@mervemsii_2
|
Meğer ne çok yanarmış canı insanın, baktığı yerde göremeyince görmek istediğini.
Cemal Süreyya
05.07.2009 Pazar
Derin ailesi çok güzel bir sabaha gözlerini açmıştı. Bugün Ahsen'in doğum günüydü. Ailecek tatile gideceklerdi; valizleri arabaya yerleştiriyor, yolda yiyecekleri atıştırmalıkları yüklüyorlardı. Üç günlük çadır tatili planlamışlardı. Her şey hazır olunca arabaya binip yola koyuldular. Yolda orada yapacaklarından bahsediyor arabanın radyosundan da şarkılar dönüyordu: "Bir Aşk Hikayesi" çalıyordu şuan, 'Hiç üzülme, ağlama Sen gülümse daima Bu güller senin için Bu gönül ikimizin...' Şarkı bittikçe yenisi ekleniyordu Ahsen dikkatle dinliyordu annesi sayesinde müzik dinlemeye bayılıyordu. Yemek yaparken, temizlik yaparken, pencerenin önünde kahvesini yudumlarken bile dinliyordu annesi ama Ahsen bilmiyordu babası göreve sık çıktığı için şarkılara sığınıyordu gençliklerinde birlikte dinledikleri şarkılara onu hatırlatanlara... Artık Ahsen'e de hobi olmuştu. "Bir Efsane" başladı bu sefer: 'Aklımdan çıkmıyor hiç o güzel sesin Bir görmek için seni, neler vermezdim Bir efsaneydi, efsaneydi sen' le beraber olmak Gözlende buluşup ellerine dokunmak Saatlerce uzanıp hep yanında kalmak Bir efsaneydi sen'le beraber olmak...' Babası annesine bakarak söylemişti nakaratları anneside eşlik etmişti, arka koltuktan annesiyle babasının birbirlerine olan bakışlarına gülümsedi Ahsen. Mutluydu, ailesi tamdı, birlikte gülüyor, zaman geçiriyorlardı daha ne isterdi ki? Kalbinin iki yarısıda buradaydı tatile gidiyorlardı. Marmaris yolundaydılar. Bir petrol ofisinde mola vermek için durdular çok geçmeden tekrar yola koyulmuşlardı, Akşam olmuştu Ahsen çadırda uyuyakalmıştı, annesi ve babası ona meyveli pasta almışlardı, çadırın önünü ışıklarla süslemişler rengarenk balonlar asmışlardı artık Ahsen'i uyandırma zamanı gelmişti. Annesi çadıra girdi Ahsen'i uyandırmaya çalıştı geldiklerinden beri uyuyordu, bir gün önce tatil yapacakları için heyecandan uyuyamamıştı. Uyandırıp çadırın dışına çıktılar o sırada babası küçük bir konfeti patlattı anneside alkışladı. Ahsen'in aklından tamamen çıkmıştı bugün tatile gidecekleri için aklına bile gelmemişti doğum günü olduğu. Birlikte oturup pastalarını yediler, sohbet ettiler ve Ahsen hediyelerini açtı. Babası bir barbie bebek almıştı annesine sıra geldiğinde ona bir albüm uzatmıştı, heyecanla kapağını kaldırıp içine bakmaya başladı. İçinde : bir yaşındaki hali vardı bir sürü fotoğraflar iki, üç, dört, beş, altı yaşları hepsi vardı aralarda aile fotoğrafları da vardı. Ahsen'in çok hoşuna gitmişti bu hediye, hemen annesine sarıldı. Annesi, "şimdiye kadar yaşadığımız mutlu anları sakladığım bir albümdü bundan sonraki anlarımızıda artık beraber dolduracağız bu albüme" demişti. Annesinede babasınada çok teşekkür ederek ve bir fotoğraf daha çekilip onuda albüme yedinci yaşı olarak eklemişti annesinin minik Ahsen'i. Üç günlük mükemmel tatili bitmişti Derin ailesinin artık dönüş yolundaydılar aynı gelişte olduğu gibi şarkılar dinleyerek yol alıyolardı. Her şey bir anda olmuştu bir gürültü, tekerleğin asfalttan kayma sesi o sırada Ahsen'i korumak için üstüne siper olan annesi ve kamyonun dengesini kaybederek arabaya çarpışma anı...
19.04.2024 Cuma
Pencereden sızan ışıkla gözlerimi açmak isterdim ama daha erken uyanmıştım ders çalışmak için, kahvemle masama oturup cılız masa lambamın eşliğiyle başlamıştım güne. Şimdide güneş kremimi sürmüş rimel ve dudak nemlendiricimle tamamlamıştım az ve öz makyajımı. Otobüs durağına yürüyor bir yandanda kitap okuyordum, Suç Ve Ceza kitabına başlamıştım ama baya kalın olduğu için daha başlardaydım.
