Yeni Üyelik
16.
Bölüm

16.Bölüm GEÇ GELEN ÖZÜR

@mermaidmaryy

Defne gözlerini açtığında babasının da yanında uyuduğunu farkedip özlem dolu bir tebessüm belirdi yüzünde. Bu anı ne kadar da uzun süredir bekliyordu. Yutkundu ve duygusal bir şekilde babasını izlemeye başladı. Hiç bu kadar yakından görmediği babasını...Cem uyurken bile ciddi yüz hatlarına sahipti ve bu Defne'yi şaşırtıyordu. Bir insan uyurken de bu kadar öfkeli olabilir miydi? Koyu kahve saçlarına beyazlar karışmış bazı bölgelerinde de grileşmeler vardı.

Defne bir süre babasını süzüp inceledikten sonra yatakta doğruldu ve komodinin üzerindeki video kamerayı eline aldı. İçindeki videoyu tekrar izlemek için birkaç düğmeye bastı ve video açıldı.
Defne birden annesinin kameradaki yüzüyle karşılaştı , babası da yanındaydı. Tabi kendisi de annesinin karnında minik bir bebek olarak oradaydı.

"Aşkım,kızımıza neler söylemek istersin?"

"Hmm...Onu çok sevdiğimi ve onun için her şeyi yapabileceğimi" babası bu sözleri söylerken gülüyordu, annesinin de gözlerinin içi gülümsüyordu.

"Başka..."

"Onu her şeyden ve herkesten koruyacağımı söylemek istiyorum.Güzel kızım seni çok istedik,sağlıkla gel."

"Evet anneciğim, baban seni çok seviyor biz birlikte senin için çok çaba sarfettik ve biz birlikte çok güzel bir aile olacağız. Seni bekliyoruz,çabuk gel ."

Defne bu videoyu izlerken Cem uyanmış kızının tepkilerini seyrediyordu. Defne babasının onu sevdiğini söyleyen annesini izlerken dudaklarını aşağıya kıvırmıştı. Hiç görmediği annesini özlüyordu ayrıca videodaki babasını da geri istiyordu. Dilan öldükten sonra güler yüzlü adam gitmiş yerine yaşayan bir ölü geçmişti sanki. Defne bunları düşünüp biraz dertlendikten sonra yavaşça elindekini komodine geri bıraktı.

Yataktan kalkıp geri döndüğünde babasının da uyandığını fark etti. Cem gülümsemeye çalışarak kızına bakıyor ve aynı zamanda da yataktan kalkıyordu.

"Ne ara uyudum bilmiyorum"dedi Defne'ye bakarak Defne kafa salladı ve bunları umursamadığını belirtmek için babasına gülümsedi.

"Çocukluğumda olması gereken şeyleri şimdi yapıyoruz sanırım"

Cem duraksadı ve Defne'nin lafları ile kafa salladı.

" Haklısın ama bir laf vardır,hiçbir şey için geç değildir diye."

"O laf eminim bunun için değildir ama neyse, bugün de okula gitmek istemiyorum"

Cem tebessüm ederek Defne'nin gözlerine baktı.

"Bugün zaten okula gitmeyecektin. "

Defne babasının okula gitmesi için dayatmamasına şaşırarak ve şaka yaptığını düşünerek bir bakış attı.

"Nasıl yani? Git diye ısrar etmeyecek misin?"

"Demeyeceğim çünkü ikimiz için güzel bir tatil ayarladım.Sadece sen ve ben iki üç gün kalır döneriz."

Defne babasından böyle bir hareket beklemediği için oldukça şaşkındı. Şaşkın ifadesini gizleyemeyerek öylece Cem'e bakıyordu. Cem ise onun tavrına gülümseyerek odadan ayrıldı. Defne babasının odadan çıkmasıyla yatağına oturdu ve babasının birden ona iyi davranışını düşünmeye başladı. Defne'ye göre ya babasının kafasına saksı düşmüştü ya da altı ay ömrü kalmıştı. Garipseyerek bunları düşünürken babasının onu düşünerek böyle bir tatil ayarlamasına sevinip gülümsedi. Babası sonunda baba olduğunu hatırlıyordu.


