Yeni Üyelik
9.
Bölüm

8. BÖLÜM

@meryem8498

"Korku, en beşeri duygudur."

 

* * *

 

 

 

 

 

 

 

Genç kız sonunda çıkış balosunu yapacaktı ve sosyeteye kendini duyuracaktı, çok mutluydu artık arkadaşı olabilir, birlikte balolara katılıp şehri gezebilirdi. Heyecan ile arabadan indi ve sarayın kapısına adımladı.

 

 

 

 

 

 

Babası ile ağabeyi farklı bir araba ile gelmişlerdi, zaten hiçbir zaman onlarla aynı yerde bulunma şerefine ulaşamıştı bu durum annesi öldüğünden beri böyleydi.

 

 

 

 

 

 

Çok küçükken bu olanlara üzülürdü ama artık alışmıştı ve hiçbir şey hissetmiyordu. Zaten küçüklüğünden beri hep ezilmiş ve ayrımcılığa uğramıştı. Babası ve ağabeyi onu görmezden geldiği için evde ki çalışanlar bile ona zorbalık yaptığı olurdu, tabi bu durum o büyünce değişti, hepsine ayrı ayrı cezalar vererek işten attırmıştı ve bu olay babasının gözünde daha da baş belası gibi olmasına neden oldu ama elinden bir şey gelmiyordu kızın, artık boşa hayaller kurmayı bırakmış ve sevgi görmek istemiyordu. Zaten ne yapsa hep gözüne batıyordu o yüzden hepsini boşvermişti.

 

 

 

 

 

 

Bunları düşündüğü sırada Saray'dan içeri girmişti bile etrafı inceledi harikaydı her yer sanki masaldan fırlamış gibi duruyordu ve kendini bir prenses gibi hissetti.

 

 

 

 

 

 

Kimse fazla ilgilenmemişti onunla bu durum onu hem üzdü hem de rahatlattı. Fazla göz önünde olması bir soruna neden olabilirdi ve bu da babası için iyi olmazdı. Sakince içeceklerin olduğu alana gitti hafif bir şeyler ararken karşısında ki kızlar yanına yaklaştı.

 

 

 

 

 

 

Üç kişilerdi ve ortadaki kız en güzeliydi bembeyaz tenine tezat saçları kıpkırmızıydı ve dudaklarıda saçları gibi kırmızıydı gözleri ise hafif pembeye çalan kırmızı gibiydi, tam karşıkarşıya geldiklerinde hafif küçümseyen gülümseme ile bakıyordu.

 

 

 

 

 

 

"Hoş geldiniz kendimizi tanıtalım ben Alyssa Milage, Dük Milage evinin en büyük kızı oluyorum peki ya siz?"

 

 

 

 

 

 

"Hoş buldum Leydiler ve sizde hoş geldiniz, ben de Layla Reinhardt, Dük Reinhardt evinin kızı oluyorum."

 

 

 

 

 

 

Ne kadar zaman geçti bilmiyordu ama kızlarla konuştukça daha da kötü hissediyordu kendisine yöneltilen sorulara fazla cevap veremediği için hepsinin yüzünde açıkça alay ifadeleri vardı.

 

 

 

 

 

 

Ne güzel hayallerle gitmişti baloya.. Ama yine eline yüzüne bulaştırdı.

 

* * * 

 

Layla yorgunluktan ölüyordu. Uzun zamandır evde kaldığı için bu gezme ona çok iyi gelmişti.

 

Kaç yere girdi kaç tane yemek denedi kendi bile unutmuştu ama ona iyi gelmişti bir süre içinde bulunduğu kötü durumdan kendisini uzaklaştırmıştı.

 

En son girdiği dükkandan bir kaç tane beğendiği takıları alıp meydana doğru ilerlediler.

 

Mayde çok mutluydu uzun zamandır bu kadar eğlenmemişti.

 

"Leydim bu gün çok güzel bir gündü değil mi?"

 

Bu sözleri duyan Layla mutlu olmuştu.

 

"Evet, eğlenceli bir gündü yanımda olduğun için teşekkür ederim May. "

 

May hala teşekkür eden Hanımına alışamamıştı. Şaşkın bir şekilde o da ne yapacağını bilmeden teşekkür etti.

