@merida_xx
|
Gözlerimi açıp saate baktığımda gece saat üçtü. Bu saatte niye uyandım ben allah aşkına ya. Uyandıktan sonra geri de uyuyamazdım. Lanetti. Hasta yatağımın başındaki lambanın aydınlattığı kadar odada göz gezdirdim. Bu gece yanımda kalanlar Yeşim hanım ve Gökaydı. Yeşim hanım bu sefee herkesi yollamaya çalışmıştı ama Gökay "O benim ikizim ve annem kadın biz senin karnında bile beraberdik şimdi bizi ayırmaya çalışmak sana yakışıyor mu?!" Diyip bu geceki sandalyenin sahibi olmaya hak kazanmıştı. Deliydi biraz severdim. Başımı koltukta uzanmış Yeşim hanımdan ve Gökaydan çekip masamdaki telefonumu aldım. Hastanenin wifi şifresini keşke Keremden alsaydım yav. Aslında numaralarını kaydetmiştim. Uyanık mıydı ki? Ben yine de yazayım belki görürdü. Rehberden 'Maviş Doktor' u buldum. Ben: Doktor bey iyi geceler. O saygı değer uykunuzda rahatınızı bozmak istemezdim(istedim) acaba hastanenin wifi şifresi nedirkii? (03.14) Ekrana iki dakika kadar baktım cevap olmadığını görünce iç çekip mobili açmak için paneli indirdim. Tam açacaktım kii o mesut eden mesaj gelmişti. Maviş Doktor 🩺: Günaydın Gözde. Bu saatte yazman beni nasıl mutlu etti anlatamam abicim(!). Hem sen bu saatte niye ayaktasın? (03.17) Maviş Doktor 🩺: Şifreyi tekrar tekrar okuduktan sonra girdim. Sonra wp'ye girip Keremi buldum. Ben: Yok canım ne narsistliği tövbeee 🤐🤐 Kerem anında çevrimiçi oldu ve mesajı gördü. Maviş Doktor 🩺: Küçük bir detayı geçsem anlarsın zaten abicim. Hastane bizim 😏😏 Ben: Pa-pa-pardon beyefendi. Büyük hareket. Tebrik edilmeli. Maviş Doktor 🩺: Ne sandın Yanımda oluşan hareketlilikte korkudan altıma yapacaktım. Telefonu o tarafa döndürdüğümde Gökay yarı uykulu ve yarı sırıtık bir şekilde bana bakıyordu. Telefonuma bakınca yatı kapalı olan gözleri sonuna kadar açıldı. "Sen Kerem abimle mi konuşuyorsun?" Diye sordu. Sonra uzandığı yerden kalkıp o da telefonunu alıp geri geldi. İnternete bağlanıp wp'ye girince SOYHAN SOYLARI adlı gruba girdi ve beni gruba ekledi. Yiaa beni telefonuna Geç Bulunan İkiz diye kaydetmiş. Telefonuma bildirim gelince ekranıma baktım. Hero🧯: Niye ayaktasın sen lan sen Gözdeye bir şey mi oldu? Ayak İzi🐾: Yok abi. Aramızda hain varda onun bilgisini geçeyim dedim. Artık cezasını siz kesersiniz🫡 Maviş Doktor 🩺: Kes lan git uyu. Ayak İzi🐾: Bak kendini nasıl belli etti😒 Hero🧯: Keyiften ayaktasın anlaşıldı. Ayak İzi🐾: Abi anladım uykulusun hiç bulaşmasam mı sana 🥲🥲 Hero🧯: Konuş! Ayak İzi🐾: Kerem abim Gözdeyle gizli gizli konuşuyor. Hemde komikli. İyi geceler. Yazıp telefonunu kapattı. Gülüp bana doğru döndü "İzle bak şimdi" dedi ve gülmesini bastırmak için pikeyi ağzına sıkıştırdı. Bende ona gülüp gruba baktım. İmdat!🚨: Vay puşt! Hero🧯: Öyle mi?? Çekinik tospik🐒: Hemenden mi? İmdat!🚨: Sen niye uyanıksın Melih? Çekinik tospik🐒: Size iyi geceler demek için abi. İyi geceler 🥱 Maviş Doktor 🩺: Gökay yarın görüşücez abim. Öpüyorum seni(!) Hero🧯: Bir sorun mu oldu Kerem? Ne diye bu saatte konuşuyorsun kızla. Olaya el atmam gerektiğini hissedip ben de yazdım. Ben: Önemli bir şey yok merak etmeyin. Sadece wifi şifresini öğrenmek için yazmıştım☺️☺️ Maviş Doktor 🩺: Boşver abicim yapma şunlara açıklama falan. Gel biz seninle özele geçelim😘 İmdat!