Yeni Üyelik
2.
Bölüm

~Güven~

@mervetvc_

Eve döndüğüm de beni Hasan karşılayarak;

Hoşgeldiniz Ozan bey. Dedi.

Ozan

-Hoşbulduk. Uğur nasıl?

Hasan

-Bıraktığınız gibi.

Ozan

-ilaçları düzenli aldığına emin olun. Herhangi bir aksama istemiyorum. Unutma Hasan kardeşim iyileşecek!

Hasan

-Hepimizin temennisi bu yönde efendim.

Ardından Uğur'un yanına gittim. Beni görünce heyecanlanmıştı. Yavaşça hişt sakin ol oğlum dedim. Yaklaşıp elini tuttum. Benimle konuşmaya çalışıyordu. Ama sesi zar zor çıkıyordu.

Uğur

Dedigimi yapmaya başladın mı abi? Diye sordu.

Bende;

Yaptım kardeşim. Bugün okula gittim. Dedim.

Uğur

-Duyguyla konuştun mu?

Ozan

-Konuştum. Listende yazdığı gibi tanıştık.

Uğur'un yüzünde bir tebessüm belirdi. Ardından rahatlarcasına nefes verdi.

Ona emin misin? Diye sordum. İyilestiginde kurduğun hayalleri gerçekleştirme şansın var. Benimle kirletme. Dedim. Tekrar benimle konuşmayı denedi.

-Abi boşuna ümitlenme. Benim için sona geldik.

Hemen sözünü kesip; konuşma şöyle dedim.

Uğur güldü ve

Bunu sende biliyorsun abi. Lütfen dediklerimi yap. Son dileğimi gerçekleştir. Dedi.

Derin bir nefes alıp verdim. Sonra Uğur;

Bana Duygudan bahsetsene dedi? Söylediğim kadar varmış değil mi?

İçimden geveleyerek söylediğinden daha fazlasıymış dedim. Uğur bu soyledigimi duymadı ve ne? Diye sordu.

Gülerek öyleymiş dedim. Onu daha fazla yormak istemediğim için sohbeti bitirdim. Odadan tam çıkarken arkamdan bana seslendi.

Abi Duyguyla vakit geçir ama ona aşık olma! Çünkü o da seni severse kıskanırım..

Tekrar içeriye girip sen benden ne istiyorsun? Diye sordum.

Uğur

Haklısın abarttım. Sadece.. Sadece onu çok mutlu et. Asla üzme. Onunla konuşurken daima gözlerine bak. Ben onun gözlerinde olacağım. Eğer onu aglatırsan, o gözlerden bir damla yaş süzülürse sadece onu değil beni de incitmiş olursun abi. O zaman seni asla affetmem!

Bu çok saçma diyip odadan çıktım. Salona gidip camı açtım. Hava almaya ihtiyacım vardı. Tüm bedenim alev alev yanıyordu. Yakamdaki düğmeyi açtım. Bunalmıştım. O sıra da yanıma Hasan geldi ve sordu;

-İyi misiniz efendim?

Ozan

-Değilim Hasan! Buna da bir çaren var mı?

Hasan

-Derdinize bağlı.

Ozan

-Kardeşim bir kıza aşık olmuş. Hem de onu bir başkasından özellikle de abisinden kıskanacak kadar!

Hasan

-Ee normal. İnsan sevdiğini kıskanır.

Ozan

-Uğur bir liste yapmış. Bu kızla yaşamak istediği her şeyi listeye yazmış. Ama bu yazdıklarını benim gerceklestirmemi istiyor. Benden son dileği buymuş!

Hasan

-Siz ne dediniz efendim?

Ozan

-Kabul ettim ve söz verdim.

Hasan

-O zaman sözünüzde durmak zorundasınız efendim.

Ozan

-Benim için kolay değil ama Hasan. Kız ya benden hoşlanırsa? Ya ben ondan..

Hasan

-Endisenizi anlıyorum efendim. Ama Uğur bey bunları sizin yapmanızı istiyorsa olacakları zaten kabullenmistir.