 

Bir kaç adım sonra meydana geleceklerdi ama önlerini kesen iki adamla durmak zorunda kaldılar.

 

Meydana çıkacak olan sokak biraz boş ve ıssızdı daha çok haydutların bulunduğu bir sokak gibi duruyordu bunu anladıklarında ise çok geçti.

 

Önlerinde duran iki adamı süzdü ve olayı anladı Layla, para veya değerli eşya için önlerini kesmişlerdi.

 

"Bu saatte böyle güzel Leydiler görmek ha çok şanslıyız Hans ne dersin poahahhah"

 

İğrenç ağzı ve görüntüsü ile midesi bulanmış olan Layla bu durumdan nasıl kurtulacağını düşünüydu. May'a göz ucuyla baktı o da korkudan kireçleşmiş bir yüz ile daha da yaklaşımıştı bana.

 

Beni pek önemsemeyen ailem sağolsun muhafızım ya da korumam bile yoktu şimdi bize birşey olursa kimse kurtaramazdı. Bu düşünce ile kalbi biraz acımıştı kendisi için değilde May'a daha çok üzülüyordu, çünkü onun hiçbir suçu yoktu.

Layla kara kara düşünürken iki adam çoktan onlara yaklaşmıştı bile genç kızlar ise arkaya doğru adımlayorlardı.

 

Hayat gerçekten de sürprizlerle doluydu bu gün veliaht prens ile karşılaştıktan sonra en kötü ne olabilir diye düşünürken daha da kötüsüne denk gelmişti. Sakin olmaya çalışarak yavaşça nefesimi düzeltti genç kız.

Ve artık konuşması gerektiğini düşündü.

"Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz? Bize dokunursanız ikinizde ölürsünüz!"

 

Adamlar birbirlerine bakıp gülmeye başladılar.

 

"Ahahahah demek ölürüz duydun değil mi Hans bizi öldürecekmiş"

 

"Evet duydum Dean."

 

İğrenç bir şekilde gülüşen ikiliye bakarak ne yapabileceğini düşünüyordu genç kız. İçinde ki endişe gittikçe büyüyordu elleri korku ve endişeden buz kesmişti, sakin olmaya çalıştıkça içindeki korku büyüyordu kızın.

 

Adamlar ile şimdi dip dibe duruyorlardı ve iğrenç kokuları kızların etrafını sarmıştı.

 

Tekrar konuşmaya başlardılar.

 

"Leydi, baban hiç korumaların olmadan dışarıda gezme demedi yoksa bizim gibi kurtlar kapar sizi ahahahahahha"

 

Baba kelimesi ile kızın göğsünde ince bir sızı oluştu.

 

Baba demek, öyle biri yoktu Layla için ne bu dünyada ne de öbür dünyada. Kendi öz kızını umursamayan biriydi o.

 

Kızı düşüncelerinden ayıran şey May'in çığlığıydı. Korku ile yanına baktı, adam May'in saçından tutmuş kendine çekiyordu. May'i kurtarmak için uzanırken diğer adam kollarından tutmuştu bile.

 

Sesli bir çığlık bıraktı Layla. Kalbi göğsünden fırlayacak gibiydi sanki.

 

"Hayır bırakın bizi sizi piçler!!"

 

Gözleri dolmuştu ve korku içindeydi. Böyle mi bitecekti hayatı diye düşündü. Hayır hayır olamaz.

 

Kızlar bağırdıkça adamlar gülerek eğleniyorlardı onlarla.

 

O sırada arkadan soğuk ve sert bir ses gelmişti o ses ile herkes donmuştu ve yavaşça sense doğru dönmüştüler.

 

Layla gördüğü kişi ile donup kalmıştı.

Onun burada ne işi var?

* * * 

 

Dük yorgun argın gelmişti eve arabadan indiği gibi kahya Gavin karşılamıştı onu.

 

"Hoş geldiniz ekselansları, ilk önce yemek mi yemek istersiniz yoksa banyo mu yapmak istersiniz?"

