Yeni Üyelik
3.
Bölüm

1.Bölüm Evdeki Sürpriz

@mermaidmaryy

İnsan bir yolculuğa çıktığında asıl mesele nereye varacağı değildir;önemli olan,o yolda kim olacağıdır. Alev, hayatının bir yol ayrımında olduğunu farkındaydı, kim olmak istediği nereye varacağından daha kesindi onun gözünde.Hayallerinin peşinden koşmuş kendi ayakları üzerinde dimdik durabilen cesur ve başarılı bir kadın...Onun için yolun ve yerin bir önemi yoktu her şey o kadın olabilmek içindi.Hırslıydı,başarılı olmak için elinden gelen her şeyi yapabilirdi. Önceliği kariyeri olsa da o hayatı yaşamak istiyordu.Kendi kurduğu ailesinden bağımsız mükemmel bir hayat.İşte o hayatı kurmasının ilk yolu yaşamak istediği yer olan İstanbul'da kendine uygun bir ev bulmaktı.

Mezun olalı henüz birkaç hafta olmuştu ama kaldığı yurttan çıkış yapması için birkaç kere uarı gelmişti. Bu yüzden aldığı kararı,İstanbul hayalini,ailesine anlatıp kararında kesin olduğunu söylemişti. Ailesinden yalnızca kendi parasını kazanana kadar ev kirasını ödemesini istemişti ama ne babası ne de annesi bu durumu kabullenmemişti.Yine de kızlarının bir ateş gibi inatçı olduğunu biliyorlardı. Ona Alev derken günün birinde onları yakacağını da farkındalardı.

Alev, oturduğu bankta düşünceler içerisinde yakın arkadaşları Ceren ve Birce'yi bekliyordu. Deniz dalgalarının çıkardığı sesler ve önünden geçip giden insanlar ara ara düşüncelerini bölüyor ve kafasını karıştırıyordu.

"Ne yapacağım ben? "dedi denizi izlerken kendi kendine. Alev kendi kendine konuştuğunda delirdiğini düşünüp korkardı bazen ama şimdi buna bir şey diyemiyordu çünkü çabaladığı şey delilikti. Beş parasız ve işsiz,yeni mezun bir gencin deli cesaretiydi.

Ailesinin yanına Rize'ye geri dönmek ve orada başkalarının kendine biçtiği hayatı yaşamak istemiyordu.Bu onun hayali değildi. Ailesi gelenekselciydi aslında ama yine de çoğu insana göre yenilikçi düşünceleri savundukları da oluyordu. Buna güvenerek onlardan gelecek ufak bir desteği bekliyordu. Onlardan sadece oğullarına verdikleri desteği kızlarına da vermelerini istemişti. Ona güvenmelerini ve başarması için yanında olmalarını ...

Alev umutsuz bir şekilde denize baktı ve fısıltıyla konuştu.

"Lütfen Allah'ım bana yardım et, bana bir işaret gönder. Hayal ettiğim gibi bir hayat yaşamak istiyorum. Eğer bugün bir şeyler başarılı olmazsa bunu senden bir işaret sayacağım ve Rize'ye döneceğim."

Oturduğu banktan kalktı ve denize doğru yaklaştı. Kafasını eğip hırçın dalgaların inatçılığına baktı. Bugün her şeyin iyi gitmesi gerekiyordu ve tüm kritik şeyler bugüne denk gelmişti. 22 Temmuz 2024. Kızlarla önce emlakçıya gideceklerdi belki bir ev bulabiliriz umuduyla daha sonrasındaysa kendisi hayranı olduğu firmada bir iş görüşmesine gidecekti. Hiçbiri kesin değildi hepsi koca birer ihtimalden ibaretti.

Kızlar Alev'i görüp gülümseyerek yanına yaklaşırken Alev de onları gördü ve tebessüm etti. O esnada çantasındaki telefonuna bir bildirim geldi ama kızları gördüğü için umursamadı ve onlara doğru yaklaştı.

"Geldiğiniz için teşekkür ederim kızlar. Siz harika detaylarsınız"

Birce hızlı bir hamleyle Alev'in boynuna sarıldı ve güldü.