Ozan

-Pek öyle görünmüyor ama!

Hasan

-Bir kere söz verdiniz. Sözünüzde durmalısınız yoksa kardeşinizi çok üzersiniz.

Onaylar bir sekilde kafamı sallayarak;

Yapacak bir şey yok. Dedim.

                              ***

Duygu odasında senin ona aldığın elbiseyi aynada üzerine tutup deniyordu. O sıra da odasına babaannesi girdi. Duygu panikle elbiseyi arkasında sakladı.

Babaanne

-Ne o bir şey mi saklıyorsun benden?

Duygu

-Hayır! Ne saklayacağım senden babaanne?

Babaanne

-Arkanda tuttuğun şey ne o zaman?

Duygu

-Hiçbir şey dedim ya Babaanne.

Babaanne birden Duyguya doğru yürüyüp arkasından elbiseyi aldı. Ve Duyguya doğru tutup ne bu he ne bu? Dedi.

Duygu

-Elbise!

Babaanne

-Nerden geldi bu? Hangi adam aldı sana bunu? Ben sana demedim mi kızım? Sana gelecekler böyle güzel elbiselerle hediyelerle seni kandıracaklar. İnanma hiçbirine demedim mi?

Duygu

-Benim kimseye inandığım falan yok Babaanne. Beni bir dinlesen anlayacaksın her şeyi.

Babaanne

-Ne dinleyeceğim seni? Her şey ortada işte.

Duygu

-Hayır. Bugün okul çıkışı biri formama vişne suyu döktü. Sonra özür bağabında bana yeni forma aldı. Bir de bu elbiseyi. Demekki durumu olan biriydi ki vicdanına yediremedi.

Babaanne

-Sende inandın öyle mi?

Duygu

-Kimseye inandığım yok benim! Zaten ondan sonra daha görmedim adamı.

Babaanne

-Bu elbiseyi yok et!

Sonra odadan çıktı. Duygu kocaman bir of çekti. Elbiseyi alıp elbisenin nesi var ya? Dedi. Ve elbiseyi dolabına koydu.

                            ***

Yemek yerken Duygu babaannesinin gönlünü almaya çalışıyordu.

Duygu

Ne kadar güzel bir çorba. İçinde ne var? Hmmm kesinlikle bir Semiha Sultan sevgisi olmalı. Tekrar bir kaşık alıp bakarak; hıhım kesinlikle öyle! Dedi.

Babaanne

-Gönlümü almak için öyle diyorsun. Sen bu çorbayı sevmezsin bir kere!

Duygu

-Ya Babaanne tüm sırrı bozdun!

Sonra ikiniz de güldünüz.

Babannene bakıp sordun;

-Babaanne elbiseyi birisinin aldığını nerden anladın? Yani mesela çalmışta olabilirdim. Neden direkt biri mi aldı diye sordun?

Babaanne

-Çaldın mı yoksa?

Duygu

-Hayır tabiikide. Asla böyle bir şey yapmam!

Babaanne

-Seni tanıdığım için kızım. Böyle bir şey yapmayacagini bildiğim için. İnsan elinde büyüttüğü birinden şüphelenir mi? Ben sadece senin için korkuyorum kızım. Annen.. Annenin ölümü. Yutkunarak; baban anneni öldürmüştü. İnsanın kendi canı, kendi kanından biri yapınca kimseye iyi bakamıyorsun. Herkes gözünde kötü oluyor. Sana bakınca anneni görüyorum. Korkuyorum.

İkisi de ağlamaya başladı. Duygu kalkıp babaannesine sarıldı. Ve onu öptü.

                              ***

Ertesi gün Duyguyla konuşmak için yine okula gittim. Sırada onunla vakit geçirmek vardı. Çıkış zili çaldığın da yine herkes bahçeye dökülmüştü. Duygunun çıktığını görünce arabadan indim ve Duyguya doğru koştum. Beni görünce şaşırmış ve ürkmüştü.

Duygu 

-Yine mi sen?

