Yeni Üyelik
85.
Bölüm

Fi̇nal

@merida_xx

"Sana doğuruyorum diyorum Görkem!" Diye bütün hastaneyi ayağa kaldıran Eylülüme baktım. Son bir saattir hasta yatağında kırım kırım kıvranıyordu. Ben ise ona dehşetle bakıyordum. Terden saçları nemlenmişti ve yatak kenarlıklarını deli dehşet sıkıyordu.


"Birtanem tamam da ben ne yapayım!" Diye abimde yan tarafında dokuz doğuruyordu. Eylül ablanın elini tutuyordu ama sonra Eylül abla sinirlenip onu itekliyordu. Yani abim şu dokuz ayda ne kadar stres topu olmuşsa bugün kat kat olmuştu. Kapı açıldı ve doktor yanımızdan geçip Eylülümü kontrol etti. "Biraz daha zamana ihtiyacımız va-" "Hayır! Hazırım ben! Doğurucam!" Diye bağırdı.


Doktor o kadar sabırlı bir adamdı ki ben çoktan bırakıp çıkmıştım. Ama adam öyle yapmadı tabi. "Eylül hanım biliyorum çok acı-" "Bir şey bildiğin yok senin! Doğuruyorum işte!" Diye kafasını arkaya atıp bağırdığında abimde "Ya karım doğuruyorum diyorsa doğuruyordur doktor bey! Doğurtun ne olacak!" Diye abimde anın heyecanıyla yükselmişti. Allahtan hastane bizimde kovulmayacağız. Yani umarım. 


Doktor sonunda ikna ettiğinde bende odadan çıktım. Odada sadece ben, annemler ve abim vardı. Babamlar dışarıda sandalyelere çökmüş bekliyorlardı. "Ne oldu doğdu mu?" Diye atılan Mehmet babama "Baba daha alınmadı bile, sakin olun siz" diye gülümsedim. Koridorun ucundan görünen Emre abi elinde koca çantalarla bize adımlıyordu.


"Hani nerde! Kirvesi ben olacağım bak!" Diye panikle etrafa bakındı. "Abi sakin olun bi ya! Daha doğuma girmedi bile" dediğimde "Oh çok şükür!" Diye çantaları bana uzattı. Çantaları odaya bırakıp tekrar çıktığımda bu sefer kocamı gördüm. Onu da aradığımda hemen geleceğini söylemişti ve hemencecikte gelmişti. Canım kocam.


Beni görünce babamların yanından kalkıp yanıma doğru geldi. "Güzelim durumlar ne?" Diye alnımdan öptüğünde "Biraz daha zaman lazımmış aşkım. Odadalar ve abim kesinlikle Eylülümden daha fena durumda" diye güldüm. Tarık gülümseyip "Girip baksam mı ki?" Diye sorduğunda bende onunla beraber odaya adımladım. Tam kapıyı açıp içeri girecekken abim hızla dışarı çıkmıştı.


"Allah aşkına doğuma alsınlar! Yoksa bu gidişle boşanacağız!" Diye doktoru aradı. Tarık, abime gülüp "Ben bi bakayım" diye içeriye girdiğinde bir dakika olmadan dışarı çıkmıştı. Ona merakla baktığımda abime dönüp "Biz mi doğurtsak acaba?" Diye sordu. İkisine de kötü kötü bakıp "Demeyin öyle ya! Kadın acıdan kıvranıyor içeride!" Diye çıkıştım. Kapı tekrar açılıp Hülya annem dışarı çıkınca o da abime bakıp "Cennetliksin oğlum sen" dedi.


Ben olayın normal olduğunu onlara anlatmaya çalışırken "Açılın!" Diye bağıran Hakan abime döndüm. Ha? Denizim bir sedyede hızlı hızlı bu tarafa geliyordu. Arkadan beliren annemlerle de "Ne oluyor ya?" Diye bakakaldım.


Sonuç olarak koca bir aile olarak hastaneyi ele geçirmiştik. Evet an itibari ile Denizimde doğumdaydı. Eylülümde onun arkasından doğuma alınmıştı. Abimlerde onlarla birlikte içeriye girmişlerdi ve biz geride kalanlar onların odasını hazırlıyorduk. Kapıya isimlikleri asarken Kaya Soyhan ve Uğur Karcan isimleri beni kocaman gülümsetti.