Defne üzerine giydiği ceketin düğmeleriyle oynarken stresli ve babasıyla başbaşa nasıl günler geçireceğini düşünüyordu. Çocukken hayal kurardı babasının onu artık almaya geleceği günü düşünürdü. Özür dileyeceği ve onu sevdiğini söyleyeceği anı hayal ederdi. Şimdi birliktelerdi,hayalindeki özrü ne zaman duyardı bilmiyordu ama babasının onun için artık uğraşmaya başladığını biliyordu. En azından yanından kaçıp gitmiyor ve vakit geçirmek için zaman ayırıyordu.Defne bir köşede babasını beklerken babasının bu tavırlarının geçici bir şey olmaması için dua ediyordu. Umuyordu ki o iki gün çok iyi davranıp diğer tüm zamanlarda eski Cem'e dönüşmesin.

Defne uzunca bir süre bahçede babasını bekledikten sonra oflayarak içeri geçti. Babasının sessizce Hazel Hanım ile konuştuğunu görüp kaşlarını çattı. Ne olduğunu anlamak için biraz yaklaşıp kenara gizlendi. Babasının sesini dinlemeye çalışıyordu.

"Bunun için sana güveniyorum. Defne'nin de buna sevineceğini düşünüyorum zaten ama daha şimdiden öğrensin istemiyorum zaten tatilden döndüğümüzde görecek."

"Tamam,ben her şeyi halledeceğim."

Defne duyduklarına bir anlam vermeye çalışsa da aklına herhangi bir şey gelmiyordu.Tek bildiği ikisinin kendinden gizli bir şeyler yaptığıydı. Babasının Hazel Hanım ile bir aşk yaşayabilme ihtimalini düşünüp kendi içinde sinirlendi. Bu mümkün olamazdı herhalde ? Çünkü babası annesinin sevgisinden onu görmeyi reddetmiş bir adamdı.Şimdi tüm sevgiyi hiç edip öğretmeni ile bir şeyler yaşayamazdı. Defne kaşlarını çatarak yanlarına yaklaşıp öksürdüğünde Cem telaşlı bir halde kızına dönüp gülümsedi.

"Bahçedesin sanıyordum."

"Neden ki evde dolaşmak yasak mı?"

Cem tebessüm etmeye devam etti ve Defne'nin omzuna dokundu.O esnada Hazel Hanım da gülümsedi ve Defne'ye baktı.

"A bientôt chéri!(Görüşürüz tatlım)"

" Görüşürüz Hazel Hanım" dedi Defne ciddi bir yüz ifadesiyle.Hazel biraz bozulsa da hiçbir şey demeden yanlarından uzaklaştı. Cem kızının saçlarını okşayıp anlam aramaya çalışarak baktı.

"Bir şey mi oldu Defne'ciğim?"

"Evet. Benden gizli bir şeyler mi dönüyor burada? Fısır fısır konuşuyordunuz ve gereksiz samimiyetteydiniz."

Cem kızının kendisini kıskanışını fark edip gülümserken Defne için hazırladığı ufak sürprizin bozulmasını istemediğinden konuyu değiştirmeye çalıştı.

"Saçmalama lütfen, sadece biz yokken istediğini yapabileceğini söyledim.Sonuçta kadın bizimle yaşıyor değil mi?"

Defne pek inanmasa da içinden 'öyle olsun bakalım'diyerek gülümsemeye çalıştı.

"Peki öyleyse"dedi.Cem kızına yakın olmaya çalışarak ona kapıyı gösterdi.

"Yeni bir başlangıç için buyrun bakalım Defne Hanım"

Defne hafif tebessüm ile babasının yanında kapıya doğru ilerledi ve babasının ayarladığı tatil için sabırsızlanarak ilerledi.Nereye gideceklerini ve kaç saat süreceğini bilmiyordu ama geçen zamanın güzel olmasını umuyordu. Kayıp giden on altı yılı dolduramayacağını da farkındaydı ama en azından bundan sonraki yılların telafisini yapmasını umuyordu. Babasıyla ortak hiçbir şeyi olmayan bir kız tatilde ne yapardı bilemiyordu.Bunları düşünerek arabaya bindiklerinde Defne babasının kullandığı arabanın şoför yanındaki koltuğa oturmuştu. Kemerleri de takıp yolculuğa başlarken Defne'nin aklına yine Ege ve Cansel gelmişti. Gülümsemesi birden solmuş ve düşüncelere dalıp gitmişti. Onları yan yana gördüğü anı düşünüp Ege'den nefret ediyordu. Caner'in Ege için olan sözleri doğrulanmış olmuştu bu olanlarla birlikte. İçinden 'Ne kadar safmışım ben' diyip duruyordu. Cem arada kızına bakıp üzgün suratını görüp üzülüyor ama bir şey sorup onu şimdiden sıkmak istemiyordu. O yüzden radyoyu açtı ve çalan şarkıyla Defne'ye döndü.

