Yeni Üyelik
11.
Bölüm

~Yeniden Başlamak~

@mervetvc_

Eve döndüğümde Hasanın şaşkın bakışlarına maruz kaldım. Hasana;

Ne o, uyku tutmadı mı? Diye sordum.

Hasan

Sizi merak ettim.

Gülümseyip kendimi koltuğa attım. Mutluluktan sarhoş gibiydim.

Hasan yine şaşkın bir şekilde sordu;

Çok ıslanmışsınız.. Duygu hanım anlaşılan kapıyı açmadı size.

Kocaman bir kahkaha attım. Sonra Hasana;

Affetti beni! Barıştık. Az önce hayatımın en güzel gecesini yaşadım. Dedim.

Hasan da gülerek, halinizden belli oluyor dedi. Sonra olduğum yerden kalkıp, Hasana iyi geceler dileyip odama çıktım. Üzerimi değiştirip yatağa uzandım. Bütün bu olanları tekrar hafızama getirdim. Sanki tekrar tekrar o anı yaşıyor gibiydim. Sürekli Duyguyu düşünüyordum. Yüzünü, saçlarını, çiçek gibi kokan kokusunu.. Eminim o da şuan benimle aynı durumdadır. Bugünü tekrar tekrar hafızasında canlandırıyordur.

Bir süre sonra bu düşüncelerle uyuyakalmışım.

Güneşin perdeden doğru yüzüme yansıması ile uyandım. Telefonumu alıp baktığım da Duygudan günaydın mesajim vardı. Bu his o kadar güzel hissettiriyordu ki. Sanki bütün zorlu engeller aşılmış ve biz artık kavusmustuk.

Duyguya cevap yazıp yataktan kalktım. Elimi yüzümü yıkayıp ayılmaya çalıştım. Ardından üzerimi giyinip aşağıya indim. Hasan çoktan kalkmış kahvaltısını ediyordu. Beni fark edince ayağa doğru kalkmak için hazırlanıyordu. Elimle işaret ederek, otur dedim. Sonra bir sandalye çekip kendim de oturdum.

Hasan

Günaydın efendim.

Ozan

Sana da günaydın Hasan. Yine erkencisin.

Hasan

Formumu böyle koruyorum efendim.

Hasanın bu cevabı beni güldürmüştü. Sonra gözüm solumdaki sandalyeye takıldı. Orda her zaman Uğur otururdu.. ama orası artık boş kalmıştı. Uğur aklıma geldiğinde tüm iştahım gitmişti. Hasan modumun düştüğünü fark edince sordu;

Bir sorun yok değil mi?

Doğrulup Hasana;

Eskiden bu masada üç kişiydik. Şimdi sadece ikimiz kaldık görüyor musun Hasan? Ölüm ne kadar da yakın ne kadar da gerçekçi..

Hasan

Öyle! Ama hayat bizim için devam ediyor Ozan bey. Kaldığımız yerden yaşamaya devam etmek zorundayız.

Kafamı sallayıp, öyle dedim. Bir süre ikimizde sustuk. Ardından Hasana;

Hasan benim için Duyguyu geçenki planladığımız yere getirir misin? Diye sordum.

Hasan

Elbette. Ama barıştıģınıza göre oraya daha gerek var mı?

Gülerek; olsun. Her şeyi çok kusursuz ayarlamıştın. İçimde kalmasın. Dedim. Hasan da onayladı. Kahvaltımızı edip ikimizde evden ayrıldık. Önceki planda olduğu gibi ben beklerken Hasan Duyguyu getirecekti.

Yine aynı heyecanla Duygunun gelmesini bekledim. Arkam yine dönükken ayak sesleri duydum. Ses iyice yaklaşınca dönüp;

SENI SEVIYORUM! diye haykırdım. Neyseki bu sefer karşımda Hasan değil, olması gereken kişi Duygu duruyordu. Bana;

Bende seni seviyoruuum. Diyerek sarıldı. Sonra Hasan yanımıza gelerek; bir ihtiyacınız var mı? Diye sordu. Gülerek, her şeyi yaptın zaten. Daha ne olsun? Dedim. Hasanda gülüp; görevimiz efendim dedi. Sonra da yanımızdan ayrıldı. Duyguyla Hasanın özenle hazırladığı oturma yerine oturduk. Sonra Duygu bana;

Hasan ne kadar iyi biri. Üstelik işine sadık. Dedi.

Gülerek;

Hasan benim bu hayattaki tek şansım sanırım. Dedim.

Sonra Duygu da güldü.

Duygu başını omzuma koydu. Onun rahat edebilmesi için sol omzumu hiç kıpırdatmadım. Sonra Duyguya;

Biliyor musun? Bizim mutlulugumuzdaki en önemli etken Hasan. O olmasa ben tüm bunları yapamazdım. Dedim.

Duygu başını omzumdan kaldırıp;

O zaman mutluluğumuzu ona borçluyuz dedi gülerek.

Bende ona; onun mutlu olmasını çok isterim. Bizim hayatımıza girdiğinden beri yalnız. Kimsesi yok.

Duygu

Bir ailesi yok mu?

Ozan

Hiç bahsetmedi.

Duygu

Belki ona da ileride birini buluruz..

Ozan

Neden olmasın? Ona bunu bir borç bilirim.