Annemler de küvezleri hazırladıktan sonra hep beraber dışarıya çıktık. Son derece heyecanlı bekleyiş devam ederken buraya ne amaçla geldiğimi düşündüm. Aslında buraya başka bir amaçla gelmiştim. Ve evet tahminleriniz doğru. Test yaptırmak için gelmiştim. Reglim gecikmişti ve direk soluğu hastanede almıştım, sonra abim arayıp Eylülümün doğurduğunu söyleyince işim kalmıştı.


Saçlarımdaki dudakla düşüncelerden sıyrılıp Tarığa döndüm. O çipil çipil yeşillerine bakarken "İyi misin sen güzelim?" Diye sordu. İlgisini yediğim. Yanağından öptükten sonra başımı omzuna yasladım ve "İyiyim aşkım, sanırım heyecanlandım bende" dedim. "Bende de var biraz ama dizginleyebildim" dediğinde "Dayı mı oldun senn" diye güldüm. Hıı layıp kıkırdadığında hızla omzundan kalktım "Tarık ben baba tarafı oldum! Beni severler dimi?" Diye sordum.


Gülerek yanağımdan öpüp "Seni sevmeyecek biri olacağını sanmıyorum güzelim" dedi. Ben onun gülen gözlerine bakıp erirken doğumhanenin kapısı açılmıştı. Hepimiz hızla ayaklanırken hemşire kucağında bebekle bize doğru yaklaştı. Meraklı bir şekilde bebeğe bakmaya çalılıyordum. Hemşire "Soyhan?" Diye bizlerde göz gezdirdiğinde Çınar abim hemen telaşla "Bizim!" Diye bağırdı.


Hemşire ona gülümseyip "Kayanın sağlık durumu gayet iyi. Annemizin de aynı şekilde, birazdan odaya alacağız. Şimdi gerekli testleri yapmamız gerekiyor" dedi ve kucağında yiğenimle hareketlenmişti ki abimin yokluğuyla "Şey pardon ama, abim nerde? Hakan Soyhan?" Diye merakla sordum. En son içeriye girmişti, çocuk da doğmuştu Denizimde iyiydi ama abim yoktu. Hemşire yüzündeki gülümsemeyi daha da artırımca "Iıı beyefendi biraz heyecanlı da. Ufak bir baygınlık yaşadı ama o da gayet iyi merak etmeyin" dedi. Abim bayılmış mıydı? Benim abim? Heyecandan? Vay anasını sayın seyirciler.


Hemşire yanımızdan geçip giderken Cenk abim ve Melih yavrumda onun peşlerinden gitmişti. Benimde gidesim vardı ama önce Uğurumu da görmeliydim. Babam, abime gülmeyi bıraktıktan sonra kapı tekrar açılmış ve bu sefer Uğurla beraber çıkmışlardı. Tabi ekstra olarak Eylülüm ve abimde çıkmıştı. Maşallah nidalarıyla hemşire onu da testler için götürdüğünde sonunda hepimiz odalara geçmiştik.


Eylülüm ve Denizim o kadar yorgun görünüyorlardı ama yine de yüzlerinde inanılmaz bir gülümseme vardı. Annemler de etraflarında fır fır dönüyor yardımcı oluyorlardı. Ben ise koltuğa oturmuş yiğenlerimin gelmesini bekliyordum. En kolay iş benimkiydi valla. Melih yavrum "Bakın tekrar teklif ediyorum bari birinin adını Melih koyalım. İdolleri olayım yiğenlerimin!" Diyerek odaya girdi. Az önce ayılan Hakan abim "Allah korusun abicim" dedi ve gülümseyip Melih yavrumun saçlarını karıştırdı.


"Gel yavrum sen ablanın kollarına, bunlar kıymet mi bilirler" diye kollarımı açıp onu çağırdım. Melih, abimlere üstten üstten bakıp "Doğru dedim abla, sen varken ne yapayım bunları! Sen Melih koyarsın dimi çocuğunun adını?" Diye bana sırnaştı. Onu omuzlarından tutup uzaklaştırdığımda "Yüz verince astarını isteme hemen!" Dedim ve kendime çekip sarıldım.


