Yeni Üyelik
keyboard_arrow_left keyboard_arrow_left4.
Bölüm
@mervegecit94

Zafer....
Kan verdikten sonra geri döndüğümde annem durmadan ağlıyordu. Annemi o halde görünce içim acıdı. Sanki yüreğimden bir şey koptu.

Annemin yanına gidip elini omzuna koydum. Annem başını göğsüme dayamış sessizce ağlıyordu.

O sırada ameliyathanenin kapısı tekrar açıldı. Hepimiz bir heyecanla oraya doğru koştuk.


Doktor bize yüzünde gülümsemeyle bakarak "Öncelikle geçmiş olsun. Size güzel bir haberim var. Ameliyat başarılı geçti. Halil beyi odaya alıyoruz. Kendisi çok güçlü biri; hayata tutunmayı başardı." dedikten sonra yanımızdan ayrıldı.

Annem neşe içinde ilk önce bana sonra da diğerlerine sarıldı. Bir yandan da "Şükürler olsun! Allah'ım sana. " diye dua ediyordu. Ben de ablam Zehraya ve kız kardeşime sarıldım.

En sonunda babamı odaya almışlardı.Doktora "Beş dakika görebilir miyiz?" diye sorduk. O da "Sadece beş dakika. Hastayı fazla yormayalım." dedi.

İlk önce içeriye annem girdi. Babamın yanına oturdu. "Çok şükür ,iyisin Halil Bey." dedi. "Çok korkuttun bizi."Babamın yüzünde ve kollarında bir kaç sıyrık vardı bacağını da sargıya almışlardı. Babam annemin sesini duyunca yavaşça gözlerini araladı ve "Ze, zeynep!" dedi konuşmaya zorlanırken; sesi yorgun ve boğuk çıkıyordu.


Annem de babama "Buradayım Halil Bey! Yorma kendini" dedi fısıldar gibi.

O sırada babamın bir yerine ağrı girmiş olacak ki acıyla yüzünü buruşturdu. Annem korkuyla "İyi misin? Bir yerin mi ağrıyor? Doktor çağırayım mı?" Diye sordu.

Babam da elini tutarak "İyiyim, merak etme. İyiyim ben" dedi. Babam "Çocuklar!" dedikten sonra öksürmeye başladı.

Annem de gülümseyerek "Hepsi buradalar. Hepimiz senin iyileşmeni bekliyoruz." dedi.

Onlar konuşurken Hemşire elinde sargı beziyle içeriye girdi. Gülümseyerek "İyi misiniz Halil Bey? " Diye sordu. Annem de gülerek "İyi, iyi. Turp gibi maşallah!" Dedi.


Hemşire anneme bakıp "İzninizle, pansuman yapmam gerekli. Sizi dışarıya alacağım." dedi.



Annem de başını sallayıp babama "Buradayım, ben." dedikten sonra dışarıya çıktı. Biz annemden müjdeli bir haber almak için bekliyorduk.



Annem bize bakıp "Babanız, iyi çocuklar." dedi. Hepimiz rahat bir nefes aldık.

Babamı 15 gün hastahanede gözetim altında tutacaklarını söylediler. Yanına da sadece bir refakatçi istediler. Annem de babamı yalnız bırakmamak için yanında kalmaya karar verdi. Dönüşmeli olarak yanında kalmaya karar verdik.

Annem bize bakıp "Hepiniz buradasınız sabahtan beri. Uyku gözünüzden akıyor, hadi gidin de dinlenin," dedi.

Zaten hiç birimizin itiraz edecek hali yoktu ;annem çok dominant bir kadındı; lafının üstüne laf söyletmezdi.


Anneme "Görüşürüz," dedikten sonra hastahaneden ayrıldık.Zaten benim de ne hastahanede kalacak gücüm vardı, ne de uyuyacak. Ruhen de bedenen de yorgundum.

Eve geldiğimizde hepimiz odalarımıza dağıldık. Aklım Melekteydi. Onu öyle yarı yolda bıraktığım için vicdan azabından ölüyordum. Çünkü ona söz vermiştim Onu kurtaracağıma, elini hiç bırakmayacağıma söz vermiştim.


Kafamı sertçe duvara vurdum. Kendi kendime Nasıl bir adamsın sen Zafer dedim.Kız sana güvendi ,inandı ."Ama sen ne yaptın ,ha ne yaptın!" diye kendi kendime söylendim.Sinirle duvara bir tekme savurdum.

Öfkeyle "Kendini nasıl affettireceksin bakalım? "dedim. Düşündüm taşındım ve nihayet bir karar vardım.


Meleğ'in evine gidecektim. Yataktan kalkıp odadan çıktım. Biraz para alıp evden ayrıldım. Minibüse binip ,Meleğ'in evine doğru yola koyuldum.

Minibüs Meleğ'in evinin önünde durduğunda indim. İşte oradaydı. Odasının camı aralıktı. Işığı yanıyordu.İlk başta tereddüt ettim.Bir kaç dakika öylece durdum.

Melek bana kızar mıydı.Ya da beni kovar mıydı? Ya da yüzümü bir daha görmeyi istemeyebilirdi.