Sonra ikimizde güldük. Duygu tekrar başını omzuma yasladı. Bir süre susup denizin sesini dinledik.

Ardından Duygu sessizliği bozup;

Çok şey yaşadık. Üzüldük, kırıldık ve ayrıldık. Keşke her şeye yeniden başlama şansımız olsaydı. Sıfırdan tanışıp tüm bu kötü olayları unutabilseydik keşke..

Ona doğru dönüp;

Haklısın. O halde en başından başlayalım ne dersin? Dedim.

Duygu

Nasıl olacak ki o?

Ozan

Sana ne lazım?

Duygu düşünüp; kendi listemize göre hareket edelim dedi.

Burda Uğuru kastettiğini anlamıştım. Ama haklıydı da. Fakat ben Uğur'un istediklerini yapacağıma dair ona söz vermiştim. Bu sözü nasıl bozabilirdim? Duygu yüzümün düştüğünü fark ettiğinde eliyle yüzümü tutup;

Uğur benim mutlu olmamı isterdi. Ve ben şuan çok mutluyum! Bu yüzden bir sorun olacağını düşünmüyorum. Dedi.

Gülümseyip; haklısın. Ama ona söz verdim. Şimdi sözümden dönmüşüm gibi olmaz mı? Diye sordum. İki elimi de tutup; tamam, onları da yaparız. Ama kendimiz de bir şeyler ekleriz. Olur mu? Diye sordu. Bu fikir hoşuma gitmişti. Bileğini tutup öptüm. Ve Çok iyi olur! Dedim. Sonra bana gülümseyip yanağımdan öptü. Duyguya dönüp; Ee kağıt kalemin var mı? Listeyi neye yapacağız diye sordum. Duygu şaşkın bir şekilde yok dedi. Sonra ikimizde birbirimize bakarak Hasan! Dedik ve güldük. Telefondan Hasanı arayıp bize kağıt kalem getirmesini istedik. O da hızır gibi yetişti. Duguya;

Artık kağıt kalemimizde olduğuna göre söyle bakalım nereye gitmek istersin? Paris, Roma.. Tokyo?

Duygu gülümseyip; Wow.. Bu çok ani oldu dedi. Sonra elimi tekrar tutup, nereye gittigimin bir önemi yok, yanımda sen ol yeter. Dedi. Gülümseyip onu öptüm. Bir rüyanın içine dalmış gibiydik. İkimizde uyanmak istemiyorduk. Duyguya;

Ee ama liste hazırlamamız gerekiyor. Söyle bakalım nereyi istersin? Diye sordum.

Duygu uzun uzun düşünüp; Paris olabilir. Sonraa Roma da çok iyi. Ay Londrayı da çok isterim. Tokyo çok güzel diyorlar. O da olabilir. Amerikaya da gitmek isterim.. Duygu hala saymaya devam ediyordu. Sonra sözünü kesip; yavaş ol! Yetişemiyorum. Hem her yeri saydın. Ülke kalmadı ki daha dedim. İkimizde gülmeye başladık.Elimdeki kağıt kalemi bırakıp ayağa kalktım. Ve Duygu'nun da elinden tutup onu da ayağa kaldırdım. Duyguya doğru dönüp;

Madem her şeye yeniden başlıyoruz. O zaman yeniden tanışalım. Dedim.

Duygu şaşırarak;

Nasıl olacak o diye sordu.

Bende onun yanından uzaklaştım. Arkamdan ne yapıyorsun? Diye bağırdığını duydum. Onu görmezden gelerek onun olduğu yere doğru koşmaya başladım ve yavaşça Duyguya çarptım.

Duygu bana dönüp;

Ne yapıyorsun? Diye sordu.

Duyguya dönüp; Çok özür dilerim hanımefendi. Sizi göremedim dedim.

Duygu gülümsedi. Ama sonra bozuntuya vermeden; nasıl görmediniz beyefendi? Bildiğin üzerime doğru kostunuz! Dedi.

Elini tutup; bir şeyiniz yok değil mi? Sizin gibi güzel bir kadını incitmek istemem..

Duygu elini çekip; hayır yok! Hem beni kimse incitemez dedi. Sonra Duyguyu baştan aşağı süzerek; sizinle tanışmayı çok isterim hanımefendi. Sanırım hayatıma sizin gibi birinin dahil olmasına ihtiyacım var. Dedim. Duygu gülmeye başladı. Elimi uzatıp ben Ozan. Siz de güzel isminizi bana bahşeder misiniz? Dedim. Duygu elimi tutup;

Bende Duygu dedi. Bileğini öperek; Çok memnun oldum, isminizde sizin gibi çok güzelmiş dedim.

Duygu gülerek; siz bana mı yazıyorsunuz? Ben mi yanlış anladım? Diye sordu. Bende; sanırım ilk görüşte aşık oldum size. Dedim. Duygu da; Ben de birazcık etkilenmiş olabilirim! Dedi. Şaşkın ve üzgün bir şekilde; birazcık mı? Diye sordum. O da gülümseyerek; bırazcıktan fazla... dedi. Daha fazla dayanamayıp Duyguyu kendime çektim ve onu öptüm. O bu durumdan memnun görünüyordu. Sonra ikimiz tekrar oturduğumuz yere geri dönüp kumsalı seyrettik..

 

Loading...
0%