup "Aşkım sende dayısın!" Diye ona sarıldım. Hepimiz iyi dileklerimizi sunduktan sonra Hakan abim düşünceli şekilde oturuyordu. Can abi ayağa fırlayıp "Lan! Selda az önce Deniz hamile dedi!" Diye Deniz ablaya baktı.


"Şey, yani emin değilim ama belki olabilir" diye abime beklentiyle baktı. Abim yavaşça doğrulup "Sen ciddi misin?" Diye sordu. Berbat bir tepki! Aferin abi! Deniz abla kafasını sallayıp "Galiba" diye mırıldandı. Abim donup kitlendiğinde ona fıstık fırlattım.


Abim gelen fıstıkla silkelenip aniden Deniz ablaya sarıldı. Lan. Ben yine halayım! Yine ayağa kalkıp "Ben niye hep hala oluyorum! Hala yapmayın artık beni!" Diye sitemle konuştum. Abimler bana gülerken Tarık "İstersen de anne yapabilirim güzelim" diye fısıldadı.


Bu cümlesi karnımı kasarken ona öpücük attım. Abimleri de tebrik ettikten sonra yine sevgilime yaslandım ve bu sefer onun eliyle oynamaya başladım. Kulağımda hissettiğim sıcak nefesle beraber "Uykun geldiyse kalkalım güzelim" cümlesini duydum.


Parmaklarımı eline geçirdim ve "Gelsene sen bi benimle" diye ayaklandım. Masadakiler koyu sohbette oldukları için bize dikkat etmemişlerdi. Tuvaletlerin oraya ilerlerken "Nereye gidiyoruz güzelim?" Diye sordu. Onu cevapsız bıraktım ve boş olan tuvalete girdik.


İçerinin boş olduğuna emin olunca kapının üstündeki anahtarı çevirdim ve kapıyı kilitledim. Tarık merakla bana bakarken direk dudaklarına yapıştım. Ona olan özlemimi dudaklarından çıkartırken, o da belimden tutup beni kendine yaslıyordu.


"Çok özledim" diye kısa süreli nefes alıp tekrar dudaklarımızı birleştirdi. Bacağımdaki soğuklukla elini yırtmacımdan soktuğunu anladım. Bacağımı yavaşça kaldırıp beline doladığımda eli kalçamla buluşmuştu.


Elimi boynundan saçlarına çıkardım ve sanki arada mesafe varmış gibi onu kendime daha çok çektim. "Durmazsak durmam" diye uzaklaşınca "Durmanı istemiyorum zaten" diye elimi kemerine indirdim. Yüzünde sırıtış oluşurken beni kucaklayıp ilerlemeye başladı.


Sırtım soğuk duvarla temas ettiğinde bir an ürperdim. Dudaklarımız tekrar ayrıldığında Tarık bu sefer boynuma yönelmişti. Islak öpücükleri boynumda gezinirken elimi aramıza sokup kemerini çözdüm. Parmaklarım düğmeyi de çözünce önünü açıp elimi baksırına sokup sertleşmiş olan erkekliğiyle buluşturdum.


İç çekişi kulağımda dibinde duyulurken benimde inlemem tuvalette duyulmuştu. Tarığın elini kasıklarımda hissedince "Gayet hazırım merak etme sevgilim" diye gülümsedim. Gözlerimiz birbiriyle buluştuğunda o da yüzündeki gülümsemeyle "O zaman beni yuvamla buluşturman gerek" diye dudaklarıma yöneldi.


Onu girişime yerleştirdiğimde ikimizde kısa süreli nefesimizi tuttuk. Alınlarımız birleşmişken o da kendini yavaşça içime hapsetti. Hissettiğim doluluk hissiyle kafam duvara yaslandığında, Tarık kendini geri çekip hızla içime girmişti. İnlemem dudakları yüzünden boğuklaşmıştı.


İçimdeki hareketleri devam ederken inlemelerimi tutmaya çalışıyordum. Herkesi buraya toplamak istemezdik sonuçta. Dudaklarımız yeniden buluştuğunda ikimizde mecburen sessizce inliyorduk. Hareketleri hızlanırken yine o zevkin tepelerine çıkmıştım. Bir kolum omzunu sararken onun dudakları umarım boynumda iz bırakmazdı.


Bacaklarım titrerken kendimi bırakmıştım. Bir kaç hareketten sonra içimde onu da hissettiğimde bir süre nefeslendik. İçimden çıktığında bacaklarımı belinden çözdüm ve yerle buluşturdum. Kıyafetlerimizi düzeltip tuvaletten çıktık ve masaya doğru ilerledik.


Hazırda dönen sohbete şıp diye damlayıp bir şey olmamış gibi hissettirdik. Saatler akıp giderken herkes dağılmıştı. Her anlamda hemde. Arabaya zorla bindirdiğimiz Çınar, Gökay ve Melih üçlüsüyle büyük sevap kazanmıştık bence. Sabır boş keseden verilmiş gibiydi hemde.


Beni eve Tarık bırakmıştı ve sonrasında o da evine gitmişti. Abimi, Gökayı ve Melihi odalarına fırlatıp Kerem abimle vedalaşıp odalara dağıldık. Annemler zaten uyumuşlardı. Bende kısa bir duştan sonra kendimi yatağa atmıştım.


Telefonum çalınca arayan sevgilimi cevapladım. "Efendim sevgilim"


"Uyandırdım mı güzelim?"


"Hayır aşkım uyumuyordum. Yeni duş aldım anca yattım"


"Bensiz mi? Ne kadar ayıp!"


"Seni sonraya bıraktım sevgilim" diye güldüm.


"İyi bakalım. Aklıma geldi de şu mobilya işlerini bir an önce halledelim mi güzelim?"


"Olur hayatım. Zaten ben biraz almaya başladım. Seninde uygun olduğunda çıkıp alalım"


"Yarın?"


"Yarın mı? Çok erken değil mi?"


"Bence geç bile kaldık güzelim"


"Diyorsun? Tamam o zaman sevgilim yarın çıkalım"


"Nikah gününü ne yapalım peki güzelim"


Nikah günü mü? Bence hemen evlenelim ya.


"Bence bir iki ay sonraya alalım sevgilim. Sence?"


"Olur güzelim. Evi de anca hazırlarız zaten"


Biraz daha konuştuktan sonra vedalaşıp telefonu kapattık. Sonrasında ise mışıl mışıl uyumaya başladım. Yarın alışveriş yapacaktık ve dinlensem iyi olurdu.


Diğer bölümde görüşmek üzere...🫶🏻🫶🏻🫶🏻


Loading...
0%