Odaya giren iki hemşireyle yavaşça ayaklandık ve küveze koydukları yiğenlerime doğru ilerledim. Yiaaa ama ben sizi ısırır yok ederim! İki küvezin başında da deli gibi bir kalabalık oluşmuştu bile. "Aynı ben!" Diyen Çınar abime baktığımda "Allah korusun abi" diye güldüm. "Sakın Kaya, aman halacım. Asla ama asla Çınar amcaya çekmek yok. Varsa yoksa Gözde halan tamam mı benim fındık kurdum" diye Kayanın yanağını sevdim ve Uğura da "Ay aynı ben! Baksana aşkım" diyerek kocama döndüm.


Tarık bana gülüp "Pek öyle değil gibi güzelim?" Dedi. Seni yatağa almam Tarık! Bana benziyorlar işte! Kaşlarım hemencecik çatılırken alnımdan öptü ve "Sana benzeyenini de yaparız karıcım, sinirlenme" dedi. Ona gülerek omuz silktim ve "Yaptık ama senin haberin yok" dedim. Tarığa anlık olarak kal gelirken dediklerim kulağıma ulaşınca bana da kal gelmişti. Beni girdiğim kaldan Batu kuşumun "Allahh dayı oluyorum!" Diye bağırışı çıkarmıştı. Allah benim cezamı vermesindi!


Annemlerin zaten torunları yüzünden pasparlak olan gözleri mümkünmüş gibi daha da parlayınca "Ayy valla mı?" Diye sevinçle bağırdılar. Eylülüm yattığı yerden doğrulup "Gerçekten mi?" Diye heyecanla sorduğunda, ona 'az önce yorgunluktan pestilin çıkmıştı ne ara kendine geldin' demek istesem de demedim. Lohusa kadın sonuçta.


"Lan! Adamın nefesi kesildi!" Diye bağıran Kerem abimle hemen Tarığa döndüm. Aynı şekilde duruyordu garibim. Ellerimi yanaklarına koyup "Aşkım iyi misin?" Diye sordum. Hiç iyi gibi durmuyordu ama umarım iyiyim derdi. O yeşil gözlerini kırpıştırıp "Hamileyiz mi?" Diye mırıldandı. Valla bilmiyorum ki kocacım, benimde bir fikrim yok. "Henüz bir şey belli değil aşk- Tarık! Ne yapıyorsun!" Diye bağırdım çünkü daha ilk cümlem bitmeden beni kucaklayıp odadan çıkardı.


Ellerim omuzlarından destek alırken yüzündeki gülümsemesini gördüm. Ne de güzel içten bir gülüştü o öyle. "Öğrenelim o zaman güzelim" dedi ve daha önce bıçaklandığım zaman görüştüğümüz doktorun odasına doğru ilerdi. "Aşkım bari beni indir" dediğimde oldukça yavaş bir şekilde yerle buluştum. Tarık hemen kapıyı tıklatırken "Gözde hanım?" Diyen sese döndük. Ee adam burada ya?


"Bir sorun mu var?" Diye merakla sorduğunda Tarık hemen "Belki hamile olabiliriz ama bu bir sorun değil!" Demişti. Onun heyecandan konuşamamasına kısa bir gülüp "Yani şey, hamilelik testi yaptıracaktım ben" diye doktora döndüm. O ise ikimizide gülüp odasını işaret etti. Hızlıca içeri girdiğimizde "Gözde hanım, hamile olduğunuzu düşündüren şey ne oldu?" Diye sordu.


Oturduğum yerde gergince kıpırdanıp "Reglim gecikti ve bende şüphelendim" dedim. "Ne kadar bir gecikmeden bahsediyoruz peki?" Diye tekrar sorduğunda "Üç hafta falan oldu" dedim. Tarığa baktığımda bende olan bakışları ışıldıyordu. "Üç hafta odlukça uzun, kan testi yapmamıza gerek yok isterseniz direkt ultrasonla kontrol edelim?" Diye sorduğunda hızlıca başımı salladım. Doktor, eliyle arka kısmı gösterdiğinde gergince ayaklandım.


Tarık hemen elini belime sarıp beni kendine doğru çektiğinde biraz rahatlamıştım. Ondan güç almak beni her zaman rahatlatırdı. Tarığın ilerletmesiyle beraber sedyenin yanına geldiğimde bu konuda tecrübeli olduğum için sedyeye uzandım. Doktor da cihazını ayarlarken gergin bir şekilde Tarığa döndüm. Bu sefer de üzülmek istemiyordum, ne ben ne de Tarık üzülsün istemiyordum.


