@mermaidmaryy
|
Pazartesi'ye kadar babannesi,halası ve babasıyla yakın olmaya ve yaşadığı duruma alışmaya çalışmıştı Defne ve tabiki anneannesiyle de konuşmayı ihmal etmemişti. Yeni okulda ne yapacağını,nasıl insanların onu beklediğini bilmiyordu ve bu sebepten dolayı da oldukça gergindi.Sonunda pazartesi oldu halası ve babası onu kahvaltı için masada beklerken Defne yeni okulunun kıyafetlerini -bordo ve lacivert renklerinde bir etek ve ceketten oluşuyordu- pek beğenmese de giyinip makyajını yaptı.Fazlasıyla geç kaldığını farkında olsa da hiç acele edesi de yoktu. Sonunda işlerini bitirip odasından bir adım attığında babasının seslenişi işitmişti. "Defne! Çıkmamız lazım hadi!" Bu geçen günlerde Cem ,Defne ile yaşamaya biraz ısınmış ve onu görmezden gelmemeye özen gösterir olmuştu ama evde Defne'ye en iyi davranan ve kafa dengi olan Berfu'ydu.Onunla geçirdiği birkaç gün bile Defne'yi evinde hissettirmişti. Defne hızlıca sofraya oturdu ve biraz yemek yedi daha sonra Cem'in acelesinden dolayı çabucak ayaklandı ve halasına el sallayarak babasının peşinden ilerledi. Henüz Cem'e baba diyememişti aslında baba demesini gerektirecek bir şey de pek olmamıştı.Genelde sessiz sinema oynar gibiydiler evin içerisinde. Yol boyunca derin bir sessizlik vardı arabanın içinde neyseki okul siteye çok da uzak değildi bu yüzden bu sessizlik kısa sürmüştü.Cem arabayı okulun önünde durdurup kızına baktı ve gülümsedi. Bu gülümseme belki de Defne'nin gerçekten içten olduğunu hissettiği ilk gülüşüydü. "İyi dersler,çıkışta sen kendin mi gelirsin yoksa araba göndereyim mi?"dedi Defne'nin gözlerinin içine bakarak. Defne de tebessüm edip kemerini çözdü. "Teşekkür ederim ama dersten sonra biraz dolaşmak isterim diye düşündüm belki yürüyerek gelirim." "Sen bilirsin öyleyse. Bir sorun olursa bana yazmaya çekinme tamam mı?"dedi gözünü öndeki arabaya çevirerek.Defne onaylar bir şekilde 'hıı hıı'gibi bir ses çıkartıp arabadan indi. "Hayırlı işler"diyerek kapıyı kapattı. Derin bir nefes alıp okulun içine doğru ilerlerken Cem'de kızının içeri girmesini izliyordu. Sanki kızı ilk okula başlıyormuş gibi hissetti ve istemsizce gülümsedi. Defne geldiğinden beri içindeki huzursuz his azalmaya başlamış gibi hissediyordu.Onunla aile olabilme fikri kafasında dönüp duruyordu. Kafasında Dilan'ın sesi yankılanıyordu.Defne'nin içeri gittiğinden emin olduktan sonra mırıldanarak arabayı sürdü. "Kızımız yeni okuluna başlıyor sevgilim... Onu koru olur mu?" Sanki Dilan bir melekmiş gibi ona bu şekilde mırıldanıyorken Dilan yaşasaydı hayatları nasıl olurdu diye düşünmüştü. Güzel olacağına emindi belki Dilan yaşasaydı o kızına çok iyi bir baba olacaktı. Cem her zaman suçlayacak bir şey ya da biri bulmayı başarıyordu söz konusu kendi başarısızlığı olduğunda. Defne okulunun müdürüyle görüştükten sonra sınıfının 10/C olduğunu öğrenmişti.Yardımcı olacak bir öğrenci istemedi ve kendisi tanımadığı okulun içerisinde 10/C'yi aramaya başladı.Dersler daha başlamadığı için çoğu öğrenci dışarıda ,kapı önlerinde arkadaşlarıyla konuşuyordu.Yutkundu ve ilerledi yeni bir ortama girdiğinde her zaman geriliyordu. Alışık olmadığı bir hayatta olmak da son derece gericiydi zaten. Sınıf isimlerine bakarak ilerlerken koluna çarpıp koşturan bir çocuk yüzünden afalladı.Neredeyse yere düşücekti.Omzunu tutarak ona çarpan kişiye bakıp sinirli bir şekilde bağırdı. "Yavaş!" Çocuk arkasını dönüp Defne'ye baktı,gülümsedi ve ellerini birleştirip dilek diler gibi bir hareket yapıp "Afedersin"dedi.Defne göz devirerek çocuğun yanına doğru yürüdü.