🚨: Hayır! Hero🧯: Hayır! Çekinik tospik🐒: Hayır! Maviş Doktor 🩺: 🖕🖕 Ben: Umrunda değilmiş. Ben: 😂😂😂😂😂 Ağaç bey🌳: Gökay en son baktığımda o sandalyenin bir sıkıntısı yoktu. Seni sıkıntıya sokmadan yerine geç zıbar kardeşim. Gökay mesajları benim telefonumdan okuduğu için bir anda elimdem aldı ve gülerek yazmaya başladı. Ben: Sevgili abilerim lütfen diğer parçamın üzerine gitmeyin. Onu yanımda hissetmek beni çok mutlu ediyor. Yazıp gönderdi. Ona gülerek baktığımda gruba aynı anda mesaj gelmeye başlamıştı. Ağaç bey🌳: Abi mi? Tamam kızmam. Maviş Doktor 🩺: Abin öpsün seni. Neye kızdığımı bile unuttum. İmdat!🚨: Gökay?? Hero🧯: Ben uyuyorum. Çekinik tospik🐒: Sadece onun yanında mı?? Mesajları okuyunca karşılıklı gülmeye başladık. Melih yavrumun ise yazdığı şeyle onu mıncırasım gelmişti ama yanımda değildi. Telefonumu geri alıp bu sefer ben yazdım. Ben: Bilgilendirme; az önceki mesaj telefonuma el koyan; dokuz ay aynı yeri paylaştığım kişi tarafından yazılmıştır. Teşekkürler. Gökay bu sefer hızlıca kendi telefonunu alıp gruba girdi. Ayak izi🐾: Lan harbiden. Biz Gözdeyle sizden daha çok tanışığız. Kudurabilirsiniz 😂😂 Hero🧯: Uyuyun artık. İmdat!🚨: Yatın hadi. Ağaç bey🌳: Zıbarmak için son dakikalarınız. Ben: Tamam. Ayak izi🐾: Tamam. Çekinik tospik🐒: İyi geceler herkese. Melihin mesajına kalp bırakıp gruptan çıktım ve telefonu masaya bıraktım. Tam Gökaya dönüp sohbet edecekken bir mesaj geldi. Batu kuşumdu. Ben: Yok Batu kuşum yani kalktım. Batu yönüm: Bu saatte? Neyse bende kalktım zaten uyku tutmadı Ben: Nasılsın pekii? Batu yönüm: Senn utandınn Ben: Ben bir süre seninle kalabilir miyim acaba Batu yönüm: Kızım ne saçmalıyorsun sen Ben: O zaman yarın sana geliyorum haberin olsunnn😘😘 Batu yönüm: Tamam şimdi defolabilirsin uykum geldi Çıkartmamıda gönderdiğime göre artık telefonu kapatabildim. Yanında uzanan Gökay bana garip bir şekilde bakıyordu "Ne oldu?" Diye sordum. Kendini hafifçe yukarı çekip "Yarın bizimle gelmeyecek misin?" Diye sordu. Davet mi ettiniz lan diyesim gelsede henüz o samimiyet için erkendi. Gökay kaşlarını çattıktan sonra bir şey demeden kafanın aşağı yukarı salladı. Söylemek istediği bi şey var gibiydi ama söyleyemiyordu. "Söyle hadii" dedim ve omzuna hafifçe vurdum. "Şey, beni yanlış anlama ama neden bizimle kalmak istemiyorsun?" He? Niye istemeyeyim kii. Çağırmadınızz. Kalbim çıt. "Gökay asıl sen yanlış anlama ama ben çağırıldığımı hatırlamıyorum. O yüzden sininle kalmayacağım" Dedim bakışlarımı üstümde bulunan pikeye indirip elimle oynarken. Aniden ayağa kalkıp "Sen salak mısın Cemile!" Dedi. Ama sesini ayarlama gibi bir zahmete girmediği için Yeşim hanımı uykusundan sıçratarak uyandırmıştı. Yeşim hanım şaşkınca etrafa bakıp koşarak yanıma geldi ve beni incelemeye başladı. "Ne oldu kızım iyi misin? Gökay ne oldu oğlum? Bastın mı tuşa geliyor mu doktor?" Diye hızlı hızlı konuşmaya başladı. Al işte kadın öldük sandı. "Hayır hayır sakin olun Yeşim hanım bir sorun yok sadece Gökay sesini ayarlayamadı da o yüzden sizi uyandırmış olduk. Kusura bakmayın." Dedim mahçup bir şekilde. Yeşim hanım rahatlamayla derin bir nefes verip yatağa oturdu. "Ne kusuru kızım olur mu öyle şey. Hem siz