@mermaidmaryy
|
Caner sabah erkenden kalkıp okul öncesi sitede biraz dolaşmak istemişti. Kendini de birdenbire Defne'lerin evinin önünde bulmuştu. Sabahın sakinliği ve sessizliği onun işine geliyordu. Ruhen yorgundu ve yeniden bir enerjiye ihtiyacı vardı. Defne'nin evinin önünden geçerken gözü onun penceresine kaydı. Bunu yapmaması gerektiğini biliyordu, ne de olsa Defne'nin artık bir sevgilisi vardı, onun için bu hisleri beslemesi etik değildi. Üstelik o kişinin gelip Defne için onunla konuşması Caner'i bihayli etkilemişti. Birbirlerini sevmedikleri halde sevgilisi için kendisiyle konuşan kişi gerçekten Ege miydi, şaşırıyordu. Onu Defne'den önce serseri ve kızların kalplerini paramparça eden aşağılık bir bağımlı olarak tanıyordu. Anlıyordu ki Defne geldi geleli yalnızca ona değil herkese iyi gelmişti. Keşke bu kız kendinde olan şeyi görebilse ve kendini de bu kadar üzmese diye düşündü.
Caner bunları düşünürken ve pencereye bakıp gülümserken Hazel Hanım da yürüyüşe çıkmıştı. Üzerinde spor kıyafetleri vardı ve Caner'in eve baktığını görüp yaklaştı. Caner dalgınlığından ne kendisine bakan kadını ne de yanından geçen köpeği görüyordu. Hazel Hanım yanına gelen köpeğin kafasını okşadı ve Caner'e doğru yaklaşmaya devam edip gülümsedi. Caner dalgın bir şekilde bakınırken Hazel Hanım'ı görüp toparlandı.
"Günaydınlar"
"Günaydın Caner Bey, iyi misiniz?"
Hazel, Caner'in Defne'yi sevdiğini bildiği için onun sabah sabah neden burada olduğunu anlayabiliyordu. Tatlı bir şekilde gülümseyerek ona bakıyordu.
"İyiyim Hazel Hanım,siz?"
"İyi... Yürüyüşe çıkacaktım."
"Defne iyi mi?"dedi Caner morali bozuk bir şekilde. Hazel Hanım ,Caner'in Defne'yi merak etmesinden içten içe hoşlansa da bunu belli etmemeye çalışarak cevap verdi.
"Cem Bey ile gece çok geç geldiler ama sanırım sorunlarını hallettiler. İyi olduğunu düşünüyorum."
"Sevindim. Teşekkürler.İyi sporlar"dedi Caner ve ardından kendi evine doğru yürümeye başladı. Hazel Hanım ise Caner'e gülümsedikten sonra diğer tarafa ilerledi.
Caner eve gider gitmez kendini yatağa attı ve Defne'yi düşünmeye devam etti. Kafasını kurcalayan milyon tane şey vardı. Ondan uzak kalmayı denemişti ama ona olan duygularını silmeye yeterli olmamıştı bu. O gider gitmez Ege'yle birlikte olması bile ona karşı hislerini bitirmeye yetmiyordu. Defne'nin dudaklarını hala dudaklarında hissedip duruyordu. Kalbini tuttu ve gözlerini tavana dikti.
"Bunu nasıl yapıyorsun?"
"Yanımda değilken bile nasıl dokunabiliyorsun"
Bunları söylerken kalbinin üzerindeki eli dudaklarına getirdi ve gülümsedi. O gece Defne onu Ege'yi kıskandırmak için öpmüştü ama sonuçlarını düşünmemişti. Caner'in kırılacağını veya onun dudaklarını her gün hissedeceğini düşünmemişti. Caner gözlerini sıkıca kapattı ve bunları düşünmemesi gerektiğini bir kez daha kendine söyledi.
"Biz sadece arkadaşız."