"Eskiden annenle yolculuk yaptığımızda şarkı tutardık. Annen radyoyu açar ve sıradaki şarkı benden sana derdi. Biz de gülüşür şarkıyı beklerdik ve dinleyip bir anlam çıkartmaya çalışırdık.Annen şarkıyı beğenmezse katakulli yapar başka kanal açardı." Bunları söylerken Dilan ile olan anılarını hatırlayıp gülümsedi Cem. Karısını çok özlüyordu.Her gün her dakika özlemi ve sevgisi azalmıyor daha da artıyordu.Defne bunu duyduğuna sevindi ve gülümseyerek babasına baktı.

"Annemle ilgili yeni şeyler öğrenmek beni çok mutlu ediyor. Ona benzediğimi fark ediyorum böylece."

Defne duygulu bir şekilde babasına bakarken Cem dolan gözlerini kırptı ve ağlamamak için konuyu kapatmaya çalışarak kızına baktı.

"O zaman bir sonraki şarkı annenden sana gelsin."

"Harika olur"

Cem gülümsedi ve kızının da gülümsediğini görüp rahatladı ardından yola odaklandı. Defne de çalan şarkının bitmesini ve annesinden ona gelecek olan şarkıyı merakla beklemeye başladı. Babasıyla az da olsa yakınlaşmaları ona iyi gelmişti en azından babasının ufak müdahalesiyle birlikte Ege'yi düşünmeyi bırakabilmişti. Çalan şarkının sonu gelmeye başladığında meraklı gözlerini radyoya çevirmişti. Az sonra şarkı bitti ve yeni şarkı çalmaya başladı. Defne çalan şarkıyı biliyordu ve annesinden gelen şarkının bu olması ona çok manidar gelmişti. Şarkı Nil Karaibrahimgil'in Benden Sana şarkısıydı. Defne dolu gözlerle şarkıyı dinlerken Cem de gizlice Defne'yi izliyordu ve şarkının sözlerini duyup duygulanıyordu.Şarkının bir yerinde şuan yaşadığı duruma iyi gelecek sözler vardı. O kısma geldiğinde şarkıya eşlik ederek mırıldandı.

"Sevgililer gelecekler,kalbini delicekler.
Ahu bakışları olucak,tatlı dilleri olucak...Hep sevecek sanıcaksın ama bazen yanılıcaksın. O an orda, durmayı göstericem.Bu da geçer yahu'yu öğreticem."

Cem kızının bu şarkının özellikle bu sözlerini mırıldanmasına şaşırmıyordu ama kırgın olduğunu görüp onun için üzülüyordu.Neler olduğunu öğrenmek istese de araları o kadar da iyi olmadığı için bir şey sormak istemiyordu,sadece anın tadını çıkartıp onun yanında olmayı istiyordu.Defne dinlediği şarkının bu kadar manidar olmasını annesinin onları gördüğüne bağlıyordu.Gökyüzüne bakıp şarkının derinliğinde kaybolup sanki annesine bakar gibi anlamlı bir yüz ifadesiyle gökyüzünü seyrediyordu.

