Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9. Bölüm

@merida_xx

Şu an Kerem abinin kucağında ayaklarımı Gökaya uzatmış bir şekilde oturuyordum. Bu konuma nasıl geldiğim konusuna gelirsek eğer her şey Gökay ve Kerem abinin tartışması yüzünden olmuştu. Biraz da ben tabii. Arabanın nüfusunu ve kişilerin mevkisini bildiriyorum.


Önce diğer arabadan başlasam hepimiz için daha kolay olur. Hakan abi arabayı kullanıyor. Yeşim hanım onun yanında yolcu koltuğunda otuyor. Arka kısımda ise Cenk abi ve Çınar abi ve Melih yavrum vardı. Onu yanımda bu tarafta istemiştim ama tospiğim diğer arabaya çoktan kurulmuştu. O yüzden ses etmedim. Şu an bulunduğum araba ise...


Murat bey ön tarafta yolcu koltuğunda oturuyor. Arabayı kullan kişi de onun şöförü Cüneyt abiydi. Ayak üstü onunla da tanıştık. Tatlış bir adamdı. Tahminen otuzun sonlarındaydı.


Biz daha doğrusu ben arabaya herkesten önce bindiğim için cam kenarına oturmuştum. Benim kapım açılıp Kerem abi içeri girmişti. Evet ben otururken bunu yapmıştı. Balıklama şekilde arabaya girdikten sonra cam kenarında ben ortaya Kerem abi oturmuş oldu. Diğer kapı açıldığında Gökay kendini içeri atıp kapıyı kapatmıştı. İkisininde maşallahı olduğu için hafif sıkışmıştık. Sonra Kerem abi dün Gökayın diğer abimlere onu şikayet etmesi üzerine sözlü bir savaşa girmişlerdi. Sonrada Gökay benim yanımda oturmak istediğini söylemişti ve Kerem abiyle yer değiştirmeye çalışmıştı.


Bununla beraber itiş kakışa da başlamış bulundular. Onlara daha fazla katlanmak istediğim için ben Kerem abiyle yer değiştirmiştim. Arada bir bize aynadan bakan Cüneyt abi bize gülüp yoluna dönüyordu. Murat beyde bazen arkasını dönüp bizi izliyordu. Bir süre yola böyle devam ettikten sonra durup dururken tükürüğüm boğazıma kaçmıştı ve küçük çaplı bir öksürük krizine girmiştim. Hepsi endişeyle bana döndüğünde Kerem abi hemen beni kucağına alıp hava almam için camı açmıştı. Bilmiyordu ki tükürüğümde boğuldumu. Krizim sonlandığında yerime geçmek istemiştim ama Kerem abi bırakmamıştı bu sefer. Bende uğraşmak yerine sırtımı kapıya yaslanıp ayaklarımı Gökaya doğru uzatmıştım. O da ayakkabılarımı çıkarıp iyiyice rahat oturmamı sağlamıştı. Minik minikte ayağımdaki lekeyi seviyordu.


Araba durduğunda sırtımı yasladığım kapı açılmıştı tam düşecektim ki Kerem belimdeki ellerinin tutuşunu sıkılaştıdı. Kapıya açan kişiye dönüp sinirle baktı "Salak mısın sen Çınar! Ne biçin kapı açmak o"


Çınarsa Kerem abinin kucağında beni gördüğü için şaşkınlıklara bana bakıyordu. Hakan abi Çınarı hafifçe kenara itip beni Kerem abinin kucağından söküp aldı. Alırkende ona ters ters bakıp "Şu sıra beni sınıyorsun haberin olsun" dedi. Beni koltuk altlarımdan tutup çektiği için ayakkabımı giymeme zaman tanımamıştı.


Beni yere indirirken yere basmak yerine parmak uçlarımda bir ayağına basarak ona tutunmuştum. Hakan abi ayağının üzerine tünemiş beni farkedince gülerek kolunu belime sarmıştı. Böyle daha rahat duruluyordu. Tam daha rahat bir konuma geleyim derken bir anda beni kucağına almıştı. Bunu beklemediğim için ağzımdan Hiiih! Nidasını koyverdim gitmişti. Bende kollarımı boynuna sarıp ona gülmüştüm.


Arkamda duyduğumuz homurtuyla ikimizde o tarafa baktık. Yeşim hanım hariç hepsi Hakan abiye kötü kötü bakıyordu. Yeşim hanımsa melül melül bize gülümsüyordu. Tatlı kadındı. Hakan abi hiç birini umursamayıp omuz silkti ve eve doğru adımladı. Tabi kucağında benimle.