Ondan uzaklaşmak için gittiği yerde birçok kızla tanışmıştı ve hatta sosyal olmaya da çalışmıştı ama asla Defne'nin hissettirdiği en ufak şeyi bile hissettirememişlerdi. Yalnız aşk için değil arkadaşlık için de bu böyleydi. Onun farklı bir enerjisi vardı ve kimse gibi değildi. Biraz aptaldı, hatta bazen tam bir ergen ama yine de Caner'i ona çeken görünmez güçleri vardı.
Caner ne yapacaktı ? Ege'nin söylediği gibi arkadaşı olarak onun yanında mı olacaktı ya da kendine söz verdiği gibi Defne'yi hayatından silecek miydi? Defne'yi görmezden geldiğinde üzüldüğünü görmüştü ve tabii ki buna öylece bakıp geçemiyordu. Defne'yi arkadaş olarak da çok seviyordu. Defne onu öpmemiş olsaydı belki arkadaş kalabilirdi ama şimdi sanki ona ait bir şeyleri vücudunda taşıyor gibiydi.
Bir şey olmamış gibi yapmak belki de herkes için daha iyiydi. Defne ve Ege için de. Caner herkesi düşünmek zorunda olmaktan nefret ediyordu. Özellikle sevmediği o Ege'yi bile düşünmek zorunda hissediyordu. Sırf Ege'nin Defne'ye olan sevgisinin gerçekliğini gördüğü için böyle düşünüyordu. Adam, kendisini sevmediği halde sevdiği kız için konuşmaya gelmişti. Defne'nin Caner'e ihtiyacı olduğunu kabullenip konuşmaya gelmişti.
Caner kafasındaki düşüncelerin etkisiyle çok hızlı nefes aldığını fark etti ve derin bir nefes vererek ayağa kalktı. Ne yapması gerektiğini bilmese de ondan daha fazla uzak kalamazdı. Bunu kendine de yapamazdı zaten. Denemişti, ondan kilometrelerce uzakta bile onunlaydı.
Ter içinde derin nefesler aldıktan hemen sonra üzerini çıkarttı ve koşar adımlarla banyoya girdi. Soğuk bir duş aldı ve okula gitmek için hazırlandı. Kahvaltıya inip annesini öptükten sonra ağzına birkaç tane zeytin atıp evden çıktı. Ceyda,oğlunun bu halini görüp üzülüyordu. Defne yüzünden oğlundan bir süre ayrı kaldığı için de sinirliydi. Yine de oğlunu da Defne'yi de çok iyi anlıyordu. Bu yollardan onlar da gençken geçmişlerdi.
Sitenin içinde okul servisinin beklediği yere yürürken Defne'nin de evden çıktığını görüp gülümsedi. Defne fazlasıyla uykulu görünüyordu. Saçlarını toplamıştı, makyajsızdı ve üzerindeki kıyafetleri kırışıktı. Yüzünde derin bir yorgunluk vardı. Yine de Caner için bu haliyle bile güzeldi. Caner adımlarını hızlandırdı ve Defne'ye doğru yaklaştı. Ona hiçbir şey olmamış gibi davranmaya karar vermişti ve bu kararı da az önce onu gördüğünde almıştı. Heyecanlı ve mutlu bir tavırla ona yaklaşırken Defne servis aracına binmek için adım attı ama dengesini koruyamayınca arkaya doğru savruldu. Caner hızlı bir şekilde onu tuttu ve düşmekten kurtardı. Defne teşekkür etmek için arkasını döndüğünde Caner'i görünce afalladı ve öylece ona bakakaldı.
"Teşekkür..."
Caner gülümsedi ve eliyle ileriyi gösterdi. Defne şaşkın bir şekilde ilerledikten sonra rastgele bir yere oturdu ve sessizce Caner'i izledi. Caner ,Defne'nin sakin ve şaşkın tavırlarına içten içe gülerken belli etmemeye çalışıyordu. Servis aracından daha oturmak için yer olmasına rağmen Defne'nin yanına oturdu. Defne şaşkınlığına bir şaşkınlık daha katmıştı bu sayede. Caner göz ucuyla Defne'yi izlerken tebessüm ederek konuştu.
