@merveyyyy
|
"Eva" kulağımın dibinde birinin eva diye cırlaması üzerine uyandım." Kızım masada uyumuşsun kalksana heryerin tutulacak" güne Mirayla başlamak kadar iğrenç bir durum yoktu maalesef, aşırı ince ve cırtlak sesi olan güzel arkadaşımın üstüne bide sabahları bitmeyen bir enerjisi vardı." Mira sabah sabah sana küfür etmek inan istemiyorum ama gel benim sülaleme söv der gibi bağırıyorsun kulağımın dibinde" Mira'nın arsız arsız "Sülaleme sövebilirsin hiçbirini tanımıyorum sonuçta,hatta benim içinde birdaha söv" demesi çıldırma noktamdı artık. Uyuduğum iki saatlik uykudan da zorla uyanmıştım dün gece boyu bu akşam çıkacağımız görevin üstünden son bir kez daha geçip bir aksilik çıkmayacağından emin olmuştum ve sonucunda masa başında az bişey kestirmek istemiştim sadece. Tuvaletteydik, saat çok erkendi, ayaz yerde bayılmıştı , Mira ve ben karşılıklı ayaz'ın başında oturup ağlıyorduk, geçirdiğim en güzel güne başlangıç olduğu söylenemez di doğrusu. Tuvalete giren Pars bir süre bize bakıp ne olduğunu anlamaya çalışsa dahi zavallı çocuk anlayamadığı için sorma gafletinde bulundu " öldü ben onu öldürdüm" mira'nın bunu demesi üzerine endişelenip ayaz'ın nabzını kontrol eden çocuk bir sıkıntı olmadığını anlamış olacak ki rahat bir nefes verdi. Ve bize arkasını dönüp gitti bende kalkıp gideceğim sırada Mira hala katil olduğunu düşünüp ağlıyordu" gidip polisi arıyorum senin gibi minik bir ruhhastasıyla aynı evde yaşamak konusunda emin değilim" dediğimde korkudan daha çok ağlayan kıza bakıp sırıttım şuan Ayaz'ın bayıldığının ölmediğinin farkında olamayacak kadar kendini kaybetmişti. Bende sabah beni uyandırdığı için ona gerçeği söylemekten vazgeçip aşağıya indim. Geri uyumaya çalıştığım sırada Mira sanırım Ayaz'ın ölmediğini farkedip aşağıya inmişti peşinden gelen Ayaz ensesini tutup ters ters Miraya bakıyordu. Mutfaktan bize seslenen Pars sayesinde kahvaltı yapabileceğim için çok sevindim koşarak mutfağa gidip Pars' a sarıldım" sen olmasan biz ne yapardık evimizin kolonu, gözümüzün siyah noktası,ağzımızın dişi, kağıdımı" daha konuşmayı uzatacağım sırada Pars bunun sabaha kadar süreceğini farketmiş olmalı ki ağzımı kapattı" sus artık iğrenç iltifatlarını duymak istemiyorum" beni azarlayıp masaya oturan çocuğa yavru köpek bakışlarımla baktım ekmek kemiren sefalet köpek bakışımda olabilir tabi. "Cenk nerde lan" sorumun üzerine etraf sessizleşti o hıyar uyuyormuydu hala ben zorla uyandırıldığım halde kimse onu uyandırmamış mıydı kalbimi tutup bizimkilere döndüm"bunu bana nasıl yaparsınız" O sırada elinde ekmekle içeri gelen Cenk "kim kime ne yapmış" ekmek aldığını görüp sevindiğim çocuk gelip masaya oturunca kahvaltımız başlamıştı. Hala Miraya ters bakışlar atan Ayaz yüzünden Mira zar zor kahvaltısını yaparken Cenk elinde telefonla sevgilisiyle mesajlaşıyordu. Kafasını kaldırıp " Aybüke bize gelmek istiyor kahve içmeye gelse sıkıntı olur mu" Mira hemen lafa atlayıp" Gelemez" dediğinde hiçbirşey anlamayan çocuklar ona dönüp bakmıştı"niye gelemiyormuş" Mira yutkunup bişeyler uydurmaya çalışırken daha fazla gönlüm onun bu rezil haline dayanamadı ve olaya el attı" afedersin ama o kızıl ejderyılanını hiç sevmiyorum sevgilin diye inan saygımı da bozmak istemiyorum ama kız gelip bana ters ters bakıyor Miraya sürekli laf sokmaya çalışıyor kızı görünce içimden bi ses bana kızı döv eva kızı döv eva diye fısıldıyor ama dövmüyorum bir yerde sevgilin sonuçta yakışmaz bana dövmek ama en son beni havuza ittiğinde kendimi kontrol edemeyip dövmek istedim doğru veya Miraya şeker kız candy derken ağzının üstüne yapıştırmak istediğim de doğru" durup sessizleştiğim an birşey farketmiştim " lan ben bu kızı bu zamana kadar niye dövmemişim" bizimkiler durup kahkaha attığında tek gülmeyen Cenkti " iyi kız aslında ama tuhaf davranıyor bazenleri" diyip savunmaya çalıştığı kızıl ejderyılanına ne derse desin hiçbir zaman sevemeyecektim.
