Bu aralar Lurius Şatosu bayağı hareketli.. Ama hâla ortaya çıkmamış sırlar ve aşklar var. Bakalım ilk itiraf kimden gelecek?

                              ***

Şifahaneden ayrıldıktan sonra Lucasın odasına gittim. Fakat orda değildi. Birkaç hizmetliye sordum. Fakat onlarda nerde olduğunu bilmiyorlardı. İçimde bana haber vermeden şatodan ayrıldığı korkusu vardı. Annemin odasının önünden geçerken bana seslenip beni durdurdu.

Katherine

Amber, içeriye gelir misin lütfen?

Odaya girdiğim de ikizler de oradaydı. Annem işaret yaparak oturmamı istedi. Bende dediği gibi yaptım.

Katherine

Sizi tekrar bir arada görmek ne kadar güzel. Ne olursa olsun biz bir aileyiz. Ve ben sizler için her şeyi yaparım!

Leo

Ne bu anne? Bir veda konuşması mı?

Jack ile ben Leonun sorusuna gülmüştük. Annem ciddi bir şekilde;

Her geçen gün birbirimize daha da kilitlenmeliyiz. Rakiplerimiz taht uğruna bize zarar verebilirler.

Amber

Rakiplerimiz dediğin kişiler de bizim ailemiz anne.

Katherine

Yanılıyorsun tatlım. Güç ve kudret insanı deli eder. Duygusuzlaştırır. Elini kana bulamaya bile zorlar gerekirse..

Jack

Ablamın dediği gibi onlar da bizim ailemiz ve biz kimseye düşman değiliz. Düşman gibi de davranmayacagız.

Katherine

Allioson iyi biri olabilir. Ama annesi Jasmin öyle değil. Daha yeni devlet adamlarıyla gizli buluşmalar ayarlayıp görüşmeye gitmiş.

Ayağa kalkıp; Bu kadarı yeter artık anne! Akrabalarımızı kötülemekten başka söyleyeceğin bir şey yoksa çıkabilir miyim? Dedim. Benle beraber Jack ve Leo da ayaklandı.

Katherine

Gidin tabii. Dinlemeyin beni, zamanla haklı çıktığımı göreceksiniz!

Üçümüz de odadan çıktık. Annemin bu konuşmalarına katlanamıyorduk.

Leo

Ben şifahaneye gideceğim. Kız uyanmış mı kontrol edeceğim.

Jack

Bende seninle geleceğim.

İkisine de şaşkın bir şekilde bakarak; Siz bu kızı fazla mı önemsiyorsunuz yoksa bana mı öyle geldi? Diye sordum. Jack ile Leo birbirlerine baktı. Sonra Leo söze girdi;

Sonuçta bize yardım etmek için o hale gelmeyi göze aldı. Dedi.

Jackte onu destekler şekilde;

Evet. İyi olduğundan emin olmalıyız. Ona hayat borçluyuz.

Amber

Peki madem. Dikkat edin.

Sonra ikiside yanımdan ayrıldı. Bende Lucası aramaya koyuldum. Allisonun odasının önünden geçerken ağlama sesleri duydum. İlk başta duymazdan geldim. Fakat durumu kötü gibiydi. Annemin uyarılarına rağmen ben Allisonu severdim. Aramız eskisi kadar iyi olmasa da onun üzgün olmasını istemezdim. Kapıya tıklattım ve odaya girdim. Beni gördüğünde şaşırmıştı.

Allison

Neden geldin?

Amber

Seni merak ettim. Sesin koridorda yankılanıyordu.

Allison

Gerçekten mi?

Amber

Evet.. Biz bir aileyiz Allison. Üzgün hissetmeni istemem.

Allison kahkaha atmaya başladı. Ağlamaktan gözleri iyice sişmişti.

Amber

Ne oldu sana Allison? Anlat bana lütfen..

Allison

Senin yüzünden bu haldeyim. Tamam mı?

Amber

Benim yüzümden mi?

Allison arkasını dönüp;

Çok merak ediyorsan beni Victora sor. O söyler.

Amber

Victora mı?

Allison dönüp bana kapıyı işaret etti. Bende uzatmadan odadan çıktım. Söyledikleri karşısında şaşkındım. Dediği gibi yapıp ilk önce Victorun odasına uğradım. Odaya girdiğim de Victor balkondaydı. Bir süre sessiz kalıp onu izledim. Düşünceli gibiydi. Yanlışlıkla kolum bardağa çarpıp, bardak düşünce beni fark etti ve yanıma geldi.

