@mermaidmaryy
|
Akşam gelecek olan misafirler ve Defne'nin yeni evinde yiyeceği ilk akşam yemeği için evdeki herkes özenle çalışıyordu.Defne üzgün bir şekilde odasında akşam yemeği için hazırlanırken çalan telefonu onu düşüncelerinden alıkoymuştu. Anneannesi arıyordu. "Canım Defnem,nasılsın prensesim?"Defne anneannesinin sesini duyduğunda gülümsedi.Derin bir iç çekerek konuşmaya başladı. "Seni özlüyorum anneanne... Keşke burada olsan. Tabi babamla ilişkimi soracak olursan iyi denilebilir."dedi ama sesinden bir gariplik olduğu anlaşılıyordu.Yine de anneannesi bunu umursamadı ve ortamı garipsediğine yordu bu durumu. "Ne güzel anlaşacağınıza emindim zaten. Bir sıkıntı olduğunda bana anlatabileceğini biliyorsun değil mi?"dedi. Defne sanki anneannesi yanındaymış gibi kafasını salladı ve gülümseyerek cevap verdi. "Biliyorum,sen nasılsın?"dedi.Anneannesi de neşeli bir sesle konuştu ama mutlu olduğundan değildi neşesi,Defne üzülmesin diyeydi.Kim kocasını yeni kaybetmişken böylesine neşeli olurdu ki. "İyiyim güzelim,hazırlanıyorum yakında daha sık görüşebileceğiz."dedi.Defne bu duruma seviniyordu ama babasıyla arasındaki bu buz dağını anneannesinin görmesini ve üzülmesini istemiyordu. "Çok sevindim,bir an önce gel.Akşam misafirler olacakmış ben de bu yüzden hazırlanıyordum. "dedi. Telefondan şaşkın olduğunu belli eden bir ses geldi daha sonrasında anneannesi konuşmaya başladı. "Demek öyle,baban seni çevresine tanıtmaya başlıyor çok sevindim senin için.Tutmayayım daha fazla da hazırlan akşam oldu zaten yemeğe birazdan geçersin.Hadi görüşürüz benim güzel kuzum." "Görüşürüz,öpüyorum." Defne telefonu kapatıp masaya bıraktı ve sonra boy aynasından kendine baktı.Halası ve babannesinden gelen elbiseyi ve ayakkabıları giymişti.Kendini süzerken annesine ne kadar çok benzediğini düşünüp iç geçirdi.O esnada kapısı tıklatılınca kapıya doğru yönelip kapısını açtı. "Defne Hanım, misafirler geldi babanız sizi çağırmamı istedi" "Hemen geliyorum" Kadın odadan ayrılır ayrılmaz Defne saçını düzeltip derin bir nefes alıp yüzüne sahte bir gülümseme takınarak aşağıya indi. Misafirler çoktan gelmiş Cem ile koltukta oturup sohbet ediyorlardı.Defne yanlarına yaklaşıp gülümseyerek onlara baktı.Babasının yaşlarında bir adam ve güzel bir kadın vardı. "Hoşgeldiniz"dedi.İçten içe üzgün olduğunu belli etmemeye çalışıp güleryüzlü davranıyordu.Adam ve kadın kalkıp Defne'ye doğru yöneldiler. "Ne kadar güzel bir kız olmuşsun Defne'ciğim"dedi kadın.Defne tanımadığı için kibarca gülümsedi o esnada Cem araya girip misafirleri tanıtmaya başladı. "Ömer amcan ve karısı Ceyda teyzen.Annen ve benim çok yakın arkadaşlarımız." Ömer de Defne'ye yönelip sarıldı Defne'de sıcak bir gülümseme iliştirdi yüzüne halbuki içinden henüz bana babam sarılmadı diye geçiriyordu. Ceyda'da ona sarılınca Defne gülümsemeye devam ederek konuşmaya başladı. "Çok memnun oldum.Annemin hayatını görmek,arkadaşlarını tanımak beni çok mutlu ediyor"dedi.Cem bu laftan sonra yutkunarak Defne'ye baktı ve gülümsemeye çalıştı,eliyle masayı gösterdi . "Buyrun o zaman masaya