"Tabii ki gelecektik, seni seviyoruz ateş kız"

Ceren de buruk bir gülümseme ile onlara baktı ve ikisini birlikte kucakladı.

"Aynen öyle"dedi.

Üçü sahil kenarında birbirine sarılırken insanlar garip bakışlarını çekinmeden onlara çevirmişti. Kızlar toparlanıp gülüştüler ve Alev telefonuna bir bildirim daha geldiğini duydu, duraksayıp elini çantasına attı. Telefonuna birkaç mesaj bildirimi gelmişti. Sakin bir şekilde açtı ve okudu.

**** BANKASI

22.07.2024 saat 11:38'de MEHMET KARACA tarafından gönderilen 220.000,00 TL **** nolu hesabınıza geçmiştir.

Alev mesajı okuduğunda şaşkınlıktan elini ağzına götürdü ve gülümsemeye başlayarak diğer mesaja baktı.

Annem

Kızım babanla konuştuk ve senin kararına saygı duyup desteklemeye karar verdik ama bizim senin için yapacağımız tek iyilik bir yıllık kira paranı ödemek olacak. Evi bulduğunda telefonda konuşuruz. Seni seviyoruz ve başarılı biri olacağına inanıyoruz. Dikkat et.

Ve bizi unutma.

Alev gözleri dolu bir şekilde gülümsedi ve kızlara baktı.

"Annemle babam bir yıllık kira parasını atmışlar. Bu sağlam bir iş bulana kadar bana yeter. Onlara ve herkese başarılı olacağımı göstereceğim."

"Tabii ki başarılı olacaksın "dedi Birce ve sevinçli bir şekilde bakıp kızları dürttü.

"E hadi arabaya geçelim ve bir an önce şu evi bulalım."

"Hadi" dedi Ceren de gülerek. Birlikte Birce'nin arabasına doğru yürümeye başladılar. Arabanın önüne geldiklerinde Birce elindeki anahtarı Ceren'e fırlattı.

"Ben heyecanlandım biraz, o yüzden sen sür Cero.Bugün arka koltuk prensesi olasım var."

Ceren güldü ve göz devirerek ön koltuğa geçti. Birce arkada,Alev ve Ceren önde hızlı bir şekilde emlakçıya doğru yol aldılar.

Emlakçıya vardıklarında üçü de hevesliydi, hazır para da varken aradığı evi tutup gitmek istiyordu Alev. Günlerdir gezdiği dördüncü emlakçı olmasına rağmen hala uyguna ev bulabileceğine inanıyordu.

Kızlarla birliikte içeri girip koltuğa kuruldular ve emlakçının Alev'in kriterlerine uygun gösterdiği evleri inceliyorlardı. Her biri 40bin liranın üzerindeydi. Alev o parayla burada bir sene kalamazdı hatta altı ay bile kalamazdı. Bu evlerden sonra yüzü asılmış ve umutsuzluk içini sarmıştı. Kızlara baktı ve onların duyacağı şekilde mırıldandı.

"Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik ama buradan da en başa dönecekmişim gibi duruyor."

"Böyle bir şey olmayacak,eğer para teklifimi kabul edersen ben üzerini tamamlayabilirim"dedi Birce. Alev hayır anlamında kafa salladı.

"Olmaz.Bunu kabul edemem."

"Edemez çünkü o bir küçük koç burcu, her şeyi kendi yapar,kendi bilir ve gururdan ölse de kabul etmez."dedi Ceren Alev'i tiye alarak.

Alev kaşlarını çatıp kızlara baktı ve Ceren'i ima ederek konuştu.

"Şakanın sırası değil."

Emlakçı kızları bir yandan dinlemiş olacakki yeni bir fikirle gelmişti.

"Şöyle bir seçenek de var istersen "dedi hızlı hızlı bilgisayara bir şey yazdı ve açıp kızlara ekranı döndürdü.

"Biriyle ev arkadaşı olmayı kabul edebilirsen eğer mükemmel bir semtte hatta şehrin göbeğinde çatıkatında teraslı bir daire var."

Alev duraksadı ve ekrana baktı. Daire güzele benziyordu,içindeki eşyaları her şeyi harikaydı.İki odası vardı ve bir de salonu. Bir banyosu ve bir de mutfağı, aslında iki kişiye yetebilirdi.