Kafamı sallayıp kötü düşünceleri savdım. Derin bir nefes alıp "Hadi, oğlum gazan mübarek olsun!" dedim.Camının önüne gelip yerden bulduğum ufak bir taşı cama attım.


Ses çıkarmamaya özen gösteriyordum.İlk başta cama çıkan olmadı. Bu sefer de "Melek, melek" diye sessizce fısıldadım.


Meleğin camı açıldı. O, güzel yüzü sonunda göründü. Ah bir günde nasıl özlemiştim. "Meleğim, ben geldim. Zafer'in geldi. Seni çok özledim."

Beni görünce camı kapatıp, dışarıya çıktı. Kapıyı kimse görmesin diye usulca kapatmıştı.

Onu görünce "Melek," dedim. Ama Melek konuşmuyordu. Konuşmak değil suratıma bile bakmıyordu. Endişeyle "Melek, sen bana küstün mü ?"

Melek sustu ,sustu ,sonra da derin bir nefes alıp gözlerimin tam içine baktı. "Seni çok bekledim. Gelmedin Zafer! Seni o soğukta dona dona kaç saat bekledim, biliyor musun? Sen gelmeyince çok korktum. Sana bir şey olmasından korktum" dedi.Ben de "Meleğim!" dedim. Ona doğru yaklaştım.

Melek eliyle dur işareti yaparak beni durdurdu ve bana göz yaşları içinde bakarak "Zafer gelecek." dedim.Mutlu olacağız dedim. Ama sen? Niye Zafer, niye?" dedi.


Ona usul usul yaklaşıp sarılmaya çalıştım. Ama beni "Bırak beni, bırak! "diye ağlayarak itmeye çalıştı.Onu dinlemedim, ona sımsıkı sarılıp saçlarını öptüm ve "Sakin ol! Şışş geçti." dedim.

Melek kollarımın arasında hıçkırarak ağlıyordu. Onun iç çeke çeke ağlamasını dinledim. O ağladıkça benim yüreğim kanıyordu. İçim parçalanıyordu .Ben onun tek bir damla gözyaşı için canımı verirdim. Saçının tek bir teline kıyamazdım.


Onun için Dünyayı yakardım. Gerekirse; bütün dünyayı karşıma alırdım, yine de ondan vazgeçmezdim.

Melek kollarımın arasında debelendikçe onu daha sıkı sardım. Sanki bıraksam, kollarımın arasından uçup gidecekti.Buna izin veremezdim.

En sonunda Melek beni sertçe itip kollarımdan kurtuldu.Bana öfkeyle bakıyordu .Gözlerine baktım; o gözlerde öfkeyle karışık kırgınlık vardı. Meleğimin kalbini kırmıştım.

Meleğ'in çenesi sinirden titriyordu. Ben de şaşkınlıkla "Ne oldu, Melek?" dememe kalmadan Melek sertçe tokadı bastı. Acıyla yüzümü buruşturdum.


Tokadın etkisiyle kafam yana savruldu. Melek bana bakıp "Git buradan, Zafer! Hangi cehennemden geldiysen, oraya git! " Dedi.

Yanağım çok fena ağrıyordu ;böylelikle Meleğ'in elinin çok ağır olduğunu öğrenmiş oldum. Bu, bana dersti. Melek öfkeyle arkasını dönüp tam eve giriyordu ki "Babam!" dedim.


Melek o an durdu. Hiç hareket etmedi. Sanki kıza inme inmişti. Yavaşça arkasını döndü. Bana şaşkın gözlerle baktı .Ben de "Babam, hastahanede." dedim.

Melek şok olmuş bir halde telaşla yanıma koştu ve "Halil Amca' ya ne oldu? O, iyi mi!" diye sordu. Endişeden ban olan öfkesini unutmuştu. Ben bir süre cevap vermeyince "Konuşsana, Zafer?"dedi.

En sonunda "Babam!" dedim. "İnşaattan düşmüş." Melek ben anlattıkça gözlerini kocaman açıyordu.

Sonra da bana sımsıkı sarıldı. Ben de hıçkırarak ağlamaya başladım. Zafer dedi. Ben çok üzgünüm. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Yapabileceğim bir şey var mı?" diye sordu.Ona bakıp kafamı iki yana salladım ve "Yok. Annem yanında zaten.Ama sağ ol yine de." Dedim.


Melek de bana bakarak "Çok geç oldu benimkiler merak eder! Ben gideyim. "dedi.Sımsıkı sarıldıktan sonra oradan ayrıldım.Melek de içeriye girdi.

Eve geldiğimde neredeyse mutluluktan uçuyordum. Meleğim beni affetmişti. O kadar içim rahattı ki bu gece huzurlu bir uyku çekebilirdim. Gerçi yanağım hala acıyordu ama olsun! Ee ne demişler gülü seven dikenine katlanır....

Varsın Meleğ'im kızsın bana, onun vurduğu yerde gül biterdi. Gül!

Yüzümde şapşal gülümsemeyle yatağıma yattım. Kalbim heyecandan deli gibi atıyordu. Bir anda aklıma gelen fikirle durdum. Yarın ona ilk iş evlenme teklifi edecektim.

Kendi kendime "Tabi oğlum,hem ayrı kalmak zorunda kalmazsınız?" dedim.O gece heyecandan neredeyse uyuyamadım.


modal aç
modal aç
modal aç