Adam Zeynep’e doğru bir adım attı. Ardından Zeynepten ters bir tepki gelmeyince, tekrardan birkaç adım atarak Zeynep’e yaklaştı. Ağır ve nazikçe davranarak Zeynep’in elini tuttu. Ve söze girdi;
"Hadi kızım, evimize gidelim."
Zeynep bir süre sessiz kalarak adamı inceledi. Hale ve bense hala durumun şaşkınlığı içerisinde, onları izliyorduk. Bir yandan da aklımı Zeynep’in o adamla gitme düşüncesi kemiriyordu. Ama ona kızamazdım. Çünkü bunca zamandır babasıyla karşılaşmayı ve onunla yüzleşmeyi istiyordu. Ama eğer, her şeye rağmen o adamı hemencecik affederse o zaman ona kırılırdım. Çünkü ben, bir kan bağımız olmasa dahi Zeynep’e o adamın yapmadığı babalığı yapmıştım. Benim emeğim, o adamın babalığından daha fazlaydı.
Adam Zeynep’in onunla gelmesi için birkaç tatlı söz mırıldanırken, Hale bana yaklaşarak elimi tuttu. O an Halenin teninin sıcaklığı benim buz kesen elime geçmişti. Hatta belki bedenimin soğukluğu Halenin tenine de işlemişti.
O esnada gözlerimi kapadım. Kendimi Zeynepin ağzından çıkacak kelimelere odakladım. Aklımdaki tüm kötü düşünceleri de sineye çekmeyi denedim. Tam o esna da Zeynep söze girdi;
"Beni neden bıraktın baba?"
Adam;
"Bunu evimizde konuşabiliriz kızım." Dedi. Adeta Zeynep’i geçistirmeye çalışıyormuş ve sadece birkaç acınası söz ve süslü kelimelerle gelmesi için onu ikna etmeye çabalıyormuşcasına..
Zeynep adamdan ellerini çekerek;
"Şimdi ne değişti peki? Bir anda aklına baba olduğun mu geldi? Beni bebekken terk edip gitmedin mi? Şimdi ne değişti de karşımda yalvarıyorsun? Bana seninle gelmem için tek bir neden söyle!" Dedi.
Adam gözlerinden sahte gözyaşı akıtmaya çalışırcasına ağlamayı deniyordu. Zeynep bir süre adamın konuşması için bekledi. Fakat istediği cevabı alamayınca kapıyı aralayarak;
"Madem sorularıma bir cevabın yok, o zaman seninle gelmeyeceğim!" Dedi.
Adam aniden panik yaparak;
"Gelmek zorundasın! Ben senin babanım kızım." Dedi.
Fakat Zeynep kendinden emin bir şekilde kapıyı biraz daha aralayarak;
"Git burdan!" Dedi.
O esnada adam sesini yükselterek tekrar bağırmaya başladı.
"Seni almadan hiçbir yere gitmiyorum. Benimle geleceksin! Sen benim kızımsın."
Daha fazla sinirlerime hakim olamayarak, kendimi dışarı attım. Ve adamın suratının ortasına sert bir yumruk attım. Adam bu yumruğun etkisiyle yere yığıldı.
"Daha fazlasını yapmamı istemiyorsan, hemen evimin önünden defol!" Diye haykırdım.
O an arkamı döndüğümde Hale ve Zeynepin korkmuş bir vaziyetle beni izlediklerini fark ettim. Hayatımda ilk defa birine vurmuştum. İlk defa birini incitmistim. Ben bile bu yaptığıma şaşırıyordum.
Adam birden yerden kalktı. Eliyle kanayan burnunu silerek;
"Sizi dava edeceğim! Kızımı mahkeme yoluyla alacağım. Göreceksiniz!" Dedi.
Ardından birkaç metre ötede bekleyen taksiye binerek uzaklaştı.