"Ayaz gece klübüne girmeyecek dışarda arabada duracak mekanın kameralarına bakacak, iki araba gideceğiz Ayaz bizden ayrı gidecek, Cenk ve Mira garson olarak beni gözetleyecek ben dosyaları alacağım Pars sende içeriye barmen olarak giriş yapacaksın. Ben dosyaları ve heykeli aldığım anda hepimiz mekandan çıkacağız." aslında plan basitti hiçbir aksilik çıkmazsa çok rahat alıp çıkabilirdik. Bir ay önce gittiğimiz sergide heykel çalınmıştı, aslında biz çalacaktık çok yüklü bir miktar para geçecekti elimize ama bizden önce biri çalmıştı ve tüm oklar o heykeli bizim aldığımıza işaret ediyordu. Almadığımız heykel yüzünden polisler bizi arıyordu. Heykel ve dosyalar bizim için önemliydi dosyalarda Mustafa şerefsizinin uyuşturucu ve fuhuş tacirliği yaptığı kanıtlı bir şekilde vardı onu ve heykeli aldığımız anda elimize milyonlar geçecekti ve biz burdaki hayatımızı bırakıp yurt dışına gidecektik. Arabaya bindiğimde içimde bir sıkıntı vardı danki herşeyin sonuna gelmişiz gibi hissediyordum, kulağımdaki kulaklık sayesinde Ayaz'a seslendim" naptın kameralara girdin mi?" " evet şuan tüm mekan gözümün önünde" günü hiçbir aksilik çıkmadan bitirmemiz lazımdı. Gece klübünün aşağısındaki mahallede indiğimizde klübe doğru yol almaya başlamıştık. Herkeste bir durgunluk vardı. "Sana diyorum ki banane" " ya kızım nolur bir kez yapsan" " banane senin ilişkin beni hiç alakadar etmiyor ne halin varsa gör" " noluyor size" sorduğum soru üzerine Mira " beyefendinin sevgilisi beyefendiyi uyuyor sanıyormuş kızıl yılan bana mesaj attı Cenki kontrol etmek için uyuyormu diye Cenkte uyuyor yaz dedi bende kızlarla dışarda sürtüyor yazdım" "NE" Cenkin çığlığı üzerine Miranın yutkunuş sesi geldi kulağımıza " kızım bu sefer seni elimden kimse alamaz öldün lan sen" Mira' nın üstüne atlayacağı sıra Parsın sert sesi duyuldu" kavga etmenizin ne yeri ne de zamanı kesin sesinizi" Parsın sert çıkışması üzerine sessizleşen çocuklar haklı olduğunu farkettikleri için birşey demediler. İçeri girdiğim ilk anda gürültüden kafam ağrımıştı çocuklar direkt olarak çalışanların yanına gidip kıyafetlerini değiştirmeye başlamıştı. Ben ise dikkat çekmemek için boş bir masaya oturdum yanıma gelen garsondan bir bardak vodka istedikten sonra etrafı incelemeye başlamıştım. Çok fazla kalabalık vardı gözümü insanların üzerinde gezdirirken bir adamın kitlenip bana baktığını farkettim bende ona baktığımda anlamsız bir bakışma geçti aramızda. Ayaz'ın sesi kulağıma dolduğunda gözümü çekmiştim" mustafa burda değil hiçbiryerde gözükmüyor yukarıda fazla boş gözüküyor çok tuhaf" cidden tuhaftı normalde mekanını bırakıp gitmezdi mustafa"tamam ben yukarıya çıkıyorum" yukarıda odalar vardı genelde tek gecelik ilişki yaşamak isteyen insanlar kullanırdı mustafanın odası da karşı koridorunda kalıyordu cam balkon vardı ve aşağı katı görüyordu. Yukarı merdivenlere yöneldiğim sırada çığlık sesleri geldi kulağıma