"Günaydın"
Defne de gülümsedi ve heyecanını gizlemeyerek mutlu olmuş bir şekilde,
"Günaydın"dedi. Caner ile göz göze geldiklerinde ikisi de gülümsüyordu. Caner umursamaz bir tavırla arkasına yaslandı ve ciddileşmeye çalıştı. Normal olmayı deniyordu. Defne de cama yaslandı ve yolu izlemeyi denedi.
Yol boyunca konuşmadan öylece biri dışarıyı biri de içeriyi izleyerek okula doğru gittiler. Caner servisten inerken Defne'ye gülümsedi ve yavaş adımlarla servisten indi. Defne ise Caner'in kendisiyle olan küskünlüğünü sona erdirdiğine seviniyordu ve sevinçten neredeyse olduğu yerde uçmaya başlayacaktı.
Caner biraz ilerledikten sonra okul bahçesindeki bankların birine oturdu sonrasında ise Ege ve Defne'nin aşkla sarılmalarını izledi. Defne sevinçli bir şekilde Ege'yi kucaklamıştı. Caner bu anı görüp kafasını eğdi. Ne diyebilirdi ki? Sonuçta birbirine aşık iki insanlardı. O Defne'yi seviyor diye onlar aşklarını yaşamayacak değillerdi.
Caner öylece orada dururken yanına Cansel geldi ve gülümsedi.
"Ben de aynı bu şekil bakıyorum onlara biliyor musun?"
Caner kafasını Cansel'e doğru çevirdi ve memnuniyetsiz bir ifade ile cevap verdi.
"Muhatap olmak istediğim son kişi bile değilsin inan ki"
Cansel'in yüzü düşerken Caner sırt çantasını toparlayıp banktan kalktı. Cansel ise o giderken arkasından seslendi.
"Biz de hak etmiyor muyuz? Gerçek bir aşk yaşamayı." Caner arkasını döndü ve tebessüm etti. Cansel'in gözleri hemen doluvermişti.
"Ediyoruz ama onlar da hak ediyor. Eğer Defne, o çocukla mutlu olduğu kadar mutlu olamayacaksa benimle, hiçbir önemi yok. Onun mutluluğu benim sevdamdan daha önemli. Sen de böyle düşünsen iyi edersin çünkü onun mutluluğunu bozmaya kalkarsan karşında beni bulursun " dedi.
Caner sınıfa girerken, Cansel orada sözleriyle donup kalmıştı. Yüz ifadesi hızla üzgünden sinirliye dönmüştü. Caner'in sözleri onu gerçekten sinirlendirmişti. O, Caner kadar aptal değildi ve kendi aşkını bu şekilde görmezden gelmeyecekti.
•••
Defne, Ege'ye Caner'in ona iyi davrandığını anlatırken Ege kıskançlık etmemeye çalışıyor ve sevgilisinin mutluluğuna gülümseyerek karşılık veriyordu. Defne, uzun zaman sonra hiçbir şey düşünmeden mutluydu. Caner'i anlatması bittikten hemen sonra babasıyla yaptıkları konuşmadan bahsetti.
"Artık bize karışmayacak" dedi. Ege bu defa gerçekten sevinip gülümsedi. Defne bu iki gülümseme arasındaki farkları görüyordu ama umursamamayı tercih ediyordu. Ege'nin Caner'i kıskandığı her halinden belliydi zaten ama uzatmanın bir anlamı yoktu. Ne de olsa Defne ikisini de hayatında görmek istiyordu. Farklı rollerde.
Zeynep yanlarına yaklaşıp elindeki mısır gevreklerini uzattı. İkisi de birer tane alıp gülümsedi.
