@meryemnurvts
|
Bu olay için hala kendimi suçluyordum ağladıktan kısa bir süre sonra bacaklarım beni taşıyamamış ve yere çökmüş, olduğum yerden ağlamaya devam ediyordum ama pes etmemeliyim ağlayarak bir yere varamazdım zor bela Ayağa kalktım ve caddenin ortasında etrafıma tekrardan bakmaya başladım Ve ben etrafıma baktığım süre zarfında hande sarıdağ ağlamaya ve benim bildiğim ve kendimi suçladığım gerçeği yüzüme söyleyerek nefessiz kalana kadar bağırmaya devam ediyordu onun kocasında ona sarılıp sakinleştirmeye çalışıyordu "abla!"dedi bir ses bu Bilgenin sesiydi ama bu sesin nereden geldiğine emin olamıyordum " abla! "dedi tekrar, arkama baktım annesi ve babası Bilgenin sesini duymuyor gibiydiler belki çok üzüldükleri için işitmiyorlar diyip fazla kafa yorma gereği duymadım. Gözlerimi kapatıp odaklanmaya çalıştım gözlerimi kapattığımda sesler birbirine karışmıştı ve bu sesler kulağımda uğultu yapıyordu dikkatle dinledim, serçe seslerini, ağaçların sallanma seslerini ve havadaki rüzgarın rahatlatıcı sesini sonra Bilgenin sesine daha çok odaklanmaya çalıştım gözlerimi sıkıca kapattım "sen hala burda mı duruyorsun defol git! Hande sarıdağ ın sesini duyunca bende konsantrasyon falan kalmadı havaya bulaştı gitti. " siz git diyince gidecek değilim " Bu sözlerimle hande sarıdağ ın kaşları daha çok çatılmıştı " hala nasıl konuşabiliyorsun, benim kızım senin yüzünden kayboldu, senin! " biliyorum! "Diyerek üstüne bağırdım " biliyorum, Biliyorum,bi-li-yo-rum Bi susun artık ya Allah rızası için bir susun bana bağırmaktan o kadar gözünüz dönmüşki kızınızın sesini duyamıyorsunuz! Bu sözlerim onları hafiften afallattı ve anlamaya çalışıyormuş gibi kaşlarını çattılar ve sakinleşip etrafı dinlemeye başladılar "ne saçmalıyorsun sen, biz etrafta ses falan duymuyoruz! " nasıl Duymuyorsunuz? "sen kafayı yemişsin ben sana kart veriyim buralara yakın bir yerde tedavi gör, şizofren! Gerçekten duymuyor gibiydiler o zaman gerçekten ben olmayan sesler mi duyuyordum?, zihnim ben ile oyunmu oynuyordu? " abla çok korkuyorum, lütfen bul beni!" Bu ses ile geri geri gitmeye başladım "hayır! Ben deli değilim.. Ben deli değilim..ben deli değilim sakinleş 1 - 2-3, 1-2-3 sonra yine aynı ses " abla etrafımda ağaçlar var bir bahçedeyim lütfen bana yardım et! " Sonra arkama baktım bir umut belki duymuşlardır diye ama aynı sahneyi tekrar tekrar izliyordum hande hanım kafasını kocasına gömmüş"onun yüzünden, onun yüzünden" diyip sayıklamaya devam ediyordu "abla bul beni, anne!, baba! Duyun sesimi, lütfen! Etrafıma baktım ve bahçeli bir yer bulmaya çalıştım bizim gittiğimiz yer avm ye yakın bir yer ve akvaryum olduğu in burda bahçe aramak gerçekten çok zordu Onümde arabaların geçtiği iki yok duruyordu ve ben o iki yolun ortasında duruyordum içimden bir ses bu iki yoldan birisindem geçersem o bahçeyi bulabileceğimi söylüyordu. ama hangi yol? "sağa git" İçimde bir ses sağa gitmemi söylemişti ama o ses bana ait değildi bilgeyi bulduğumda ilk işim pisikoloji ile ilgili araştırma yapmak ve eğer