Tarık, gerginliğimi farkedip elimi sıkıca tuttu ve alnıma uzun bir öpücük bıraktı "Sakin ol güzelim". Kafamı sallayıp derin bir nefes verdiğimde Tarığın yardımıyla karnımı açtım. Doktor "Evet, bakalım tahminlerin doğru mu?" Diyerek jel sıktığı probu karnımda gezdirmeye başladı. Bakışlarım tamamen doktorun yüzündeyken değişen yüz ifadeleri beni germeye başlamıştı.


Bir kaç saniye sonunda bize dönüp eliyle ekranı işaret etti ve "Şunu görüyorsunuz değil mi?" Diye sordu. Tarıkla aynı anda "Evet!" Dediğimizde "Heh işte o gördüğünüz şey sizin bebeğiniz oluyor. Hayırlı olsun" diyerek güldü. Bebeğiniz? Hamileyim! Ben hamileyim! Hemen Tarığa döndüğümde derin bir nefes aldığını gördüm. "Aşkım hamileyim! Baba oluyorsun!" Diye konuştuğumda doktor "Ben sizi biraz yalnız bırakayım" dedi ve bir kaç tuşa basıp gitti.


Yandaki peçeteden bir kaç tane alıp hızlıca karnımı temizlediğimde gözlerim buğulanmıştı. Elimin üstünde hissettiğim elle dururken, Tarık bir peçete daha alıp iyice temizledi. Yavaşça doğrulmamı sağladığında ise ayaklarımı sedyeden sarkıttım. Ondan her hangi bir tepki beklerken dolu gözlerini gördüm. "Tarık" diye mırıldandığım gibi bana sıkıca sarılmıştı. Bende onu sıkıca sararken "Bir bebeğimiz olacak" diye saçlarımdan öptü. Ağlak bir şekilde kafamı sallarken benden uzaklaşıp göz yaşlarımı silmeye başladı.


Hamileydim işte. Tarıkla bir bebeğimiz olacaktı. "Şşş ağlama güzelim lütfen" diye öptüğünde "Yine olumsuz bir haber almaktan çok korktum Tarık" diye konuştum. Elleri yanaklarımdan tutup başımı kaldırırken "Gözde, yapma böyle güzelim. Bak az önce bir çocuğumuz olacağını öğrendik, bunları düşünme. Çocuğumuzu üzeceksin ama böyle" diye ağlamamı durdurmak için minik minik öpücükler konduruyordu. Sanki kendi ağlamıyor!


Burnunu çekip "Ee sende ağlıyorsun ama!" Diye çıkıştığımda kafasını sallayıp "Sen ağladığın için öyle görüyorsun. Ağlamıyorum ben" dedi ve elinin tersiyle yüzünü sildi. Yalancı. Alınlarımız birleştiğinde "Seni çok seviyorum Gözde. Beni daha ne kadar mutlu edebilirsin dedikçe fazlasıyla geliyorsun" dedi ve dudaklarıma sıcacık bir öpücük bıraktı. "Bende seni çok seviyorum. Ayrıca ben daha çok mutluyum şu an! Kopyamı doğuracağım!" Diye neşeyle ayaklandım. Tarık beni tekrar kendine çekerken "Bundan hiç şikayetçi değilim" dedi ve elimi sıkı sıkı tutup doktorun yanına ilerledik.


......................................................................................


Hamileliğimi öğrendiğimiz günün üstünden yaklaşık üç ay geçmişti. O gün doktorla konuştuğumuzda düşük riskim olduğu için bu süreçte kesinlikle kendimi zorlamamam gerektiğini söylemişti. O yüzden de en mantıklı olanı yapıp üç ay boyunca neredeyse evden tek başıma çıkmamıştım. Ya annemler ziyarete geliyordu ya da Tarıkla beraber diğerlerini ziyarete gidiyorduk.


Varla yok arası olan karnımı severken "Baban gelsin de bir an önce seni görelim annecim" dedim. Evde kaldığım süre boyunca sürekli bebeğimle konuşup duruyordum. Bugün bu tehlikeli süreç için gideceğimiz son kontroldü. Eğer bu kontrolü de atlatırsak bebeğimin düşük riski ortadan kalkacaktı. O yüzden de Tarığın eve gelmesini bekliyordum. Ona abimin beni götürebileceğini söylemiştim ama kesin bir dille beni reddedip geleceğini söylemişti.