Ozan

-Bu sefer elimde vişne suyu yok ama!

İkinizde güldünüz.

Duygu

-Ne istiyorsun?

Ozan

-Sadece biraz vakit geçirmek?

Duygu

-Olmaz!

Ozan

-Neden?

Duygu

-Seni tanımıyorum.

Ozan

-Ama en son tanışmıştık..

Duygu bu söylediğime gülmüştü. Onu benimle gelmesi için ikna etmem gerekiyordu.

-Hadi ama sadece küçük bir çay bahçesine gideceğiz o kadar.

Sonra yanımıza bir çocuk geldi ve bana doğru dönüp;

Abi bana biraz daha para vermelisin. En son verdiğin bitti. Dedi.

Duygu

-Ne parası?

Ozan

-Öhm. Hiç.

Sonra çocuğu bir kenara çektim. Sen gel bakayım şöyle.. Ona birkaç lira daha verdim. Sevinçten bana sarıldı. -Tamam bu kadar yeter. Boğuluyorum- sonra çocuk oradan ayrıldı.

Duygu

-Neden senden para istedi?

Ozan

-Geçen ona para vermiştim. Genelde çocuk gördüğüm de onlara harçlık veririm de.

Duygu

-Nereye gidiyoruz?

Ozan

-Efendim?

Duygu

-Bir çay bahçesi falan diyordun?

Ozan

-Heee çok uzak değil. Arabaya bin lütfen..

Birlikte arabaya bindiniz.

Duygu

-Şöyle güzel bir müzik açsak olur mu?

Radyodan Ankara Rüzgarını açtım. Ve sordum;

-Bu nasıl?

Duygu

-Muhteşem!

Ve şarkıya eşlik etmeye başladı..

Pembe küçük dudağııın söyledi şarkımızıııı.

                            ***

Vardığımızda sakin bir yere oturduk. Duygu bana uzun uzun baktı. Dayanamayıp sordum.

Noldu? Yüzümde bir şey mi var?

Duygu

-Biliyor musun? Dün babaannem senin bana aldığın elbiseyi gördü. Çok kızdı.

Ozan

-Neden?

Duygu

-Annemle babam öldüğünden beri babaannem beni kimseye güvenmemem konusunda uyarıyor.

Ozan 

-Annenle baban öldü mü?

Duygu

-Babam yaşıyor. Ama benim için öldü. Babam.. Babam annemi öldürdü. Kendisi de hapiste.

Ozan

-Ben.. Çok üzgünüm.

Duygu

-Yani anlayacağın babaannem şuan burda olduğumu bilse bana çok kızar. Normalde tanımadığım insanlarla konuşmam. Özellikle karşı cinsle fazla muhattap olmam. Hatta göz göze gelmekten bile kaçınırım.

Ozan

-Ama benimle buluşmayı kabul ettin. Ve hatta konuşurken gözlerime bakıyorsun.

Duygu

-Seni tam tanımıyorum ama sana güveniyorum. Niye bilmiyorum ama seni gördüğüm andan beri sana güveniyorum. Bana birini anımsatıyorsun.

Ozan

-Kimi?

Duygu

-Okuldan birini.

Ozan

-Kim o? Bir ismi var mı?

Duygu

-İsmi Uğur.

Bu cevap karşısında beni ter basmaya başladı. Daha fazla dayanamayıp yerimden kalktım. Duyguya dönüp geç oluyor gidelim artık dedim.

Duygu

-Ne kadar duygusuzsun. Sana güvendigimi söyledim. İnsan bir teşekkür eder. Sarılır ya!

Hiçbir şey söylemeden arabaya bindim. Duygu da söylene söylene arabaya bindi. Sonra göz göze geldik. Ve benim kulağımda Uğurun sesi yankılanıyordu;

-Onunla konuşurken daima gözlerine bak. Ben onun gözlerinde olacağım. Eğer onu ağlatırsan, o gözlerden bir damla yaş süzülürse sadece onu değil beni de incitmiş olursun abi-

 

Loading...
0%