daha kötüye gidersem tedavi görmek olucaktı Ve içimdeki dürtüye uyarak sağa doğru gitmeye başladım tam iki adım atmıştım ki "nereye gidiyorsun?" Ne kadarda dengesiz bir kadındı bu hem defol git diyor hemde nereye? diye soruyor "defolup gitmeye" "yok öyle yağma ilk önce polislere kızımı nasıl kaçırdığını anlatıcaksın " ne Saçmalıyorsunuz siz? Ben bilgeyi neden kaçırıyım, hem ne diye kendi kardeşimi kaçırmaya çalışıyım? Yüzüne ufak bir sırıtış eklendi "belki biz sana ilgi göstermiyoruz bilgeye ilgi gösteriyoruz diye kıskandın ve kaçırmaya çalıştın kızımı. Bu söylediğinin üzerine ağır bir yutkundum. bunu nasıl ima ederdi? Onu geçtim bunu söylerken hiçmi benim duygularımı düşünmemişti? Bunun üzerine gözlerim doldu. Ama ağlamayacaktım hande sarıdağ'ıya bu zaferi tattımıyacaktım ve şimdilik soğuk kanlılğımı korudumaya çalıştım "ben kaçırmış olsaydım bunu 19 yıl boyunca tekrar tekrar yapmıştım" Görkem sarıdağ da hande hanımın kulağına fısıldadı " tatlım kız doğru söylüyor bilge ile bizden çok bu kız vakit geçiriyor ve şu ana kadar çoktan kızımızı kaçırmıştı Hande hanım kocasına öfke ile kükredi " ben öyle hissediyorum, benim hislerim yalan söylemez! "demek ki yalan söylemiş.hande hanım hem siz şu anda hislerinize değil inanmak istediklerinize inanıyorsunuz ve bu konuşmayı bitirdiysek dediğiniz gibi burdan def olup gidiyorum. Hoşca kalın" Zaferin verdiği tatmin ile o ortamdan yavaş yavaş uzaklaşıp sağ yola doğru yürümeye başladım "anlıyomusun kızımı sana göstermiycem, bir daha yüzünü göremeyeceksin!" Sarıdağ ın dediklerini hiç dikkat e almadım çünkü oda, bende eve geri döndeceğimi biliyorduk İçimdeki yabancı ses haklı çıkmaya başlamıştı gittiğim sağ yol beni binaların az olduğu çimenlerin ve otların çok olduğu yerlere getiriyordu Yarım saat sonra Nihayet yol ayrımına varabilmiştim ama önümdeki uzun yola değil tam sağımdaki üç yola baktım bunlardan bir tanesinin bilgeye gideceğinden emindim ama hangisi? "abla hadi,gel bul beni! Bilgenin sesi artık daha yakınımdan geliyordu " ablacığım burdayım ama sen neredesin? "anne, baba!" "odaklan" Yeşiliklerin arasından boşluğa bağırdım "bende diyordum bu ses ne zaman beni yönlendirecek? " kes sesini ve dediğimi yap! " " çok kabasın " Ondan sonra içimdeki yabancı ses den hiç sesleniş gelmedi acaba bana kaba davrandığı için pişmanmı oldu? " asla!" " kaba, küstah, düşüncesiz adam!" "neyse seninle senin bildiğin dilden konuşamam şu anda senden daha önemli işlerim var" "bende senin gibi çirkef bir kıza meraklı değilim" "sakin ol... Sakin ol.. Sakin ol" "ben sakinim" "kes sesini! " tamam odaklan... Odaklan " " bu basit işi bile beceremiyorsun " " sessiz ol konsantrasyonumu bozuyorsun! " Gözlerimi kapatıp odaklanmaya çalıştım " ab.. "kardeşimi gerçekten çok mu seviyorsun? " "çıksana sen benim içimden.. Rahat bıraksana beni. Ne diye içimdesin ki sen?" "sadece Basit bir soru sordum bu soruma cevap ver seni odaklanman için rahat bırakıyım" "söz mü? " söz " " kardeşimi kendi hayatımdan hiç düşünmeden vaz geçicek kadar çok