Tarık daha bebeğimiz doğmadan bile çok güzel bir baba olacağını bana defalarca kez kanıtlamıştı. Konu ne zaman bebeğimize gelse o yeşilleri çipil çipil parlıyordu. Sabah uyandığımız gibi ilk öpücüğü ben alıyordum tabi ama sonrasında hemen bebeğimiz alıyordu. O tatlış halleri aklıma geldikçe yüzümdeki gülümsemeye engel olamıyordum.


Kapı açıldığında "Güzelim?" Diye bir seste ona eşlik etmişti. Ayaklanıp kapıya doğru giderken "Hoşgeldin sevgilim" diye gülümsedim. Yüzündeki gülümsemeyle önce yüzüme sonra da karnıma baktığında dudakları yanağıma, eli de karnıma yerleşmişti. "İyi misiniz güzelim?" Diye ilgiyle sordu. Kafamı sallayıp onu onayladım ve "Gayet iyiyiz aşkım. Sen yoğun muydun bugün?" Diye sordum. Birlikte kapıya doğru adımlarken "Biraz. Ama sizi görünce her şeyi unuttum" diye boynumdan öptü.


Yine aynı şekilde ekrandan bebeğimize bakarken Ahmet bey gülerek bize döndü. Onun söyleyeceklerini merakla beklerken "Artık tehlikeli sürece net bir şekilde atlattık diyebilirim" dediğinde sevinçle Tarığa baktım. Onun sevinci de yüzünden okunurken "Çok şükür" diye mırıldandı. Ahmet beye tekrar döndüğümde "İsterseniz bir de cinsiyetini öğrenelim bu küçüğün?" Diye sordu.


Bana gerek kalmadan Tarık "Öğrenebilir miyiz?" Diye sordu. Ahmet bey kafasını sallayıp "Artık kalp atışlarını da dinleyelim isterseniz? Sonuçta tehlikeli süreci atlattık" dediğinde bu sefer ben hemen "Olur" demiştim. Düşük riski olduğu için kalp atışlarını dinleyebileceğimiz zamanlarda bunu istememiştim. Dinledikten sonra bebeğime bir şey olsaydı eğer kendime bir daha gelebilir miydim bilmiyorum.


Ahmet bey bi kaç tuşa bastıktan sonra odada yayılan atım sesi nefesimi keserken belki de ilk defa böyle tuhaf hissetmiştim. Bebeğimin kalp atışları benimkini hızlandırırken yanımda dikilen Tarık yavaşça çömelmişti. Şimdi direk karnımın hizasından bebeğimize bakıyordu.


Ahmet bey "Kendisi şu an kıpır kıpır amaa işte gördüm!" Diye hemen bir tuşa bastı. Cihazı karnımdan çekimce bir kaç peçete verdi. "Cinsiyeti ne?" Diye merakla sordum. Tarıkta o sırada hem doktora bakıp hem de karnımı siliyordu. Ahmet bey gülen yüzüyle "Tahmininiz var mı?" Diye sordu. Yav söylesene be adam artık! Sedyeden doğrulduğumda bakışlarımı doktora diktim.


"Sağlıklı olmasını istiyoruz sadece" diyen kocama baktı. O da benim gibi söyle artık bakışları atıyordu. Ahmet bey bize kafasını sallayıp "Beş buçuk ay sonra aranıza küçük bir prenses katılıyor" dediğinde elim anında bebeğimi bulmuştu. Kızmış, bir kızımız olacaktı. Tarığa baktığımda anın getirdiği sevinçle hemen dudaklarına yapıştım. Doktorun "Şey o zaman ben çıkayım" dediğini duydum ama pek umursadığımızı söyleyemezdim.


Bu hikayenin sonuna gelmiş bulunuyoruz arkadaşlar. Zaten yarım kalan bir konu da kalmadı o yüzden artık buraya bölüm atmayı düşünmüyorum ki zaten beklediğim ilgiyi de görmedi maalesef 🥲. Belki kitabı sevenleriniz vardır diye kitabı kaldırmayı düşünmüyorum. Diğer kitabıma bakabilirsiniz. Kendinize iyi bakın, başka hikayelerde buluşmak dileği ile..🫶🏻🫶🏻


Loading...
0%