"Aslında bilmemki? Fiyatı ne kadar buranın?"

"17.500 lira size düşen pay"

Alev elini çenesine götürdü ve kızlara baktı. Ceren pek hoşlanmışa benzemiyordu ama Birce destek çıkar gibi elini beğenme işareti yaptı.

Alev yutkundu ve detayları sordu.

"Kim yaşıyor bu evde?Hemen bugün eve yerleşebilecek miyim?"

"Tabii kendi odanıza yerleşebilirsiniz zaten alınan notlara göre ev sahibi acil olduğunu yazmış.Herhalde diğer kiracı parayı ödemekte zorlanıyor.Ben mesajla haber veririm ev sahibine ."

Alev kaşlarını çatmaya devam ederek adamın suratına baktı. Adam bunun üzerine diğer soruyu da yanıtladı.

"Hemen diğer kiracının adına bakayım bir saniye, şurada yazması lazımdı."

"Heh buldum, Deniz adında bir hanımefendi diğer kiracımız, yirmili yaşlarda diye not düşmüşler."

Alev kafa salladı ve gülümsedi. Kızlara döndü ve son şansının bu ev olduğunu bilerek son defa onay almak istedi.

"Burayı tutuyorum, bir şey diyecek misiniz?"dedi. Ceren umursamaz bir tavırla bakarak konuştu.

"Bilmiyorum yani ev arkadaşı olma fikri biraz saçma, hem Deniz Hanım nasıl biri,temiz mi,iyi mi bilmiyorsun. Biraz daha mı düşünsen?"dedi.

Birce,Alev'i desteklercesine omzuna dokundu.

"Bence bu ev hoş görünüyor. Yani ev arkadaşı olayı evet saçma görünebilir ama senin kriterlerine en uygun yer burası. Hem bir sene burada kalırsın iyi ya da kötü daha sonra paranı toparlayıp daha güzel bir eve geçersin. Bu hayat senin kızım,ne karar verirsen ver ben senleyim."

Ceren,Birce'nin polyanna tavırlarına gıcık olsa da susup bir kenarda durmayı seçti ve gülümsemeye çalışarak kafa salladı.

"Sen ne karar verirsen ver,biz burdayız."

Herkes Alev'e bakıyordu.Alev ise hayatını ve hayatının yönünü değiştirecek bir karar verdiğini farkında bile değildi. İçinden gelen hisle birlikte kafa salladı,kendinden emin bir şekilde konuştu.

"Bu evi tutmak istiyorum,yani ev arkadaşı olayını kabul ediyorum. Yalnız fiyatı biraz düşürtebilirseniz bir yıllık kirayı şimdi verebilirim."

Emlakçı gülümsedi ve kafa salladı.

"Emlakçı payımdan biraz düşerim. Yıllık 205.000 TL sizin için uygunsa hemen diğer işlemleri halledelim"dedi. Alev mutlu bir şekilde kafasını salladı ve diğer işlemleri yapmak için işe koyuldu.

Emlakçıdan çıktıklarında saat on üçü çeyrek geçiyordu, gitmesi gereken toplantıya neredeyse bir saati kalmıştı ve acele etmeliydi. Kızlarla vedalaştılar ve bir otobüs durağının önünde onu indirdiler.

Otobüse binip hızlıca bir yere oturdu telefonunu çıkarıp annesini aradı. Sessiz ama anlaşılır bir şekilde telefon açılır açılmaz konuşmaya başladı.

"Anneciğim."

"Alev,kızım. Nasılsın? Sen aramayınca merak ettim,para sana ulaşmadı sandım."

"Ulaştı anne, babama ve sana çok teşekkür ederim. Haber vermek için aradım. Evler o kadar pahalı ki ne yazıkki tek başıma çıkabileceğim bir ev bulamadım ama ev arkadaşı bulup güzel bir eve çıktım.Yani daha doğrusu henüz eşyalarımı yerleştirmedim ama iş görüşmesinden sonra gideceğim."

 

"Bir dakika bir dakika... Başka biriyle mi yaşayacaksın? Kimin nesi, nasıl bir ev arkadaşı?"