⋇⋆✦⋆⋇
ikinci derste bitmişti ama kafam kazan gibiydi mezun olmama az kalmıştı ve sınavlara acı verici bir mutlulukla çalışıyordum resmen. Başımı sıraya koymuş gözlerimi dinlendiriyordum ki Leyla yanıma oturmuştu nasıl anladığımı sormayın kaç yıldır tanıyorum kızı oturuşu bi ayrıydı tabi löp diye oturuyordu. Uykulu bakışlarımla karşılaşınca gece geç yattığımı anlamış olmalı ki bana kahve getirmişti derste uyuklamayayım diye, kahveyi alarak gözlerimle teşekkür ettim. Dersler bitmişti niyeyse enerjimde yerine gelmişti. (asla Eren'le buluşacağım için değil) (!) Leyla'yla pazar günü kütüphanede buluşma kararı alarak çıkışa ilerledim bahçe kapısındaki kişiyle dudaklarım benden bağımsız yana doğru kıvrılmıştı, hemen yanına gittim oda gülümsüyordu, anlaşmış gibi konuşmadan yürümeye başladık. Sütlü kafenin önüne geldiğimizde sevinmiştim daha önce bir kere gelmiştim ve tatlısına ayrı kahvesine ayrı bayılmıştım, sonunda sessizliği bölüp konuşmaya başladım. -Seçimlerinin harika olduğunu daha önce söylemişmiydim? -Söylemene gerek yok ki Kaşlarımı çattım -O niyeymiş? -En güzel seçimimi bir kaç gün önce yapmıştım zaten, dediğinde yüzüne bakakalmıştım lan bu kadar romantik olunurmuydu? utandığımdan sessiz kalmıştım. Kafenin bir üst katına çıkıp cam kenarına oturduk havadan sudan bahsederken garson elinde menüyle gelmişti, daha önce geldiğimden istediğim kahveyi söylüyordum ki Eren bi anda: -Bir ıce latte caramel bir filtre kahve alalım demesiyle bugün bilmem kaçıncı kez ağzım açık kalmıştı, dudaklarımdaki derin gülümsemeyle karşımdaki sevdiğime baktım hissetmiş gibi gözlerini bana çevirdiğinde içimdeki çocuk kıpır kıpırdı. Son sınavlardan, mezuniyetten ve Eren'in kasımda gideceği yurt dışı planını konuştuk, bir aylık tercumanlık yapıcaktı Fransa'da. Öylesine birşeyler anlattım saçma da olsa beni dinledi yorum yaptı güldük eğlendik kahvelerimizde bitmişti hesabı ne kadar ısrar etsemde Eren ödedi ve kafeden çıktık. Biraz ders çalışmam gerektiğinden Eren'e "görüşürüz" diyerek evimin yolunu tuttum. Eve geldiğimde babam menemen yapıyordu ellerimi yıkayıp sofrayı kurdum, masaya birlikte oturduk. -Ee anlat bakalım nasıl geçti? Eren'le buluşmamızdan bahsediyordu sabah söylemiştim geç gelebilirim diye. -İyi geçti baba havadan sudan konuştuk, ha bide kasımda Fransa'ya tercumanlığa gidecek staj için onu falan konuştuk. -İyi bakalım, bizde bu- Babamın telefonu çalmıştı, arayan kişiye bakıp hafif bir öksürükle boğazını temizledi sanırım karakoldan arıyorlardı. -Anladım... Tamam... Geliyorum komiserim. Telefonu kapattı. -Kızım, acil operasyona çağırıyolar, büyük ihtimalle uzun sürecek, kendine dikkat et kapıyı kilitle öyle yat tamam mı kızım ben çıkıyorum. Diyerek yanıma geldi başıma ufak bir öpücük kondurdu. -Tamam babacım, sağ salim git gel inşallah diyerek bende elimle bir öpücük gönderdim. Babam çıktığında mutfağı kısa bir toplama işinden sonra odama geçtim. Saatin sekize gelemsiyle gözlerimin acımasından dolayı ara vermek amacıyla yatağıma uzanıp gözlerimi dinlendirmek istedim, bi on dakika kadar sonra elimdeki telefonum titredi uyuya kalmamak için alarm kurmuştum, hemen kapatıp geri masama oturdum. Şimdi ne kadar çabalarsam sonunda rahata ereceğimi düşünerek kendimi motive etmeye çalıştım evet çok yorulmuştum hem hayatımı sosyalleştirip, kültürlü biri olmaya çalışıp hemde derslerine odaklı bir insan olmaya çalışıyordum, haliyle zordu ama az kalmıştı, değer verdiğim bir hocanın hep dediği bir söz vardı: "yokuşta akmayan ter inişte gözyaşı olur" gözyaşlarımda boğulmamak içindi çabam en çokta söz verdiğim kişi içindi bu gayretim bu sabrım. Saatin ona gelmesiyle sabahta erken kalkacağım için yatağıma geçmemle bir bildirim geldi. "🤍' den bir bildirim" WhatsApp'a girip Eren'in ne yazdığına baktım. -İyi uykular Ahsen'im, yazmıştı. -İyi uykular bal gözlümm, yazarak karşılık verdim. Alarmımı kurup telefonu masanın üzerine bıraktım. Aklımdan ocağı kapattığımı ışıkları söndürdüğümü musluğu kapattığımı ve kapıyı kilitlediğimi doğruladım. Sağ tarafıma dönerek yüzümdeki gülümsememle uyuyakaldım.
Yazım hatam varsa affola Zaman ayırıp okuyan herkese teşekkürler 💙✨ |
0% |