Evi incelediğimde dört katlı ve oldukça büyük bir ev olduğunu gördüm. Ee tabi bu kadar kişi ancak böyle bir eve sığabilirdi. Kocaman bir bahçesi de vardı. Hatta bahçenin ilerisinde sera gibi bir yer vardı ve mükemmeldi. Kahramanıma dönüp elimle orayı işaret ettim "Orası sera mı?" Diye sordum. O da baktığım yere bakıp kafasını olumsuz anlamda salladı. "Orası kış bahçesi. Annem düzenlemişti. Uzun zamandır girmedim bende. Eğer değiştirmediyse hala kış bahçesi olmalı." Dedi. Anladım diyip tekrar etrafı incelemeye başladım. Etrafta tek tük takım elbiseli adamlar vardı. Hakan abi ben sormadan "Sadece güvenlik amaçlı buradalar abicim. Bazen babamın işiyle ilgili sorun çıkıyor o yüzden yani." Dedi. İyi mafya falan değilmişiz.


Kapıya ulaştığımızda ayağıyla hafifçe kapıya vurdu. Kapıyı genç bir kız açtı. Hakan abiyi görünce cilveli bir şekilde gülümsedi. Bakışları bana yönelince de yapmacık bir şekilde gülümsedi. Hah. Seni salak. Hakan abi "Senin burada ne işin var. Irmak artık burada kalmıyor. Buraya gelmen için bir sebebin yok." Dedi. Aferin. Niyeti belli olan kadınları başından savan Hakan Soyhan gözümde yine yükselmişti. Bu kadında her halde o kızın arkadaşıydı. "Benim her zaman bir sebebim olur Hakan. Bilmiyormuş gibi konuşma." Dedi ve kıvırta kıvırta yanımızdan geçti. O neydi be öyle. Kadının arkasından artık nasıl bakıyorsam Çınar yanımdan geçerken yüzüme bakıp kahkaha atmıştı. Bende kendime gelip Hakan abinin kucağından evin içine atladım.


Açık renklerle dekore edilmiş büyük bir salon karşılamıştı beni. Sol taraftaki kapıdan bir kadın çıkmıştı. Tontik bir kadındı. Beni görünce gülümsedi ve hemen ayağıma bir terlik getirdi. Aaa hiç sevmezdim ki. Evde terlik giymek pek benlik bir durum değildi. Önüme koyduğu terliği alıp aldığı yere geri götürdüm. "Teşekkür ederim ama evde terlik giymiyorum." Dedim. "O zaman ayakkabı getireyim efendim" dedi. "Efendim mi? Tövbe de be teyzem ne efendisi. Ben böyle mutluyum sen hiç zahmet etme." Dedim ve onu arkamda bırakıp salona girdim. Genişti. Hemde baya. Camlara baktığımda az önce gördüğüm yeri gördüm. Oraya en kısa sürede gitmeliydim.


Hepimiz içeri geçmiş ve salonda oturuyorduk. Birinin konu açması lazımdı bu böyle olmazdı. İmdadımıza az önceki kadın yetişti. "Yeşim hanım karnınız acıkmıştır sizin o kadar hastanede kaldınız. Hem bir şey de yememişsinizdir. Buyrun sofraya geçin." Dedi. Cidden de bir şey yememiştik. Yani en azından ben yememiştim. Hemen ayağa kalkıp kadının yanına gittim. Elimi uzatıp "Merhabalar. Ben Gözde" dedim. Kadın hemen elimi tutup "Merhaba güzel kızım bende Saadet. Burada mutfak işleri ile ilgileniyorum." Dedi. "O kadarını anladım canım. Eee arada kapışır mıyız Saadet sultan." Dedim hafifçe kolunu dürterek. Saadet hanım dediğimi anlamayıp aile fertlerine bakmaya başladı.


Yanlış anlaşılmadan hemen söze girdim "Kapışmak dediğim kötü bir şey değil kız. Bende aşçıyım. O yüzden diyorum. Şöyle güzel düellolar yapmaz mıyız?" Dedim. Kadın rahat bir nefes verip gülmeye başladı. "Yaparız tabi Gözde han-" devamını getirmesine izin vermeden parmağımı dudaklarını kapattım. "Hanım manım yok Saadet sultan. Zaten beni tanıdıkça benden hanım olmayacağını anlarsın" dedim gülerek. Daha çok gülüp "Deli kız. İyi tamam demem hanım falan." Dedi.


