24/12/2026

Selam ben Sever. Sever çam. Bu sabah annem tabikide her anne gibi başımın etini yedi ve tek söylediğim şey AVM’ye gitmek istediğimdi.

-sabahın köründe AVM’ye mi gidilir sever?

-AVM’de ne yapıcaksın sadece zaman kaybı sever.

-o AVM değil Alışveriş merkezi sever.

yemin ederim şu kelimeleri duyupta delirmemek elde değil ama merak etmeyin tabiki minoş severi kullanıp annemi ikna ettim bana kıyamayacağı tek halim o halimdi çünkü o halimi sevmezdim ama bu konularda işe yarıyordu şu an arabadayız ve tabikide Alışveriş merkezine gidiyoruz üstüme aralık ayında olduğumuz için siyah bir swetshirt giydim altımada gri bi kargo pantolon mükemmel bi kombin yaptığımı düşünüyorum o yüzden Alışveriş merkezinde bol bol fotoğraf çekicem yani daha doğrusu annem çekicek. Daha yeni Alışveriş merkezine geldik ve tabikide ilk olarak yemek katına çıktık çünkü ilk aklıma gelen şey her zamanki gibi yemekti canım çok çektiği için ayrıca en sevdiğim yemek olduğu için tavuk döner yemeye gittik evet yanlış duymadınız tavuk döner ama ne yapabilirim tadı aşırı güzell. Yemek katına geldiğimizde tavuk dönerciye koşarcasına yürüdüm annem tabikide arkada kaldı bu arada ailemide tanıtıyım, annem Meral çam gerçekten çok tatlı bi kadındır ama tersine değerseniz sizi hiç kimse kurtaramaz baştan söyliyim, babam Barbaros çam annemin tersine o kadar nazik ve kibar bi adamdırki anlatamam çok sakin ve sesiz biridir ama babamın en sevdiğim kısmı hiç bişeye kızmayıp her şeye çözüm bulmasıdır babamı gerçekten çok seviyorum, hatta çaktırmayın babamı annemden daha çok severim ama bunu sakın söylemeyin valla çok kızar. Annemle babam 24 yıldır evliler ve ayrılmak akıllarının uçundan bile geçmemiş, neyse yeterince ailemden bahsettiğimize göre ben tavuk dürümümü yemeye devam edebilirim. Şu an Zara’ya doğru gidiyoruz çok sevdiğim bi mağazadır ama tabiki tavuk dürümcümü çok daha fazla seviyorum. Zara’dan bi kaç parça bişey aldık bi kaç parça dediğim 8 ürün filan durun hemen aldıklarımı listeliyorum.

1.mavi crop

2.beyaz swetshirt

3.siyah tişört

4.mavi elbise

5.yeşil pantolon

6.gri eşofman

7.siyah gömlek

8.siyah etek

Evet aldıklarım bu kadardı bence ihtiyaçlarımı almış oldum mavi elbise ne alaka derseniz dayım 5 gün sonra evleniyo onun için bi annem beni elbise almak “zorunda” bıraktı. Şu an annem her istediğimi yapabilecek bir durumda olduğu için onu doğrudan kitapçıya götürdüm, evet 23 yaşında deli gibi kitap bağımlısı ve ice latte içmeden duramayan bi kızım, ve evet kitapçının içindeyiz çok istediğim bi kitabı arıyorum böyle aşk ama cinayetli bir kitap, İŞTE İŞTE BULDUM O KİTABI CİLTLİ AYRAÇLI VE POSTERLİ BULDUM ANNE BUNU HEMEN ALIYORUZ ACİLL!!! Bu cümleler yüzünden ne kadar utandığımı anlatamam benim için gayet normal bir tepkiydi zaten okur olmak bunu gerektirir ama insanlar bana öyle baktığına göre hiç kitap okumayan, insanların okuma tarzlarını eleştiren, daha çok söyleyip sinirlerimi bozmak istemiyorum zaten bence siz anladınız nasıl tipler olduğunu, ve tabiki o kitabı anneme aldırttın şu an bildiğiniz zıplayarak yürüyorum şimdide ikinci en sevdiğim şey olan makyaj malzemesi almaya gidiyoruz çok istediğim bi allığın rengi var mı diye bakıcam yani anlayacağınız, I AM JUST A GIRL..!

Sanırım kız olmak hakkında çok konuştum, evet istediğim her şeyi almış bulunmaktayım ama bunların yanı sıra tabi yorgunlukta bastırmıştı o kadar uykum gelmiştiki anlatamam, şimdi tabiki de annemi ice latte içmeye ikna edicem işte başlıyoruz,

-Anne ice latte içebilirmiyiz lütfen lütfen lütfenn.

-Hayır tabiki sever şu an ice latte içmeye gidebilecek bi durumdamıyım sence ayaklarım koptu.

-Kızın için gitmezmisim anne aşk olsun, bak lütfen diyorum.

-Hayır dedim ya sever hadi eve gidiyoruz.

-Ben gelmiyorum o zaman arkadaşlarımla buluşurum sende kızınsız istediğin yere gidersin.

-Oraya gitmeden susmayacaksın değil mi?

Hayır dermişcesine kafamı salladım.

-Sen varya sen nasıl beni böyle ikna edebiliyorsun bilmiyorum peki gidelim kızım.