Uzun araba yolculuğu bittiğinde hava kararmaya başlamıştı Defne nereye geldiklerini anlamaya çalışırken Cem kızının meraklı bakışlarına gülümseyerek bavulları taşıyordu. Girintili çıkıntılı taşlı bir yoldan yürürken etraftaki yapılara bakınıyordu Defne, minik minik dizilmiş üçgen bungalov evler ileride görünüyordu.Bunun öncesinde normal görünen bir binanın içerisine girip kayıtlarını açtırdılar ve bavulları birine verdiler.Defne etrafa bakındığında buranın biraz pahalı bir yer olduğunu anlayabilmişti,güzel giyinimli çiftler ve arkadaş gruplarıyla doluydu.Belki de ilk defa baba kız olarak Defne ve Cem böyle bir yere geliyordu.Defne genç çiftleri el ele oradan geçerken görüp bakarken Cem, Defne'nin sırtına elini dayamış onun yürümesi için yol gösteriyordu. Birlikte kalacakları bungalova geçtiklerinde Defne Sapanca'da olduklarını babasından öğrenmişti.Cem yardımcı olan çalışana teşekkür edip bahşiş verdiğinde Defne de odayı dolaşıyordu.Bir çift kişilik bir de tek kişilik yatak vardı odanın içerisinde ve güzel bir sonbahar teması hakimdi. Şömine ve jakuzi bile vardı odanın içerisinde.Defne şaşkın şaşkın etrafı izliyor ve hangi yatakta yatacağını düşünüyordu.Telefonuna gelen bildirimle düşüncelerinden sıyrılıp telefona baktı.Gelen mesaj Caner'dendi. Caner'den olduğunu görüp gülümsedi ve açtı.

Caner: Babana bir şans vermene çok sevindim. Güzel fotoğraflarını bekliyorum.

Defne mesaja gülümseyerek kendisini ve babasının fotoğrafını gizlice çekip Caner'e attı.

D: Teşekkür ederim,özle beni :)

Caner: :) Şimdiden özledim. Cem amca çok komik görünüyor.

Defne gülümseyerek telefonu yatağın üzerine bıraktığında Caner şaşkın bir şekilde kızına baktı.

"Neler oluyor?"

"Hiç"

Cem 'Allah Allah'der gibi bir yüz ifadesiyle baktı ve boşverip bavulunu dolaba yerleştirmeye devam etti.

Defne ve Cem vakit geçirecekleri bungalova yerleştikten sonra birlikte bahçesinde oturup temiz havanın tadını çıkarttılar. Fazla konuşmadan yan yana duruyor ve sessizlikte huzur buluyorlardı.Defne ara ara yine Ege'yi düşünüp dalıp gidiyor Cem bunu farkedince onun dikkatini başka şeye çekiyordu. Sessizlik ve baba kız bir süre bahçede vakit geçirdiler sonrasında bu anı bozan Cem oldu.

"Yemek yiyelim mi?"

Defne de bu soruyu uzun süredir bekliyormuş gibi heyecanla kafa sallayıp ayaklandı birlikte yemek yemeye oradaki restorana gittiler. Baba kız sevgililerin,eşlerin olduğu yerde farklı görünüyordu. Defne kibarca yürürken Cem kızına kolunu uzattı,Defne de gülümseyerek babasının koluna girdi ve oturacakları masaya kadar kol kola ilerlediler. Masaya geldiklerinde Cem kızının sandalyesini çekip iyi bir şekilde yerleştiğinden emin olduktan sonra oturup menü istedi. Birlikte sessiz bir şekilde oturup yemek seçerlerken Defne babasıyla bu kadar tatlı anlar yaşayacağını tahmin edemediği için gülümsüyordu. Daha doğrusu babasının bu kadar efendi ve tatlı olduğunu bilmiyordu.

Güzel bir yemeğin ardından çalan romantik şarkıyla çiftler birbirlerini dansa kaldırırken Defne hevesli bir şekilde onlara bakıyordu. Cem kızının bu hevesli bakışlarını fark edip konuşmaya başladı.

"Sen daha yokken annenle münakaşa ederdik. Kızımız olursa annen onu kıskanacağını söylerdi,yani seni."

Defne şaşkın bir şekilde baktı ve babasına döndü.

"Neden?"

"Çünkü dans ettiğimizde ona hep kızım olursa ilk dansları artık onunla yapacağım şimdilik sen tadını çıkar derdim."

Defne şaşırmaya devam ederek babasının gözlerinin içine baktı. Annesinin bu lafları etmesi babasının böyle demesi onu çok garip hissettirmişti.Konuşulan şeyler ile yapılanlar aynı olmayınca insan garipseyebiliyordu tabi.Sonrasında Cem elini çenesine dayadı ve Defne'ye bakıp gülümsedi.

"Dans etmek ister misin babanla?" Defne bu lafı beklememişti şaşkın ifadesinin altında duygulu her an ağlamaya müsait bir çocuk vardı. Yutkundu ve gülümsemeye çalışarak kafa salladı.