"Merak etme, Deniz adında bir kız, emlakçı o bölgede kötü insanların pek olmadığını kaliteli insanların olduğunu endişe etmemem gerektiğini söyledi. Hem kadının da ev arkadaşına ihtiyacı varmış.Birbirimize destek olacağız işte. Bugün tanışacağım ben de"

"Sen öyle diyorsan Alev... Sana güveniyorum kızım. Sakın yanlış yollara sapma yavrum. Her gün televizyonda nasıl haberler izliyoruz."

"Merak etme,ne yaptığımı biliyorum. Neyse şimdi otobüsteyim detayları sonra konuşuruz. Sizi seviyorum. Babama ona teşekkür ettiğimi ve onu öptüğümü söyle anne. Hoşça kalın."

"Görüşürüz annem"

Telefonu kapattı ve çantasına geri attı.Bir yandanda ekranda gözüken durağın ismine bakıyordu. Neyseki yetişmişti ve bir sıkıntı yaşamayacağını umuyordu. İki üç durak sonra istediği yere varmış olacaktı.

İstediği durağa geldiğinde hızlı adımlarla indi ve koşturmaya başladı. O hızlıca koştururken zaman da ona eşlik ediyordu. O kendine yeni bir hayat kurmaya çalışırken hayatın da ona bazı sürprizleri vardı.

Alev şirketin bahçesine girer girmez hızlıca gittiği yolda farkına varmadan bir aracın önüne çıktı. Aracın sürücüsü de panikleyerek direksiyonu kırdı ve Alev'in el bileğine arabanın yan aynasıyla çarptı.Hızlı çarpmamasına rağmen Alev korkmuştu ve canı yanmıştı.

"AH! Ne yapıyorsun be HAYVAN!"

Aracın içindeki adam camını açtı ve Alev'e doğru baktı.

"İyi misiniz?"Adam aslında kibardı ama Alev sinirli bir şekilde ağzına geleni söylüyordu.

"İyi olmak mı? Aptal! Neredeyse beni ezecektin."

Duyduğu bu laflarla şaşıran genç adam,Alev'e iyice baktı ve kaşlarını çatarak bağırdı.

"Önüme atlayan sensin be "

"Ayağının altında bir fren olan da sensin aptal! Senin yüzünden iş görüşmeme geç kalacağım..."

"Terbiyesize bak ya... Bu üslupla sana iş falan vermezler kızım boşuna koşturma. "

Alev bu lafla hırsını alamadı, hızlı ve güçlü bir darbeyle adamın aynasını tekmeledi.

"Hediyem olsun"dedi Alev ,ardından da hızlıca şirkete doğru yürüdü. Adam arkadan bağırındı.

"Başıma bela mısın sen ya? Deli!"

Alev tesadüflere inanmazdı, karşısına çıkan her kişinin hayatında bir rolü olacağına inanırdı, kaderin bir cilvesi olduğuna. Sinirlerini bozan bu adamla da mutlaka tekrar karşılacaklardı ama bu bir tesadüf değil,kadersel bir plandı.,

Alev merdivenleri hızlı hızlı çıkarken bileğini tutuyor ve çenesini sıkıyordu. Canı gerçekten acıyordu ve bileği hafif bir şekilde kızarmıştı.

Danışmaya iş görüşmesi için geldiğini söyledi ve gülümsemeyi deneyerek içeri girdi. İnsan kaynaklarının bir sürü garip sorularına maruz kaldıktan sonra

"Biz size dönüş yapacağız Alev Hanım" lafıyla sonlandı görüşme. Alev bu lafın doğrusunun 'bu işi artık ancak rüyanda görürsün' olduğunu biliyordu. Suratı asık ve dalgın bir şekilde odadan çıkıp ilerlerken tanımadığı bir adama çarptı.

"Affedersiniz,sizi göremedim."dedi sakince. Adam onun mutsuzluğunu fark etmiş olacakki şaşırarak konuştu.

"Önemi yok,siz iyi misiniz?"dedi. Alev adamın gözlerine bakarken adam koca bir gülümsemeyle onu bekliyordu.

"Değilim sanırım, iş görüşmem kötü geçti. Sanırım kabul edilmeyeceğim."