Üzerinde zaten yeteri kadar gerginlik yokmuş gibi bir de bu serseri tipli çocuk çıkmıştı karşısına "Önüne bakmanı tercih ederim."dedi. Çocuk ona anlamayarak bakarken bu sefer o çocuğun omzuna kasıtlı olarak çarpıp ilerlemeye başladı. Arkasında bıraktığı çocuk şaşkın ve meraklı gözlerle bu yeni öğrencinin kim olduğunu ve hangi sınıfa gireceğini çözmeye çalışıyordu.Çocuk Defne'nin kendi sınıfına girdiğini görünce daha da merak ederek peşinden gitmeye başladı. Defne içeri girer girmez burnuna çarpan o havasız kötü sınıf kokusuyla yüzünü ekşitip sınıfı süzdü. 12 kişilik sınıfta oturmak için bir yer arıyordu. Neredeyse her yer doluydu ,çoğu kişi çantasını sıra üzerine bırakıp çıkmış görünüyordu, cam kenarı arkanın bir önündeki sıra boş görününce Defne o kısma doğru bir adım attı.O sırada ona çarpmış olan çocuk da sınıfa girmişti.Defne boş sıraya oturduktan hemen sonra başında dikilince Defne ona doğru baktı. "Sorun nedir?" "Yerime oturmak istiyorum da" Çocuk şımarık bir gülümsemeyle bunu söylediğinde Defne ayağa kalktı ve çocuğa baktı. "Afedersin" dedi. Çocuk sanki savaş kazanmış gibi bir ifadeyle gülümseyerek "Sıranın diğer kısmına geçmeni tercih ederim"dedi. Defne alaycı bir surat ifadesiyle çantasını alıp yan tarafa geçti.İçinden 'anlaşıldı bir de bununla uğraşacağım'diye geçirdi ve nefes vererek çantasından bir defter çıkarttı. Çocuk şımarık bir gülüşle birlikte elini Defne'ye doğru uzattı. "Ege" dedi. Defne önce çocuğun mavi gözlerine bakıp daha sonra eline baktı.İlk günden yanlış anlaşılmak istemediği için yapmacık bir tebessüm ile çocuğun elini tuttu. Çocuk merakla Defne'ye bakıyordu ama Defne ismini söylememişti ne de olsa az sonra yoklama alındığında öğrencek diye düşünüyordu. "Yeni öğrencimizin ismini de merak etmiştim ama"dedi elini çekerken.Defne sıkılmış bir şekilde nefes verdikten sonra Ege'nin mavi gözlerine bakıp gülümsedi. "Defne"dedi ve önüne döndü.Önüne dönerken gülümsemesi suratsızlığa doğru hızlıca bir geçiş yapmıştı. Sınıfa öğretmen girdiğinde bir sessizlik oldu herkesin gözü Defne'deydi herkes kim olduğunu ve nereden geldiğini merak ediyordu. Meraklı bakışlar Defne'yi süzerken dersin hocası gülümseyerek Defne'ye doğru baktı. "Yeni öğrencimizi tanıyalım bakalım. Hoşgeldin canım bize biraz kendini anlatır mısın?"dedi. Defne yutkunarak sandalyeden kalktı ve sıradan destek alarak kendini tanıtmaya başladı. "Ben Defne"dedi sadece ve geri oturdu. Hoca da dahasını sormadı. "Aramıza hoşgeldin Defne'ciğim"dedi. Tüm herkes Defne'ye bakıyorken Defne bakanlara minik bir tebessüm edip kendi hayal dünyasına geri döndü. Babasıyla ilişkisi yetmezmiş gibi belliki okulda da birçok sorun onu bekleyecekti. Yine de kendine arkadaş canlısı davranacağına söz verdi. Sessizce dersi dinlerken Ege 'de onu izliyordu. Ege'nin bakışlarından rahatsız olup sırada kıpırdandı ve Ege'ye 'hayırdır?' dercesine bir bakış attı.Ege de bakışa gülerken hoca farkedip Ege'yi soruyu çözmesi için tahtaya çağırdı.Defne içinden şimdi bitti diye düşünüyorken Ege tahtadaki soruyu çatır çatır çözerek onu şaşırtmıştı. Hem kötü çocuk hem zekiydi belliki,üstelik yakışıklı denilebilecek biriydi de. Defne bu aptal düşünceleri kafasından kovmaya çalışırken çocuk yanına gelmişti bile. Çok geçmedi ki tenefüs zili çaldı Defne göz ucuyla sınıfta bir kızının yanın da boş olduğunu fark edip eşyalarını toplayıp sıradan kalktı. "Geçebilir miyim?"dedi Ege'ye bakarak Ege gülümsedi. "Tabi prenses geç bakalım"diyip Defne'ye yol verdi.Eliyle de ona yolu gösterir gibi yaptı. Defne olabildiğince soğuk bir şekilde teşekkür edip diğer kızın sırasına