"Defne Hanım,çok mutlusunuz bugün"
Ege gülümsedi ve Defne'nin yanağına kocaman bir öpücük kondurdu.
"Mutlu tabii ki sevgilisi yanında"dedi. Defne ,Ege'nin yanağını öpmesiyle gülümserken Zeynep'e baktı.
"Mutluyum çünkü sevdiğim herkes yanımda "dedi. Zeynep göz kırptı ve gülümsedi. Arkadaşının sonunda mutlu olduğunu görmek onu da mutlu ediyordu.
"Hak ediyorsun hayatım" dedi ve bir ampul kafasında belirmiş gibi sıçrayarak aklına gelen fikri onlarla paylaştı.
"Çıkışta neden bowlinge gitmiyoruz?"
Defne kaşlarını eğip Ege'nin gözlerine baktı.
"Bowling?"
"Gidelim aşkım uyar bana"dedi. Defne de kafa salladı ve Zeynep'e yöneldi.
"Güzel fikir "
Defne gülümsedi ve Ege'ye döndü.
"Caner'i de çağıralım mı?"
Ege'nin yüzü düşerken derin bir nefes alıp umrunda değilmişcesine iki yana kafa salladı.
"Siz bilirsiniz" dedi. Defne gülümsedi ve Zeynep'e baktı.
"Ben mesaj atarım "dedi Zeynep.
Defne de kafa salladı ve Ege'ye sıkıca sarıldı. Sarılırken de fısıldadı.
"Teşekkür ederim sorun çıkartmadığın için"
"Sorun yok, sen benimsin zaten"
Defne bunu duyunca gülümsedi ve geri çekildi. Sonunda her şey düzeliyordu. Yanında olmasını istedikleri yanındaydı ve bu harika hissettiriyordu. Ege'nin omzuna kafasını dayadı ve gülümseyerek etrafa bakındı. Cansel'in öldürücü bakışlarıyla karşılaşınca yüzündeki mutluluk soldu ve gözlerini Ege'ye çevirdi. Sevgili olduklarından beri sanki hiçbir şey eskisi gibi değildi. Eksik bir şeyler var gibi hissediyordu. Belki de bunun sebebi Cansel'in onlara yansıttığı kötü enerjiydi. Gülümseyen yüzü birden bire o kız yüzünden somurtmaya başlamıştı ama buna izin vermeyecekti. Ne olursa olsun herkese inatla gülümseyecekti. Öyle de yaptı, Cansel'e dönerek gülümsemeye devam etti.
•••
Caner ,Zeynep'in bowling davetini geri çevirmemişti ve geleceğini söylemişti. Bu yüzden kapıda onları bekliyordu. Defne ve Ege'nin sarmaş dolaş bir şekilde merdivenlerden indiğini görünce gözlerini hızla başka yöne çevirdi ve görmemiş olmayı diledi. Çok geçmeden diğerleri de gelmişti ve Caner'e bakıyorlardı.
"Selam bro"dedi Ege, Caner'e bakarak. Caner'e elini uzatmıştı ve Caner de mecburiyetten elini tutup sıkıca sıkmıştı. O esnada Defne de Zeynep'e bir şeyler fısıldıyordu.
Ege yüzünü buruşturup elini çekerken Caner tebessüm etti ve kızlara döndü.
"Nasılsınız?"
Zeynep gülümsedi ve saçlarıyla oynarak cevapladı.
"İyii Caner,sen?"dedi.
Defne de Zeynep'in lafı bittikten sonra kafa salladı
"İyi "diyebildi. Caner ikisine de gülümsedikten sonra eliyle yolu işaret ederek konuştu.
"İyiyim ben de"dedi ve yutkundu. Herkes çıkışa doğru yürümeye başlamıştı. Defne ve Ege'nin ellerine gözü kaydığında kafasını eğdi ve başka tarafa bakmaya çalıştı. Ege durdu ve Caner'e bakarak konuştu.