"Belki de kabul edilirsiniz,burada işler pek sandığınız gibi işlemiyor. Yine de üzülmeyin yeni mezun ve başarı için her şeyi yapacak birini herkes almak ister. Sizi kaçırmayacaklardır."

"Teşekkür ederim. İyi günler."dedi Alev ve titrek sesisini birkaç küçük öksürükle düzeltmeyi denedi sonrasında da mutlu olmayı umarak gülümsemeye çalıştı. Bugün yeni hayatının ilk günüydü bu yüzden kesin bile olmayan bir şey için bu kadar moralini bozmayacaktı.Az önce çarpıştığı adama arkasını dönüp oradan uzaklaştı.

Adam Alev'in arkasından bakarken odadaki insan kaynakları çalışanına seslendi.

"Az önce buradan çıkan kadının ismi nedir Meral Hanım?"

"Şu giden kadından mı bahsediyorsunuz Fırat Bey? "dedi. Fırat kafa salladı ve tek kaşını kaldırıp bekledi.

"İsmi... Alev Müjgan KARACA"

 

•••

Alev yeni evine yerleşeceği için heyecanlıydı bu sebepten iş görüşmesinin kötü geçtiğini çoktan unutmuştu. Yurttaki eşyalarını hızlıca topladı ve Birce'ye onunla gelmesi için mesaj attı. Çok geçmeden Birce de ona geri dönmüştü. Kendine ait çok fazla eşyası yoktu zaten birkaç bardak,tabak,kıyafetler ayakkabılar ve nevresim takımları. İki bavula ve bir karton kutuya sığmıştı her şey. Dahasını da yurt odasında sonraki gelecek olanlara bırakmıştı.

Yurttan çıkış işlemlerini yaptı ve bütün eşyalarını tek tek kapıya çıkardı. Birce'yi beklerken bileğindeki sızı aklına ona çarpan manyağı getirmişti. Sahi o adam nasıl görünüyordu? Sarışına kaçan kumral saçları ve belki renkli gözleri olan bir adam canlanıyordu gözünün önünde. Ukala,hadsiz ve sakar bir aptal. Alev yeniden sinirlenmişti ki arkadaşı önünde durup korna çalana değin onun geldiğini farkında değildi. Birce arabanın içerisinde ona gülümseyip göz kırparken Alev de eşyalarını arabaya yerleştirmek için sürüklemeye başlamıştı. Birce arabadan inip yardımcı oldu.

"Ceren'e de gel dedim ama işleri çıkmış. Bana kızmasın dedi."

"Sorun değil"dedi Alev tebessümle ön koltuğa geçerken. Bileğindeki kızarıklık Birce'nin dikkatini çekmiş olacakki arabaya yerleştiklerinde sormadan edemedi.

"Bileğine ne yaptın?"

"Ah hiç sorma, aptal,ehliyetini kasaptan almış biri arabayla koluma çarptı! "

"İnanmıyorum! Hastaneye gittin mi?"

"Hayır, incinmedir diye düşünüyorum ki umarım öyledir. Birkaç güne acısı azalır herhalde ama o aptalı bir görsem eşek sudan gelinceye kadar döveceğim"

Birce arabayı sürerken kıkırdadı,Alev'in bu sinirli tavırları onu güldürüyordu.O Ceren'in dediği gibi safkan bir koç burcuydu. Her zaman sinirli ve patlamaya hazır bir bomba.Adı üzerinde Alev'di. Bir kıvılcıma bakıyordu.

"Ben de seni tanıyorsam zaten orada adamı haşlamışsındır sen"dedi gülerek. Alev de güldü ve sırıtarak yola baktı.

"Arabasının aynasını kırdım. Koluma çarpan kısmı yani"

"Oh !İyi yapmışsın. O da dikkat etsin dağ ayısı"

"Değil mi? Bence de haklıyım. Haklı ve sinirli "dedi ve o da kahkaha attı."Ama ne olursa olsun artık sinirimi bozamayacak çünkü bugün yeni evime taşınıyorum, bir daha görmeyeceğim bir salak yüzünden bütün modumu çökertemem değil mi?"