gitti. "Selam"dedi.Kız Defne'yi görünce neşeyle gülümseyip elini uzattı. "Selam Defne, Zeynep ben."dedi. Zeynep çok şirin gözlüklü ve görünene göre çalışkan bir kızdı. Defne kendine yakın birinin yanına oturacağı için sevinçli bir halde Zeynep'in elini sıktı. "Yanına geçebilirim değil mi?"dedi. Zeynep halinden memnun bir şekilde kafasını sallayıp "Tabiki otur lütfen zaten yanım boş"diyerek gülümsedi.O esnada sınıfın popüler kızları sıranın başına üşüştü ve Defne'ye ve Zeynep'e tiksinerek bakmaya başladılar.Defne ne olduğunu anlayamadan kızlardan biri konuşmaya başladı. "Nereden geldin bilmiyorum,muhtemelen başarı bursuyla buraya girmiş sıradan bir tipsin.Kim olursan ol umrumda da değil ama Ege'nin yanında bir daha seni görmeyeceğim."dedi kibirlice. Defne şaşkın bir şekilde bakarken ayağa kalktı ve kıza doğru bir adım attı. "Sen kimsin ya?"dedi sinirli bir tonda.Arkaplanda kalan kız bu sefer Defne'nin kolunu tuttu. Baskın karakterli olan ise gülerek konuştu. "Yakında adımı öğrenirsin canım. Dikkat et ama canın yanmasın öğrendiğinde"dedi ve sırıtarak bakmaya devam etti. Defne ise diğer kızın elini ittirdi ve kaşlarını çatarak onlara baktı. Zeynep kızlar gittiğinde sinirli bir tavırla Defne'nin omzuna dokundu. "Takma şunları onlar her burslu öğrenciye buna yapar.Ezecekler ya akılları sıra... " "Kim bunlar?"dedi Defne sinirli bir ifadeyle " "Sınıfımızın ikonaları Ebru ve Cansel. Sana laf atan Cansel'di."dedi Zeynep çekinerek,Defne daha da sinirlenerek nefesini verdi. Başına bir de sınıfın delileri gelmişti.Bir de onunla üstten üstten konuşmuştu. Ege ile ilgisi olmasa bile artık inadına gidip konuşucaktı. Böyle insanların yalnızca dizilerde olmadığına az önce şahit olmuştu ve buna inanamıyordu.Bir de başına böyle saçma insanlarla muhattap olacağı gelince daha da sinirleniyordu. Gün boyu o kızların tavırlarını izleyip daha da sinirlenerek geçmişti. Nefes almak bile zor geliyordu sınıfın içinde.Zorba insanların var olduğunu bilmek ayrı bir tiksinçti zaten. Defne okul biter bitmez kendini dışarı attı ve bahçede hızlıca yürümeye başladı. Hızlıca yürüyorken Caner'i görüp duraksadı onun yanına gidip başından geçenleri anlatmak istiyordu. Onun yanına doğru yürümeye başladığı anda Caner'in yanına gelen bir kız gördü ve durmak zorunda hissetti.İçinde garip bir his oluşmuştu birden,utanç veya can sıkıntısı gibi bir his. Kız Caner'in yanağından öpünce duraksayan adımlarını geriye doğru attı.Derin bir nefes alıp arkasını döndü o sırada ne hissettiği ile ilgili hiçbir şey düşünemeden yanına Ege denen o çocuk geldi. "Selam, gel seni istediğin yere bırakayım asi kız"dedi. Defne etrafına bakındıktan sonra sınıftaki kızların-Cansel ve Ebru- onlara baktığını farkedip sahte bir şekilde gülümsedi. "Olur tabi "dedi ani bir kararla. Çocuk motorsikletinin kaskını Defne'ye verdi ve göz kırptı. "Hayret,ben yine bir terslenirim sanıyordum ama "dedi. Defne kızların nefret dolu bakışlarıyla keyiflenerek gülümsemeye devam etti,kaskı taktı ve ardından motorsiklete binmiş olan Ege'nin arkasına yerleşti. "Sana tutunmam ama baştan söyleyeyim "dedi.Ege de bu tavrına kahkaha atarak karşılık verdi. "Sen bilirsin,düşmeye hazırlan o zaman " Okuldaki neredeyse herkes o ikisine bakıyor Defne'nin gizemini çözmeye çalışıyorlardı kendi içlerinde.Kimdi bu kız ve Ege ile ne ilişkisi vardı? Bu dedikodular başlamıştı bile Defne'nin okuldaki ilk günü olmasına rağmen. Caner de Defne'yi görmüştü ve göz göze geldikleri anda Ege gaza basıp birden hızlanmıştı,motorsikletten düşmemek için Defne beline sarılmak mecburiyetinde kalmış ve birden gözden