Hayat size ne kadar oyun oynayabilir?

Bir?

İki?

Belki yüzlerce…

Asla anlayamaz, bilemez hatta fark edemezsiniz.

İsteklerimiz, hayallerimiz veya hedeflerimiz hayat için sadece bir hiçten ibaret. Bize bunları değerli gösteren şey ise hayatın bize koyduğu engellerdir.

Sanıyorsunuz ki başardın falan ama arkanda bıraktığın geçmiş ve zaman belki en kıymetli vakitlerin, çektiğin çileler… belki de hepsi gereksizdi.

İşte hayat bu. Size sürekli oyunlar oynar, gözünü boyar ve seni sıkı tutar. Eğer ufak bir rahatlama istersen o zaman seni altüst yapmak için zahmete girecekti.

Gözümüze yağlı boyayla resim çizer hayat. Canlı bir o kadar da hareketli olan resimler. Ama eğer bir hata yapıp resme zarar verirsen o resmi ya sonsuza kadar kaybedersin ya da düzeltmek için yeni bir tuval çıkarırsın. Çünkü hayat bir yağlı boya kadar sinir bozucu olabiliyor. Oluyor.

Planlarını altüst eder, heveslerinle oynar, seni çıkmaza sürükler. Tek amacı seninle eğlenmek ve senin gücünü test etmek.

Not: uygunsuz davranışlar ve tabirler, küfür ve hakaret gibi kötü ve zararlı ögeler barındırabilir.

Ben Asya Aksoy. Bir proje bebek olarak hayata geldim. Proje bebek nedir diye sorarsanız orası gerçekten çok karışık. Ama kısaca anlatıyım.

Biz tüp bebek olarak dünyaya geliriz. Tüp bebek tedavisi sırasında genlerimiz üzerinde kalıcı gen değişiklikleri yapıldı. Normal insandan farkımız acıya karşı duyarsızlığımız, hızlı iyileşebilme, bağışıklık sistemi gereğinden de güçlü, öğrenimi hızlı, ezberi güçlü, fiziksel olarak esnek ve daha güçlü kas yapılı, metabolizması orta hızda alerjik reaksiyonları olmayan insanlarız.

Tabi bu insanları olağan dışı kötü yanları da bulunuyor. Mesela elektrikten çok etkileniriz ama hasar çok olmaz. Dahasını ben de henüz çözemedim.

Bizi yaratanlar bir grup bilim insanı, ajan ve asker. Bunların birleşimi de Teşkilat adını verdiğim bir gizli kuruluş.

Gerçekten de bir insansı robot üretim merkezi diyebiliriz. Eski ve güvenilir adamları sayesinde bizi dünyaya getirdiler. Amaçları doğrultusunda bizi büyüttüklerinde ölümcül olabiliriz ama biz de insanız. İnsandan uzak varlıklar olmadığımızdan dolayı duyguları sonradan kazansak da sonucundan kolaylıkla geri dönüşü olmayan işler çevirebiliriz.

Duygu konusuna gelince. Bizi duygusuzca yetiştirirlerse tabii ki de silah oluruz. Ama eğer duygu belirtilerimiz olursa o zaman bize virüslü damgası basılır ve o zaman bizi ya katlederler ya da yeniden acı verici bir eğitime tâbi tutarlar. Birçok proje bebeği gözlerimizin önünde ibret olsun diye katlettiler. Yalan yok o sözde eğitimi görmedik.

Ben duyguları olan bir proje bebeğim. Korku, sevgi, mutluluk. Hepsini tattım ve hissettim. Hâla da hissediyorum. Benim bunları hissetme sebebim bir aile ortamında yetişmem.

Uzun zaman önce ülkemize kol salmış, beş büyük mafya ailesi tarafından kontrol edilecek duruma gelmiş. Bunlardan türeyen mafya aileleri çok da namlı şanlı değil. Bilinen ve hiçbir şekilde çökertilemeyen beş aile bulunmakta.

İlki beni evlatlık alan ve ablamın hayatını zorlayan Aksoylar;

Aile reisi Cihan Aksoy, karısı Menekşe Aksoy ve öz büyük kızları Aleyna Aksoy.

İkincisi benim yakın arkadaşlık kurduğum ve bizzat kendi ailesi tarafından öldürülmeye çalışılan Saymazlar;

Aile reisi Hüseyin Saymaz, ölmüş karısı Filiz Saymaz, Varisi Cenk Saymaz, evlenmiş büyük kızı Yaren Göktürk ve bizzat aileden atılan Dilara Saymaz.

Üçüncüsü evden atılan ve bir zamanlar zorbalıkla meşhur olan diğer üyemizin ailesi Solaklar;

Aile reisi Hasan Solak, karısı Canan Solak, Varisi Çınar Solak ve kendisi dövüşte ve sağlıklı yaşamı olan evden atılmış Ayça Solak.

Dördüncü aile yasa dışı işlerde uzmanlaşmış bir aile ve bizzat bir bilişim uzmanı ve hacker üyemizin ailesi Göktürkler;

Aile Reisi Yılmaz Göktürk, karısı Gaye Göktürk, Varisi Tugay Göktürk ve karısı Yaren Göktürk. Kendisi zorla evde tutulan en küçük oğul da Selim Göktürk.

Son ve en büyük aile aynı zamanda en büyük işbirlikçi üyemizin ailesi Ersancaklar;

Aile reisi Süleyman Ersancak, karısı Fadime Ersancak ve tek çocuk olan, aynı zamanda da Varis Ateş Ersancak.

Beş ailenin çocukları bir araya geldi ve benim yardımımla hem Mafya zincirini kıracak hem de bu Teşkilat’ın fişini çekecek.

Ben, Asya Aksoy. Ve biz isyan için bir araya geldik.

Aleyna Aksoy, Dilara Saymaz, Ayça Solak, Selim Göktürk, Ateş Ersancak ve ben. Ne kadar minik bir grup olsak da büyük bir etki için bir araya geldik.

•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Yazardan not;

Okuduğunuz için teşekkür ederim!

Umarım hoşunuza giden bir kurgu olmuştur.

Devamı için takip ederseniz, hikayemi oylarsanız ve güzel yorumlar bırakırsanız çok mutlu oluruz!

Sevgilerle~

ෆ⁠╹⁠ ⁠.̮⁠ ⁠╹⁠ෆ