Cem ayağa kalkıp kızına el uzattı ve onunla dans etmeye başladı.Defne içindeki karmaşık hislerin tarifini bulamıyordu bir hüzünlü bir mutlu hissediyordu.Herkesin onlara baktığını hissedip utanarak dans etmeye devam etti.Cem ise kızında artık karısı Dilan'ın izlerini görebiliyordu ona karşı daha yakın hissetmeye kendi kızı olduğunu farkına varmaya başlamıştı. Kızının yalnızca görünüşü değil huyları da annesine benziyordu. Kızına ilk defa bu kadar içten bakıyor ve duygusal hissediyordu. Defne sessiz ve tepkisiz kalmaya çalışsa da Cem onun heyecanını ve mutluluğunu görebilecek tecrübedeydi. İlk gece mutlu bir şekilde bitmişti.Cem büyük yatağı kızına bırakıp tek kişilik yatakta yatıyordu. Defne ise babasıyla güzel anlar paylaştığı için mutlu ve heyecanlıydı,kalbinde babasına dair güzel hisler oluşmaya başlamıştı ama yine de onu affedebilecek gücü kendinde bulamıyordu.Yalnızca anın tadını çıkartmak istiyordu bir de Ege'yi unutmak.

Ertesi iki gün yağmurlu olduğundan pek bir şey yapmamışlardı ama Cem kızıyla sessizce oturup bakışmayı da sevmeye başlamıştı. Defne ile ilgili çokça şey öğrenmiş ve tüm gün kızına annesini anlatmıştı. Defne de babasının annesi hakkında dediklerinden çok hoşlanmıştı.Aralarındaki ortak tek şey Dilan'dı. O onları birbirine bağlıyordu.

Defne derin düşüncelere dalmış pencereden yağmuru izlerken küçük kızının aşk acısı çektiğini farkına varıp hafif tebessümlü bir ifadeyle onu izliyordu Cem. Defne'nin dolu gözleri onun kalbini acıtmıştı. İlk defa gerçekten baba gibi hissediyor ve ona yardım edemediği için üzülüyordu. Defne uzaklara dalıp gizlice ağlamaya çalışırken Cem sıcak çikolatasını yudumlayarak kızı için neler yapabileceğini düşünüyordu.Belki de Defne haklıydı o kızına sevgi göstermedi diye o şimdi bu kadar üzülüyordu aptal bir çocuk için. Bunları düşününce yaptıklarının saçmalığını farkına varıp o bile kendinden nefret ediyordu. Dayanamayıp yanına yaklaştı,Defne onun geldiğini görünce göz yaşlarını silip fark ettirmemeye çalıştı ama Cem çoktan görmüştü.

"Özür dilerim"

Defne anlamadan arkasını dönerek Cem'in yüzüne baktı anlamadığı için kaşları çatılmıştı. Cem tekrar etti.

"Özür dilerim."

"Neden?"

"Sana layık bir baba olamadığım için. Korkak biri olduğum ve bu işi beceremediğim için.İyi bir baba olabilseydim şimdi o aptal çocuk için gözyaşlarını akıtmazdın.Senden kaçmasaydım ve başında durabilseydim... Bilmiyorum belki de şimdi o çocuk için üzülmezdin,reddedilsen bile güler geçerdin. Sevgi veremediğim için mi böylesin bilmiyorum ama özür dilerim kızım."

Defne babasından duyduğu laflarla dolan gözlerini başka bir yere çevirip yutkundu. Babasının bunca yılı basit bir özür ile geçirebileceğini sanması çok şaşırtıcıydı. Belki öyle bir düşüncesi yoktu sadece pişmandı bilemiyordu ama bunu demek için çok geç kalmıştı.