kaybolmuşlardı. Defne ilk kez motorsiklette artçı olduğu için korkuyordu,rüzgar tenine çarptıkça bedeni titriyor Ege'nin belini sıkıca sarıyordu.Ege ise bundan fazlasıyla keyif alıyor ve hızını arttırıyordu.Defne gözlerini sıkıca kapatıp sakin olmaya çalışırken Ege bağırarak nereye gideceklerini sordu.Defne ise Ege'nin duymasını umarak sitenin ismini söyledi. Ege aldığı bu keyfin uzun sürebilmesi için yolu uzatarak Defne'nin söylediği adrese varmaya karar verip başka bir yola saptı. Uzun bir yolun ardından siteye vardıklarında Defne kendini motorsikletin arkasından yere zor attı ve kaskı çıkartıp Ege'ye geri verdi.Nefes alışverişi dengesiz ve yüzü solgunlaşmıştı.Ege kaskı çıkartıp gülümseyerek Defne'ye baktı. "Çok güzelsin"dedi birden bire.Defne de titreyen elinin tersiyle onun omzuna vurup surat astı. "Ne demezsin... Öleceğimi sandım senin yüzünden"diye sitem etti. Ege gülümseyerek Defne'nin omzunu tuttu. "Ama ölmedin"dedi. Defne geri çekilip ilerledi. Ege ise arkasından bağırarak seslendi. "Sana da hoşçakal Defne'ciğim" Defne alaylı bir şekilde gülüp arkasına bakmadan sitenin içinde ilerlemeye başladı. Arkadan başka birinin adını çağırdığını duyup duraksadı.Seslenen Caner'di. "Defne!" Defne arkasını döndü ve Caner'in gelişini izledi.Caner ciddi bir surat ifadesiyle Defne'ye bakıyordu. "O çocukla senin ne işin var? "dediğinde Defne'nin sinirleri bozuldu ve artık kendini tutamayarak kahkaha attı. "Ne derdi var bu herkesin Ege'yle anlamış değilim"dedi. Caner ,Defne'nin kahkasına anlam veremeyerek baktı ve onun kolunu tuttu. "O çocuk sağlam ayakkabı değil,ondan uzak dur"dedi.Defne kaşlarını çattı ve Caner'in tuttuğu koluna baktı.Caner elini nazikçe geri çekip bu kez Defne'nin omzuna koydu. "Sadece senin iyiliğin için söylüyorum,yoksa bana ne Ege'den "dedi Defne'yi ikna etmeye çabalayarak. Defne kafa salladı ve tebessüm etti. "İnsanları tanımaya çalışıyorum sadece, bana iyilik yapmana gerek yok Caner"dedi ve arkasını dönüp yürümeye devam etti.Caner sinirli bir yüz ifadesiyle arkasından bakarken o koşar gibi hızla eve doğru yürüyordu. Akşam babası geç geleceğini söylediği için Defne tek başına yemek yemişti. Ama iştahı pek yoktu. Masadan kalktıktan sonra odasına çıkıp bebek odasının anahtarını aldı ve oradaki koltuğa oturup annesine bugün başından geçenleri anlatmaya başladı. Bebek odası açık renk ahşap mobilyalarla ve yavru ağzı rengiyle döşenmiş güzel bir odaydı;dolap,beşik,komodin,bez değiştirme masası ,kitaplık ve köşede duran bir berjer.Anlattıkları bittikten sonra Defne komodinin çekmecelerini açarak ne var ne yok diye kontrol etmeye başladı. Elini atar atmaz sarı kaplamalı bir defter geçmişti eline, Defne şaşkınlıkla defteri açtı ve içerisindeki 'bebeğime'yazısını gördü. Dilan hamileliğinin her günü kızıyla olan anılarını bu deftere yazmıştı. Defne yutkunarak ilk sayfadaki birkaç cümleyi okudu. Gözünden akan bir damla yaş defterin üzerine düşmüştü. Bugün senin var olduğunu öğrendiğim ilk gün,babana seni nasıl söylerim diye çok düşünüyorum.Kız mısın ,erkek misin bilmiyorum ama benim her şeyim olacağını hissediyorum. Bebeğim,ben senle geçen günlerimi en azından vakit buldukça buraya yazacağım ki böylece asla unutmayacağım.Uzun zamandır babanla seni bekledik ve sonunda benim karnımda bir can oldun.Heyecanım o kadar fazla ki babana söylemenin yollarını arıyorum öğrendiğimden beri.Kalbim sanki karnımda atıyor,nefesim kesiliyor bebeğim. Senin varlığının mutluluğundan nefes bile alamıyorum. Daha seninle yeni tanışıyor olsak da içimde yaşadığını,köklendiğini bilmek çok güzel. |
0% |