Eve girmek için döndüğüm esnada Hale Zeynep’e sarılmış, onu teselli etmeye çalışıyordu. Zeynep bana dönünce, onunla göz göze geldik. Önce bu yaptığım şeyden dolayı bana kızacağını düşünmüştüm. Fakat öyle olmadı; Zeynep koşarak bana sarıldı. Bu sarılmayla, sanki yeniden doğmuşum gibi hissettim. Bedenim hafiflemisti. Ayaklarımın yere bastığını doğru düzgün kontrol edemiyordum. Yere çömelerek Zeynep’in kafasını, iki elimin avuç içine aldım. Ve ona;
"Neden gitmedin? Ben sandımki.." Dedim.
Zeynep avuç içimi öperek;
"Benim babam sensin! Seni bırakıp hiçbir yere gitmem." Dedi.
Bu duyduğum cevapla tekrar Zeynep’e sıkıca sarıldım. O esnada kapının önünde duran Haleyle göz göze geldik. Hafif sulanmış gözleriyle bizi izliyordu. Duygulanmıştı.
"Hadi, daha fazla üşüme! İçeri girelim." Dedim.
Ardından eve girdik. Zeynep;
"Ben çok yorgunum, uyuyacağım." Diyerek odasına geçti.
Haleyle bense mutfakta sandalyeye oturmuş, bu durumu degerlendiriyorduk.
"Bir an Zeynep, o adamla gidecek diye çok korktum."
Hale elimi tutarak;
"Zeynep seni kolay kolay bırakıp gitmez Yavuz. O adamla aranızdaki fark şu; o vazifesini yerine getiremeyip, bir korkak gibi terk edip kaçtı. Sense vazifen olmadan cesurca sahip çıktın Zeynep’e. Baba oldun ona. Onun babası sensin Yavuz." Dedi.
Halenin söylediği her söz, kalbime dokunuyordu. Elimi tutan elini kavrayıp önce biraz okşadım. Sonrasında da nazikçe öptüm.
"Benim tanıdığım bir avukat arkadaşım var. Mahkeme işini dert etme sen. Hepsinin üstesinden geleceğiz." Diye ekledi Hale.
O esna da tekrar kapı çaldı. Kapıyı açmadan önce Haleye dönerek;
"Valla bu da senin kısmetine, sen yokken bizim kapı böyle sık sık çalmazdı. Şimdi gelenimiz çok, çok şükür(!)" Dedim.
Hale de bu kinayeli sözüme gülerek;
"Ee aç bari artık kapıyı. Kapıdaki her kimse soğuğa dayanamayıp gidecek." Dedi.
Kapıyı açtığım esna da Kamuran belirdi. Onu görünce dinen sinirim tekrar alevlendi.
"Senin ne işin var burda?" Diye sordum.
Kamuran önce kahkaha attı. Ardından Hale de yanıma gelince söze girdi;
"Sürprizimi nasıl buldunuz?"
"Ne sürprizi?" Diye sordu Hale.
Kamuran;
"Şu Zeynep’in babasını diyorum. Ben ikna etmesem adamın kızını alma arzusu hiç yoktu vallahi. Ama bende ne kadar hayırseverim değil mi? Sayemde baba kız kavuşması olacak. Büyük bir hayıra vesile oldum." Dedi.
Öfkeyle sesimi yükselterek;
"O adamı sen mi ayarladın?" Diye sordum.
Kamuran acı acı gülerek;
"Sizi mutlu etmeyecegimi söylemiştim." Dedi. Ardından Haleye dönerek;
"Zeynep’in Yavuz da kalmasını istiyorsan şimdi benimle geleceksin Hale. Aksi takdirde Yavuzun evli bir kadınla aynı evde yaşadığını hakim öğrenirse Zeynep’i Yavuza vereceklerini pek zannetmiyorum." Dedi.
Elimi yumruk yaparak Kamurana vurmaya yeltendigimde, Hale kolumu tuttu. Sonra da söze girdi;
"Kamuran haklı Yavuz. Benim gitmem gerek!"
