@mervetvc_
|
Sahi neydi aşk? Uğruna ölüp, bitip kavuşamamak mıydı? Ateşler içinde cayır cayır yanıp suya hasret kalmak mıydı? Kanatlar olmadan gökyüzüne uçmak mıydı? Öleceğini bile bile sonsuz olmak mıydı.. Sahi neydi aşk? *** ~"Sonsuza kadar sürmez belki ama son bulana dek bırakmayalım ellerimizi."~ *** Bu aralar bütün günüm tekrara düşmüş gibiydi. Her gün uyanıp Uğuru ziyaret edip eve geliyordum sadece. Gözlerim hep Duyguyu arıyordu. Ama o günden sonra onu mezarlıkta göremedim. Bana karşı tavrı netti. Hala kızgın ve kırgındı. Bir şekilde gönlünü almalı ve beni affetmesini sağlamalıydım. Çünkü onsuz geçen her zamanım koca bir kayıptı. Artık hislerimden emindim. Duyguya karşı ne hissediyorsam onun da bana aynı hisleri besledigine emindim. Sadece beni affetmesini sağlamam ve onu ne kadar çok sevdiğimi ona kanıtlamam gerekiyordu. Duygunun beni affetmesi için aklımda birkaç şey vardı. Ama bunun için Hasanın yardımına ihtiyacım vardı. Hasanın yanına gidip; Benim yine sana işim düştü. Dedim. Hasan Her zaman olduğu gibi emrinizdeyim. Dedi. Elimi omzuna koyup; sen de olmasan ben ne yapardım be Hasan? Dedim. Hasan gülerek Allah ayırmasın efendim. Dedi. Amin dedim. Ve daha fazla uzatmadan söze girdim; Duygunun beni affetmesi için bir şeyler düşündüm. Ama yardımına ihtiyacım var. Hemen bu akşam aklımdaki şeyleri yapabilirsek eminim beni affedecektir. Dedim. Hasan Aklınızdaki nedir? Na çok abartı ne de çok basit.. Deniz kenarı bir yere gideceğiz. Sen Duyguyu getireceksin. Ben ilk başta orta da gözükmeyecegim. Yerlerde güller olacak. İnsanlara yön bildiren pankartlar vereceğiz. Duygu bu sayede beni bulabilecek. Yanıma geldiğinde de elini tutup af dileyeceğim. Sonra da ona onu ne kadar sevdiğimi söyleyeceğim. Umuyorum ki beni affeder ve bana sarılır. Sonrasında da beraber havaifişekleri izleriz. Dedim. Hasan Kulağa hoş geliyor. Peki Duygu hanım ya gelmezse? Bu soru beni biraz düşündürmüştü. Çünkü Duygu sırf mezarlıkta beni gördüğü için mezarlığa gelmemeye başladı. Ya hayatından tamamen beni çıkarttıysa? Ya artık istemiyorsa beni? Ya sevmiyorsa? Ben bu düşüncelerle kavrulurken Hasan söze girdi. Ama denemeden bilemeyiz değil mi? Kafamı sallayıp öyle dedim. Sonra Hasana; Gelir değil mi? Seviyor çünkü hala beni? Hasan bir şey söylemeden yanımdan ayrıldı. Bense karamsar düşüncelerimle baş başa kalmıştım. *** Akşam olduğunda Hasan bana mesaj attı. Ozan bey her şey tamam! Şimdi gidip Duygu hanımı alacağım. Mesajı gördükten sonra aynanın karşısına geçip sonkez kendimi gözden geçirdim. Bolca parfüm sıktım. Saçlarımı biraz havaya kaldırdım. Ama kirpi gibi geziyordum ortada. Beğenmeyip yana doğru taradım. Bu seferde çok pasif kalmıştı. Saçımla uğraşırken en sonunda sinirlenip kökten kesmeye karar vermiştim. Ciddi bir şekilde tras makinesini elimde buldum. Neyseki son dakika kendime gelip makineyi yerine koydum. Saçımı da hallettikten sonra evden ayrıldım. *** Planladığımız yere gidip Duygunun gelmesini bekledim. Hasan yine yapmıştı şovunu. Her yerde ışıklı ledler vardı. Bu sayede sanki gökteki yıldızlar yere inmiş gibiydi. Sürekli olduğum yerde sağa sola dönüp düşünüyor ve dua ediyordum. -Allahım lütfen gelsin.. Ya gelmezse? Gelir ya niye gelmesin? Seviyor beni gelir.. Kesin gelir yaa! Arkam dönükken bana doğru yaklaşan ayak sesleri