@mervetvc_
|
Görünüşe göre sevgili prensesimiz Amber'in kraliyet ailesine bir sürprizi var.. Bakalım aile bunu nasıl karşılayacak? Zavallı Amber.. Sen bu şatoya göre fazla iyisin.. Dükü beklemeden çarşıdan ayrıldım. Fakat yalnız değil, bir çılgınlık yapıp ressamı da yanımda şatoya getirdim. Ressam; Beni şatoya getirmekle doğru bir karar verdiginize emin misiniz? Verdiğim bu kararımı tekrar sorguladım. Fakat resimle uğraşan birinden zarar gelmeyeceğine emindim. Ressama doğru dönüp; Son derece eminim! Madem bir katille yaşıyorum. O katili bulup cezasını çekmesini sağlamalıyız. Dedim. Sonra beraber şatoya girdik. Hizmetlilerden birine misafir odasını hazirlamalarını söyledim. Sonra ressama dönüp; şatoda benim himayem altında kalacaksınız. Bu yüzden isminizi bilmem gerekiyor. Ressam; İsmim Lucas. Elimi uzatıp memnun oldum. Dedim. Lucasta elini uzatıp, elimi sıktı. O sırada annem merakla yanımıza geldi. Lucası baştan aşağı süzdü. Amber Anneciğim tanıştırayım; Lucas. Kendisi bir süre misafirim olarak burda kalacak. Lucasın omzuna çarptım. Ama o anlamadı. Sonra kulağına fısıldadım; Annemin elini öpmen lazım.. Lucas hemen dediğimi yaptı ve annemin elini öptü. Annem bana doğru dönüp; Konuşmamız gerekiyor, yalnız! Lucasa dönüp; Sen odana yerleş. Ben birazdan geleceğim dedim. Ve annemle beraber sakin bir yere gittik. Annem tam olarak beklediğim tepkiyi verdi. Katherine Ne saçmalıyorsun yine sen? O adam kim? Benim evimde, şato da ne işi var? Amber Sakin ol Anneciğim. O sadece misafir! Katherine Önüne geleni misafir diyerek şatoya alamazsın Amber! Amber Yabancı biri değil merak etme. Bir ressamın oğlu.. Katherine Ne ressamı? Amber Ailemizin resmini çizen, sonra da öldürülen.. Annemin yüzünün değiştiğini fark ettim. Acaba o bu konu hakkında bir şeyler biliyor muydu? Dayanamayıp sordum. Anne, o ressam neden öldü? Katherine Kraliyet ailesinin resminin kopyası ondaydı. Bu büyük bir suç. Bu yüzden idam edildi. Amber Ya iftira atıldıysa kendisine? Annem şaşkın bir şekilde; Ne iftirası? Saçmalama. Ayrıca bizene? Olmuş bitmiş. Sen şu çocuktan kurtul bir an önce. Sonra annem yanımdan ayrıldı. Bende doğruca Lucasın yanına gittim. Odaya girdiğim de hizmetlilere bizi yalnız bırakmalarını söyledim. Hizmetliler çıkınca Lucas söze girdi; Sadece birkaç gün kalacağım. Bu kadar hazırlık fazla.. Yatağa oturup; baban kraliyet ailesinin resminin bir kopyasını sakladığı için öldürülmüş dedim. Lucas kendisinden emin bir şekilde söylediğimi inkar etti. Hayır. Böyle bir şey olamaz. Benim babam işini ahlakıyla yapardı! O resmi biri babama tuzak olarak kullanmış. Amber Neden böyle bir şey yapsınlar? Lucas Babam bilmemesi gereken bir şey biliyordu belkide. Bu yüzden ortadan kaldırmak istediler. Ayağa kalkıp; Bu kadar yeter! Ailemi daha fazla kötülemene izin vermeyeceğim. Dedim. Odadan çıkmak için kapıya doğru giderken eteğim konsolun üzerindeki deftere çarptı ve defter yere düştü. İçindeki tüm resimler de dağıldı. Özür dileyip hemen hepsini kaldırmaya çalışırken resimleri gördüm. Nerdeyse hepsi benimle doluydu. Ayağa kalkıp Lucasa baktım. Ve sordum; Bunlar ne? Bunlari sen mi çizdin? Lucas mahçup bir sekilde eliyle kafasının sağ köşesini kaşıdı. Sonra resimleri elimden alıp defterin arasına geri koydu. Amber Bu yaptığın suç! Baban gibi ölmek mi istiyorsun sende? Lucas Özür dilerim! Ben sadece.. Amber Sadece ne? Lucas sustu ve bir şey söylemedi. Defteri açıp resimleri aldım. Ve hepsini ateşte yaktım. Lucas Hey