O esna da ona gitme diye yalvarmak istedim. Fakat karşımda duran onun kocasıydı. Kimi kimden alıkoyuyordum ki?
Hale girişteki komodinin üzerinde duran defterden bir kağıt yırtıp, üzerine kalemle bir şey yazdı. Ardından kağıdı elime vererek;
"Burda avukatın numarası yazıyor. Benim adımı söylediğinde sana yardımcı olur." Dedi.
Ardından Kamuranla arabaya binerek uzaklaştılar. Bense öylece izledim. Hiçbir şey yapmadan, engel olmadan gitmesine izin verdim.
***
1 hafta sonra
Gözümü uykudan, erken saatte kapının çalması nedeniyle açtım. Kapıyı açtığım esnada kurye elime bir zarf verip, imzamı da aldıktan sonra evin önünden ayrıldı.
Zarfı merakla açtığımda ise mahkeme kağıdı olduğunu anladım. Zeynep’in babası Zülfikar, Zeynep’i benden almak için velayet davası açmıştı.
Panikle Halenin bana verdiği kağıdı paltomun cebinde çıkararak, orada yazan numarayı aradım. Halenin de dediği gibi onun ismini verip, bir yakını olduğumu söyledim.
Ardından zarfı paltomun cebine saklayarak Zeynep’in odasına gidip;
"Benim dışarıda biraz isim var, sen evden ayrılma sakın. Kapıyı da kimseye açma." Dedim.
Zeynep önce meraklı bir şekilde birkaç soru sordu. Fakat soruları gecistirerek evden ayrıldım. Beni avukatın bürosuna götürmesi için Salihi aradım. O da beni kırmayıp evin önünden aldı. Ardından büroya vardığımızda avukata her seyi anlattık.
Avukat;
"Zülfikar beyin Zeynep’in öz babası olması bizim için olumsuz. Fakat Zeynep’i terk edip gitmesi artı sayılır. Fakat elimizi kuvvetlendirmemiz gerek."
"Ne gerekiyorsa yapmaya razıyım." Dedim.
Avukat tekrar söze girdi;
"Bir aile kurmalısınız Yavuz bey. Zeynep’e bir anne vermelisiniz. Aile olmak her yönden artıdır. Çünkü Zeynep zaten ailesiz büyümüş bir çocuk. Yani mahkemeye kadar acilen evlenmeniz gerekiyor." Dedi.
O an aklıma Gülizar geldi. Bana karşı bir şeyler hissettiği barizdi. Fakat Gülizarla evlenmem Haleyi kaybetmem demekti. Ama Zeynepi göz göre göre o adama bırakamazdım. O bana Pamuk nineden emanetti. Ayrıca Zeynep benim kızım olmuştu. Bir baba kızından, çocuğundan nasıl vazgecebilirdi?
Bürodan ayrıldığımızda Salihe;
"Size gidelim." Dedim.
Salih şaşkın bir vaziyetle;
"Bize mi? Bizim eve mi yani?" Diye sordu.
"Evet Salih, sizin eve." Dedim.
Yol boyunca Salih'te meraklı bir vaziyette sorular soruyordu. Fakat ben o soruları da cevapsız bırakıyordum.
Salihlerin evine vardığımızda kapıyı Gülizar açtı. Beni gördüğüne hem şaşırmış hemde sevinmişti. Salih şaşkın bir şekilde tekrar sordu;
"Buraya neden geldik Yavuz?"
"Gülizara bir teklifim var." Dedim.
Ardından Gülizara dönerek;
"Benimle evlenir misin Gülizar?" Diye sordum. Ikiside bunu beklemiyordu. İkisininde yüzünde kocaman bir şaşkınlık belirtmişti.
Ama benim Gülizarın teklifimi kabul etmesinden başka çarem yoktu. Onunla evlenmeye mecburdum. Zeynep icin bunu yapmak zorundaydım.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
4.83k Okunma |
561 Oy |
0 Takip |
39 Bölümlü Kitap |