bu saatte niye kalktınız ki? Acıktın mı yoksa hemen bir şeyler hazırlayabilirim. Baban sandviç malzemeleri getirmişti. Hazırlıyım hemen bi kaç tane" diyip ayaklanmıştı ki Gökay kendini unutturmadan "Kızın bizimle kalmayacakmış anne!" Dedi ve odadan çıktı. Kızmış kertenkele. Çağrılmadığım yerde kalacağımı mı düşünüyordu ki. Yeşim hanım bana üzgünce bakıp "Niye kızım? Bizi tanımak istemez misin? Eğer izin verirsen biz seninle tanışıp bir aile olmak istiyoduk." Dedi dokunsam ağlayacak bir modda. Ona beni çağırmadınız desem kırıcı olur muydum ki. "Yeşim hanım, şey, tabi bende sizi tanımak isterim ama beni davet etmedi-" sözünü hemen elini ağzımı kapatmakla kesmişti. "Kızım saçmalama lütfen. Senin davete mi ihtiyacın var. Orası ne kadar bizim evimizse seninde evin artık. Böyle düşünme lütfen. Ama haklı olabilirsin biz sana bunu söylemeden bildiğini düşünmek bizim hatta benim hatam. Ben özür dilerim kızım. Bizimle kalmanı çok isteriz eğer sende istersen yarın bizimle beraber evimize gidelim he kızım?" Vereceğim cevap sanki olumsuz olursa şurda yerde oturup ağlayacak gibi duruyordu. Aklıma gelen bir diğer şeyle biraz düşündüm. Acaba o kızın odasını mı bana vereceklerdi. Direk sormak istedim "Şey tabii bende sizi tanımam isterim. Yanlış anlamazsanız eğer bir şey sorucam. Şimdi ben sizinle kalmaya başladığımda kızınızın odasında mı kalıcam?" Bu önemli bir soruydu. Annemin dediği ve benim katıldığım nadir sözlerdendi. Ev üstüne ev olmaz. Olmazdı. Haklıydı. Yeşim hanım hızla kafasını hayır anlamında salladı. Gözlerimi açtığımda açtığımda telefonuma baktım ve saatin 09.17 olduğunu gördüm. Nasıl uyudum ben uyandıktan sonra ya hiç adetim değildir. Tıkır tıkır sesler gelince kafamı oraya çevirdim. Abimin eşyalarımı koyduğu sırt çantama Yeşim hanım kıyafetlerimi koyuyordu. Yanında da Gökay fısır fısır konuşuyordu. "Benim odamın yanındaki odayı ayarlamışlar dimi annem kadın" "Ne bileyim oğlum söylemediler ki bi şey. Odayı hazırladık dediler sadece." "Onlar varya kesin kendi odalarının yanını hazırlamışlardır." "Ayy Gökay abinlerde artık bizimle kalırlar değil mi oğlum?" "Kalmaz olurlar mı annem ya. Gün gece Gözde Kerem abimle konuşuyordu. Saat üç gibi falandı galiba tam hatırlamıyorum. O saatte hepsi ayaktaymış biliyor musun? Hani şu uykuyu her şeye tercih eden evlatların. Cenk abime sorduğumda yerleşiyoruz dedi. Yanii annem kadın artık istediğin oluyor. Hepimiz aynı evde yaşayacağız. Umarım Gözde de bize alışır ve gerçek bir aile oluruz." "Alışır oğlum merak etme. Farketmedin mi aynı benim gibi deli dolu, cıvıl cıvıl. Çokta sıcakkanlı değil mi Gökay?" "Evet annem gerçekten öyle. O kızla hiç bir alakası yok. Anne biz bunu daha önce nasıl farkedemedik ki. Hiçbirimizi sevmiyordu gerçi bizde onu o yaşattıklarından sonra sevmiyorduk. Ayrıca hiçbirimize benzemiyor bile. Gözdeyi tanıyalı daha iki gün bile olmadı ama sanki şu zamana kadar eksik olan, eksik hissettiğim yanım tamamlanmış gibi hissediyorum anne." "Of oğlum sorma hiç onu. Abinin anlattıklarından sonra babanla bunu düşünüp duruyoruz. İçten içe farkındaydık aslında ama buna hiç ihtimal vermediğimiz için onu öyle kabullenmiştik. Sizleri de kırdık bunun yüzünden. Sizlerden