seviyorum. Oldumu? "oldu" "şimdi dediği yap ve odaklanmam izin ver Yanımdan geçen teyzeler bana deli görmüş gibi bakıyordu sonuçta sokağa bağırıp kendi kendine konuşmak her yiğidin harcı değil " benimle içindende konuşabilirsin " " sen hani beni rahat bırakacaktın " şu anda odaklanmıyorsun " " öylemi nerden bildin? Sessizlik... "içime doğdu" "öylemi? O zaman bana bir iyilik yap ve kes sesini!" "çirkefliğin tuttu yine" "sabır" "banada sabır " "sözünü tut ve sessiz ol!" Sessizlik... "Nihayet!" Odaklanmaya çalıştım ilk önce tıkırtıları duydum sonra birkaç insanın fısıltılı konuşmalarını orman esintisi, rüzgar esintisi Derken Kardeşimin sesini duydum.. "abla neredesiniz?" Sesi orta yoldan geliyordu oraya doğru ilerlemeye başladım ilerledim ilerledim sonra her tarafı ağaçlarım kapladığı ormana geldim ve odaklanmaya başladım bunu yaparken ilk defa içimdeki ses bana zorluk çıkarmamıştı Solumdaki hafif toprak yolda bahçenin içinde bilgeyi gördüm hüngür hüngür ağlıyordu "tebrikler hedefinize ulaştınız" "sen gitmemiş miydin?" "abla... Koşarak küçük bahçenin içine girip Bilgenin yanına geldim elimi göz yaşı akan yanağına koydum ve sakinleştirmeye çalıştım " burdayım Birtanem " " abla sen kiminle konuşuyorsun " " ver bakıyım cevabını " " şimdide susuyormusun? " ne inatçı bir iç sessin " " kendi kendime konuşuyordum " Ayağa kalkmaya çalıştı ama yerinde sendeledi "abla ayağım acıyor" Ayağına baktım ayağı dikenlere takılmış, çizilmiş ve o çizilen yerler hafiften kanamaya başlamıştı Elimi dikenlere koydum, elimi dikenlere koymak bana elimin çizilip kanamasından başka bir fayda sağlamamıştı. "dal kullan" "sen gitmemişmiydin?" "abla iyimisin" "ah bir tane daha deli damgamız eksikti, artık senin yüzünden herkez beni deli sanıyor" "değil misin?" "iyiyim ablacığım İç sese kulak asmamaya çalıştım ve bahçenin içinden bir dal aramaya koyuldum ve en sonunda önümde gördüğüm ağacın dalını bir çırpıda kırıp aramızda en fazla 5 adım olan Bilgenin yanına gittim " abla annemler sana çok kızdılarmı? Bilge bu soruyu sorarken ben dal ile Bilgenin bacağına doğru eğiliyordum 5 yaşındaki kardeşime diyemezdimki" annen bana bağırdı defol git "dedi diye " annen seni sevmiyor mu? İçimdeki sesin sorusuyla elimdeki dal bir anda yere düştü "abla iyimisin tamam bir daha sormuycam" Endişelen'en kardeşimi hafif bir tebessüm ile sakinleştirmeye çalıştım "yok Birtanem sen bir anda sorunca şaşırdım merak etme annemler bana çok kızmadı" "yalancı!" "seni ilgilendirmeyen konulara burnunu sokma" Dal ile kardeşimin bacağına ulaştım dikenler in ortası boşluktu bende o boşluktan yararlanarak dalı o boşluğun içine koyup dalı döndüre döndüre sarmaşıkları gevşetmeye çalıştım ve çabam olumlu sonuç aldı Ayağa kalktım ve üstümü sirkeledim ve o dallardan kurtulan kardeşime elimi uzattım "hadi gel bir tanem annemler merak etmiştir seni" "abla ama hala bacağım acıyor" "sen bir elimi tut ve kalk ben hallledicem bir tanem" Bilge Ayağa kalmaya çalıştı kalkmıştı ama kalktığında yüzünü buruşturmuştu belli 'ki dikenler