||KESİT||
"Burası benim krallığım Arf, sen ise benim verdiğim krallıklardan bir tanesine sahipsin." Masaya doğru eğildim ve ses tonumu kısıltarak konuştum "Sen bana muhtaçsın Arf. Sen bana mecbursun kabullen artık."
Güldü ve elindeki kadehi masaya bıraktı "Gözlerin Dura, lütfen sadece gözlerin konuşsun. Sesine tahammül edecek vaziyette değilim."
Kahkaha attım ve kadehimi havaya kaldırdım "Gözlerime gelsin o zaman bu. Belki o zaman seni tatmin edebilirim ne dersin?"
Parmağını çenesinin altına götürdü ve etrafa baktı "Pek sanmıyorum Dura." Gözleri gözlerime buluştuğu gibi az önce beni eğildiğim gibi eğildi "Etrafta çok kız var Dura, senin bir çekiciliğin kalmadı artık ne dersin?"
Saçımı kulağımın arkasına kıvırdım "Ama hiçbiri kraliçe değil Arf." Ayağa kalktım ve göz temasını kesmeden arkasına geçtim. Başımı kulak mesafesine getirerek fısıldadım "Hiçbiri sende sahip olduğum tahta sahip değil hiçbiri Dura değil Arf."
Hızla kolumdan tuttu ve masaya yasladı. Gözlerimi ondan kesmeme izin vermeden konuşmaya başladı "Haklı olabilirsin ama bir yerde yanlışsın Dura." Çenemden tuttu ve yüzümü yüzüne yaklaştırdı "Yüreğimdeki tahtını bir hatanla yıkabilecek güçteyim ben. Peki sen" Kaşlarını hafiften çattı "Sen benim olduğum tahtı bir hatamla yıkabilir misin? Benden vazgeçebilir misin Dura?"
Elimi boğazından sürterek ensesine götürdüm ve hızlı bir şekilde daha fazla yaklaştırdım kendime. Aramızdaki mesafe bir nefes kadar uzaktı "Eğer benim olduğum tahtı bir an bile yıkmayı düşünürsen hiç beklemem alırım canını. Hemde senin bana öğrettiğin şekillerle."
"Eğer senin tahtını yıkmayı düşünürsem sebebi sensin."
"Sonun ben olurum Arf."
Güldü ve geri çekildi. Başını sallayarak "Çok tehlikelisin Dura çok."
Masadaki üzümü ağzıma attım "Bunu yeni anlaman çok geç Arf ama yapacaklarımdan korkman da güzel."
Elini dizimin üstüne koydu ve ayağa kalktı. Bir tane üzümü ağzıma attı "Senden korkmuyorum güzelim senin çenenden korkuyorum."
"Ne varmış çenemde Arf?"
Gözleri bir an yüzümün her yerine baktı ve gülümsedi "Her şey var Dura. Hem de gereğinden fazla çok şey var."
İki elimi boynundan sardım "Böyle bilmeceli konuşmaların çok can sıkıcı oluyor Arf. Ben bir kraliçeyim bilinmezliğe gelemem."
Derin nefes verdi "Şu kraliçeliğin olmasa hangi vasıfa sığınacaktın acaba?"
Düşünerek etrafa baktım "O bakırdan tacım beni kraliçe yapmıyor Arf." Kollarımı gevşettim ve masadan indim. "Ben zaten kraliçe ruhluyum teneke parçasına ihtiyacım yok."
Saç tutamımı parmağına sardı "Haklısın. Kraliçe ruhlusun." Baş parmağını boynuma getirip sürttü "Bu yüzden deli oluyorum ya sana."
Gülerek yanından ayrıldım "Babamın bizi böyle görmesini istemem Arf. Tehlikeli sularda dolaşıyorsun."
Bir kaç adım atıp önümde durdu. Gözlerindeki ifade insanı kül eden cinstendi "Müstakmel damadını kızının yanında görmesinin yanlış bir şey olduğunu düşünmüyorum."
Güldüm "Sen benim kocam mı olacaksın?"
"Beğenemedin mi?"
Saçlarımı sırtımın arkasına savurdum "Hayır. Beni isteyen çok prens var Arf. Eşim olacak kişiyi iyi seçmem lazım. Beni sevmesi yeterli bir sebep değil."
"Senin için yeterli sebep olması için ne lazım kraliçem?"
Bir kaç saniye susup sadece gözlerine baktım "Ölmelisin Arf." Yüzümdeki gülümsemeyi silmeden "Benim için ölümü göze almalısın. Bu sadece lafta olacak şey değil bana kendini ölerek ispatlamalısın."
||YAKINDA||
Okur Yorumları | Yorum Ekle |