Victor

Amber?

Amber

Özür dilerim çok sakarım.

Kırılan parçaları toplamaya çalışıyordum. Victor elimden tutup; Ben hallederim. Dedi. Ama ben onu dinlemeyip toplamaya devam ediyordum. O sırada parmağım kesildi.

Amber

Aaağh!

Victor parmağımı tutup; İyi misin? Diye sordu.

Amber

İyim önemli bir şey değil. Küçük bir kesik sadece.

Victor beni yatağa oturtup parmağımı sardı. O kadar nazikti ki her hareketinde beni incitmemeye özen gösteriyordu.

Victor

Şimdi nasıl?

Amber

Teşekkür ederim. Artık daha iyi..

Victorla göz göze geldik. Bakışlarından kurtulmak için ayağa kalktım. Sonra da ona;

Allison benim yüzümden ağlıyor, sen de nedenini biliyormuşsun. Sana sormamı istedi. İstemeden bir şey mi yaptım? Kalbini mi kırdım? Ne olur biliyorsan söyle. Dedim.

Victor derin bir iç çekti. Sonra ayağa kalkıp ellerimi tuttu. Uzun uzun gözlerime baktı. Sonrasında söze girdi;

Şuan yeri mi? Zamanı mı? Bilmiyorum. Ama içimde daha fazla tutamam. Çünkü içim içimi yiyor. Bu hislerle yanıp kavruluyorum. Önceden söylemeyi düşünüyordum. Ama emin olmak istedim. Seni kaybetmek istemiyorum..

Sözünü kesip;

Ne demek istiyorsun Victor? Diye sordum.

Victor devam etti;

Seni seviyorum Amber. Hatta bu hayatta sadece seni sevdim.. Sana körkütük aşığım..

Victorun bana ilgi duyduğunu anlamıştım. Ama sırf annemde onunla birlikte olmamı istediği için onunla arama mesafe koyuyordum. O gerçekten çok iyi biriydi. Üstelik evlenmek için de doğru bir adaydı. Fakat ben duygularimdan emin değildim. Victoru gerçekten seviyor muydum? Bilmiyordum..

Amber

Victor ben..

Victor

Biliyorum hazır değilsin. Şimdi lütfen bir şey söyleme. Zamanı gelince konuşuruz. Sadece ne olursa olsun sana hizmet etmekten vazgeçmeyeceğim. Beni sevdigin adam olarak görmesen bile bir koruyucu ya da bir arkadaş olarak görebilirsin.

Victora gülümseyip odasından çıktım. Az çok bana olan ilgisini zaten biliyordum. Ama itirafı duymayı beklemiyordum. Benim için çok aniydi bu. Kendimi nefes almak için arka bahçeye attım. Burası genelde sakin olurdu. Bahçeye çıktığımda Lucasta oradaydı. Çimenlere oturup gökyüzünü izliyordu. Yanına gidip;

Her yerde seni arıyordum. Kaçtın sandım. Dedim.

Lucas

Kaçmayı denedim. Ama ayaklarım geri geri gitti.

İkimizde güldük. Sonra Lucas;

Yıldızlar ne kadar güzel değil mi? Diye sordu.

Amber

Öyle.

Lucas

Yıldızlara bakınca insanları görüyorum.

Amber

Neden?

Lucas

Çünkü kalabalık olmalarına rağmen yalnızlar..

Lucasa doğru döndüğümde onun da bana baktığını gördüm. Uzunca bakıştık. Şatonun gece ışığı gözlerine yansıyordu. Bu bana sanki gökteki yıldızlar Lucasın gözündeymis hissi veriyordu. Lucasa dönüp;

Neden benden kaçtın? Diye sordum.

Lucas bir şey söylemeyip bana daha da çok yaklaştı. Artık daha da yakındık. Burunlarımız birbirine değiyordu. Gözlerimi kapattığımda Lucasın yumuşacık dudakları artık dudağımdaydı. Beni öpmüştü. Sonra yavaşça ikimizde geri çekildik. Lucas bana;

Senden kaçtım çünkü seni bir başkasıyla görmek canımı acıtıyor. Dedi.

Ohh anlaşılan prensesimiz iki erkeğin gönlünde de taht kurmayı başarmış. Bir yanda Victor. Diğer yanda Lucas.. Peki Amberin tercihi hangisinden yana olacak? Bir dükü mü seçecek, yoksa ressamı mı? Kimi seçerse seçsin birinin kalbinin kırılacağı kesindi..