ve ardından silah sesleri Cenk'in bağırışını duydum" lan birşeyler oluyor burda havaya boş silah sıkıyorlar kalabalığı uzaklaştırmaya çalışıyorlar" tam Cenkin konuşması bitmişti ki Ayazın yutkunuşunu duydum" arabada dinleme cihazı buldum burda olduğumuzu anladılar boşaltın mekanı, " pars iki kişi sana doğru geliyor" Parsın haykırışını duyduğum da telaşlanmıştım artık "tamam sıkıntı yok ben hallediyorum burayı bize zarar vermiyorlar" " Mira yerde yatıyor" " bayılttılar" " derhal çıkın burdan" herkesten ayrı bir ses çıkıyorken bir şey farketmiştim" bize zarar vermiyorlar çünkü bizi oyalamaya çalışıyorlar hemen çıkın burdan " kimse kalmamıştı kalabalık biranda dağılmıştı ve büyük ihtimal birazdan mustafa ile adamları burda olurdu. Kulaklıktan bu kez Cenk'in haykırış dolu sesi geldi "Mira, Mira kendine gelmiyor , siktir duyuyor musunuz Mira kendine gelmiyor" Pars'ın ettiği küfürleri duyabiliyordum. Arabanın içinde oturan Ayaz'ın hiç sesi çıkmıyordu, bu gece için yapmaması gereken en büyük hatayı yapmıştı çünkü, arabada ki dinleme cihazını farketmemesi yaptığımız tüm planları çöpe atmıştı. "Eva cevap ver" bağıran Pars'ın sesini duyduğumda kendime gelebilmiştim. "Tamam Mira'yı hemen burdan çıkartıyorsunuz birazdan polisler buraya gelir,Ayaz arabayı hazır beklet Cenk Mira'yı hemen kliniğe götür." Cenk'in onaylayan sesi kulağıma gelmişti "Pars sende arabaya git benim ufak bir işim kaldı" Pars'ın ikazlarına rağmen üst kata çıkmayı başarmıştım. Aradığımız dosyaları almadan gidemezdim buradan tüm heryere baktığım halde lanet dosyaları bulamamıştım çıldırmanın eşiğine geldiğim sırada birşey dikkatimi çekti ayna gibi duran pencerenin çok dikkatli bakınca arkasında kırmızı ışık yanıyordu. Bizimkilerin konuşma seslerini duymama rağmen cevap veremiyordum. Aynayı açtığımda arkasındaki kasayı farkettim yüzümdeki sırıtma büyüdü gün içinde olan tek güzel şeydi" Çocuklar sanırım kasayı buldum" dediğimde Parsın kızgın sesini duydum" o dosyalar senden önemli değil gerizekalı hemen odadan çık ben seni aşağı katta bekliyorum" hayır bu dosyalar önemliydi bunlar bizim kurtuluş biletimizdi. Kasanın şifresini girip açtığım anda karşımda aylardır aradığımız heykeli ve dosyaları buldum. Şuan sevinmenin yeri olmadığı için hızlıca alıp çantama attım tam odadan çıkacağım sırada aşağı katta ki haraketlenme dikkatimi çekti. İki kişi Pars'ın kollarını tutmuş kelepçe takmaya çalışıyordu saatlerdir uyanmayan Mira kendine gelmişti ve elinde kelepçe vardı,Ayaz'ın gözünde pişmanlık vardı ve direnen Pars'a bakıyordu,diğerleri sonumuzun ne olduğunu anlamış gibi hiç direnmiyorlardı. Tam o sırada biri dikkatimi çekti kumral uzun boylu bir adam gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Aşağıya bakarak, Bu sefer herşey bitti dedim sona gelmiştik artık herşey bitmişti. Aynı anda adam dudaklarını oynattı ve tek bi cümle söyledi "Herşey daha yeni başlıyor"
|
0% |