özür borçluyuz oğlum." Bu arada demek kii o kızı sevmiyorladı. Bu içten içe hoşuma gitti ama yaşattıklarından kastı neydi bilmiyordum. Zaten yüzünden betlik akıyordu. Çok mu kötü biriydi ki. Annemlere falan bir şey yapar mıydı? Yaparsa sonucu çok açıktı. Onu parçalardım. "Kızım aklım çıktı. Sen ne ara" bana bakmayı kesip yavaşça kafasını Gökaya çevirmişti. Çevirirken gözlerindeki sinirinde arttığını görmüştüm. "Sen ne dedin az önce Gökay!" Diyip elindeki swetimle Gökayın kıçına vurmuştu. "Bir şey demedim annem kadın. Sen yanlış şey etmişsin." Diyip arkama saklandı. Tekrar gülmeye başladığımda kapı açıldı ve içeri Murat bey girdi. "Ooo günaydınlar. Ne böyle sesleriniz odanın dışından duyuluyor. Bize de söyleyinde bizde eşlik edelim" diyerek Yeşim hanımın yanına geçip alnını öpmüştü. Yeşim hanım kafasını başka tarafa çevirsede yüzündeki mutlu gülümsemeyi saklayamamıştı. Gökay arkamdan çıkıp "Günaydın baba. Gözde sabah sabah bizi korkutmak istemişte ona gülüyorduk." Murat bey bana samimi bir şekilde gülerek "Demek öylee. İyi yapmışsın kızım ama bir dahakine anneni değilde o yanındaki iti korkut kızım." Dedi. Yeşim hanım alttan alttan kocasına aşkla bakarken ona bakışlarımı farkedince hemen gözlerini kaçırdı ve çantamın fermuarını kapattı. "Onun yerine sizi tercih ederim o zaman Murat bey." Dedim bende onlara gülerek. Gülümsemesindeki mutluluk kendini hüzne bırakmıştı. Sanırım bey dediğim için olmuştu bu. Zamana ihtiyacım vardı üzgünüm. "Kalbime indirmediğin sürece seve seve kızım" dedi. Kapının ordan Melihin sesi duyuldu. "Anne Hakan abim aşağıda bekliyor. Hazırsanız inelim bizi bekliyorlar." Dedi. Yaa seni yerim küçük velet. Acaba kardeşim olduğunu öğrendiğim için mi gözüme bu kadar tatlı ve yenilesi duruyordu ki. Benden çekindiğini bildiğim için ona adımlayan ben olmalıydım. Belki bana daha rahat yaklaşırdı. "Günaydın. Ben aşağıdayım." Diyip koşar adım odadan çıktı. Onun çıkışını gülerek izlerken arkamı döndüğümde Yeşim hanım ve Murat bey bana minnetle ve sevgiyle bakıyorlardı. Pek anlamadım ama sonra anlardım her halde. Gökay çantamı sırtına bohçacı edasıyla almıştı. "Hadi gidelim o zaman." Dedi ve kapıya yanıma doğru adımladı. "Ben bir yüzümü yıkayıp gelirim siz inin isterseni." Dedim hala yataktan çıktığım gibiydim çünkü. Kendime bir baksam iyi olurdu. Yeşim hanım "Ben beklerim seni kızım sen banyoya geçebilirsin." Dedi. Kafamı olumsuz anlamda salladım "Yok Yeşim hanım duşu eve gidince alırım. Sadece yüzümü yıkar gelirim sizde gidebilirsiniz." Dedim. Üçü de birbiriyle ne yapsak diye bakışıyorlardı. Onlara gülüp hepsini tek tek odamdan çıkardım. "Üç dakikaya gelirim" dedim ve banyoya girdim. Aynada gördüğüm suratla rahatlamıştım. Gayette iyi duruyordum. Sadece saçım biraz dağılmıştı. Ee o kadar da olurdu yani. Soğuk suyu açtıktan sonra yaşayacağım şoka kendimi hazırlayıp suyu yüzümü yıkadım. Allahım baştan ayağa ufak bir irkilme yaşadım. Ne yapayım yani. Soğuk su böyle hissettirdiği için her zaman bunu yaşıyordum ama bırakamıyordum da. Bir kaç kere daha aynı işlemi tekrarlarım ve artık gönül rahatlığı ile yüzümü kurulamak için banyoda havlu aradım. Dolaplar boştu, her halde Yeşim hanım her şeyi toplamıştı. İçeriden