Mutfak olduğunu düşündüğüm yere girdim ama masa bomboştu. Eee? Hani yemek? Kapıdan çıkıp içeri baktığımda hepsi beni izliyordu. Parmağımla mutfağı gösterdim ve "Iıı şey masa henüz kurulmamış ama iki dakikada hallederiz. Dimi Saadet sultan haydi göster yemekleri de servis edelim." Dedim Saadet hanımı kolundan tutup mutfağa ilerletiyordum.


Melihin sesini duyunca ona baktım. "Abla yanlış yere baktın çünkü. Yemek odamız orada değil. Gel göstereyim." Dedi ve Saadet sultanı benden ayırıp beni bir yere doğru ilerletti. Sessizce ona bakıyordum. Abla dedi. Bana dedi. Bana abla dedi. O ise sanki hiç bir şey olmamış gibi beni ilerletiyordu. Bir anda durdum ve onuda kolundan tutup durdurdum. Bana şaşkınca bakmaya başlamıştı. Oyu nasıl da tatlı. Onu kendime çekip sıkıca sarıldım.


"Ooyy ablasının gülü. Sen bana abla mı dedin. Ağzını yüzünü yediğim." Diyip her cümlemin sonunda onu kendimden uzaklaştırıp öpüyordum. Sonrada tekrar sarılıyordum. Çocuğun beyni folloş olmasa iyiydi.


Yeşim hanımın iç çekişlerini duyunca Melih yavrumu serbest bıraktım. Yüzüne baktığımda yanakları kıpkırmızı olmuş şaftı kaymış gibi duruyordu. Bu haline gülüp onu kolumun altına alıp diğerlerine döndüm. Hepsi duygulu duygulu bakıyordu. Yeşim hanımda yanaklarını silip gülmeye çalışıyordu. Çok duygusalsın be Yeşim hanımcım.


Belime dolanan kollarla tekrar yavruma baktım. Ayy. Artık günde bi kaç kere yerdim ben bunu. Saçlarını karıştırıp onu kendimden uzaklaştırdım. "Tamam fazla da abartmayalım sonraya da kalsın." Dedim. Bana mutlu mutlu gülümseyip kurulu olan masaya doğru gitti. Bende onun arkasından gidip rastgele bir yere oturdum. Yani een uç kısma. Tahminen hepsinin yeri belliydi. O yüzden kendimi en uca atmıştım.


Herkes gelip oturunca ortadaki soğuk salatalara baktım. Murat bey afiyet olsun diyince direk elimi mısır salatasına atmıştım. Açım dedim ne yapayım. Tabağımı tepeleme doldurunca salatayı masaya geri bıraktım. Mutlu mutlu yemeye başlayacaktım ki üstümdeki bakışlarla kafamı kaldırıp onlara baktım.


Murat bey baş köşede, sol tarafında Yeşim hanım, Kerem abi, Gökay ve Melih yavrum vardı. Sağ tarafında ise Hakan abi, Cenk abi, Çınar abi ve ben oturuyorduk. Hepsine göz gezdirdim "Şey bir sorun mu var acaba?" Diye sordum. Hepsi silkelenip salatalara uzanmıştı. Gökaysa beni yanıtlamıştı"Yok. Yani bir sorun yok. Sadece bie şey sorucam." Dedi. Çabuk sor Gökayy açıımm. "Sor gelsin."


"Yoksa sende yiyip yiyip kilo almayanlardan mısın Gözde? Yanlış anlama sadece merak ettim." Ahh nerde o günler. "Keşke be Gökay. Ama ben mutfağın yanında geçsem kilo alabilecek biriyim. Yanii maalesef hayır. Tabağım için dediysen eğer, sadece bunu yiyeceğim için bu kadar çok aldım." Dedim ve salatamı yemeye başladım. O da anladım der gibi kafasını salladı.


Atıştırmalıklarımızı yedikten sonra tekrar salona geçmiştik. Ellerimi yıkayıp salona geçmeden önce abime her şeyin yolunda olduğuna dair mesaj attım. Herkes yine birbirine bakmaya başlamıştı ki mutfaktan küçük bir çocuk çıkmıştı. Allahım bu da mı kardeşimdi? Ee olur bunu da yerim. Çocuk beni görünce elindeki oyuncak arabasını yere düşürmüştü. Sonra hemen mutfağa geri gitti. Korkmuşmuydu ki? Yerimden kalkıp yerdeki oyuncağını aldım ve bende mutfağa girdim. Masanın yanındaki sandalyede sakince masum masum oturuyordu. Yanına doğru yaklaştığımda sandalyeden inip geri geri gitti. Allah allah bir tarafımda bir şey mi vardı ki bu kadar korkmuştu.