Evet tam olarak bu kadardı bu sefer bi tık uzun oldu normalde daha çabuk ikna olur ama olsun sonuçta ikna olmuştu, AAAAA KIZZZ SENİN NE İŞİN VAR BURDAA, bilin bakalım kimi gördüm bu sözü kızlar sadece en yakın kız arkadaşlarına söyler, evet tanıtıyım en yakın arkadaşım Esra, kendisi dünyanın en minoş kızıdır tabi sinirliliğini saymasak valla onu sinirlendiren büyük ihtimal diyer gün yaşamaz ama onu Esra öldürmez o kişi Esra’nın sözleri yüzünden ve söyleyişindeki sinirden kendini öldürür o kadar sinirli biri yani ama sadece sevmediği kişilere ve tanımadığı insanlara karşı böyledir yoksa bana olan minnoşluluğunu anlatamam, tahmin ettiğin gibi Esra’yla karşılaştım şu an annem Esra’ya sarılıyo, onu söylememiştim annemle Esra çok iyi anlaşır hata annem onu kızı olarak görür bazen benimle alakalı dedikodu bile yaparlar annemin tek sevdiği arkadaşımdır yani bu kız çok ayrı bi evrede benim içinde annem içinde, şükürki sarılmaları bitti ve sıra bana geldi Esra bana sarılırken çok sevdiği bişey yaptı sarılırken dedikodu yapmak yani bana sarılırken bişey söyledi diyelim ve o kurduğu çok gerekli cümle şuydu.

-Kanka yandaki çocuk çok yakışıklı değil miii, aşık oldumm.

Anında kafamı yana çevirdim ve iki tane taş gibi çocuğun konuştuğunu gördüm. Gözlerimi anlamaz bi şekilde Esra’nın gözlerine diktim.

-Ya kızım sağdaki yani soldakide iyide onu sana ayarlarım diye düşündüm nası fikir. Esra kulağıma fısır fısır konuşurken tabi annemde bizi izliyordu bunu fark ettiğim an sarılmayı bıraktım çünkü şüpheleneceğini biliyordum.

-Ya Esracım rica etsem acaba siz böyle burda otursanız konuşsanız sonrada severi eve bıraksan olur mu bende eve gideyim çok yoruldum kızım. Annem Esra’nın cevabını almadan yürüyen merdivenlere doğru yürümeye başladı.

-Yani tabikide olurda daha cevap vermemiştim. Esra şaşkın değildi hata gülüyordu çünkü annemi tanıyordu. Esroşla biraz bu konuya güldükten sonra masaya oturduk ve siparişlerimizi verdik ben her zamanki gibi ice latte içerken Esra americano içiyordu anlayacağınız tamamen zıttık tabi yandaki çocukları ikimizde yakılışlı buluyorduk ama o ayrı bi konu şu an bu konuyu açmamam lazım yoksa Esra’nın iki saat susmayıp bu konu hakkında konuşacağını biliyorum. —Kanka bi kitap almışım varya olay bi vampir kurgusu valla o kadar güzelki anlatamam. Bu cümleleri söyledikten sonra Esra elime bi kitap tutuşturdu zorla kitabı inceledim ve gerçekten güzel olduğunu anladım ayrıca merakta etmiştim ama insanlardan kitap almayı sevmezdim bi kitap okuyorsam onun kitaplığımda durması gerekir bu yüzden Esra’ya alırım diyip geçiştirdim oda bu huyumu bildiği için başta hiç bişey demedi ama sonra konuşmaya başladı.

-Merak ettiysen gidip alabiliriz kitapçıdan yani bence almalıyız. O kadar ikna edici konuşmuştuki anlatamam yani beni ikna etmek için kitap alalım demeniz yeterlidir direk ikna olurum işte bu da benim huyum.

-Kanka yandaki çocuklar harbiden çok yakışıklı değil mi ama ben soldakini beğendim yani aslında ikiside olur. İşte korktuğum başıma gelmişti Esra o konuyu açmıştı ve bundan daha kötü bişey vardı Esra sadece gerçekten ilgisini çeken kişilere karşı bu kadar konuşurdu yani o çocuk gerçekten ilgisini çekmişti, ama söylemeliyimki çocuklar gerçekten yakışıklıydı ve benim yakışıklı bulmam daha da büyük bi sorundu. Ben sessiz sessiz bunları düşünürken Esra bi anda.

-Sever göz göze geldik! Hatta iki kez inanabiliyor musun? Bana baktı!

Bu kız gerçekten başıma belaydı, iki kere göz göze geldiler diye girdiği hallere bak! Bide ayrıca bunların hepsini kulağıma eğilip söylüyordu o yüzden sesi daha da yüksek çıkıyordu.

-Ya kızım sen tam bi belasın sadece göz göze geldiniz, abartmasan mı?

-Beni aşık olmadan hiç anlayamayacaksın sever.

-Sen ona aşık mı oldun? Sakın bana olduğunu söyleme Esra daha yarım saat önceden gördün çocuğu.

-Kızım sen beni tanımıyor musun? Ben yoldan geçen bi çocuğa bir saniyede aşık olabilirim can dostunu hiç tanımamışsın. Tamam dermişcesine kafamı salladım gerçekten uğraşmak istemiyordum. Esra beni takmadan arkamızdaki çocuklara bakmaya devam etti, bu kız beni delirtiyordu! Ayrıca çok fazla uykum gelmişti bide Esra’yla uğraşınca ayrı bi yorgunluk çökmüştü üstüme, ve tam o an beni bir uyku bastı ne olduğunu anlayamadım belki iki dakika belki beş saat belki de üç gün uyumuştum, gözlerimi açtım, etrafta hiç kimsenin olmadığını düşündüm taki arka masadaki çocuğu göreme kadar…