"Özür dilemek için çok geç kalmadın mı sence de?Seni affedebileceğimi sanmadın herhalde"dedi. Cem kızının bu lafıyla kahrolurken Defne pencerenin yanından uzaklaşıp yatağına geçti. Cem ise kızının tepkisini anlayışla karşılayıp şömine başındaki koltukta oturup yaşadığı hayatı sorgulamaya devam etti.Kızı haklıydı,geç kalmıştı ve şimdi onunla arasının iyi olmasını beklemek bencillikti. İçinden ' Belki de kızımın beni affetmesine benim ömrüm bile yetmez ' diye düşündü. İç sıkıntısı artarken yağan yağmur seslerini dinleyerek gözlerini kapattı.Defne ise yatakta huzursuz bir şekilde dönüp dururken duraksayıp babasına baktı. Onu nasıl affedeceğini bilmiyordu,bunu istese de yapamazdı. Bu kadar şeyi bir özürle silemezdi ya. Bunun için sessiz sessiz babasını izleyerek onunla ilgili düşünmeye başladı. Onu tanıdıkça affedebilecek miydi?

Sonraki gün zaten dönecekleri gündü. Bugün hava güzel olduğu için erken kalkıp birlikte kahvaltıya inmişlerdi. Defne sakin ve babasına karşı daha kibar olmaya çalışıyordu. Defne ,Cem'in en azından kendisiyle iyi anlaşmaya çalıştığını ve gerçekten baba olmak için uğraştığını görebiliyordu. Onu affedemese de kibar olmaya çalışıyordu buyüzden. Kahvaltı sonrası Cem Defne'yi yakınlardaki bir göle getirdi ve elinde de iki tane olta vardı.Defne eğlenir gibi bir yüz ifadesiyle gülerken babasının elindeki oltalara bakıp konuşuyordu.

"Balık mı tutacağız"

"Evet. Neden olmasın?"

Defne güldü ve Cem'e baktı . Babasının balık tutabildiğini bilmiyordu ve balığa çıkar gibi bir tipi de yoktu.

"Bildiğini bilmiyordum sadece"

"Annen ile gelirdik Sapanca'ya bu gölde bir gün birlikte balık tutalım diye düşünürdük ama kısmet olmadı hiçbir zaman. Ben de burada olta satan birini görünce senle denemek istedim."dedi.Defne bu anı ile birlikte üzüldü ve babasının elinden oltalardan birini aldı.Cem gerçekten karısına çok aşık bir adamdı ve onun anılarını da kızıyla yaşatmak istiyordu. Defne yutkundu ve üzüntüyle karışık bir gülümseme ile babasının elini tuttu.

"İyi bir baba değildin ama harika bir eşmişsin."dedi.Cem buna sevinse mi üzülse mi bilemedi ve sadece bakındı. Defne'ye nasıl balık tutulacağı hakkında bilgi verirken Defne onu pür dikkat dinliyor ve oltayı inceliyordu.

Birlikte balık tutmaya çalıştılar,gülüştüler ve eğlendiler ama akşam yemeğinde yetecek kadar tutamadıkları için başkalarından parayla alıp üzerine eklediler. Cem kızıyla balık tutarken çok mutlu görünüyordu, Dilan'dan sonra hiç bu kadar gülmemişti belki de ama kızıyla güzel vakit geçirmişti. Dilan ile olan anılarını onunla tamamlamıştı. Kızının da eğlendiğine emindi ve bu güzel bir histi.

Dönüş yolunda Defne babasını soru yağmuruna tutuyordu.Merak ettiği şeyleri sorup duruyordu bunlardan biri babasının neden babaannesiyle görüşmediğiydi.

"Annenle neden görüşmek istemiyorsun?"

"Kendimce sebebim var."

"Annemi sevmediği için mi?"

Cem kızının sorularından bunaldığı için alel acele konuyu dağıttı ve gülümsedi.

"Sen asıl kimden hoşlandığını ve o çocuğun sana ne yapıp üzdüğünü anlatacak mısın?"

Cem bunu söyleyince Defne göz devirip susmayı tercih etmişti,Cem de bununla birlikte kahkaha atıp zafer kazanmış gibi Defne'ye bakmıştı.

"Seni susturmanın yolunu buldum galiba"

Defne omzunu silkeledi ve sessiz bir şekilde babasına göz devirerek baktı.Cem mutlu görünüyor,Defne de somurtarak yanında yürüyordu. Odaya geçtiklerinde hızlıca toparlandılar ve arabaya binip yola çıktılar. Yol boyu yine şarkılar tutuldu ve Dilan'dan gelsin diyerek heyecan ile beklendi. Yolun çoğu sessizlikle geçse de eğlenceli bir yolculuk yapmışlardı,yalnızca baba ve kız. Bir de Dilan'dan kalan anılar ...

Loading...
0%