@meryemysr
|
Adalet , bu kavramın bize kattığı çok şey var. Her insanın, adaletli olması gereken konu çok var. Ama ne bu hayat nede , yüzlerini bir kere bile görmedigim, isimlerinin bile bilmediğim aile kavramını hak etmeyen insanlar bana adaletli olmadılar. Ben Cumhuriyet Başsavcısı Ceylin Özer. Yirmiyedi yaşındayım hep adalet için savaştım. Altı yılımı adadım ben bu mesleğe ha deydimi derseniz sonuna kadar deydi. Birçok davayı çözdüm, bunun içinde hep kendimle gurur duydum çünkü bu hayatta benle gurur duyacak bir ailem hiç bir zaman olmadı. Beni komşuya bırakıp, bir iki saat sonra gelip alacağız diyen ama birdaha hiç gelmeyen kişiler ailem. Bir daha hiç gelmemişler uzun lafın kısası ben bu hayatta hep yanlızdım, yetiştirme yurtlarında kaldım. Beni bırakıp giden ailemi aramak bir kere bile aklımdan geçmedi , geçmezde. İstesem bulamaz mıydım? Sadece dört, beş saatimi alır inanın, ama bunu yapmak hayatta yapmak istediğim son şey bile değil. Ama hep merak ettim bir kardeşim varmı diye,bir buçuk yaşında bile olmayan çocuklarını bırakıp başka çocuklara anne babalık yaptılarmı hep merak ettim, çok düşündüm. Ben hayatta her zaman tek başıma mücadele ettim, benim arkamda beni sonuna kadar destekleyen birileri yoktu. Bana bakmayı tenezzül bile etmeyen insanlara değil devletime, bayrağıma baktım her zaman. Kücükken ögretmen, doktor gördügüm de hep onlar gibi olmak istemiştim. Ama bir gün okulda adalet konusu işlenince neden diye sordum kendime ben bu ülkede adalet için savaş mı yorum? Ve o günden sonra hep içimde bir avukat, savcı olma isteği oluştu. .... Ben büyüdüm, okudum ve şimdi tamda istediğim yerdeyim. Mesleğimi elime aldım ve kendi ayaklarımın üzerinde duruyorum. Bu zamana kadar can dostum dediğim tek bir kişi oldu. Emre Yıldız onunla üniversite' de tanıştım o avukatlık, ben savcılık okuyordum . Aramızda hep bir dost, kardeşlik ilişkisi olmuştu. Emre'yle bir ögretmen vasıtasıyla tanıştık. Kendisinin yapamadığı dersler vardı, o zaman bir, iki tane ortak derslerimiz vardı.Benim geçtiğim yollarda şimdi o yürüyordu.Hocam benden onu calıştırmam için ricada bulunmuştu bende kabul etmiştim. Ben herzaman soğukkanlı, kimseyle konuşmayan sessiz birisiydim. Ama o tam tersiydi çok fazla konuşan, şakacı bir insandı. Onu yaklaşık bir, bir buçuk ay kadar çalıştırdım tabi bu zaman benim içinde çok güzel geçmişti alışmıştım ona. Tabi onunla ders dışında dertleşmiştik de ona yaşadıklatımı , çocukluğumu anlatmıştım. Benim onu çalıştırmam onunda azmi üzerine yapamadıgı dersleri yapmıştı. Her geçtiği sınavdan sonra bana bir demet papatya getiriyordu, sarılıp "canım ablam " diye çoşuyordu emre benden iki yaş küçük olduğu için abla diyordu. Üniversitede kalan tüm zamanımı emreyle geçirmiştim. O zamanlar en sevdiğim dönemlerdi, dertleşmiştik, şakalaşmıştık, birbirimize hediyeler almıştık, dedikodular yapmıştık. Hayatı hep boş yaşamış biri olarak o zamanlar bana ilaç gibi gelmişti en azından yanlızlıktan kafayı sıyırmamıştım. Hiç sevgilim olmamıştı, bi kankam olmamıştı ama çok güzel bir kardeşim olmuştu. O zaman ailesiyle de tanışmıştım Emre'nin babasıyla çok iyi anlaşmıştık ban her zaman kızı gibi davranmıştı omuzunda ağlamıştım bile o zamanlar bana baba sevgisi göstermişti. Ama annesi öyle değildi o beni çok yadırgamıştı , kalbimi çok kırmıştı emre "ben ceylin ablamı çok seviyorum valla " demişti babasıda " Bende seni seni çok sevdim ceylin kızım "demişti .Ama annesinin lafları gözlerimden yaşlar akmasına sebeb olmuştu "Ailen bile seni sevmemiş ben dışarıdaki r kızı sevemem " Dediğinde kalbim çok kıtılmıştı. Hiç bir zaman beni sevmemiş, hiç bir zaman bana ısınamamıştı. Bende hiç bir zaman ona saygıda kusur etmemiştim beni sevmek zorunda değildi sonuçta. .... Ben mezun olduktan iki yıl sonra emre avukat olmuştu. Ben mezun olduğum zaman sadece emre ve babası vardı yanımda emre bana yine bir demet papatya ve üstünde ̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶ ̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶̶ Savcı Ceylin Özer yazan gold bir kalem yaptırmıştı. O gün ona sarılıp çok ağlamıştım. Benim yanımda olan ailem sadece oydu. Ben iki yıl İstanbul'da savcılık yapmıştım emre mezun olduğu zaman tayinim çıkmıştı. Çok üzülmüştüm ama yapacak hiç birşey yoktu emrede çok üzülmüştü hatta bende orada işe başlayacagım demişti ama annesi başta olmak üzere bende izin vermemiştim kendim için hiç kimsenin düzeninin bozulmasını isteyecek kadar bencil değildim. Hem süresiz olarak Şırnağa cıkmıştı tayinim sadece eş durumda yerim degişe bilirdi. Hem Emre'nin ailesi başta yer degiştirmesine değil yere karşı cıkmışlardı. Haklılardı tehlikeli bir bölgeydi kimse çocuğunun ondan ayrılıp tehlikeli bir yerde iş yapmasına izin vermezdi.
Oy ve yorum yaparsanız sevinirim. 🩵🩵🩵
|
0% |