Onu daha fazla ürkütmek istemediğim için yavaşça dizlerim üzerine çöktüm ve elimdeki oyuncağını ona uzattım. Hemen atılıp oyuncağını aldı ve geri çekilip bana ürkek ürkek bakmaya başladı. Öksürerek boğazımı temizledim ve elimi ona uzattım. "Merhaba küçük bey benim adım Gözde. Eğer sende istersen seninle tanışmak istiyorum" dedim. Çocuk bir bana bir de elime baktı ve elleriyle oynamaya başladı.


Sonra gözlerime bakıp ellerini kaldırdı ve işaret diliyle "Sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim. Bir dahakine daha dikkatli olurum. Söz veriyorum" demişti. Böyle bir şey beklemediğim için şaşkınca ona baktım. Sonra bakışlarımı yanlış anlamasın diye hemen kendimi toplayıp bende işaret diliyle ona cevap verdim "Özür dilemene gerek yok canım. Benim yanımda rahat olabilirsin. Hem ben seninle tanışmak istiyorum. Sende istiyor musun?" Dedim.


Ne olur ne olmaz diye üniversiteye giderken işaret dili kursuna da gitmiştim. Bugün kullancağım aklımın ucundan bile geçmemişti. Bana parlayan gözlerle bakıp hevesle kafasını salladı. Ellerini kaldırıp "Evet isterim. Benim adım da Ali" dedi ve elini tutmam için uzattı. Gülümseyip elini tuttuğumda ban küçük bir kıkırtı yollamıştı. Ellerimi tekrar kaldırıp "Ama sen böyle bakarsan her an seni öpebilirim." Dedim.


Ellerimi izledikten sonra daha çok güldü ve utanıp kafasını önüne eğdi. "Ayy benden günah gitti" diyip yanağına sulu bir öpücük bıraktım. Eliyle yanağını kaşıyıp kıkırdayarak mutfaktan dışarı çıkmaya yöneldi. Bende gülerek ayağa kalktım ve kapıya yöneldim. Arkamı dönmemle Çınar bana gülümseterek bakıyordu.


"İşaret dili biliyorsun?" Dedi. Kafamı sallayıp "Evet üniversitedeyken kursuna gitmiştim belki lazım olur diye. Bugüne kısmetmiş." Dedim. Gülümseyerek kafasını sallamıştı o da. "Sen niye gelmiştin?" Diye soru yönelttim. "Alinin durumundan bahsetmediğim için gelmiştim. Anlaşamazsanız diye. Ama gerek yokmuş." Dedi. "Evet ihtiyacım olmadı ama yine de teşekkür ederim." Dedim ve yanından geçip yukarıya çıkan merdivenlerin yanında durdum.


Yeşim hanıma bakıp "Yeşim hanım benim kalacağım oda nerede acaba rica etsem gösterir misiniz? Eşyalarımı yerleştireyim." Dedim. Yeşim hanım ayağa kalkıp yanıma geldi. "Tabi kızım. Evi de gezdirmiş olurum hem." Dedi ve koluma girip merdivenlerden çıkamaya başladık. Odama girince sade ve şık bir oda beni karşılamıştı. Güzeldi. "Abilerin Görkem abinle konuşup eşyalarını almışlar kızım. Hepsi valizlerin içinde." Dedi ve sonra da "Yardım etmemi ister misin kızım?" Diye sordu. Bende buna gerek olmadığını kendimi odaya alıştıra alıştıra yerleştireceğimi söyledim ve onu göndermiştim.


Odamı yerleştirdikten sonra kendimi yatağa attım ve temiz nevresimleri kokladım. Miss. Odamdan bahsedecek olursam eğer; kapının kenarında bir çalışma masası ve küçük bir kütüphane vardı. Yatağımın yanında ise iki tame komodin ve odanın ortasında da halı vardı. Camın kenarında da iki tane armut koltuk vardı. Yani gayet sıradan bir odaydı. He bir de geniş bir giyinme odasıyla banyoda vardı.


Bu arada eşyalarımı yerleştirirken bilekliğimi bulamamıştım. Bunu Cenk abiye söylese miydim acaba? Alt tarafı bir bileklikti gerçi amann onunla mı uğraşıcam bir de. Çalışma masama doğru yönelip bilgisayarımı açtım. İş baksam iyi olurdu. Bilgisayarım açılırken telefonuma gelen sesle ona uzanıp aldım.


Ben: Batu kuşumm. Nasılsınn biraz daha iyi misinn?


Batu yönüm: İyiyim yavrum ya hastanede yatış hala. Durumum da iyiye gidiyor bir kaç güne çıkacakmışım.


Ben: Kıyamam ama 🥹


Batu yönüm: İyiyim bir şeyim yokk.