"Nasıl gidelim , motor var benim yanımda"
Caner kafa salladı ve gülümsedi.
"Ben Zeynep ile takside gelirim. Nerede olacağını halledin gerisi önemli değil."
Ege kafa salladı, Defne ve Zeyneple konuşmaya başladı. Caner onları izlerken geriliyor ve sıkılıyordu. En sonunda karar verdiklerinde Zeynep ile Caner yoldan geçen bir taksiyi durdurup bindiler. Ege de Defne ile motorsiklete binecekti.
Zeynep yol tarifini şoföre söylerken Caner, Ege ve Defne'yi gözetliyordu. Defne'nin eli Ege'ye değdikçe içi bir fena oluyordu ama hiçbir şey söyleyemiyordu. Söyleyemezdi de zaten. İçinde binbir duyguyla gidecekleri yere ne ara geldiklerini anlamamıştı bile. Zeynep onu dürttüğünde farkına varıp cebinden bir miktar para çıkarttı ve taksiciye uzattı.
Zeynep ile birlikte indiklerinde onları bekleyen Defne ve Ege'nin yanına yürüdüler. İçeri girip bowling için ödeme yaptıktan hemen sonra kızlar bowling ayakkabılarını giyerlerken Ege, Caner'in yanına yaklaştı. Sessiz bir tonda konuşmaya başladı.
"Dediklerimi ciddiye aldığın için teşekkürler."
Caner,Ege'ye baktı ve tebessüm etmeye çalıştı. Aslında umrunda olan Defne'ydi, Ege'nin söyledikleri sadece onun tavrının bitmesini hızlandırmıştı.
"İkimiz de Defne'yi düşünüyoruz. Ona iyi bak, canını yakarsan canını yakarım çünkü."dedi. Ege bu lafla sinirlense de yanlarına kızlar geldiği için bir şey diyemedi. Ayakkabılarını değiştirip alana geçti.
Zeynep ile Caner, Defne ile de Ege birlikte oynuyorlardı. Ege, Defne'nin sevgilisi olmanın verdiği hadsizlikle Caner'in canını yakmak istercesine Defne'nin belini tutuyor ve ona doğru atış pozisyonu için her atış yaptığında yardım ediyordu. Caner ise sinirlerine hakim olmayı deneyerek sıranın kendisine gelmesini bekliyordu. Caner, Ege'nin sürekli Defne'ye temas etmesinden sıkılmış bir halde sıra kendine geldiğinde topu aşırı hızlı ve sert bir şekilde lobutlara doğru fırlattı. Lobutların hepsi tek seferde dağılınca Zeynep heyecanlı bir şekilde zıplayarak ona sarıldı.
"Harikasın ortak"
Caner gülümsedi ve göz ucuyla Defne'ye baktı. Ege hariç herkes gülümsüyordu. Defne saçlarını karıştırarak Caner'e bakarken Ege onun belini tutarak kendine çekti. Caner bu görüntüyü tekrar görmek istemediği için kafasını başka yöne çevirdi. Bir daha onların aynı ortamda bulunduğu hiçbir yere gitmek istemiyordu çünkü bu intihar etmek ile eşdeğer bir şeydi.
Oyun bitti ve kazanan Caner ile Zeynep oldu. Bunun üzerine Ege'nin lüzumsuz lafları Caner'in iyice tadını kaçırmıştı.
"Biz zaten aşkta kazandık sevgilim" diyip Defne'yi öpücüklere boğuyordu.
Defne de çekingen tavırlarla Caner'e bakarken Ege'ye tebessüm etmeye çalışarak
"Hı hı" benzeri bir ses çıkartarak onu onayladı. Zeynep ortamın gerginliğini farkına varıp Caner'i kendine çekti.
"Hadi ortak biz kaçalım"dedi. Caner kafa salladı ve Zeynep'in dediğini söyleyerek Defne'ye baktı.
"Size iyi eğlenceler,biz kaçıyoruz."