duymaya başladım. Ve o sırada içime bir rahatlama geldi. Kendimi Duyguya karşı hazırladım. Ses daha da çok yaklaşmaya başladı. Ve ben derin bir nefes alıp SENI SEVIYORUM! dedim. Ama gördüğüm manzara karşısında yıkılmıştım. Çünkü karşımda Duygu değil Hasan duruyordu. Bana bakıp; Bende sizi seviyorum efendim. Dedi. Gülmeyle karışık ağlamaya başladım. Ve Hasana dönüp Ama bunu senin değil Duygu'nun duyması gerekiyordu. Dedim. Hasan Duygu hanım gelmiyor. Çok uğraştım gelmesi için fakat ikna edemedim efendim. Dedi. Bense kararlıydım. Duyguya kendimi bu gece affettirecektim. Hasana dönüp; Olmaz Hasan, olmaz! Kendimi affettirmem lazım. Dedim. Hasan Bence kendisine biraz zaman tanıyalım. Hem hava bu gece için pek uygun değil. Her an yağmur bastırabilir efendim. Dedi. Oysa ben her türlü engele karşı hazırlamıştım kendimi. Vazgecemezdim. Bugün affedecekti beni. Ellerimizi tutup asla bırakmayacaktık birbirimizi.. Hasan dönüp; O bana gelmezse ben ona giderim. Dedim. Hasan Ama babaannesi sizi orda görürse pek hoş karşılayacağını sanmıyorum. Dedi. Ben de gülerek; Kimseden korkmuyorum. Dedim. Ve ordan ayrıldım. Arabaya bindiğimde gök gürlüyor ve yağmur ciseliyordu. Ama ben yagrumurun altında sırılsıklam olmaya razıydım. *** Duyguların evinin önüne geldiğim de yağmur daha da siddetlenmisti. Cesaretimi toplayıp arabadan indim. Üstüm saniyeler içinde sırılsıklam olmuştu. Duyguların evine doğru döndüm. Kısık sesle birkaç defa Duygu diye bağırdım. Ama cama çıkan olmadı. Sonra yerde küçük bir taş parçası gördüm. Taşı elime aldım ve rastgele bir cama fırlattım. Duygunun odası hangisiydi bilmiyordum. İçimden umarım babaannesi çıkmaz diye dua ediyordum. Birkaç dakika sonra Duygu cama çıkmıştı. Beni gördükten sonra aceleyle etrafına bakındı ve Ne işin var senin burda? Diye sordu. Bende kollarımı ona doğru açıp; Şimdi burda beraber ıslanmazsak neden yağar ki yağmur üzerimize? Dedim. Sonra gülerek Delirdin mi sen? Dedi. Kollarımı daha da açıp; Evet delirdim. Yokluğundan delirdim. Ama hiç bir ilacın tesiri yok. Sen benim tek şifamsın dedim. Sonra tekrar gülmeye başladı. Gözümü bir anlığına kaçırıp tekrar cama baktığım da Duygu camda değildi. İçimi bir yandan ya gelmezse korkusu kaplamıştı. Bir yandanda ıslanan kıyafetlerimin ağırlığı tüm vücudumu sarmıştı. Sonra kapı kapanma sesi duydum. Dönüp baktığım da Duygu bana doğru koşarak geliyordu. Kollarımı ona doğru tekrar açıp onu hava da yakaladım ve ona seni seviyorum. Seni seviyorum! Dedim. Bunu birkaç defa sayıkladım. Elleriyle yüzümü kavrayıp; Bu sefer incitmeyeceksin değil mi beni? Kırmayacaksın kalbi mi? Dedi. Onu biraz daha yukarı kaldırıp Bu sefer asla! Dedim. Sonra bana güldü. O gülüşle birlikte dünyalar tekrar benim oldu. Duyguya sıkı tutun diye bağırdım. Ve onu havada döndürmeye başladım. Yağmur üzerimize doğru yağıyordu. Yanımızdan geçen insanlar bize şaşkınlıkla bakıyordu. Hatta içlerinden birinin delirmiş bunlar! Diye sayıkladığını duydum. Ama hiçbir şey bu saatten sonra üzemezdi beni. Çünkü sevdiğim kadın benim yanımda ve kollarımdaydı. Duyguyu yere indirip ellerini tutup; Sonsuza kadar sürmez belki ama son bulana dek bırakmayalım ellerimizi. Dedim. O da gülüp beni öptü. Ve ben bunca zamandan sonra sadece bu anı yaşamak istedim. Tam şimdi, şuan da zaman dursun istedim..
|
0% |