çok derine girmişti "o kadarda Derin değil" "nereden biliyorsun yoksa sen benimi gözetliyorsun? "yok birşey Birtanem" Bilge dengesini kayıp edecekken onu kucağıma aldım ve bahçe çıkışına doğru yürümeye başladım "rahat mısın bir tanem?" "biraz bacağım acıyor ama iyiyim abla" Saçını okşayıp bir öpücük kondurdum "böyle güçlü ol ve sakın pes etme tamam mı Birtanem? " tamam abla " " söz mü? "söz" "bir daha elimi bırakmayacaksın söz mü? " söz " Bahçe çıkışında hande hanım ve görkem bey hemen kızlarına koşmaya başladılar yanlarında 2 polis ile gelmişlerdi hande hanım kızının kokusunu içine çeke çeke bilgeyi kucağımdan indirdi sonra tehdit vari gözleri bana döndü sonradan geri özlem duyduğu kızıyla buluştu "kızım o sana birşey yaptı mı?" "hande!" Görkem beyin Uyarı barındıran ses tonuna hande hanım "ne! " bakışı attı "kim yaptı mı anne? Şükür ki bilge bu soruyu anlamamıştı anlamış olsaydı şimdiye kadar annesi ile küsmüş ve daha çok bana liman olurdu ama ben Bilgenin annesine küsmesini istemiyordum hande sarıdağ a ne kadar kızgın olursam oluyum yıllar sonra bilge ile bu evden gittiğimizde Bilgenin annesine içinde bir kırgınlık ile gitmesini istemiyordum Bilgenin sorusunu görkem bey cevapladı "hiç kimse prensesim annen endişelendiği için böyle bir cümle kuruyor Görkem bey kızını kucağına aldı " hadi prensesim gidelim " Görkem bey kızı ile uzaklaşıyor iken hande hanım bir süre kocasını ve onun kucağında duran kızını seyir etti onların uzaklaştıklarıdan emin olduktan sonra bana döndü ve kolumu sıkarak beni o iki polise doğru ilerletmeye başladı " yürü! " Kolunu çekmesi için debelenmeye başladım ama kolumu daha çok sıktı "bırak beni!" "Polislere gidiyorsun ve diyosunki bilgeyi ben kaçırdım" O beni polislere doğru sürüklerken ben onun aklındaki planın mantığını sorguluyordum "yok ya başka isteğin" "evimden gitmen" "o isteği bilgeye de ilet tamam Mı belki senin gibi bilgede benden vaz geçer" Hande hanım aniden durdu ve beni tutan kolunu yavaşca indirdi "ben senden vaz geçmedim!" Duyduklarım ın gerçek olmamasını diliyordum hayır dediği doğru değildi o benden, bilge doğmadan önce bile vaz geçmişti. "vazgeçtin!" dedim "göz göre... Göre vaz geçtin" sesim yavaş yavaş canlılığını yitirmeye başlamıştı "vazgeçmedim!" Onu artık dinlemek istemiyordum ama bir andan' da söylediklerini dinlemek istiyordum açıklamalarında ne kadar haklı tartmak istiyordum ama eğer kalırsam hande sarıdağ a karşı gardımı indirmiş olurdum yenilmiş olurdum, onun önünde hayatım boyunca ağlamayan ben bu tartışmada kendimi tutamayıp göz yaşlarına esir olabilirdim ve ben 2. Secenek olan kaybetmeyi seçtim.. Ben kaybetmiştim ilk defa hande sarıdağ a karşı kaybetmiştim ilk defa göz yaşlarımı esiri olmuştum.. "kaybetmedin!" "kaybettim iç ses kaybettim"..
Arkadaşlar bu biraz daha uzun oldu gibi, olsun uzun olsunda çok kısası olmasın bu arada bu yayınladığım bölümlerden en sevdiğim bölüm umarım sizde beğenirsiniz
Bu arada sizce kızın iç sesi kim? Hadi yorumlara!!! İyi okumalar dilerim ❤️❤️❤️❤️❤️👏👏👏👏
|
0% |