Yeni Üyelik
4.
Bölüm

~Vazgeçmek~

@mervetvc_

Duygu hastaneden gittikten sonra Uğur'un yanına gittim. Oda da doktor da vardı. Beni görünce söze girdi;

-Ozan bey sizinde burda olmanız iyi oldu. Uğur bey artık burda kalacağına dair bize söz veriyordu. Değil mi?

Uğura dönüp kardeşim? Dedim.

Uğur

-Tamam. Kalacağım.

Doktor

-Tüm ilaçları eksiksiz kullanacaksınız ama!

Ozan

-Zaten her şeyi tam yapıyorduk.

Doktor

-Biraz dışarı gelebilir misiniz Ozan bey?

Doktorla beraber odadan çıktık.

Doktor

-Uğur bey ilaçları almıyormuş.

Ozan

-Ne demek almıyor? Neden yapsın ki böyle bir şey?

Doktor

-Uğur bey her şeyden çoktan vazgeçmiş. İyileşmeye dair hiçbir umudu yok maalesef.

Ozan

-Beni bilgilendirdiginiz için teşekkür ederim. Bundan sonra daha dikkatli olacağım.

Doktor

-Ne demek görevimiz.

Sonra Uğur'un yanına gidip ona sordum;

-Neden böyle yapıyorsun? İlaçları almıyormuşsun. Sen kafanda bitirmişsin bile! Nasıl ilerleyeceğiz böyle kardeşim?

Uğur

-O ilaçlar hiçbir işe yaramıyor!

Ozan

-Ne saçmalıyorsun sen?

Sesler yükselmeye başlayınca hemşire aramıza girip böldü;

-Beyler lütfen.(sonra bana dönerek) Uğur beyin dinlenmeye ihtiyacı var. Yalnız bırakalım.

Uğur

-Abimle kısa bir şey konuşacağım. Söz veriyorum kısa sürecek.

Hemşire

-Tamam. Ama sakin olun lütfen.

Hemşire odadan çıkınca Uğur -Yaklaşır mısın abi?- Dedi. Dediğini yaptım. Ona doğru yaklaştım. Elimi tutarak teşekkür etti. Neden? Diye sordum. Duygu için.. Dedi. Önemli değil. Seni mutlu etmek için her şeyi yaparım. Dedim. Sonra onu alnından öperek dinlen biraz. Dedim. Gitmeden önce bana seslendi;

-Yarın Duyguyu resim atölyesine götürür müsün?

Ozan

-Neden?

Uğur 

-O resim çizmeyi çok sever. Birlikte resim çizersiniz. Hatta sergiye de katılın.

Uğur.. dedim. Sonra sözümü keserek;

-lütfen abi. Dedi. Onu kıramazdım. Tamam dedim. Sonra da odadan çıktım. Hasanı bulup ondan bana bir ressim atölyesi bulmasını istedim. Hasan da civardaki atölyeleri araştırıp bize en yakın olanın adresini attı.

                              ***

Yine okul çıkışı okulun önünde Duyguyu bekliyordum. O sırada tık tık arabanın camına bir çocuk vuruyordu. Camı açıp baktım. Yine aynı çocuktu.

Ozan

-Oğlum sen beni mi takip ediyorsun? Ne zaman gelsem buradasın?

Çocuk

-Abi niye kızıyorsun ya! Benim vişne suyumu götürürken iyi ama..

Ozan

-Lan sana iki katı para verdim ya!

Çocuk

-Ayıp oluyor ama abi!

Ozan

-Ne istiyorsun sen şimdi benden?

Çocuk

-Abi araban güzelmiş he! Bir ara gaz veriyim mi?

Ozan

-Git başımdan Allaha aşkına! Uğraşamayacagım şuan seninle.

Sonra camı kapattım. Çocuk tekrar cama vurmaya başladı. İçten içe sinirleniyordum. Ama sakin olmak zorundaydım. Nihayet zil çaldı. Duygunun çıktığını görünce arabadan inip hemen yanına koştum. Çocukta yanımızda dolanıyordu. Duygu beni görünce bu sefer şaşırmamış aksine mutlu olmuştu.

Duygu

-Sende alıştın bakıyorum her çıkışta gelecek misin?

Ozan

-Seni çok seveceğin bir yere götürmeye geldim.

Duygu

-Nasıl bu kadar emin konuşuyorsun? Ya hiç sevmezsem?

Ozan

-Eminim. Çok seveceksin.

Duygu

-Fazla iddalısın. Ama bu hoşuma gitti.

Sonra beraber arabaya bindiniz. Yolda Duygu daha fazla dayanamayıp nereye gidiyoruz? Diye sormaya başladı. Sürpriz dedim. Ama inat etti. Öğrenene kadar sorarım bak. Dedi. Bende daha fazla başa çıkamayıp resim atölyesine dedim. Çok sevindi. Hatta sevinç çığlıkları attı. O gülünce bende gülmeye başladım ve sordum;

-Bu kadar sevincegini tahmin etmemiştim.

Duygu

-Ben bayılırım resimle alakalı her şeye.

Ama sonra yüzünün düştüğünü gördüm. Noldu? Diye sordum.

Duygu

-Keşke üzerimde düzgün bir şey olsaydı. Okul Formasıyla atölyeye gitmek biraz komik.

Ozan

-Haklısın. Bunu nasıl düşünemedim!

Dugu

-Neyi?

Sonra arabayı bir mağazanın önünde durdurdum.

Duygu

-Niye durduk?

Ozan

-Resim atölyesine yakışır bir şekilde gitmek için.