geçelim.Sizin genç adam ortalıkta yok henüz ama..."dedi.Defne anlamayarak etrafa bakınıyordu.Genç adam derken onların çocuklarından mı bahsediyordu?Defne şaşkınca bakarken Ömer cevap vermişti. "Birazdan burada olur, arkadaşlarıyla ödevi falan mı varmış ne ?Onunla ilgili konuşuyorlardı."dedi.O sırada zil çaldı ve Ömer gülümseyerek Defne'ye baktı. "Bizimki de geldi"dedi. Defne şaşkın bakışlarla kapıya bakarken içeri giren kişinin Caner olduğunu gördü.Caner ile göz göze geldiklerinde şaşkınlığını gizlemeyerek Defne'ye baktı ve seslendi. "Defne?" Cem ne olduğunu anlamaya çalışarak Caner'e bakarken Ceyda konuyu açtı. "Ah siz tanışıyor musunuz?" Defne Caner'e bakmayı bırakıp Ceyda teyzesine döndü. "Bu öğlen sitede tanıştık,bana siteyi tanıtmak istedi de..."diye cevap verdi. Caner de kafa sallayarak gülümsedi. "Demek sen Cem abinin kızıydın"dedi gülümsemesi bugün olanlar aklına geldiğinde yavaşça solmuştu. Ömer de acıkmış olacakki gülerek masaya doğru yürümeye başladı. "Hadi yemekleri soğutmayalım daha fazla "dedi. Yemekler yeniyorken Caner,Defne'ye sessizce izlemeyi tercih etmişti.Annesi ve babası Cem ve Defne'yle konuşurken gülüşüyorlar ve Dilan'ı anıyorlardı. Birden bire Ceyda ,Defne'ye gülümseyip annesi hakkında bir anısını anlatmaya başladı. "Annenle çok yakın arkadaştık,hatta evlendiğimizde çocuklarımızı birlikte büyütmek istemiştik.Tabi nasip olmadı ama sen burda bir Ceyda teyzen olduğunu hep bil Defne'ciğim olur mu? Ben Caner'e hamileyken beni doğumhaneye annen yetiştirmişti.Şapşal Ömer amcan panikten arabanın anahtarını kaybedince annen arabasını alıp beni ve Ömer amcanı hastaneye götürmüştü.Hatta Caner'e bile bir süre birlikte baktık ta ki sana hamile kalana kadar.Caner Dilan teyzesini çok severdi bir yaşlarında falandı hamileyken annenin karnına dokunurdu.Herhalde seni sevmişti o zamanlarda bile..." Cem bu konuşmalardan rahatsız olmuş olacakki öksürerek boğazını temizledi.Ömer'e bir bakış atıp Ceyda'ya doğru döndü. "Güzel zamanlardı Ceyda ama isterseniz tatlılara geçelim"dedi.Ömer de Cem'in konudan rahatsız olduğunu anlayıp konuyu değiştirdi. "Senin yaramaz kardeşin yok ortalarda o da gelir zannediyordum"dedi. Cem gülümseyerek kafa salladı. "Yaramazlık peşindedir yine herhalde.Yemeğe yetişmeye çalışacağını söyledi ama sanırım aramıza sonra katılacak."İkisi arasında gülüşürken Caner Defne'nin suratına bakıyordu.Defne bunu fark edip utanırken Ceyda Defne'ye seslendi. "Okul ne zaman Defne'ciğim? Baban ayarlayabildi mi?" Defne buna cevap verememişti çünkü babasıyla yalnızca kahvaltıda konuşmuşlardı ama ağzını açacağı esnada Cem lafa dahil olup onu cevap vermekten kurtardı. "Hemen pazartesi başlayabileceğini söylediler.Yalnız İngilizce ve Fransızca olacağı için iki dili de iyi konuşabilen yatılı bir mentor bulsak iyi olacak.Tanıdığınız biri varsa bana haber verin.Defne buraya çabuk uyum sağlasın istiyorum. En azından derslerde geri kalmış hissetmesin. Bu lisenin eğitimi çok ileri düzeyde ,Defne daha önce devlet okuluna gidiyordu haliyle çevresi birden değişmiş olacak"dedi. Ceyda kafa salladı