tıkırtı duyduğumda sırıtarak kapıyı açtım ve kendimi odaya attım. Karşımda görmeyi beklediğim kişi kesinlikle Gökaydı. Gördüğüm kişi ise siyah şapkalı biri olmuştu. Tövbe bismillah. Elim kapı kulpunda kaldığında o da kapı sesiyle bana doğru döndü. Şapkasının altından bana baktığında parlayan mavi gözlerini gördüm. Beni incelemeye başladığında gerilmeye başlamıştım. Kimdi bu şimdi? Tam kim olduğunu soracaktım ki aniden arkasını dönüp odadan çıktı. Çıkarken elinde parlayan şeyi gördüm. Emin olmak için yatağın yanındaki masaya ilerleyip çekmeceyi açtım ve şans bilekliğimi aradım. Bulamayınca kapıdan çıkıp gözlerimle az önce odamdan çıkan kişiyi aradım. Arkamdan bir ses duymamla olduğum yerde sıçradım ve hemen saldırmak için ellerimi yukarı kaldırıp hazırlandım. Karşımda bana şaşkınca bakan Cenk abiyi görünce rahat bir nefes alıp elimi göğsüme koydum. "Sen miydin. Ödüm bi tarafına karıştı ya. İnsan bi seslenir." Dedim. Şaşkınlığı aramıza veda edip yerine merak gelmişti. He tabi kaşları da unutmayalım. "Bir sorun mu var neden bu kadar korktun?" Dedi bana yaklaşarak. Yanıma gelince hafifçe kolunu tuttum ve ona odayı işaret ettim. Bir şey dememe fırsat vermeden elini beline attı ve silahını çıkardı. Lan noluyo? Hızlıca odaya girdiğinde bende arkasından girdim. "Ben banyodayken bir ses duydum ve Gökay geldi zannettim. Banyodan çıktığımda ise siyah şapkalı biri vardı." Dediğimde odaya bakmayı bırakıp bir anda bana döndü ve hızlıca kolumdan tutup beni incelemeye başladı. "Bir şey yaptı mı sana abicim? Sen iyi misin?" Diye panikle beni incelemeye devam etti. Onun ellerini tutup gözlerine baktım. Kahverengiydi. "Sakin ol lütfen. Bana bir şey yapmadı sadece bilekliğimi almış sanırım. Odadan çıkarken elinde parlak bir şey görmüştüm. O yüzden bilekliğim olduğundan şüphelendim ve arkasından gidiyordum." Dedim. Dediklerimle panik hali kendini öfkeye bırakmıştı. "Bir şey olmaz boşver. Eğer çalmışsa da alt tarafı bir bileklik yenisini alırım ben. Artık gidelim buradan." Dedim. Bana dikkatlice baktı ve telefonunu cebine koydu. "Eşyalarının arasında çıkmazsa eğer o zaman araştırırım haberin olsun Gözde." Dedi ve kolunu omzuma atıp beni odadan çıkarttı. Hastaneden çıktığımızda iki arabanın yanında durmuş Murat bey ve Hakan abiyi görmüştüm. Onların yanına gittiğimde Cenk abi direk Yeşim hanıma dönüp "Anne Gözdenin bilekliğini aldın mı sen?" Diye sordu. Az bi beklesemiydin acaba. Yeşim hanım bize gülümseyerek bakıyordu. "Ne var ne yoksa aldım oğlum. Hayırdır ne oldu ne yapacaksın sen Gözdenin bilekliğini?" Diye sordu. Almıştı işte dedim ben. Yanlış görmüşüm. Cenk abiyi dürtünce bana baktı ve ona 'bak gördün mü' bakışlarımı atıp kolunun altından çıktım ve rastgele bir arabaya bindim. Daha kimse arabaya binmemişken Batu kuşuma onda kalmayacağımı yazdım ve arkama yaslandım. Bir dakika biz şu an kaç kişiydik. Murat bey ve Yeşim hanım 2. Hakan,Kerem,Cenk,Çınar abiler etti 6. Gökay ben ve Melih ile ettik 9. İki arabaya bu kadar kişi nasıl sığacağız biz. Hadi hayırlısıydı. && Merhaba arkadaşlar hoşgeldiniz. Hero🧯? İmdat!🚨? Maviş dokor🩺? Ağaç bey🌳? Ayak izi🐾? Çekinik tospik🐒? Diğer bölümde görüşmek üzeree kendinize iyi bakın🫶🏻🫶🏻🫶🏻 |
0% |