bunu yapmaya hakkın yok! Amber Var! Benim resmimi izinsiz taşıyamazsın. Sonra odaya hizmetliler geldi. Majesteleri yemek hazır. Kral James yemeğe katılamaycaklar maalesef. Amber Tamam, geliyoruz. Hizmetli odadan çıktı. Bende Lucasa dönüp; Ressam olduğunu kimseye söylemeyeceksin! Dedim. O da onaylar şekilde kafasını salladı. Ve birlikte yemeğe indik. *** Yemeğe indigimizde herkes dönüp bize baktı. Herkes Lucasın kim olduğunu merak ediyordu. Daha fazla bu merakı uzatmadan söze girdim; Bu misafirim Lucas.. Bir süre şatoda bizimle kalacak. Sonra kraliceye dönüp; tabii sizinde izniniz olursa Majesteleri.. Kraliçe Tabiiki! Misafirleri ne kadar sevdiğimi biliyorsun Amber. Sonra Lucasla beraber masaya oturduk. Herkesin gözü bizdeydi. Annem bu durumdan hiç memnun değildi. Masaya oturduğumda Victor da yanımda oturuyordu. Eğilip bana; Sizi çarşıda bulamayınca endişelendim. Dedi. Gülümseyip, kusura bakmayın. Size haber verme fırsatım olmadı. Fakat misafirimi bekletmek istemedim.. dedim. Victor Lucasa doğru dönüp, Sahi Lucas siz ne işle uğraşıyorsunuz? Lucas şaşkın bir şekilde bana baktı. Bende panikle öksürdüm. Sonra herkes dönüp bana baktı. Allison Amber, iyi misin? Sen de mi hasta oldun yoksa? Amber İyim! Sadece hızlı yiyince boğazıma takıldı birden.. Allison benim kuzenimdi. Onun da babası aynı bizimki gibi savaş esnasında ölmüştü. Yani anlayacağınız o da tahtın bir varisiydi.. Lucas söze girip; Ben şeyle uğraşıyorum. Ee.. Şey.. Birden söze girip; Zengin bir tüccar! Dedim. Lucas destekler bir şekilde; Evet öyle! Dedi. Sonra annem iğneleyici bir şekilde; Tüccar bir arkadaşının olması çok tuhaf. Şatodan dışarıya çıktığın yok neredeyse.. hangi sıra tanıştınız acaba? Annemin sorusuna cevap veremedim. Ve sadece güldüm. Lucas ise şaşkın bir şekilde durumu kurtarmam icin gözlerimin içine bakıyordu. Kafamı sol tarafıma çevirdiğim de ise Victorun bu duruma bozulduğunu fark ettim. Ama bir kere Lucası şatoya getirmiştim. Artık burdan dönüş yoktu. Ah. Yoksa yeni bir aşk üçgeni mi başlıyor dersiniz? Sağ tarafta Lucas. Sol tarafta Victor.. tıpkı iyi melek kötü melek gibi.. Peki sevgili prensesimiz Amberin seçimi hangisinden yana olacaktı? *** Yemekler bittikten sonra annem beni odasına çağırmıştı. Az çok ne söyleyeceğini tahmin edebiliyordum. Lucası saraya getirmemden memnun değildi. Gerçi niye getirdim onu bende bilmiyordum? Sonra aklıma gördüğüm resimler geldi.. Benim resimlerimin Lucasta ne işi vardı? Beni görmeden resimlerimi bu kadar iyi nasıl çizebilmişti? Sakin bir kafayla hepsini kendisine soracaktım.. Annemin odasına girdiğim de annem bütün hizmetlileri odadan çıkardı. Sadece bir tanesi odadaydı. Elinde tepsi vardı. Anneme dönüp; Neler oluyor? Diye sordum. Annem elimden tutup beni aynanın karşısına geçirdi ve sıkıca iki omzundan tuttu. Sonrasında; Kendine haksızlık ediyorsun. Bu güzelliğine, zarifligine.. Sen her şeyin en iyilerine layıksın. Amber Ne demek istiyorsun anne? Katherine Kraliçe olacaksın. Amber Ben kraliçe olmak istemiyorum! Annem ardından tepsiyi açıp içindeki tacı alıp kafama taktı. Sonrasında tekrar omzumdan tutup; Görüyor musun? Ne kadar yakıştı. Kraliyet tacını düşünemiyorum bile! Kendine gel ve kim olduğunun farkına var. O tacı sen takacaksın! Dedi. Anlaşılan Katherine kraliçe adayını çoktan seçmiş. Ama unutma Katherine, iki varisin daha var. Tahta ya kraliçe yerine bir kral geçerse? Üstelik her başarılı bir erkeğin arkasında güçlü bir kadın vardır misali.. |
0% |