ve Defne'ye bakarak gülümsedi. "E harika o zaman, Caner'in okuluna yazdırdınız değil mi Cem? Öyleyse Caner'de yalnız hissettirmez kızını hem okula adapte olmasına da yardımcı olur."dedi. "Tabi olurum "dedi Caner hemen araya girerek.Cem de gülümseyerek kafa salladı. "Aynen orası, Caner'in de Defne'ye çok iyi arkadaşlık edeceğine şüphem yoktu zaten ne de olsa elimizde büyüdü kerata"Cem ve Ömer gülüşürken Defne'nin birden yüzü düşmüştü. Babası Caner'in tüm anında onunlaydı,hatta arayıp sormadığı kızının yanında bunları söyleyebilecek kadar da düşüncesizdi. Birden Defne'nin içini büyük bir kıskançlık kaplamıştı.Caner böylesine iyi biriyken o birden ona nefret beslemeye başlamıştı.Bu düşüncelerden uzaklaşmak istercesine kafasını eğdi. Caner de onun hislerini tahmin edebildiği için sürekli ona bakıyor ve yüzündeki duygu değişimlerini görebiliyordu. "Ee Caner? Sen Defne'den bir üst sınıftasın sanırım ?"dedi Cem. Caner telaşlı gözlerini Defne'nin üzerinden çekerek Cem'e döndü. " 11.sınıftayım ben,aramızda bir yaştan biraz fazla var sanırım ,öyleyse eğer ben ondan üst sınıftayım."diye cevap verdi. Defne de sessizce onları izleyip başıyla onayladı. Bir an önce bu yemek faslı bitsin istiyordu.Bu misafirlik oldukça tat kaçırıcı gelmişti.Caner bir şey yapmasa da Defne babasına olan öfkesini ondan çıkarmak istercesine kinleniyordu.Caner'in ailesiyle olan tavırları bile onu delirtiyordu adeta.Asla yaşayamayacağı bu aileyi görmek istememesi hakkı değil miydi? Defne tatlılar geldikten sonra hızlıca yedi ve izin isteyerek ayaklandı. "Afedersiniz ben biraz hava almak istiyorum"dedi ve hızlı adımlarla bahçeye çıktı. Hava hafif serin ve nemliydi. Ellerini göğsünün altında birleştirdi ve sakinleşmeyi bekledi.İçinde minik bir savaş dönüyordu sanki bir yanı Caner'in ne suçu var diyordu diğer tarafı ise senin ne suçun var diyordu. Gökyüzüne baktı ve derin nefes aldı,bunla yaşamayı öğrenmesi gerekiyordu yoksa tüm hayatı boyunca kıskanç ,sevgisiz birisi olucaktı. Bugün Caner,yarın kim olucaktı nefret beslediği kişi? Düşünceleriyle cebelleşirken Caner'in yanına geldiğini bile fark etmemişti.Kaşları çatık ve mağrur bir ifade vardı yüzünde. Bir süre Caner onu öyle izledikten sonra konuşmaya başladı. "İçeridekiler seni çok yaraladı mı?" Defne irkilerek Caner'e döndü ve sinirli bir şekilde konuştu. "Ne alakası var?Hem sen niye sessiz sessiz geliyorsun?"Defne sinirli bir tavırla konuşurken Caner gülümsedi ve Defne'nin önüne gelen dalgalı saçlarına uzanıp kulağının arkasına koydu. "Konuşmak istersin diye düşünmüştüm.Bugün benden güzel kaçtın ama bak benden kaçış yok,kapıdan kovsan bacadan gireceğim neredeyse "dedi. Defne kendisini hem sinir eden hem de hoş laflar eden çocuğa bakarak gülümsedi. "Sen delinin tekisin" "Öyleyimdir"dedi Caner gülümseyerek. Defne tebessüm ederek Caner'e baktı ve içten içe duyduğu kıskançlığı itiraf etmeyi tercih etti. "Sizi bayağı bir kıskandım sanırım.Annen ,baban ve sen gerçek bir ailesiniz.Biz babamla daha bu sabah tanıştık.Hakkında hiçbir şey bilmiyorum.O da öyle... İki yabancı gibi"sona doğru