•••
Caner,vedalaştıktan sonra Zeynep'i evine bırakıp kendi evine dönmüştü. Ilık bir duşun ardından akşam yemeği için ailesinin yanına oturmuştu. Babası ve annesi günün kritiğini yaparken Caner yalnızca düşüncelere boğulmuş yemek yiyordu.
"Oğlum sen ne düşünüyorsun bu fikre?"dedi Ceyda. Caner düşüncelerinden sıçrayarak annesine baktı. Hiçbir şeyi dinlemediği her halinden belliydi.
"Hı? Ne fikri?"dedi Caner. Ceyda oğluna gülümsedi ve kafasını iki yana salladı.
"Ah oğlum, burada mısın yoksa başka bir yerde mi? Baban yine sponsor olacakları bir açılışta şarkı söylemeni istiyor. Sen ne düşünürsün?"dedi. Caner kafa salladı ve tebessüm etmeye çalıştı.
"Olur,tabii. Babam ne derse onu yaparız."
Ömer de oğluna baktı ve gülümsedi.
"Aşık mısın sen? Bu ne dalgınlık"dedi. Caner'in yüzü tahta gibi dümdüz olurken Ceyda dirseği ile Ömer'i dürttü.Ardından gözlerini pörtletti. Ömer de bu sayede susması gerektiğini fark etti. Caner yutkundu ve yemek yemeyi bırakıp ayaklandı.
"Eline sağlık anne, biraz yürüyüşe çıkacağım. S ize afiyet olsun."
"Tabii canım"dedi Ceyda ve sinirli bir şekilde Ömer'e döndü. Ömer de anlamsız bir şekilde bakarak Caner'in gitmesini izledi.
Caner kendini dışarıya atınca derin bir nefes aldı. Sanki bugün herkes ve her şey çok fazla üstüne geliyordu. Sitede yürürken birden kendini favori mekanında -Defne'nin evinde- buldu. Defne'nin penceresine bakmaya gidiyordu ki pencereyi göremeden Ege'yi pervaza tutunarak pencere önünde düşmemeye çalışırken buldu. Defne de karşısında gülümseyerek ona bir şeyler anlatıyordu.
"Gizli saklı pencere önünde görüşecek kadar mı seviyorsun bu çocuğu Defne" dedi kısık sesle. Yine nefesi hızlanmıştı ve kalbi sanki ağzında atıyordu. Gözlerini devirdi ve onları izlemeye koyuldu. Onları izlerken Cem'in Ege'yi bu şekilde yakalamasını umuyordu. Sinirli gözlerle onlara baktı, Ege'yi Defne'nin yüzünü öpücüklere boğarken gördü. Defne de bu durumdan memnundu ve gülümsüyordu. Caner daha fazla dayanamadı ve yakındaki bir ağaca el uzattı ve kalbini tutarak ağaca yaslandı. Ne yapıyordu burada? Neden durup onları izlemişti? Onlar sevgiliyken ne yapacakları belli değil miydi? Kendini üzmeye mi çalışıyorsun sen diye sordu içinden. Neden bunu yapıyorsun,niye kendini bile bile üzüyorsun?
Ağaca yaslanmış dururken Ege'nin çoktan aşağı inmiş motorsikletine doğru yürüdüğünü gördü. Onun arkasından gitmeye karar verdi. Sinirli bir şekilde yürüdü ve saniyeler içinde ona seslendi.
"Defne bir bağımlı olduğunu biliyor mu?!" dedi. Ege arkasını şaşkın ve tedirgin bir ifade ile döndü. Caner'in amacının ne olduğunu anlamay a çalışıyor gibiydi. Caner de amacının ne olduğunu bilmiyordu, sadece içindeki hislerin dediğini yaparken bulmuştu kendini.
"Bir uyuşturucu bağımlısı olduğunu Defne'ye söyledin mi sarı çocuk ? "
|
0% |