İçeriye girip sanatsal olan her kıyafeti denedik. Birlikte aynanın önüne geçip poz bile kestik. O kadar çok gülüyorduk ki mağazadaki herkes dönüp bize bakıyordu. Sonra buna son verip beğendiğimiz giysileri alıp atölyeye doğru gittik.

                              ***

Atölye de bizle beraber on kişi vardı. Görevli kadın bizim karşımıza geçip ne yapmamız gerektiğiyle ilgili bilgi verdi.

-Şimdi herkesin bir nesne veya bir figür çizmesini istiyorum. Çizdiginiz bu figürün hayatınız da önemli bir yeri olabilir. Anlamlı ve bütün bir resim çizmeye özen gösterin. En güzel çizeni sergimizde sergileyecegiz.

Duyguya doğru dönüp eyvah dedim. Ben hiç güzel resim yapamam. Sonra gülmeye başladı. Herkes dönüp bize baktı. Fısıldayarak ne yapıyorsun herkes bize bakıyor dedim. Parmağını dudağına koyarak sus işareti yaptı. Sonra herkes resim çizmeye başladı. Ne cizecegimi bulamadığım için Duygudan yardım almaya karar verdim.

Ozan

-Ne çiziyorsun?

Duygu resmini saklayarak;

-Bakma ama! Bittiğinde görürsün.

Of! Dedim. Sonra bir şeyler karalamaya başladım. Sonra gözüm yan taraftaki adamın resmine takıldı. Bir kadın portresi ciziyordu. Duyguya doğru dönüp onu çizmeyi denedim. Ne kadar uğraşsamda asla iyi çizemedim..

Yarım saat sonra görevli gelip fırçaları bırakın! Dedi. Herkesi teker teker dolaşıp ne cizdiklerine bakıyordu. Duygu çaktırmadan resmime baktı. Sonra da gülmeye başladı.

Ozan

-Hey neye gülüyorsun?

Duygu

-mükemmel resmine!

Ozan

-Ama bu yaptığın haksızlık. Hani bakmak yoktu?

Duygu

-Özür dilerim. Ama çok komik. Dayanamadım.. Ne çizdin?

Ozan

-Öhm. Seni..

Duygu

-Beni mi?

Ozan

-Evet!

Duygu

-Aşk olsun ben o kadar kötü müyüm senin gözünde?

Ozan

-Tamam haklısın ya! Ressam kötü olabilir ama eseri muhteşem!

Duygu gülmeye devam etti. Sonra görevli yanımıza geldi. İlk Duygunun resmine baktı. Bakar bakmaz gözlerinin büyüdüğünü gördüm. Dayanamayıp bende baktım. Görevli kimi cizdiniz? Diye sordu. Duygu bana dönüp arkadaşımı dedi. Gerçekten de kusursuz bir resimdi. Tüm yüz hattımı olduğu gibi cizmisti.

Görevli

-Çok güzel bir kara kalem çalışması olmuş. Tebrik ederim. Dedi.

Sonra görevli benim resmime bakmaya gelince o muhteşem resmimi saklayıp;

-Ee ben çizmedim dedim.

Görevli bana ters ters baktıktan sonra gitti.

Duyguya doğru eğilip gerçekten muhteşem çizmişsin. Bu benden çok bana benziyor! Dedim.

O da güldü. Görevli tekrar karşımıza geçip kazananı açıklıyordu. Duygu heyecandan elimi tuttu. O kadar heyecanlıydı ki elleri buz gibiydi. Elinin soğuklu benim elimin sıcaklıyla birleşmiş hatta soğukluğu tenime geçmişti.

Görevli

-Kazanan Duygu Yılmaz!

Duygu bir anda ayağa kalkıp çığlık attı. Sonra da bana sarıldı. Atölyedeki herkes Duyguyu alkışlıyordu. Sonra bir an da doğrulup pardon dedi. Görevli yanımıza gelip;

-Tebrikler Duygu Hanım. Resminiz sergilenecek. Herhangi bir itirazınız yok değil mi?

Sonra Duygu bana dönüp;

-Resmi ben çizdim ama sahibi o. Ona sormamız lazım.

Görevli bana döndü. Duygu gözlerimin içine bakıyordu. Gözleri o kadar parlak o kadar ışıl ışıldı ki bu ışığı söndürmek istemedim. Olur dedim. Duygu yaşasın diyip kısa alkış yaptı. Sonra görevliyle beraber çeşitli evrakları imzalayıp atölyeden çıktık.

Yolda giderken;

Duygu

-Teşekkür ederim. Her şey için! Bugünü çok sevdim. Tekrar tekrar yaşamak isterdim.

Ozan

-Ee sana seveceksin demiştim!

Duygu

-Sahi nerden anladın?

Ozan

-Sezgilerim kuvvetlidir.

Sonra ikimizde güldük. Duygu sağ elimi ürkek bir şekilde tutup;

-Sanırım senden hoşlanıyorum! Dedi.

O sırada ani fren yaptım. Elimi yavaşça elinden çektim. Nefesim kesilmiş ve suratım kızarmıştı. Tüm vücudumu ter basmıştı.

Duygu gülerek

-Korkma! Şaka yaptım. Bu kadar belli etme beni sevmediğini ya!

Doğruldum. Ve Duyguya dönüp;

-Öhm. Şakalardan pek hoşlanmam! Dedim.

Duygu

-Bir daha olmaz merak etme. Dedi

Yola devam ettim. Uygun bir yerde Duyguyu indirip hastaneye geri döndüm. Hastanenin bahçesinde beni Hasan karşıladı.

Hasan

-İyi misiniz efendim?

Ozan

-Ben kararımı verdim. Vazgeçiyorum Hasan. Bitti buraya kadar. Şimdi gidip Uğur'a söyleyeceğim. Ben artık bu işte yokum!

Loading...
0%