 

Dük bu günkü toplantıda kral ile büyük bir anlaşmazlık yaşamıştı ve kralı takip eden naipleri ile de büyük bir kavga yaşamıştı bu onu oldukça yormuştu.

 

"İlk önce banyoyu hazırla, ondan sonra yemek yiyeceğim."

 

Gavin tıpkı düşündüğü gibi talimat almıştı banyo zaten hazırdı o yüzden hızlıca banyoya girmişti dük.

 

 

Gavin biraz endişeliydi şu bir kaç gündür dük kızını soruyordu ve eskisi gibi ilgisiz değildi ona karşı, şimdi yemek sırasında da soracağını biliyordu ve sıkıntı orada başlıyordu, Genç Leydi öğlen vakti çıkmıştı ve hâlâ dönmemişti, en kötüsü de bu değildi yanında hiç muhafız almadan gitmesi en büyük sıkıntıydı.

 

Endişeli bir şekilde yemek salonunda Dük'ün gelmesini bekliyordu.

 

Dük biraz da olsa rahatladıktan sonra yemek için salonuna gelmişti. Oturunca aklına kızı gelmişti, hemen Gavine dönüp onu sordu.

 

"Layla yemek yedi mi?"

 

Gavin endişeli bir tavırla söze girdi.

 

"Ekselansları genç Leydi hala dönmediler."

 

Dük bu sözleri duyunca endişeli bir şekilde ayaklandı.

 

"Ne demek dönmedi? Nereye gitti bu kız?"

 

"Leydim öğlen gezmek için hizmetçisi ile dışarı çıktı. Ben de endişeliyim efendim çünkü yanında hiç koruma yok."

 

Dük bunu duyduktan sonra hızlıca atını hazırlatmalarını isteyerek üstünü değiştirmek için yukarı odasına girmişti bile.

 

Kalbi endişe ile atıyor kızının başına bir şey geleceğini düşündükçe kalbi acı ile doluyordu.

Y:(ohoo son pişmanlık fayda etmez dük efendiii dkdkskziak)

 

En son bu şekilde duygu patlaması yıllar önce karısını aramaya gittiğinde yaşamıştı.

 

Hızlıca üstünü değiştirip aşağıya inmişti bile hazırda bekleyen askerleri ile şehre gitmek için yola koyuldular.

 

 

* * * 

-Layladan devam

 

Vücudum gerginlikten kas katı kesilmişti, biraz önce ne yaşamıştı öyle, hala etkisinden çıkamıyordum. Titreyen ellerime bakıyordum şoktayım hala bedenim bile zangır zangır titriyor durduramıyordum.

 

Arabaya binmiştik Mayde aynı durumdaydı hala korkuyorduk. Gözlerimde ki yaşlar kurumuştu ve çevresi acıyordu, bağırdığım içinde boğazım ağrıyodu.

 

Karşımda ki adamla göz göze gelince utandım ve hemen bakışlarımı pencereye çevirdim.

 

 

Onun beni kurtaracağını hiç beklemiyordum. Ama şuan ona büyük bir minnet duyuyordum. O olmasaydı belki biz... Düşünmek bile istemiyorum.

 

Biraz da olsa kendime gelince karşımda duran kurtarıcıma teşekkür etmeye karar verdim.

 

Sakin olmak için derin bir nefes alıp verdim.

 

"Bizi bu gün çok büyük bir dertten kurtardınız size ne kadar teşekkür etsek azdır yine çok ama çok teşekkür ederim veliaht prens."

 

Sesim berbat çıkmıştı ama umarım yanlış anlamazdı.

Kafam allak bullak olmuştu, ne düşüneceğimi şaşırmıştım. Sonunda her şeyi boşverdim sadece eve gidilir uyumak istiyordum..

Arkama yaslanıp pencereden akıp giden karanlık yolu seyretmeye devam ettim.

 

 

* * * 

 

 

Eveet canlar sizce nasıldı diğer bölümde prensimizin kurtardığı an gelecek beklemede kalın :)))

Oy ve yorum yapın bol bol yoksa ilk gelmez askskkkxksk

Loading...
0%