"Kesinlikle Alev topum"dedi Birce ve güldü. Arabayı sürerken diğer yandan da radyonun birkaç tuşuna bastı ve Sıla'nın Kafa şarkısını açtı. Ardından da arabasının SunRoof'unu. Sunroof açılınca saçlar uçuşmaya başladı ve Birce gülümseyerek ve direksiyonu hızlıca çevirerek bağırdı.

"KAFA NEREYE BİZ ORAYA!"

Alev, gülümsedi ve Birce'ye döndü,o da gülümsüyor ve şarkıyı söylüyordu. Birce, onun biricik dostuydu. Ceren de öyleydi ama Birce ona her zaman herkesten daha yakın davranırdı. Mutluluğunu paylaşabildiği,güvendiği,destek aldığı ailesiydi onlar. O yüzden şimdi bu yolda ilerlerken çok huzurlu ve emin hissediyordu. Elini camdan dışarı çıkarttı ve şarkı eşliğinde rüzgarın eline değmesiyle yeniden düşüncelerine boğuldu.

Çok geçmeden eve geldiler,tedirgin bir şekilde kapıyı açtığında evde birini göremedi Alev ama bu iyi bir şeydi.En azından odasına yerleşip düzenini kurardı kızlarla birlikte. Birce ve Alev odayı temizlemeye başladılar ve birkaç eşyayı yerleştirdiler.Süpürge ve viledayı bulmak için içeri gitmesi gerekti ama hala Deniz Hanım dedikleri kızı görememişti. Bir süre sonra Ceren'de aralarına katıldı ve Alev'in yeni eve yerleşmesine birlikte yardımcı oldular, hatta sonrasında eve yemek söyleyip birlikte masasız, spontane bir akşam yemeği yediler.Kızlar, Alev'in yorgun olduğunu fark ederek erken ayrıldılar. Alev ise onların ardından terasa çıkıp bir hoş geldim sigara yaktı ve gerçekten güzel görünen İstanbul manzarasının keyfini çıkardı.

Yorgunluk ve şiddetli bir baş ağrısı hissedince uyku vaktinin geldiğini anladı üstelik hala bileği de sızlıyordu. Saat henüz sekizdi ve ev arkadaşını beklemesi gerektiğini farkındaydı fakat uykusuzluğa daha fazla direnemiyordu. Bu nedenle, annesiyle kısa bir video görüşmesi yaptıktan sonra kapısını kapadı ve yatağına uzanıverdi. Gözlerinden adeta uyku akıyordu; her şey bu güne denk gelmişti ve haliyle fazla yorgun düşmüştü.

Ertesi sabah Alev, yorgun bir şekilde uyanmıştı.Bileği daha da ağrımaya başlamıştı. Yatağında mırıldanarak gerinirken ayaklanıp yüzünü yıkamaya ve kendine bir kahvaltı hazırlamaya karar verdi. İçeriden birkaç ses duyduğunda da ev arkadaşının gelmiş olduğunu düşündü. Odadan çıkıp banyoya doğru yöneldi. O esnada da banyonun kapısı açıldı ve belinde havlu sarılı bir erkek Alev'in karşısında belirdi.Alev aniden çığlık attı ve korkuyla geri çekildi.Karşısındaki adam da bağırarak geri çekilmişti.

"Sen kimsin be!?" dedi Alev telaşlı ve korkak bir sesle. Karşısındaki genç adam,yani emlakçının Hanım diye bahsettiği Deniz de aynı şekilde korkmuştu çünkü bu kadının dün arabasının aynasını kıran kişi olduğunu hatırlamıştı. Alev'i tanımıştı.

"Ben...Deniz. Sen de baş belası olmalısın herhalde "diyiverdi Alev'in kendisine saldırmasından korkarak,üstelik banyodan yeni çıkmışken bunu istemezdi.

"Ne!" diye bağırdı Alev; telaşlı ve korkmuş bir halde. Burada neler dönüyordu ? Dün bileğine çarpan adam bu değil miydi? Bu nasıl mümkün olabilirdi? Bir tesadüf mü, yoksa bir kamera şakası mıydı? Ev arkadaşı hani bir kadındı? Deniz Hanım dememişler miydi? Sesi titreyerek ve şaşkınlığını gizlemeyerek Deniz'in üzerini süzüp konuştu.

"Ama sen kadın değilsin! "

Loading...
0%