{DEĞİŞMEK}

(Bu bölüm Gülizar ve Kamuran'ın kafedeki konuşmasını içerir.)

Gülizar tek başına bir kafede oturmuş, bir yandan çay içiyor diğer yandan da parmağındaki yüzüğüyle oynuyordu.

O esnada Kamuran Gülizar'ın masasına gelerek;

"Merhaba! Oturabilir miyim?" Diye sordu.

Gülizar, Kamuranı görünce ve bu isteğini duyduğu vakit şaşırmıştı. Şaşkın bir vaziyette Kamurana;

"Neden oturmak istiyorsun?" Diye sordu.

Kamuran;

"Çünkü.."

Kamuran tam konuşmaya yeltendigi vakit, Gülizar onun konuşmasına fırsat vermeden tekrardan söze girdi;

"Eğer yine kötü bir oyun çevirmeye geldiysen ve benimde buna dahil olmamı bekliyorsan hiç oturmadan hemen şimdi git burdan."

Kamuran sandalyeyi geriye doğru çekti ve ardından oturdu. Garsona onu fark etmesi için ıslık çaldı ve sonra da garsonun gelmesi için eliyle işaretler yaptı. Garson geldiği vakitte tavşan kanı bir çay istedi.

Gülizar şaşkın bakışlarıyla Kamuranı izliyordu. Onun bu rahat tavrı Gülizarı kızdırmış olmalı ki Gülizar öfkeli bir ses tonuyla;

"Ben sana oturman için izin verdiğimi hatırlamıyorum!" Dedi.

Kamuran hafif bir tebessümle;

"Oturma da demedin ama. Merak etme buraya oyun falan çevirmeye gelmedim." Dedi.

Gülizar iki kolunu da birbirine kenetleyerek, arkasına yaslandı ve sordu;

"Niye geldin o zaman?"

"Konuşmak için. Belki de biraz dertleşmek için.. "

Gülizar gülerek;

"Sen neden benimle dertleşesin ki?" Diye sordu.

Kamuran;

"Çünkü ikimizde bugün sevdiklerimiz tarafından terk edildik. Sevdik ama sevilmedik. İkimizde birbirimizin halinden anlarız. Çünkü senle ben aynıyız. Yaşadıklarımız aynı."

Gülizar birbirine kenetledigi kollarını serbest bırakarak;

"Biz seninle aynı değiliz Kamuran; sen kötü birisin. Hem de oldukça kötü biri!"

Kamuran derin bir iç çekerek;

"Haklısın. Ben eskiden çok iyi biriydim biliyor musun? Yavuzu hep koruyup kollardım. Ama şimdi o kadar temiz ve iyi değilim. Fakat artık değişmek istiyorum. Bu zamana kadar hangi kötülüğü yaptıysam sevdiğim kadın için yaptım. Beni sevmesi için yaptım. Ama tüm bu yaptıklarım sadece benden daha çok nefret etmesine neden oldu. Ben artık değişmek istiyorum. Tüm günahlarımdan arınmak istiyorum. Bana yardım eder misin?" Dedi. Ardından eliyle hafifçe Gülizar'ın elini tuttu. Kamuranin elinin sıcaklığı Gülizar'ın tenine işlemisti. O an ikisi de göz göze gelip uzunca bakıştılar. Fakat Gülizar bu durumu daha fazla devam ettirmeyip, hızlıca elini geri çekti. Ve ciddi bir ses tonuyla;

"Ben sana nasıl yardım edebilirim ki?" Diye sordu.

Kamuran masada duran pecetelikten bir parça peçete kopartıp, paltosunun cebinden çıkardığı kalemle bir şeyler yazmaya başladı. Ardından peçeteyi Gülizara uzattı.

Gülizar;

"Nedir bu?" Diye sordu.

Kamuran;

"Burda benim numaram yazıyor. Seni rahatsız etmemek için kendi numaramı verdim. Senin numaranı almıyorum. Eğer benimle konuşmak istersen, dertleşmek istersen veya derdimi dinlemek istersen.. Ne bileyim işte.. çaresiz olduğunu hissettiğin vakit, üzüldüğün ya da sevindiğinde de olabilir. Beni ararsan, beni çok mutlu etmiş olursun. İkimiz de yeni ve temiz bir sayfa açalım. Bu sefer sadece sevildiğimiz bir hikaye yazalım ne dersin?"

Gülizar elindeki peçetede yazan numaraya bakarken, Kamuran hızlıca oradan ayrıldı. Gülizar ayağa kalkıp, Kamurana seslendi.

"Kamuran dur!"

Fakat Kamuran duymadı ve yoluna devam etti. Gülizar yanibasinda duran garsona dönerek;

"Ben hesabı alabilir miyim?" Diye sordu.

Garson;

"Sizin hesabınız ödendi."

"Nasıl ödendi?"

"Az önceki beyefendi ödedi."

Gülizar az önce şahit olduğu olayın şaşkınlığının etkisiyle kafeden ayrıldı. Tam o esnada Salih kafenin yakınlarında belirip Gülizara seslendi.

"Gülizar!"

Gülizar Salihi görünce hızlı adımlarla onun olduğu yere gitti. O esnada elinde tuttuğu peceteyi de burusturarak çantasına attı.

"Abi sen burda ne arıyorsun, hani işin vardı? Mahkemeye girmeden önce öyle demiştin."

Salih Gülizar'ın kolundan tutarak;

"O Kamuran denen herifle senin ne işin var?" Diye sordu.

Gülizar şaşkın bir vaziyetle;

"Sen nerden biliyorsun?" Dedi.

Salih;

"Yavuz mesaj atmış."

"Yavuz mu?"

"Bir daha o adamla katiyen görüşmeyeceksin. Yine bir kurnazlık peşinde belli. Hadi şimdi düş önüme!"