istemsizce gülmüştü.Delirmeye başladığını düşündü birden sonrasında Caner'e baktı uzunca; "Sen bile babamla ne güzel günler geçirmişsin Caner... Bir de bana bak."dedi ağlamaklı bir ses tonuyla.Caner yutkundu ve elini Defne'nin omzuna koydu. "Üzme kendini, sizin de önünüzde yeni bir başlangıç yapmak için güzel bir zaman var.Neden bunu değerlendirmeye çalışmak yerine kendini bu kadar yıpratıyorsun?Tamam belki yaşayamadıkların canını sıkıyor olabilir ama geri alamayacağın şeyler için kalan zamanını da üzülerek harcamamalısın. Şimdi toparlan ve bana sarıl bakalım"dedi.Defne dolu gözlerle onu dinlerken buruk bir tebessüm edip kafa salladı.Defne sanki hep sahip olmak istediği o yakın arkadaşı bulmuş gibi hissediyordu. Caner'e sarılıp gülümsemeye çalıştı. Caner'de onun sırtını sıvazlayarak gülümsedi. Geri çekildiklerinde ikisi de birbirine bakıp gülümsüyordu.O sırada evin içindeki hareketlilik gözlerine çarpınca içeri girmeye karar verdiler. Sonunda çok konuşulan hala gelmişti. Berfu,Cem'in biricik kız kardeşi. Defne içeri girer girmez sıkı bir kucaklama ile şaşırdı.Berfu halası ona sıkıca sarılmıştı.Defne afallasa da gülümsemesini canlı tutmaya çalıştı.Berfu geri çekilip yeğenini görünce gözleri dolmuş bir şekilde içtenlikle gülümsedi. "Harikasın Defne'ciğim ,canım benim.Geleceğini duyduğumda o kadar sevindim ki.Seninle çok iyi hala yeğen olacağımıza eminim şimdiden. Ah üstündekiler ne de güzel olmuş, beğenip giymiş olmana öyle sevindim ki "dedi.Cem bu tabloyu gördüğüne içten içe sevinmişti ve o da gülümseyerek Defne'ye baktı. "Berfu halan"dedi. Defne gülümserken kafa salladı.Berfu 29 yaşında genç bir kadındı,açık küllü kumral saçları ve yeşil renk gözleri vardı. Dişleri inci gibi güldükçe sanki parlıyordu. Sağlıklı cildi,sesi,neşesiyle Defne'yi kendine hayran bırakmıştı. "Hoşgeldin Berfu hala. Hediyeler için teşekkür ederim."dedi Defne. Halasının içten biri olması hoşuna gitmişti. "Annem de gelmek istedi ama..."diyerek Cem'e baktı Berfu. "Abimin tavırlarından çekindiği için seni daha sonra görecek canım "dedi Defne'ye. Defne ne olduğunu anlamasa da umursamadı ve gülümsemekle yetindi. Cem,Dilan ile evlendiğinden beri annesiyle gerekmedikçe görüşmüyordu hala onun Dilan'ı istemiyor oluşunu hazmedemiyordu ve Dilan öldükten sonra Cem'in halini görüp yine Dilan'ı suçladığında bir daha görüşmek istemediğine emin olmuştu. Cem arkadaşlarıyla vakit geçirirken Defne halasını yakından tanımanın derdindeydi. Caner ise annelerinin yanında otururken telefonuna bakıyordu. Berfu,Defne'ye onu tanımayı ne kadar çok istediğini ama oradaki hayatını mahvetmekten korktuğu için İstanbul'a gelmesini beklediğini söylüyor ve ona babası ve babannesiyle ilgili tüm şeyi anlatıyordu. Hatta Defne'ye bir erkek arkadaşı olup olmadığını bile sormuştu laf arasında. Defne halasının gelişiyle kendini İstanbul'da daha rahat hissetmeye başlamıştı bile. Derin bir nefes alıp gülümserken Caner ile göz göze gelmişlerdi. İstanbul'a geldiğinden beri ilk defa rahatlamış hissetmişti. Ama daha sırada yeni okul ve yeni insanlar vardı.
|
0% |