Batu yönüm: Anlat bakalım Gözde hanım. Yeni hayatının ilk günü nasıl geçiyor.


Ben: Şu an için her şey yolunda Batu kuşum


Ben: Eşyalarımı falan yerleştirdim az önce. Şimdide iş bakıcam pcden.


Batu yönüm: İyi yapmışsın yavrum.


Batu yönüm: Harbiden ya iş bakmak lazım. Hazır kendine bakıyorken bana da baksana Gözde. Belki gözüne bir şey çarpar.


Ben: Bakarım tabikii.


Ben: Yarın atacağım adreste bulaşık yıkamakla başlayabilirsin 😂😂


Batu yönüm: Salaksın 😂


Batu yönüm: İnsan gibi bir şey bul olmadı zaten o yönde kariyer yapıcaz 😂


Ben: Vurma şu gerçekleri yüzüme 😂


Batu yönüm: Gözdee hasiktir


Batu yönüm: Kredimin ödeme günü iki haftayaymış.


Batu yönüm: Kendinden önce bana bul hemen bir iş. Bulaşıkçılıkta okey.


Ben: Senin geldiyse benimde gelmiştir amına koyayım ya.


Ben: Tutma beni hemen araştırayım


Telefonumu kapatıp iş ilanlarına bakmaya başladım. Bir kaç tane bulunca numaralarını kağıda not edip aramaya başladım. İki tanesi yarın görüşme için çağırmıştı. İyi iyi bu iyi haber. İkiside esnaf lokantası gibi bir yerdi. Batu içinde iki tane yer bulmuştum.


Ben: Şşşşşşş. İş buldum oğlumm uyann.


Batu yönüm: Bu kadar hızlı?


Batu yönüm: Lan sakın pavyonda iş buldum deme Gözde


Ben: Salak mısın cemile?


Ben: Eğer günün sonunda elim boş olsaydı o kısma yönelicektim ama😂😂


Batu yönüm: Elin boş kalmasın diye mii😂😂😂


Allah belamızı verdi ateşler içinde kaldık ama yine de yolsuzluktan asla vazgeçmiyorduk. Biz iflah olmazdık yav.


Ben: Atıyorum adresi ve numarayı hadi yine iyisin😘


Ben: Ben adamla konuştum bu arada. Üç gün sonra gel dedi için.


Batu yönüm: Nasıl lan?


Ben: Sesimi kalınlaştırıp konuştum salak nasıl olucak


Ben: Gel üç gün sonra görüşelim dedi şu an kendileri şehir dışındaymış.


Batu yönüm: Ulan sen var ya


Batu yönüm: Kızım yanımda olsan yemiş bitirmiştim seni


Ben: Şımarma hemen köpek


Ben: Yarın iş görüşmem var benimde tutma beni kombin yapacağıımmm.


Batu yönüm: Tamam yavrum dikkat et kendine😘


Ona öpücük yollayıp kendimi banyoya attım. Kaç gündür yıkanamadım ya leş gibiyim. Sıcak suyun verdiği huzurla yüksek sesle şarkı söyleyip duşta neredeyse yarım saat kaldım. Banyo resmen duman altı olmuştu buhardan. Bornozumu giyip buharlaşmış aynama her zaman yaptığım gibi kalp çizecektim ki zaten çizilmiş olduğunu gördüm.


Tövbe bismillah. Hızlıca banyodan çıkmamla yüzüme ve vücuduma vuran soğuk hava dalgasıyla cama döndüm. Cam ardına kadar açıktı. Kapıyı açıp kendimi dışarı atacaktım ki çalışma masamda duran bilekliğim ve yanına iliştirilmiş notla olduğum yerde çakılı kaldım. Notu yavaşça elime alıp okuduğumla ise notu fırlatıp bütün evi ayağa kaldıracak bir çığlık atmıştım.


Notta yazan şey


Her sabah güne o güzel sesinle başlamamıza  çok az kaldı Gözdem. Sadece bana biraz daha zaman ver. Banyoya girdiğinde kapını kitlemeyi unutma sakın Gözdem. Seni benim dışında kimsenin öyle görmesini istemiyorum. Bekle beni...


&&


Merhaba arkadaşlar yeni bir bölümle karşınızdayım.


Artık kesin bir şekilde gözdenin takıntılı bir aşığı olduğunu biliyoruz bununla ilgili tahminleriniz var mı?


Bölümü yıldızlamayı ve yorum yapmayı unutmayın. Diğer bölümde görüşmek üzere 🫶🏻🫶🏻🫶🏻


Loading...
0%